İçeriğe geç

4 3 2 1 Kitap Alıntıları – Paul Auster

Paul Auster kitaplarından 4 3 2 1 kitap alıntıları sizlerle…

4 3 2 1 Kitap Alıntıları

Kalbimiz kırılacak kadar büyüdük.
Umut edilmeyeni umut etmezsen, onu bulamazsın.
Ferguson ya bu durumu kabullenecek ya da istediğini elde edememenin sürekli gerginliğiyle sonunda patlayacaktı, çünkü engellenen ihtiras insanın her yanına yayılan bir zehirdi ve damarlarınızla iç organlarınıza dolduğu anda o zehir beyninize tırmanır ve patlayarak kafatasınızdan dışarıya fışkırırdı.
Kırık bir kalp için güvenilir tek tedavi sevgi ve sevginin sürdürülmesidir.
Eylem cesaretle başlar, sonucu şans belirler.
bir yandan da havanın soğuk olacağını, okula giderken atkısını takmayı unutmamasını söylüyordu; babasının ona söylediği son sözlerin bu olması da anlamsızdı.
Ruhlar da karanlık ve cehaletin derinliklerinde boğuşurlar, çeşitli sıkıntılara ve şanssızlıklara katlanırlar ve çektikleri o çileler sayesinde yavaş yavaş arınırlar, güçlenirler ve günün birinde söz konusu ruh onca çabaya değen bir ruhsa kozasını yırtıp çıkar ve muhteşem bir kelebek gibi havaya süzülmeye başlar
İnsan yoksulluğunun bütün çeşitlerini ve insan yaşamının bütün çeşitlerini kendi ölümlü ellerinde tutuyor.
Dışarıda koca bir dünya var, bombaların, savaşların, elektrikli sandalyelerin dünyası..
Ne hissediyorsak onu hissediyoruz demektir. Duygularimizdan sorumlu olamayız ama hareketlerimizden sorumluyuz .
Kızmak mi ? Neden herhangi bir şeye kizmasi gerekiyordu? Sadece uzulse olmaz mıydı?
İnsanın yaşamını değiştiren bir şakanın yılı oldu.
Dünya kaynıyor: her şey olabilir.
Kimseye ama hiç kimseye bu kadar mutluluk bahşedilmezdi.
Lise sonda olmanın tuhaf özelliklerinden biri de budur, zamanınızın büyük bölümünü ertesi yılı düşünerek, bulunduğunuz yerde kalmakla birlikte sanki aynı anda iki farklı yerde, tekdüze bugün ile belirsiz gelecekte yaşıyormuşsunuz gibi bir parçanızın çoktan oradan ayrıldığını bilerek geçirir, varlığınızı not ortalamanıza ve Üniversiteye Giriş Sınavı puanlarına indirgersiniz
Ne hissediyorsak onu hissediyoruz demektir ve duygularımızdan sorumlu olamayız.
—İnsanlar dedikodu yapacaktır. Parmaklarıyla seni göstereceklerdir. Rahatsız olmanı istemem.
+İnsanların ne düşündüğü umurumda değil.
Kalbimiz kırılacak kadar büyüdük.
Anlaşılan bazı soruların cevabı yoktu.
Yukarı çıkan yolla aşağı inen yol aynıdır
Eylem cesaretle başlar, sonucu şans belirler
Dostoyevski ona kurgulanmış hikayelerin eğlence ve vakit geçirme aracı olmanın çok ötesinde geçebileceğini, insanı altüst ve tersyüz edebileceğini, insanı hem yakıp kavuracağını hem donduracağını hem de çırılçıplak soyup evrende kopan fırtınaların içine fırlatacağını öğretmişti
Zaman iki yönde ilerliyordu, çünkü geleceğe doğru atılan her adım geçmişin bir anısınıda taşıyordu.
Bir banın çocuğuna verebileceği en büyük armağan iyi bir eğitimdir.
Kutsal kitap Tanrının insanı kendi hayalinde yarattığını söylüyor. Ama kutsal kitabı insanlar yazdı öyle değil mi? Demek oluyor ki Tanrı’yı da insan kendi hayalinde yarattı. Bu aynı zamandaTanrı bizi gözetlemiyor, insanların ne düşündüğüne ne hissettiğini hiç kulak asmıyor demek. Bize aldırış ediyor olsaydı, içinde bunca kötülüğü barındıran bir dünya yaratmazdı.
Ahlaksızlar her yerde kol geziyordu ve insan daha muktedir oldukça yozlaşma potansiyeli de o oranda büyüyordu
.
Her şey başka bir şeydi ve hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi.

.
Ben zeki bir kötümserim, ara sıra iyimserlik patlamaları yaşayan bir kötümserim.

Neredeyse her şey en kötüsü için olur, ama her zaman değil, hiçbir şey her zaman değildir, ama her zaman en kötüsünü beklerim ve en kötüsü olmadığında o kadar heyecanlanırım ki iyimser gibi konuşmaya başlarım.

Uzun vadede öyküler muhtemelen paradan daha değersiz değildir, ama kısa vadede yararları çok sınırlıdır.
Gerçek olmayan bir şehirde iki yol birbirinden ayrılıyordu ve gelecek ölmüştü.
İnsanlar

.
— İnsanlar dedikodu yapacaktır. Parmaklarıyla seni göstereceklerdir. Rahatsız olmanı istemem.
— İnsanların ne düşündüğü umurumda değil. Onları ilgilendirmez.

Tabii ki gülmeye ihtiyacımız var. Eğer gülmesek, muhtemelen bir yıl içinde hepimiz ölmüş olurduk.
“Kitap her şeyiydi. Kitap hayatta olmak ile olmamak arasındaki farktı.”
İnsanın ortak düşmanlarıyla mücadele: zorbalık, yoksulluk, hastalık ve savaş. Yeni bir kuşak. Sorun. Ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorgulayın.
Korkma Archi. Minicik palamutlardan güçlü meşeler doğar.
Ben artık sadece bunu düşünebiliyorum – seni kaybetmediğim için ne kadar sevinçli olduğumu.
Sana gerekli olan yardıma muhtacım demekten vazgeçmen. Değişmek için neye ihtiyacım var diye düşünmeye başla.
Gerçeği saklamak kendi yaşamına inanmıyorsun ya da kendi yaşam tarzından korkuyorsun demektir.
İnatçı gurur demek de,sonuçta aptal sözcüğünün bir başka tanımı demekti.
For the Fergusons, the weak-minded notion of All-For-One-And-One-For-All did not exist. In their little world, it was All-For-All – or nothing.
Farklı gözler, farklı yürekler, farklı beyinler aynı yazıyı farklı algılıyor.
Evlilik sadece iki kişinin birlikte yaşamaya karar vermesi değil, evlenmek eşlerden birinin iradesiyle diğerinin iradesinin çatıştığı uzun bir mücadelenin başlangıcı demek
Bir babanın çocuğuna vereceği en büyük armağan iyi bir eğitimdir.
Bir şeylere kafa yormalısın, yoksa nefret ettiğin o içi boşalmış insanlardan biri olup çıkarsın..
Hayatını sadece kendini düşünerek geçiremezsin
olumluların olumlu nitelikleri, olumsuzların olumsuz yanlarından çok daha fazlaydı
müziğin yürek demek olduğunu, insanın kalbindekileri en güzel ifade biçimi olduğunu fark etmişti ve daha çok dinledikçe daha iyi duymaya, daha iyi duydukça daha derinden hissetmeye – bazen bütün bedenini sarsacak kadar derinden etkilenmeye başladı.
Henüz okumadığım kitapları düşündükçe seviniyorum – okuyacağım daha yüzlerce, binlerce kitap var.
Belki matematik ve fen için tek bir doğru, tek bir yanlış yöntem vardır, ama kitaplar konusunda öyle değil. Kitabı kendi yöntemine göre yazıyorsun, seçtiğin yol iyiyse iyi bir kitap yazabilirsin.
Şehir dalgaları uzakta çırpınırken, ıssız adamızda sadece ikimiz olalım istiyorum.
Hayata böylesine zekice ve saygısızca saldırmanın hiç kuşkusuz hayranlık uyandıran bir yanı vardı,ama zaman zaman da yorucu ve bıktırıcı olabiliyordu..
Komünizimden o kadar korkuyoruz ki,engel olmak için her şeyi göze alırız.Komünistlerden çok daha beter olanlara yardım etmek pahasına da olsa her şeyi yaparız..
Ayın olmadığı bir gökyüzü..
Ağaçların olmadığı bir yeryüzü..
Eğer ihtiyacımızdan fazla paramız varsa, fazlasını bizden daha muhtaç durumda birine vermeliyiz. Yiyecek alacak durumda olmayan birine, yatalak bir ihtiyara, beş parası olmayan birine. Parayı kendimize harcamak doğru değil. Bencillik,şımarıklık.
Her şey olması gerekenin düzmece bir kopyasıydı ve dünyada olup biten her şey olmaması gereken şeylerdi.
Üzgün değilken üzülmüş gibi davranmanın sahte ve doğal olmayan bir yanı vardı.
Haklıysam neden vazgeçecekmişim?
Çünkü ben senin tarafındayım, dedi, senin düşmanın benim de düşmanımdır.
yaşamla ilgili herşeyi kavrayan, ister erkeğe ister kadına ait olsun insan yüreği ve insan zihni hakkında bilinmesi gereken ne varsa hepsini bilen Tolstoy
Seni bir mahkûma dönüştürmüş ve mahkûmların sahip olduğu ama başkalarının sahip olmadığı tek şey zamandır, sonsuz bir zaman.
Kelebek ve ruh. Ama dikkatle düşünürsen, kelebek ve ruh aslinda birbirinden pek de farklı değildir, öyle değil mi? Kelebek yaşama tırtıl olarak, toprağın üzerindeki kurtçuk gibi çirkin bir şey olarak başlar, sonra günün birinde bir koza örer bir süre sonra koza açılır ve kelebek, dünyadaki en güzel yaratık olarak ortaya çıkar. Aynı şey ruhlar için de geçerlidir Archie. Ruhlar da karanlık ve cehaletin derinliklerinde boğuşurlar, çeşitli sıkıntılara ve şanssızlıklara katlanırlar ve çektikleri o çileler sayesinde yavaş yavaş arınırlar, güçlenirler ve günün birinde söz konusu ruh onca çabaya değen bir ruhsa kozasını yırtıp çıkar ve muhteşem bir kelebek gibi havada süzülmeye başlar.
Ülkenizin sizin için ne yapabileceği değil,sizin ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorgulayın
İnsan bir şeyi iyi yaptığını keşfedince o işi olabildiğince sık yapmak ister.
Halk kütüphanesinden alınan kitapla kitapçıdan alınan kitap aynıydı
Mutlu olduğunu bilmemek,şu anda var olma dışında hiçbir şeyi umursamamak belki de mutluluğun gerçek tanımıydı.
Yeterinden fazla kazanmak için insan gerekli ya da mantıklı olandan çöm daha fazla zamanını para peşinde koşmaya ayırmak zorundaydı.
Dünya artık gerçek değildi.Her şey olması gerekenin düzmece bir kopyasıydı ve dünyada olup biten her şey olmaması gereken şeylerdi.
Üzgün değilken üzülmüş gibi davranmanın sahte ve doğal olmayan bir yanı vardı.
Kendisi değişmediği halde yaşadıklarının ne kadar değişik olacağını hayal etmek çok ilginçti..
Para yapmak için paradan başka şey düşünmemek gerekirdi.Bütün ilgisi banka hesaplarına odaklamış bir adamla yaşanabilir miydi?
Uzun vadede öyküler muhtemelen paradan daha değersiz değildir,ama kısa vadede yararları çok sınırlıdır.
O gelecek belki yarın değil ama kesinlikle öbür gün’
O gelecek belki yarın değil, ama kesinlikle öbür gün.
Belki hala başkan olma hayalleri kuruyor ve Amerikan halkının kanun ve düzen yanlısı, sertlik taraftarı kesimine ne kadar sert olduğunu göstermek istiyordu, ama özgür dünyanın lideri olmayı öteden beri ne kadar istemiş olursa olsun, 1960,1964 ve 1968 başkan adayları seçimlerinde sırasıyla Nixon, Goldwater ve yine Nixon karşısında yenik düştü, ama Nixon 1974’te dünya âleme rezil olarak istifa edince, yine bir skandal sonucu istifa eden Spiro Agnew’nun yerine geçmiş olan Başkan yardımcısı Gerald Ford, Nixon‘un yerine başkan oldu ve ne sonra Nelson Rockefeller’ıBaşkan Yardımcılığına getirdi, böylece onlar Amerikan tarihinde eşi görülmemiş bir biçimde halkın seçimi ile göreve getirilmeyen ilk iki kişi oldu ve 19 Aralık 1974’te kongrede 128’e 287, senato’da 7’ye 90 oyla seçilen Nelson Rockefeller Amerika Birleşik Devletleri‘nin 41. Başkan yardımcısı olarak yemin etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir