İçeriğe geç

32 Alıntıda Felsefe Tarihi Kitap Alıntıları – Mathias Leboeuf

Mathias Leboeuf kitaplarından 32 Alıntıda Felsefe Tarihi kitap alıntıları sizlerle…

32 Alıntıda Felsefe Tarihi Kitap Alıntıları

Sokrates felsefeyle birlikte bize şunu hatırlatır: Hangi yaşta, hangi uğraşta olursak olalım başarılarımızın ve büyüklüğümüzün altında uyuyup kalmamalıyız. Bizi genel olarak kendi hayatımızın bilincinde olmaya çağırır, çünkü ‘sınanmamış bir hayat yaşanmış olmayı hak etmez.’
Felsefe, cevap vermekten çok soru sorma, özellikle de kendimize sorular sorma, sorunlar bulma işidir. Bizi sık sık hayal kırıklıklarına uğratıyorsa eğer, nedeni, varlık amacının bizi rahatlatmak ya da yatıştırmak değil, tam tersine kızdırmak, düzenimizi bozmak, kafamızı karıştırmak olmasıdır.
Sokrates, muhattaplarının hiçbir şey bilmedikleri halde bildiklerini sandıklarını fark eder. Şeyler hakkında sadece fikirleri vardır ve bu gerçekle ilgili hiçbir araştırmaya dayanmaz. Gerçekte, hepsi gerçek gibi görünenden yana davranmaktadır. Böylece cesaret gösterdiklerini düşünür, ama cesaretin ne olduğunu bilmezler, yine bazıları adil olduğunu düşünür, ama adaletin ne olduğunu bilmez, yine kimileri aşık olduğuna inanır, aşkın ne olduğundan bihaberdir Sokrates ise bildiğine inanmaz, tam tersine hiçbir şey bilmediğini bilir; onun insanların en bilgesi kılan da budur.
Durumumuz tam da şu: Yerin dibinde bir çukura tıkılıp kalmışız, kendimizi yeryüzünde sanıyoruz. (Platon)
Felsefe, cevap vermekten çok soru sorma, özellikle de kendimize sorular sorma, sorular bulma işidir. Bizi sık sık hayal kırıklığına uğratıyorsa eğer, nedeni varlık amacının bizi rahatlatmak ya da yatıştırmak değil tam tersine kızdırmak, düzenimiz bozmak, kafamızı karıştırmak olmasıdır.
Kendini bil.
Özgür olmak herhangi bir şey yapmak değil,seçmektir.
Sartre
Wittgenstein,Felsefede amacın nedir? sorusunu , cevaplar : Sineğe ,sinek kapanından kaçış yolunu göstermek!
En iyisi,hiçbir şey dememek ve hiçbir anlamı olmayan bir şeyler yumurtlamaktansa dilin sınırlarına saygılı olmalı.
Freud filozof değildir. Tersine,felsefeyle ilişkisi çok karmaşık ve ikirciklidir;kah çekici bulur,kah reddeder,kah referans alır,kah yok sayar.Freud için filozof hem ayrıcalıklı bir muhatap hem de safdışı edilmesi gereken bir hasımdır.Ah ikilem,sen nelere kadirsin!
Oyna denklem basittir: Ne kadar azsan ve ne kadar az görkemli bir hayatın varsa,o kadar çoksun demektir ve hayatında o kadar görkemli olur.
David Hume : Bir yarayı düşündüğümüzde onun devamı olan acıyı düşünmemek neredeyse imkansızdır.
Çalışma mutsuzluğu defeder,insanı dünyanın alçaklıklarından uzak tutar,sakin ve sıkıntısız bir hayatı güvence altına alır ve herkese yeteneğini ortaya çıkarma,toplumda hak ettiği yeri ve işlevi bulma olanağı sağlar.İnsanın özünü açığa çıkarıp onu rahata kavuşturur.
Felsefeyi küçümsediğini öğrendiğimiz Pascal,kendisine rağmen filozoftur.
Pascal ;
Tanrıyı kalp hisseder,akıl değil.İnanç denen budur.Tanrı kalbe duyarlıdır,akla değil.
Montaigne bunu ironik biçimde şöyle değerlendirir:Bir şeyin gerçek olduğundan bu kadar emin olmak deliliğin belli bir türüdür ve inançsızlığın uçlarında gezmektir. Aslında tıpkı dünya gibi,şeylerle ilgili yargılar da her an değişime meyyaldir.
Bedenimi ben seçmiyorum, ne kadar çok ihtimam gösterirsem göstereyim her an hastalığa yakalanabilir. Aynı şekilde ,sahip olduklarımız da bugünden yarına yok olabilir;bir hırsızlığın,bir afetin ya da başka herhangi bir felaketin insafına kalmış.Başkalarının bizimle ilgili yargılarına gelince;hiçbir şey bundan daha bilinemez ve daha önemsiz değildir!
Güzellik,zerafet,nezaket arayışı ya da cinsel arzu kendiliğinden kötü değildir,ama insan onlardan kopmayı,ayırmayı bilmezse zararlı yanları ortaya çıkabilir.
Dönüşüm kaçınılmaz olarak acılıdır,çünkü alışkanlık ve algıların dolaysızlığını söküp atmayı gerektirir.
Yunan filozoflar çoğunlukla kadın düşmanıdır.
Felsefe,cevap vermekten çok soru sorma,özellikle de kendimize sorular sorma ,sorunlar bulma işidir.Bizi sık sık hayal kırıklıklarına uğratıyorsa eğer,nedeni,varlık amacının bizi rahatlatmak ya da yatıştırmak değil,tam tersine kızdırmak,düzenimizi bozmak,kafamızı karıştırmak olmasıdır.
Sokrates’le önceki filozoflar arasındaki temel farkı da burada yakalıyoruz: İnsan,felsefenin tam merkezinde yer alır.Kendini bil bu yeni doğmakta olan pratikte tek bir nesneye,bir tek amaca işaret eder:İnsan ruhuna.
Chaerephones,Sokrates’ten daha bilgesi var mı sorusuna,insanların en bilgesinin Sokrates olduğu yanıtını almıştır.
Paradoks üretmek,herkesçe benimsenmiş çoğunlukla yanıltıcı olan eğreti bilgide(doxa) uzaklaşıp gerçeği görünürün dışında aramaya yönelmektir.Sokrates felsefenin kusursuz örneği sayılıyorsa eğer,nedeni kuşkusuz,tam bir paradokslar yığını olmasıdır.
Herakleitos’un küçümseyerek ulaştığı kanaat odur ki,çağdaşlarının büyük çoğunluğu için durum tam da budur,çünkü Domuzlar temiz sudan çok çamurdan hoşlanır. Merak eden , bunların kim olduğunu tahmin edebilir!
Tanrı olmasaydı icat etmek gerekirdi.
Tıpkı aristotelesin tanımladığı gibi kartezyen tanrı da dünyayı ilk tepkime ile harekete geçirmekte oda mekanik bir biçimde kusursuzca işlemektedir. Bu Hristiyan bir tanrı değil bir denklemdir. Bir kere ispatlanınca geriye problem kalmaz.

Bu radikal bir descartes eleştirisidir.

Tanrıyı Ispatlamakla sevmek arasında muazzam fark vardır. Ve Pascal a göre Tanrı ile ilgili olabilecek tek bilinç onu sevmeye dair olandır.
“Bahçemizi ekip biçmeliyiz” öncelikle şu anlama gelir; yapmamız gereken kendimizi ilahî olana teslim etmek değil, tam tersine kaderimizi elimize almaktır. İnsanın bekleyebileceği hiçbir iyi şey yoktur, koruyucu, kurtarıcı bir iyimserlikten medet umulmaz. Kim olduğunun, ne olduğunun tek sorumlusu, insanın kendisidir, bu yüzden, ne yaparsa kendi yapar.
“insan doğası gereği siyasî bir hayvandır.”
Konuşulamayacak yerde susmak gerekir.
Beni öldürmeyen şey beni daha güçlü kılar.
Özgürlüğünden vazgeçmek,insan olma niteliğinden vazgeçmek demektir.
Özgürlük,kendine uymayı emrettiğin yasaya itaat etmektir.
Ruhumu dinlendirmeye çalışmaktansa örselemeyi tercih ederim.
Felsefe,cevap vermekten çok soru sorma,özellikle de kendimize sorular sorma,sorunlar bulma işidir.
Filozoflar çelişki dolu insanlardır ve zaten yeteneklerini de bir yerde burada aramak gerekir.
”Gerçekten ciddi bir tek felsefi problem var: O da intihar. ”
”Yaşamak, absürdü yaşamaktır. ”
Felsefenin amacı nedir?

Sineğe, sinek kapanmadan kaçış yolunu göstermek.

Konuşulamayacak yerde susmak gerekir.
Kendine, kendi derinliklerine dal ve önce kendini tanımayı õğren. İşte o zaman anlayacaksın neden hasta olman gerektiğini ve belki bu sayede hastalıktan uzak durabileceğini.
Neysen, o ol.
İnsan değilim, dinamitim ben.
Beni öldürmeyen şey beni daha güçlü kılar.
Ne kadar azsan ve ne kadar az görkemli bir hayatın varsa, o kadar çoksun demektir ve hayatın da o kadar görkemli olur.
Rasyonel olan neyse, gerçek olan da odur; gerçek olan da rasyonel olandır.
Sapare aude!

Kendi aklını kendi hizmetine sunacak cesaretin olsun.

Özgürlüğünden vazgeçmek, insan olma niteliğinden vazgeçmek demektir.
Herkese kendini adayan, kimseye kendini adamaz.
Bir yarayı düşündüğümüzde onun devamı olan acıyı düşünmemek neredeyse imkansızdır.
Limana girdiğimi sanıyordum, kendimi açık denizde buldum.
İnsan, insanın Tanrısı’dır.
Gerçekten mutlu olsaydık kendimizi düşünerek oyalamaya çalışmamız gerekmezdi.
Şüphe ediyorum öyleyse varım.
Başkalarını zorla ya da tehdit ederek sizin gibi davranmaya mecbur etmek istismarcılık ve çılgınlıktır.
Ben basitçe şuna inanıyorum ki para çaldığı için bir insanın hayatını çalmak son derece kaygı verici. Çünkü sahip olacağınız bütün zenginliklerin toplamı bile bir insanın hayatından daha değerli olamaz.
Kaptan fırtınada gemisini terk etmez, çünkü o durumda artık rüzgârların efendisi o değildir.
Sevilendense korkulan olmak daha güvenlidir.
Beni kılıcınla savun ki, ben de seni kalemimle savunabileyim.
Gerekmedikçe hiçbir şeyi çoğaltmamalıyız.
Ne olduğunun peşine düşme, ne olduysa oldu, ama sen şunu dile; ne olacaksa olacağı gibi olsun ve hayat mutlu sürsün.
Hayatta kimi şeylerin varlığı bize bağlıdır, kiminin ise değildir.
Ölüm geldiğinde biz artık kendimiz değilizdir, dolayısıyla ölümden korkmak saçmalıktır.
Ölümden korkmayın.
En büyü haz ekmek ve sudan alınır, yeter ki onlara ihtiyacınız olsun.
Bir kırlangıçla tek bir gün bile bahar olmaz.
Gördüğümüz, hissedebildiğimiz her şey yanıltıcıdır.
Durumumuz tam da şu: Yerin dibinde bir çukura takılıp kalmışız, kendimizi yeryüzünde sanıyoruz.
Bildiğim tek bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir.
Bir filozofu ötekilerden gerçekten ayıran hissettiği şaşırma duygusudur. Aslında felsefenin temelinde sadece bu vardır.
Kendini bil.
En iyi uyum farklılıklardan doğar.
Savaş her şeyin anasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir