İçeriğe geç

26 Yazardan Tek Bir Hikaye: Adalet Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından 26 Yazardan Tek Bir Hikaye: Adalet kitap alıntıları sizlerle…

26 Yazardan Tek Bir Hikaye: Adalet Kitap Alıntıları

Uyandığınız zaman bazen bir gün önceki o iğrenç insan olup olmadığınızı merak edersiniz, ancak bu o kadar güçlü bir histir ki, kafanıza bundan yoğun başka hiçbir şey girmez. Sabah olunca sersemlemiş ve tükenmiş bir hâlde, nasıl yani, diye düşünürsünüz. Sonra hiçbir şey olmaz.
Her polis size masumların asla tutarlı olmadıklarını söyleyecektir, esas dikkat etmeniz gerekenler size gözlerini kırpmadan bakanlar ve sanki bir senaryo metnini okurmuş gibi konuşanlardır
Size ne ısmarlayayım ?
Rosemary, Huzur ve sesizlik, diye cevap verdi
İnsan çocuklarına nasıl sonsuza kadar veda edebilirdi ki? Bunu onlara nasıl açıklardı?
Sağlıklı düşünemiyorum. Yalnızca çektiğim acının dinmesini istiyorum. Artık canımın yanmasını istemiyorum.
Para sıkıntıları olan insanlar çaresiz olurlar, çaresiz olunca da gamsız bir tavır takınırlar.
MASUM KADIN İDAM EDİLDİ
“Tüm dünya çıldırmış olmalı, öyle değil mi?”
‘Evet ağlamıştı ama artık ağlamıyordu. Gözyaşı dökme noktasını geçmişti. ”
İşe yaramaz olanları seçmekte üstüme yoktur.
– Neden ben
– Sana daha önce kimse yüzünün ne kadar masum ve şirin göründüğünü söylemedi – mi?
Hiç düşündün mü? Bir gün kullandığın insanların canını yakacak bir şey yapacaklarını? Yani gerçekten canını yakacak bir şey!
Ölümün gölgesinin vadisinde yürüsem de korkmayacağım
Son öğünü bir çizburger ve patates kızartmasından oluşuyordu. Bunu üzgün ve güler yüzlü bir gardiyan ne isterse söyleyebileceğini belirttiğinde sipariş etmişti.
Ne isterse söyleyebilirdi demek. Peki, yeni bir mahkeme isteyebilir miydi? Özgürlüğünü ve hayatını geri isteyebilir miydi?
İşe yaramaz olanları seçmekte üstüme yoktur.
İnsanlar hep kendi değerlerini düşünürler.
Artık kendime iyi davranmanın vakti gelmişti.
-Size ne ısmarlayayım?
– Huzur ve sessizlik .
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Her şeyden uzaklaşmak ve olanları unutmak için çok çaba sarf ettim ama aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Kalbine bir kurşun sıkmak istiyordum. Bu şekilde ödeşmiş olurduk. İkimizin de kalbinde birer delik olurdu.
Para sıkıntıları olan insanlar çaresiz olurlar, çaresiz olunca da gamsız bir tavır takınırlar.
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz
Ne kadar büyük umutları vardı ve ne kadar azı gerçekleşmişti.
İnsanın hayatta yalnızca tek bir şansı olurdu ve kendisine sunulan bu şansa dört elle sarılması gerekirdi.
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz,sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz
Her şeyden uzaklaşmak ve onları unutmak için çok çaba sarf ettim ama ASLINDA HİÇBİR ZAMAN UNUTMUYORSUNUZ,SADECE YARALARINIZIN ÜZERİNİ BİR DOKU KAPLIYOR VE HAYATINIZA DEVAM EDİYORSUNUZ
Sağlıklı düşünemiyorum. Yalnızca çektiğim acının dinmesini istiyorum. Artık canımın yanmasını istemiyorum.
Sönmüş ateşlerden bazen yeni kıvılcımlar çıkar, değil mi?”
Para sıkıntıları olan insanlar çaresiz olurlar, çaresiz olunca da gamsız bir tavır takınırlar.
Beni ihmal ediyorsun
Beni hayal kırıklığına uğratma.
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Bazılarıysa masumluk maskesi takacaktı.
Ben bir çapayım, ölü bir ağırlık gibiyim.
‘Ben zaten bir hayaletim.’

‘Evet,’ diye düşündü. ‘Ben kayboluyorum.’

Her şeyden uzaklaşmak ve olanları unutmak için çok çaba sarf ettim ama aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
O, her şeyin üzerinde olduğuna inanan biriydi. Etrafındakileri benmerkezci bir tavırla yüzüstü bırakarak yaşamlarını mahveden bir adamdı.
Adam ondan bir şey almıştı ve bu kayıp hâlâ telafi edilmemişti.
Yılanlar hayatları boyunca kayaların altında saklanamazlar.
Uyandığınız zaman, bazen bir gün önceki o iğrenç insan olup olmadığınızı merak edersiniz, ancak bu o kadar güçlü bir histir ki, kafanıza bundan yoğun başka hiçbir şey giremez. Sabah olunca sersemlemiş ve tükenmiş bir halde, nasıl yani, diye düşünürsünüz. Sonra hiçbir şey olmaz.
çünkü bazı insanların bu denli kötü bir şey yaptıktan sonra aptallık derecesine varacak kadar duygusal davranmaları ve suçluluk duymaları onu gerçekten şaşırtıyor ve bunun sebebini merak ediyordu.
Tanrı akıntıya karşı ilerleyip ezilen enayileri kutsamalı.
her polis size masumların asla tutarlı olmadıklarını söyleyecektir; esas dikkat etmeniz gerekenler size gözlerini kırpmadan bakanlar ve sanki bir senaryo metnini okurmuş gibi konuşanlardır.
“Rosemary güçlü görünmeye çalışan örselenmiş bir kadındı.”
“Çünkü avans isteyen insanların para sıkıntıları vardır ve para sıkıntıları olan insanlar çaresiz olurlar, çaresiz olunca da gamsız bir tavır takınırlar. Bu da beni endişelendirir, hem de çok.”
“Zenginler her zaman cömerttir.”
Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Uyandığınız zaman, bazen bir gün önceki o iğrenç insan olup olmadığınızı merak edersiniz, ancak bu o kadar güçlü bir histir ki, kafanıza bundan yoğun başka hiçbir şey giremez. Sabah olunca sersemlemiş ve tükenmiş bir halde, nasıl yani diye düşünürsünüz. Sonra hiçbir şey olmaz.
Her şeyden uzaklaşmak ve olanları unutmak için çok çaba sarf ettim ama aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz, sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz.
Bazen, bir ressam çalışırken öyle bir an gelir ki, düşünmeyi bırakıp içgüdüleriyle hareket eder. İyi bir sanatçıyı muazzam bir sanatçıya dönüştüren de, işte bu karardır.
Polis olmak, ateş etmekten ya da suçluları kovalamaktan ziyade konuşmayı gerektirir.
Yalnızca konuşmak da yetmez, sorular sormak gerekir.
Hiçbir şey, kişisel etkileşimlerini mizah üzerine kuran bir kadına ciddiyet kadar rahatsızlık veremezdi.
“Senin olayın ne biliyor musun dostum? Sen belirli bir çağa ait değilsin. Yüz yıl önce de yaşamış olabilirdin; bundan yüz yıl sonra da yaşayabilirsin ve insanlar yine de senin içinde bulunduğun durumu anlarlar.”
Nunn, “Neymiş o durum, Regina?” diye sordu.
Regina, “Sen kaybolmuşsun,” diye cevap verdi.
-Size ne ısmarlayayım?
– Huzur ve sessizlik .
Dibe çakılmak benim hobim. Dibe vurma konusunda olimpiyatlara hazırlanıyorum. Cidden.
Söylenenleri bir kez yazıya döktünüz mü, asla basit olamaz.
Yılanlar hayatları boyunca kayaların altına saklanamazlar.
Geçmişin sadece yakamıza yapışmak üzere geri dönmekle kalmayıp, bizi asla terk etmediğini kim söylemişti?
Söylenenleri bir kez yazıya döktünüz mü, asla basit olamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir