İçeriğe geç

16.50 Treni Kitap Alıntıları – Agatha Christie

Agatha Christie kitaplarından 16.50 Treni kitap alıntıları sizlerle…

16.50 Treni Kitap Alıntıları

Boş vermelisin böyle şeylere Emma, insanoğlu her şeye alışır!
Hiç bir konudan emin olmamak gerekir. Size anlatılan hiçbir şeyi aslını araştırmadan kabul etmemelisiniz.
Hiç bir konudan emin olmamak gerekir. Size anlatılan hiçbir şeyi aslını araştırmadan kabul etmemelisiniz.
Erkekler böyledir işte! Ağaçlara bakarken önlerindeki ormanı görmezler.
Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi.
İnsanlar çok korkunç şeyler yapabilirler
İleriye doğru atılacak adım çok fazla çaba gerektiriyordu
Hiç kuşkusuz parayı hiç umursamayan insanlar vardır. Ama ben kendi adıma henüz öyle birine rastlamadım.
Psikolojiyi psikologlara bırakmak gerek. Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi.
Boş vermelisin böyle şeyleri Emma, insanoğlu her şeye alışır!
Yaşamda yalnızca bir kez genç olunuyor.
İnsanların bana karşı sözlerini eskiden olduğu kadar net ve açık söylemediklerini düşünüyorum.
Erkekler böyledir işte! Ağaçlara bakarken önlerindeki ormanı görmezler.
Boş vermelisin böyle şeylere Emma, insanoğlu her şeye alışır!
“Psikolojiyi psikologlara bırakmak gerek. Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi.”
“İnsanoğlu denilen kahramanlıkla korkaklığın ilginç bir bileşimi.”
İnsanlar her şeyi yapabilir, canım. Çok acı ve korkunç ama yapabilirler.
“Bana bir kişinin hissettirdiği tüm duyguları tüm dünya nüfusu birleşse yine de hissettiremez…”
‘’Çok zor bir dünyada yaşıyoruz, değil mi?’’ diye sordu. ‘’Doğru yolu bulup ayakta kalmak çok zor, demek istiyorum. Özellikle de buna göre yetiştirilmemişseniz.’’
‘’Çok zor bir dünyada yaşıyoruz, değil mi?’’ diye sordu. ‘’Doğru yolu bulup ayakta kalmak çok zor, demek istiyorum. Özellikle de buna göre yetiştirilmemişseniz.’’
İnsan yalnızca bir kez genç olur.
İnsanoğlu denilen kahramanlıkla korkaklığın ilginç bir bileşimi.
Psikolojiyi psikologlara bırakmak gerek. Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi. Hastalarım bana komplekslerini ve nevrozlarını kendi kendilerine teşhis koyup anlatıyorlar, ama bana bu konuda konuşma fırsatı tanımıyorlar.
Sizin için doğru olanı yapmalısınız! Bırakın ailenin geri kalanı ne derse desin!
Gerçi okumak için gözlük kullanıyorsun ama uzağı görme konusunda mükemmelsin
Bana bir kişinin hissettirdiği tüm duyguları
tüm Dünya nüfusu birleşse yine de hissettiremez..
İnsanlar her şeyi yapabilir, canım. Çok acı ve korkunç ama yapabilirler.
Sorun insanoğlunun açgözlülüğü dedi Miss
Marple.
İnsanoğlu denilen
kahramanlıkla korkaklığın ilginç bir bileşimi.
Olgunluk çağına gelmiş bayanları asla
küçümsememelisin. Onların oturdukları yerden insana,
ne olmuş olabileceğini, ne olması ve hatta gerçekte ne
olduğunu söyleyebileceklerini savunurdu. Ayrıca
onların diye ekledi. Bir olayın neden gerçekleştiğini
de söyleme yetenekleri de vardır, derdi.
El sıkışmalarının ardından Lucy Eyelesbarrow Miss Marple’ı çalışma odalarının en loş olanına götürdü ve, Korkarım şu aralar gerçekten çok doluyum, ama yine de sizin için ne yapabileceğimi anlatırsanız severek yardımcı olmaya çalışırım, diye açıkladı.
Aslında bu çok basit, diye Miss Marple mırıldandı. Tuhaf, ama basit. Sizden bir ceset bulmanızı istiyorum.
İnsanlar her şeyi yapabilir, canım. Çok acı ve korkunç ama yapabilirler.
Onun için yaşamda önemli olan zamanı kazanmak değil iyi değerlendirmekti.
Erkekler böyledir işte! Ağaçlara bakarken önlerindeki ormanı görmezler.
O kadar zeki sayılmam yalnızca insanoğlunu biraz tanıdığımı söyleyebilirim
Hiç kuşkusuz parayı hiç umursamayan insanlar vardır. Ama ben kendi adıma henüz öyle birine rastlamadım.
Çok zor bir dünyada yaşıyoruz, değil mi? diye sordu. Doğru yolu bulup ayakta kalmak çok zor, demek istiyorum. Özellikle de buna göre yetiştirilmemişseniz.
Sağlıklı olduklarını, iyi olduklarını inatla ileri sürenler genelde gerçekten çok hasta olanlardır.
En iğrenç yalanları da gerçekmiş gibi anlatıyorlar.
O çok içine dönük biri ama biliyor musunuz ki sakin sular çok derin olur.
Luther’e ondan küçümsenmeyecek bir miras kaldı. O da genç bir adamken son derece normaldi, yalnızca ara sıra babasıyla kavgaları oluyordu. Sanırım babasının onunla ilgili umutları farklıydı, Luther de buna bozuluyordu ve bu konuyu büyütüyordu. Sonuçta bu onda bir saplantı halini aldı ve kendi ev yaşamına da yansıdı. Eğer onunla biraz konuşacak olursanız oğullarından tüm kalbiyle nefret ettiğini göreceksiniz.Kızlarına karşı ise her zaman sevecendi. Hem Emma’ya, hem de Edie’ye
.
Peki oğullarından niçin nefret ediyor?
Bu sorunuza yanıt bulmak için şu yeni dönem psikologlarından birine gitmelisiniz Ama sanırım Luther her zaman için kendini bir erkek olarak yetersiz buldu ve mali durumundan dolayı sıkıntı çekti. Gerçi oldukça yüksek bir faiz geliri var ama ana sermayeye dokunmaya hakkı yok. Eğer oğullarını mirasından reddetmeye hakkı olsaydı, onlardan bu derece nefret etmeyecekti hiç kuşkusuz. Bu anlamda hiçbir gücünün olmaması onu utandırıyor, kendini küçük hissetmesine neden oluyor.
Daha yaşamaya başlamadı bile diye açıkladı. Biliyorsunuz Emma gibi insanlar bu dünyanın tadı, tuzudur
Bana değer veriyorsunuz, ben de size
İnsanlar her şeyi yapabilir, canım. Çok acı ve korkunç ama yapabilirler.
Bu kadarı sizin için yeterli mi?
Gerçeği tercih ederdim, Bay Crackenthorpe.
Hep kafamı kurcalıyor çözüm sandığımızdan çok daha basit olamaz mı? Cinayetlerin genellikle çok basit çözümleri vardır,
Korkarım biraz fazla romantik biriyim.
Kişi daima varsayımlar ileri sürmeye eğilimlidir ve cinayet gibi ciddi bir konuda varsayımlarda bulunmak kişiyi inanılmayacak derecede yanıltabilir. Yapılması gereken olaya karışmış olan -ya da karışmış olabilecek- kişileri gözlemlemek ve onların kimi anımsattıklarını düşünmektir

Kişiler arasındaki paralellik çok belirgindi.

insanların size başka insanları anımsatmaları o kadar yararlı olabiliyor ki çünkü insan eninde sonunda her yerde aynıdır ve insan doğası olayların çözümünde çok önemli bir rehber olabiliyor.
Parasal anlamda sergilediği başarılı görünüme rağmen mi?
Gösteriş! Hepsi gösteriş!
Hiç kuşkusuz parayı hiç umursamayan insanlar vardır. Ama ben kendi adıma henüz öyle birine rastlamadım.
Madam Joilet canlı, işini bilen bir kadındı; kurnaz, karşısındakinin içini okuyan bakışları vardı.
Sizin çok değerli bir özelliğiniz var çevrenize güven duygusu saçıyorsunuz.
Bana kalırsa Miss Crackenthorpe asla evde kalmış bir kız değil. Benim görüşüme göre o yaşamda bir kez, ancak geç evlenen insanlardan tabi mutlu olma şansı da aynı derecede fazla olanlardan.
Daha önce de onun tipinde bir iki kişiyle karşılaştım. Bir anlamda kendilerini yaşamın rüzgarına kaptırıp dünyanın dört bir yanına savruluyorlar; yaşamlarında tehlikeyi, ölümü, heyecanı, macerayı çok erken tanıyorlar. Ve sonra birden yaşamı fazla yavan buluyorlar. Yavan, boş ve tatminsiz. Bir anlamda onlara haksızlık etmiş oluyoruz. Aslında bu konuda nereye kadar gidebileceğini bildiğimi de iddia edemem. Ama bir şekilde dolu dolu bir geçmiş ve boş bir gelecekle karşımızda durdukları da bir gerçek. Üstelik de canla başla yaşamlarını riske atabilmiş insanlar bunlar; sıradan bir insan ahlaki değerlerden çok sağduyularının etkisiyle, içgüdüsel olarak güvenliğini sağlamaya çalışır. Ancak bu kahramanlar korkuyu tanımıyorlar, lügatlarında tedbirli olmak diye bir şey yok.
Edie’yi biliyorsunuz değil mi? Karımı. Tabi ki tanımıyorsunuz onu. O diğerlerinden çok farklıydı.
biraz fazla tesadüf değil mi?
Olası tehlikelerin beni yıldıracağını sanmıyorum.
Lucy Eyelesbarrow’un hizmetlerine ulaşmanın karşılığı asla yalnızca para değildi.
“Psikolojiyi psikologlara bırakmak gerek. Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi.”
İnsan gerçekten ne olduğunu bilmek istiyor.
bardak bardak çay içip oyalanıyorlar Gerçek anlamda çalışmayı isteyen yok.
“Günümüzün en önemli sorunu herkesin kendini amatör bir psikolog olarak görmesi”
“Onu her gün arayın. Yaşlı insanlar için yakınlarından haber almanın büyük önemi vardır.”
“İnsanoğlu her şeye alışır!”
“Her şey sonu gelmez korkunç bir kabus gibi.”
“Onun için yaşamda önemli olan zamanı kazanmak değil iyi değerlendirmekti.”
“Çok zor bir dünyada yaşıyoruz değil mi ? Doğru yolu bulup ayakta kalmak çok zor.”
“Onun gitmesi benim açımdan kayıp değil. Ardından ağlayacak değilim. Hiç fark etmez!”
– Yandınız mı?
– Biraz. Önemli bir şey değil. Yemek pişirmek gerçekten tehlikeli bir uğraş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir