Jodi Picoult kitaplarından 19 Dakika kitap alıntıları sizlerle…
19 Dakika Kitap Alıntıları
Aslında arkasında insan olmayan bir silah hiçbir şey değildi.
Tüm hayatınızı başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne odaklanarak geçirirseniz gerçekte kim olduğunuzu unutur muydunuz? Ya dünyaya gösterdiğiniz yüz, bir maskeden ibaretse ve altında hiçbir şey yoksa?
Kaderin adaletsizliğine karşı savaşamazdınız; yalnızca katlanabilir ve bir gün işlerin değişeceğini umut edebilirdiniz.
Caniler durup dururken ortaya çıkmıyordu; bir ev kadını, birisi buna sebep olmadan katil olmuyordu.
Aylar sonra karaya ayak basan bir denizcinin hala altında okyanus olduğunu sanması gibi bir şeydi.
Kimse bunu kabul etmek istemez ama kötü şeyler olmaya devam edecek.
Bana bunu onlar yaptı ama şimdi cezalandırılan benim .
Tüm hayatınızı başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne odaklanarak geçirirseniz gerçekte kim olduğunuzu unutur muydunuz? Ya dünyaya gösterdiğiniz yüz, bir maskeden ibaretse ve altında hiçbir şey yoksa?
Herkes gençliğinde hatalar yaptığını düşünür, dedi yargıç Lacy’ye. Ama bana sorarsan büyüdüğümüz de de daha az hata yapmıyoruz.
Çocuğunuzun gözlerine baktığınız zaman dedi Lacy yumuşak bir sesle, bir gün olmasını umut ettiginiz her şeyi görürsünüz olmamasını dilediğiniz şeyleri görmezsiniz.
Acının bozulan saat misali zamanın daha hızlı geçmesine neden olup olmadığını düşündü.
İntikam yolculuğuna çıkarken, iki mezar kazın: Biri düşmanınız, biri de kendiniz için.
Belki de acı, herkesin aşk karşısında ödediği bedeldi.
İnsanlar çok küçükken ve çok yasliyken en mutlu zamanlarını yaşarlardı.
Mutluluk yalnızca anlattıklarınız değildir; aynı zamanda nasıl hatırlamayı tercih ettiğinizdir.
Caniler durup dururken ortaya çıkmıyordu; bir ev kadını, birisi buna sebep olmadan katil olmuyordu.
Sevginin dili cogunlukla bu şekildeydi: bir insanı gözlerinizle yer, onun görünüşünü içip bitirir, her şeyiyle onu yalar yutardiniz. Sevgi parçalanıp kanınıza karışan bir besindi.
sonrasında kaburgaları sikisiyormus gibi hissedip nefes alamamasina yol açacak kadar korkunç bir şey yapmış olmasına rağmen hala onun oğluydu o.
Aslında arkasında insan olmayan bir silah hiçbir şey değildi.
Kendilerine çok iyi bakan anneler düşük yaparken, kokain bağımlılarının sağlıklı bebekler dünyaya getirdiklerini görmüştü. On dört yaşında genç kızların daha yaşamaya fırsat bulamadan yumurtalık kanserinden öldüklerini görmüştü. Kaderin adaletsizligine karşı savasamazdiniz; yalnızca katlanabilir ve bir gün işlerin degisecegini umut edebilirdiniz.
Yaşamayı seçtiği dünya buydu
Kimse bunu kabul etmek istemez ama kötü şeyler olmaya devam edecek.
İnanana kadar kendini kandir
Yetenekli tüm avukatların da bildigi üzere tanıklara cevabını bilmediğiniz soruları sormazdiniz.
Hukuk ayrıntılar ve olgularla alakaliydi, duygularla degil
Prestij ve güç, bir erkeği nefesinizi kesecek kadar çekici yapabiliyordu
Mutlu olmanın iki yolu vardi: gerçekliğini iyilestirin ya da beklentilerinizi azaltın.
Duruşma aptalca bir kelimeyi çünkü durmak hiçbir zaman yeterli değildi
Mutluluk yalnızca anlattıklarınız değildir; aynı zamanda nasıl hatırlamayı tercih ettiğinizdir.
Tüm hayatınızı başkalarının sizin hakkında ne düşündüğüne odaklanarak geçirirseniz gerçekte kim olduğunuzu unutur muydunuz?
Herkes gençliğinde hatalar yaptığını düşünür. Ama bana sorarsan büyüdüğümüzde de daha az hata yapmıyoruz.
Farklılıklar her zaman saygıyla karşılanmaz
Bazen kendini hatıraların bekçisi gibi hissediyordu.
Annesi ona kötü bir şey olduğunda bunu bir başarısızlık olarak görebilir ya da başka bir yöne gitmek için bir şans olarak yorumlayabilirsin derdi.
Gelip suratıma çarpsa bile aşık olmanın ne olduğunu anlamam ben.
Aylar sonra karaya ayak basan bir denizcinin hala altında okyanus olduğunu sanması gibi bir şeydi.
İşte böyle kalbini açarsan, o kalbin kırılmasına da katlanırdın.
Neden başkalarını suçlamak insanlara bu kadar kolay geliyor?
Önemli olan sizden başka diğer herkesin fikriyse, sizin hiç kendi fikriniz olabilir mi?
Belki de acı, herkesin aşk karşılığında ödediği bedeldi.
Mutluluk yalnızca anlattıklarınız değildir; aynı zamanda nasıl hatırlamayı tercih ettiğinizdir.
Herkes paranın mutluluğu satın alabileceğini söylerdi ama kaç para?
Birine kalbinizi verirseniz ve o ölürse, kalbinizi de beraberinde mi götürür?
Gerçekleri farklı hale getiremezdiniz; yalnızca onlara bakış açınızı değiştirebilirdiniz.
Kadere inanıp inanmamanız gelip tek bir noktaya dayanır: bir şeyler yolunda gitmediğinde kimi suçladığınıza.
Tüm hayatınızı başkalarının sizin hakkında ne düşündüğüne odaklanarak geçirirseniz gerçekte kim olduğunuzu unutur muydunuz?
Ya dünyaya gösterdiğiniz yüz, bir maskeden ibaretse Ve altında hiçbir şey yoksa?
Ya dünyaya gösterdiğiniz yüz, bir maskeden ibaretse Ve altında hiçbir şey yoksa?
Eğer iş senden önce geliyorsa, kendin olmaya ne zaman vaktin kalacak?
Kaderin adaletsizliğine karşı savaşamazdınız; yalnızca katlanabilir ve bir gün işlerin değişeceğini umut edebilirdiniz.
Bazen en iyi şey yerine, en doğru şeyi yapmamız gerekir.
Ne farkı var?
En iyi şey, senin yapılması gerektiğini düşündüğün şeydir. En doğru şey, yapılması gereken şeydir.
Ne farkı var?
En iyi şey, senin yapılması gerektiğini düşündüğün şeydir. En doğru şey, yapılması gereken şeydir.
Kimse bunu kabul etmek istemez ama kötü şeyler olmaya devam edecek.
Çünkü hayatını mahfetme hakkını belli bir yaşa gelince kazanıyorsun.
Gittiğin yönü değiştirmezsen, başladığın yere geri dönersin.
Tüm dersleri pekiyi olan veya son saniye üçlüğünü atıp okul takımına maçı kazandıran çocukla gururlanmak kolaydı, hali hazırda tüm dünyanın hayran olduğu bir çocuktu o sonuçta. Ancak asıl karakter, herkesin nefret ettiği bir çocukta sevecek bir şeyler bulabildiğinizde ortaya çıkardı.
Bazen en iyi şey yerine, en doğru şeyi yapmanız gerekir.
En iyi şey, senin yapılması gerektiğini düşündüğün şeydir. En doğru şey, yapılması gereken şeydir.
En iyi şey, senin yapılması gerektiğini düşündüğün şeydir. En doğru şey, yapılması gereken şeydir.
Gerçekleri farklı hale getiremezdiniz; yalnızca onlara bakış açınızı değiştirebilirdiniz.
Hep şunu merak etmişimdir: Önemli olan sizden başka diğer herkesin fikirleriyse, sizin hiç kendi fikriniz olabilir mi?
Kadere inanıp inanmamanız gelip tek bir noktaya dayanır: bir şeyler yolunda gitmediğinde kimi suçladığınıza.
Aslında, arkasında insan olmayan bir silah hiçbir şey değildi.
Sabırsızlıkla beklediğiniz bu çocuk, hayal ettiğiniz gibi bir insan olmayabilir. Artık birbirinize yabancısınız; yıllar sonra da yabancı olacaksınız.
Mutluluğun tanımı her zaman istediğiniz şeylere sahip olmak değil miydi?
Çocuğunuzun gözlerine baktığınız zaman, dedi Lacy yumuşak bir sesle, bir gün olmasını umut ettiğiniz her şeyi görürsünüz Olmamasını dilediğiniz şeyleri görmezsiniz.
Mutluluk yalnızca anlattıklarınız değildir ; aynı zamanda nasıl hatırlamayı tercih ettiğinizdir.
Çocuklarımızın ne kadar muhteşem insanlar olmalarını istersek isteyelim, onlara ne kadar mükemmel kişilermiş gibi davranırsak davranalım, bizi hayal kırıklığına uğratma eğilimleri hep var. Anlaşılıyor ki çocuklar zannettiğimizden daha fazla bize benziyorlar ;derinlerde, çok derinlerde büyük hasarlar var.
Aslında arkasında insan olmayan bir silah hiç bir şey değildi.
Meydana gelmiş bir şeyi geri döndüremezsiniz; yüksek sesle söylenmiş bir sözü geri alamazsınız. Beni düşünüp, keşke benimle konuşarak vazgeçirebilseydiniz diye içinizden geçireceksiniz. Söylenebilecek en doğru laf ne olurdu diye bulmaya çalışacaksınız. Sanırım ben size bunun cevabını verebilirim. Kendini suçlama, bu senin suçun değil. Ne var ki bu bir yalan. Hepimiz bu noktaya tek başıma gelmediğimi biliyoruz.
Yolculuğumun hicbir hedefi yoktu.Ta ki sana dogru bir U dönüşü yapana dek
Yaşam, tüm ‘acabaların’ gerçekleşmediği, onun yerine hayal ettikleriniz, umut ettikleriniz ve korktuklarınız gerçekleştiğinde meydana gelenlerden ibaretti.
Anlaşılıyor ki çocuklar zannettiğimizden daha fazla bize benziyorlar; derinlerde, çok derinlerde büyük hasarları var.
Tüm hayatınızı başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne odaklanarak geçirirseniz gerçekte kim olduğunuzu unutur muydunuz? Ya dünyaya gösterdiğiniz yüz, bir maskeden ibaretse ve altında hiçbir şey yoksa?
Ama belki de kötülüklerin nedeni, iyiliğin nasıl bir şey olduğunu başka türlü hatırlayamayacak olmamızdır .
Bebeklerin kafasındaki yumuşak nokta Hepimizin doğarken sahip olduğu bir hassasiyetti bu, bir yetişkinin sert başlılığına dönüşen bir hassasiyet.
Aileler yeni doğan bebekte yakın akrabalarınkine benzeyen bir çene ya da bir burun görürken, Lacy bilgelik ve huzur dolu bir bakış görüyordu -üç buçuk kilo ağırlığında saf olasılık.
Belki de empati de tüm kullanılmayan kaslar gibi köreliyordu.
Hep şunu merak etmişimdir: Önemli olan sizden başka diğer herkesin fikirleriyse, sizin hiç kendi fikriniz olabilir mi?