İhsan Şenocak kitaplarından 24 Saat Müslümanca Bir Hayat kitap alıntıları sizlerle…
24 Saat Müslümanca Bir Hayat Kitap Alıntıları
Allahu Teâla: Mümin erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar buyruğudur.
İslam mükellefe az yiyip çok ikramda bulunmayı emreder.
Zira Allah resulüne bir musibet geldiğinde namaz kılardı.Çünkü namaz,daralan mümini-sanki- dünyada cennete sokar.
Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz.Sizin için şer olduğu halde bir şeyden hoşlanmışta olabilirsiniz.Yalnız Allah bilir, siz ise bilemezsiniz.
Allahü teala anne babaya ihsanda bulunmayı kendisine ibadetten sonra zikretmiştir.
Allah rasulü bir erkeğin namahrem bir kadınla başbaşa kalmasını yasakladı.
Fıtratı bozulmayan her insan evde işte sokakta mahremiyete özen gösterir.
Bir cemiyet için en büyük tehlike iyi insanların tanrılaştırılarak örnek olmaktan çıkarılmasıdır.
Mizanda güzel ahlaktan daha ağır bir şey yoktur.
Zamana hâkim olan mekâna sahip olur.Zamana hâkimiyet ise her anı ibadet şuuruyla geçirmekle mümkündür.
Makama aldanan,servetine kanan,güzelliğiyle mağrur olan, gençliğiyle şımaran her kim varsa en müessir dersi mezarlıktan alır.
Müslüman musibet karşısında üzülür , gözünden yaş da gelir.Lakin korkmaz,umutsuzluğa kapılıp isyan cümleleri de kurmaz:
Çünkü kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden umudunu kesmez.
Çünkü kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden umudunu kesmez.
Müslüman, Rabbi’nin huzûrunda secdeye
kapanıp günahlarının affını niyaz ederken öyle
içten arınma yaşar ki yağmur suyu, kar suyu gibi
günahlarının aktığını görür. Tevbe günahın özüne
müdâhaledir.
Çiçeğin arıda bala, ceylanda miske,
koyunda süte dönüşmesi gibi istiğfarla günahın
kimyası değişir; “Allah Teâlâ seyyiatı hasenata
tebdil eder.”
kapanıp günahlarının affını niyaz ederken öyle
içten arınma yaşar ki yağmur suyu, kar suyu gibi
günahlarının aktığını görür. Tevbe günahın özüne
müdâhaledir.
Çiçeğin arıda bala, ceylanda miske,
koyunda süte dönüşmesi gibi istiğfarla günahın
kimyası değişir; “Allah Teâlâ seyyiatı hasenata
tebdil eder.”
Günah çıkarmada
zillet, tevbe de ise Hakk’a teslimiyet vardır.
zillet, tevbe de ise Hakk’a teslimiyet vardır.
Mazlumiyet rahmete gebe..
Zamana hakim olan mekana sahip olur. Zamana hakimiyet ise her anı ibadet şuuruyla geçirmekle mümkündür.
İnsanlar, sahabenin çok çok kıldığı namazları görerek değil, o namazların onlara aşıladığı edebe, zerafete, nezakete aşık olarak Müslüman oldu.
İmam Malik, Allah Rasulü’nün ﷺ ayağıyla bastığı toprağı atının nalına çiğnetmeyi edebe aykırı bulduğundan Medine-i Münevvere’de atıyla dolaşmazdı.
Karanlık en kesif halini aldıktan sonra hızla aydınlanır dünya. Önümüz aydınlık
Allah Teala zikirden/namazdan uzaklaşanlara darlık verdi. Secdesiz güruhlar yatlarda katlarda daraldı, namaz kılınan fukara evinde ise yürekler inşirah buldu.
Dinde zorlama yoktur. Hakk’a teslimiyet kırbaçla
değil, aşkla olur..
değil, aşkla olur..
İslâm mahallesinde ezan okunurken bütün bir
hayat durur; muallim dersi, kumandan talimi, esnaf
işi, çiftçi kazmayı bırakır. Mü’minler ellerinde her
ne uğraşı varsa onu terk eder, Ezan’ı dinler, onun
ifadelerini tekrar eder.
hayat durur; muallim dersi, kumandan talimi, esnaf
işi, çiftçi kazmayı bırakır. Mü’minler ellerinde her
ne uğraşı varsa onu terk eder, Ezan’ı dinler, onun
ifadelerini tekrar eder.
Ezan yalnızca namaza çağrı değil, günde beş defa
İslâm’ın ne olup ne olmadığını insanlara ilandır..
İslâm’ın ne olup ne olmadığını insanlara ilandır..
Hayayı iman besler. İmandan mahrum olan,
hayadan da mahrumdur..
hayadan da mahrumdur..
Allah’ım senin adınla ölüyor, uyuyor ve diriliyor uyanıyorum..
Kıyamet kolunda bir saat, önünde bir anıt gibi durur. Her bakış ona huzur-i ilahideki muhasebeyi hatırlatır. Bu yüzden Müslüman ölmeden önce ölen adamdır.
Şerri, şer olduğundan dolayı değil, ondan korunmak için öğrendim. Kim şerri hayırdan ayıracak çapta bilmezse içine düşer.
İslam terbiyesi ile yetiştirilen bir çocuk, ailenin tadacağı dünya nimetlerinin en güzelidir. Bu terbiyeden mahrum olan bir çocuk, ebeveynin dünyasını cehenneme çevirdiği gibi âhirette de onlara vebal olur. Bu yüzden Peygamberler, Allah Teâlâ’dan davalarını varis olacak evladlar istemiştir.
Müslüman gece erken saatlerde uyur, teheccüde kalkar, sabah fecir vakti dirilir.
Dünya bir han gibi, gelenlerin, kalanların ve gidenlerin yurdu; ne geleni ne gideni biter.
Allah Rasulü, selamlaşmada kullanılan lafızlara göre kişilere farklı ecirler takdir edildiğini bildirmiştir:
es-Selam-u aleyküm diyene on; es-Selam-u Aleyküm ve Rahmetullah diyene yirmi; es-Selam-u aleyküm ve Rahmetullah-i ve Berekatühü diyene ise otuz hasene vardır.
Buhari
es-Selam-u aleyküm diyene on; es-Selam-u Aleyküm ve Rahmetullah diyene yirmi; es-Selam-u aleyküm ve Rahmetullah-i ve Berekatühü diyene ise otuz hasene vardır.
Buhari
Ezan İslam’ın Manifestosudur.
Fecir doğmadan önce tam bir karanlık vardır. Karanlık en kesif halini aldıktan sonra hızla aydınlanır dünya.
Önümüz aydınlık
Önümüz aydınlık
Vakti gelince rüzgar eser, yağmur yağar, tohum topraği yarar. Asıl mesele ise Hakk’a teslim olmak ve rahmet rüzgarını celbedecek ameller yapmaktır.
Daraldığında namaza durur insan
Kilise insanı kendi gibi günahkar bir papaz önünde günah çıkarmaya, İslam ise Allah’ın huzurunda istiğfara çağırır. Günah çıkarmada zillet, tevbe de ise Hakk’a teslimiyet vardır.
Allah Teâla ile olan her şeye sahiptir. Onsuz olan da neye mâliktir?
Allah’a, Efendimiz’in bildirdiği şekilde inanmayan herkes hüsrandadır.
Ezan yalnızca namaza çağrı değil, günde beş defa İslâm’n ne olup ne olmadığını insanlara ilandır.
İnsanı hayvandan ayıran hususiyetlerden biri de hayadır. İnsan, aklı ve hayasıyla insandır. Hayasızlık, hayalı gençlerle önlenir.
Edeb, yürekteki imanın söz ve ameldeki tezahürüdür.
Mizanda güzel ahlaktan daha ağır bir şey yoktur.
Ebu Davud
Ebu Davud
Saati kurtaranlar günü, günü kurtaranlar ömrü, ömrü kurtaranlar da insanlığı kurtaracak.
İmam
Karâfî, İslâm’da amele nisbetle edebin yerini
kıymetlendirirken şöyle buyurmaktadır: “Az edeb,
amelin çok olmasından daha hayırlıdır. Bu yüzden
salih bir alim oğluna: ‘Yavrucuğum! Amelini tuz,
edebini ise un hükmünde kabul et. Edebi artır, öyle
ki amele nisbetle edebin, hamurun içindeki unun
tuza oranı gibi çok olsun.”
Zira un çok, tuz yeteri miktarda olursa hamur kıvamında kalır.
Aksi ise
akla ziyan bir uğraşıdır.
Karâfî, İslâm’da amele nisbetle edebin yerini
kıymetlendirirken şöyle buyurmaktadır: “Az edeb,
amelin çok olmasından daha hayırlıdır. Bu yüzden
salih bir alim oğluna: ‘Yavrucuğum! Amelini tuz,
edebini ise un hükmünde kabul et. Edebi artır, öyle
ki amele nisbetle edebin, hamurun içindeki unun
tuza oranı gibi çok olsun.”
Zira un çok, tuz yeteri miktarda olursa hamur kıvamında kalır.
Aksi ise
akla ziyan bir uğraşıdır.
Yürekle irtibatı kopuk ameller tiyatrocunun sadece sahnede icra etmek üzere ezberlediği, hayatıyla irtibatını kuramadığı rollere benzer.
Yürekteki acıları ancak o yüreği yaratan giderir.
” Dinde zorlama yoktur. Hakka teslimiyet kırbaçla değil, aşkla olur. ”
Erkek olsun kadın olsun, kim mü’min olarak yararlı işler yaparsa mutlaka ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette yapmış olduklarının daha güzelliyle vereceğiz.
| Nahl, 16/97
Hayayı iman besler. İmandan mahrum olan, hayadan da mahrum olur.
“Yavrucuğum! Amelini tuz, edebini ise un hükmünde kabul et. Edebi artır, öyle ki amele nisbetle edebin, hamurun içindeki unun tuza oranı gibi çok olsun.”
Ehl-i irfân arasında aradım kıldım taleb
Her hüner makbûl imiş, illâ edep, illâ edep.
Her hüner makbûl imiş, illâ edep, illâ edep.
Edeb insanda aranan ilk meziyettir. Zira Allah Rasûlü ﷺ; Mizanda güzel ahlaktan daha ağır bir şey yoktur buyurmaktadır.
Bir süre öğrenme zilletine katlanamayan, ebediyen cehâlet zilletinde kalır.
İnsan, aklı ve hayasıyla insandır.
Edeb, yürekteki imanın söz ve ameldeki tezahürüdür.
Su, ezanla akar, kuş ona eşlik eder, hayat onunla yürür, insanlar sokakları onu duyunca doldurur, camiler ezanla şehrâyine erer, mü’minler ezanla ictima olur.
Felaketten kaç çıkış yolu ve kaç saadeti tesis usulü varsa hepsi yalnız İslam’dadır
Amelsiz kulun zararı kendine, edepsizin ifsadı ise çevresine şamildir.
İnsanın sözü de fiili de çıplak bir insan gibidir. Nezaketle, fesahatle, letafetle güzellik kazanır. Bu yüzden Efendimiz ﷺ, Hz.Aişe’nin (r.anha) şahsında bütün ümmetine nezaketi tavsiye etmektedir:
Ey Aişe! Nazik ol! Şüphesiz ki nezaket bulunduğu şeyi ancak güzelleştirir, her nereden sökülüp uzaklaştırılırsa o şeyi mutlaka lekeler, kusurlu hâle getirir. buyurdu. Yine, Aişe! Allah Teâla her şeyde nezaketi sever. buyurdu.
Ey Aişe! Nazik ol! Şüphesiz ki nezaket bulunduğu şeyi ancak güzelleştirir, her nereden sökülüp uzaklaştırılırsa o şeyi mutlaka lekeler, kusurlu hâle getirir. buyurdu. Yine, Aişe! Allah Teâla her şeyde nezaketi sever. buyurdu.
~ Zamana hakim olan, mekâna sahip olur. Zamana hakimiyet ise, her anı ibadet şuuruyla geçirmekle mümkündür. ~
•• Şerri, şer olduğundan dolayı değil, ondan korunmak için öğrendim. Kim şerri hayırdan ayıracak çapta bilmezse içine düşer. ▪︎▪︎▪︎
‘ Ey Âişe ! Nâzik ol !
Şüphesiz ki nezaket bulunduğu şeyi ancak güzelleştirir, her nereden sökülüp uzaklaştırılırsa o şeyi mutlaka lekeler kusurlu hâle getirir. ‘ Ve yine; Aişe ! Allah Teâlâ her şeyde nezaketi sever. ‘
Şüphesiz ki nezaket bulunduğu şeyi ancak güzelleştirir, her nereden sökülüp uzaklaştırılırsa o şeyi mutlaka lekeler kusurlu hâle getirir. ‘ Ve yine; Aişe ! Allah Teâlâ her şeyde nezaketi sever. ‘
‘ Batı’nın şehvet tüccarı medyasının narkozladığı gençliği ancak Allah Resûlü’nün Mescid-i Nebevi de Medine evlerinde sokaklarında anlattığı ve anıtlaştırdığı edeble uyandırabiliriz.’
‘ İnsan hayvandan,
mü’min kâfirden, edeble ayrılır. ‘
mü’min kâfirden, edeble ayrılır. ‘
İmanda, fikirde, harekette sahabe gibi olunca Allah Azze ve Celle’nin rahmeti tecelli edecektir.
Zamana kihâkim olan nekâna sahip olur. Zamana hâkimiyet ise her anı ibadet şuuruyla geçirmekle mümkündür.
Edeb insanda aranan ilk meziyettir. Edeb; hikmeti, hürmeti, hizmeti ilâhi ruza için cem etmektir.