İçeriğe geç

كتاب شرح عجائب القلب Kitap Alıntıları – İmam Gazali

İmam Gazali kitaplarından كتاب شرح عجائب القلب kitap alıntıları sizlerle…

كتاب شرح عجائب القلب Kitap Alıntıları

Ey inananlar! Allah’ı çokça zikredin.
Ahzâb 33/41
Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.
Tekâsür 102/8
Mutlaka cehennem ateşini göreceksiniz.
Tekâsür 102/6
Söylendiğine göre «aşk» perdeyi yırtmak ve sırları keşfetmektir. «Vecd» hali ise zikrin lezzetine varıldığı anda ruhun, arzunun taşkınlığı-na katlanamamasıdır, öyle ki, bu hali yaşayan kimsenin azalarından biri kesilse hiç bir şey duymaz.
Cenab-ı Hak, bir kimsenin acele etmesi ile acele etmez! Allah’a karşı üstünlük sağlamaya çalışana Allah Teala üstün gelir, Allah’ı aldatmak isteyen kendisini aldatır.
Cehaletten daha şiddetli bir fakirlik yoktur!
Kim hayırlı bır çığır açarsa; bu kimse hem kendi amelinin ve hem de kıyamet gününe kadar onunla amel edenlerin sevabını aynen alır.
Kim de kötü bir çığır açarsa; bu kimseye hem kendi işinin günahı ve hem de kıyamet gününe kadar onu işleyenlerin günahı aynen gelir.
İçkiden uzak durunuz! Çünkü Cenab-ı Hak, iman ile ayyaşlığı bir insanın göğsünde asla bir araya getirmez! Bunlardan biri diğerini mutlaka kovar!
Biliyor musunuz komşu hakkı nedir? Senden yardım istediği zaman ona yardım edersin, destek istediği zaman destek verirsin, borç istediği zaman borç verirsin, hastalandığı zaman ziyaret edersin, öldüğü zaman cenazesine katılırsın, iyi bir durumla karşılaşırsa kendisini tebrik edersin, izni olmaksızın havasını kesecek derecede yüksek bina yapmazsın, meyve satın aldığın zaman ona hediye edersin, eğer böyle yapmazsan satın aldıklarını gizlice evine götürürsün, komşunun çocuğu görüp kıskanmasın diye çocuğunun eline meyve verip dışarı salmazsın, pişirdiğin yemekten komşuna göndermeyeceksen kokusu ile onu rahatsız etmezsin!
İlmi, ulemaya karşı böbürlenmek, aşağılık kişilerle münakaşa etmek ve insanların dikkatini çekmek için öğrenmeyin. Kim böyle yaparsa yeri cehennemdir.
Nitekim Peygamber’imiz (S.A.S.) şöyle buyuruyor:

— Bana getirilen selât-ü selâm, sırat köprüsü üzerinde ışıktır, cu-ma günü seksen kere selât-ü selâm getiren kimsenin geçmiş seksen yıl-lık günahı affedilir» der.

Dahhak der ki; “Her kırk gecede bir başına ya bir belâ ya bir keder veya bir musibet gelmeyen kimsenin hesabına, Allah katında hiçbir hayır yazılmaz.”
Ümmetimin en yüksek dereceli şehidi, zalim bir devlet başkanının karşısına dikilerek iyiliği emredip kötülükten sakınmasını ona hatırlatan ve bu yüzden öldürülen kimsedir.
Anne babanın çocuğuna iyi terbiye vererek göz kulak olması gerekir, çünkü çocuk anne babaya teslim edilmiş bir emanettir.
Kim, Allah Teala’nın kendisine verdiği az rızka rıza gösterirse, Cenab-ı Hak da onun azıcık ameline rıza gösterir.
Elbette hak nefis üzerine ağır ve acı, bâtıl ise nefse hafif ve hoş gelir.
Kibir ve kendini beğenmenin, kişiyi nasihat dinlemekten ve edep sahibi olmaktan alıkoyması kötülük ve rezalet olarak yeter.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Ayetlerde münafıkların özellikleri musallin/namaz kılarlar şeklinde iken, müminler mukimune’s-salate/namazı dosdoğru kılarlar şeklinde nitelenmektedir.

Şu sebeple bu ifadeler kullanılmaktadır: Bilinmeli ki namaz kılanlar çoktur, ancak dosdoğru namaz kılanlar çok azdır. Gaflet ehli kişiler, halk arasında rağbet görmek için amel işlerler; amellerin Allah Teala’ya arz edileceği gün onun kabuk veya ret edileceğini hesaba katmazlar.

«Kendi kovandan su isteyen birinin kovasına su boşaltmak veya müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak ve arkasından dedikodu yapmamak (gibi sana basit görünen hareketler) bile olsa hiç bir iyiliği küçümseme.»
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bir kişiye Allah’tan(c.c) kork denildiği zaman Sen kendi işine bak! demesi günah olarak yeter.
Kim gülerek günah işlerse ağlayarak ateşe girer.
Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği şey sahip olduğu nimetlerdir. Kendisine, ‘Sana sağlıklı bir beden vermedik mi? Soğuk sulardan sana içirmedik mi?’ diye sorulacaktır.
Ölüm, mümin için bir hediyedir.
/Hz. Muhammed (a.s.m)
Resûlullah (a.s.m) şöyle buyurdu:
Eğer hayvanlar ölüm hakkında insanların bildiklerini bilselerdi, sizler hiçbir zaman iyi beslenmiş bir hayvan eti yiyemezdiniz.
Nice sevinçler, sevindirici şeyler vardır ki aslında hastalık ve musibettir. Nice hastalıklar vardır ki aslında şifa ve hayırdır.
Havariler İsa’ya(a.s) şöyle der:
-Ey Ruhullah! Acaba bugün yeryüzünde senin bir benzerin var mıdır?
-Evet! Kimin konuşması zikir, susması tefekkür ve bakışı ibretlik olursa o kişi tıpkı benim gibidir!
Kişi dostunun dini üzeredir; öyleyse herkes kiminle dost olduğuna dikkat etsin.
https://1000kitap.com/erdgn_haluk
https://1000kitap.com/ayhnerkt
Sen nasibin olmayan şeylerin peşine düşmüş onları arıyorsun, halbuki nasibin de seni arıyor!
Ölümün kaçınılmaz bir yolculuk olduğunu bilmiyor musun?
Tevekkül sahibi olmak, pek çoklarının yanlış bir düşünce eseri olarak zannetlerikleri gibi sebeplere sarılmaya engel değil; tersine sebeplere sarılmak emredilen bir husurdur.

Peygamber Efendimiz (Sav) ”Deveni bağla ve Allah’a tevekkül et. ” Buyurmuştur.

Dünyayı ona düşkün olanlara bırakın.
Uyun-ul Ahbar adlı eserde Şakık el-Belhî’nin (rehimehullahu) şu söz-leri nakledilir: «İnsanlar şu üç sözü söylerler, ama davranışları sözleri-ne ters düşer. Birincisi «biz Allah’ın kuluyuz» derler, fakat başıboşlar gibi davranırlar, bu durum sözlerine ters düşer, «Allah bizim rızkımıza kefildir» derler, fakat kalbleri yalnız dünya ile dünya varlığı biriktirmekle tatmin olur. Bu davranış da sözlerine ters düşer. «Ölümden kurtuluş-muz yoktur» derler, fakat hiç ölmeyecekmiş gibi hareket ederler, bu du-rum da hiç şüphesiz sözlerine ters düşer.

Ey kardeşim, sen kendine bak! Hangi vücudla Allah’ın huzuruna dikileceksin, hangi dille O’na cevap vereceksin, her şeyi inceden inceye sana sorduğunda ne cevap vereceksin.

Düşünce insanın kişiliğiyle alakalı olduğundan bir şeyi düşünmek onu talep etmeyi doğurur.
Halinden memnun olana müjdeler olsun!
Cennetin sekiz kapısı vardır, hepsi açılır ve kapanır, yalnız tevbe kapısı müstesna, onun başında herzaman nöbet tutan bir melek bulunur ve hiçbir zaman kapanmaz. Bunu bilerek iyi amel işle ve sakın umudunu yitirme.
Güneş altındaki günlerin en hayırlısı Cum’a Günüdür.
Ölümün ansızın olabilir.
‘‘Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden.
Sonunda din de gitti, dünya da gitti elimizden.’’
”Allah’ın rızası, anne babanın rızasındadır! Allah’ın öfkesi, anne babanın öfkesindedir. ”
Başka bir şair de şöyle der:
Geceler canlılar için birer duraktır,
Sonunda ömürler düğümlenir ya da açılır,
Onların kısası kederle uzundur,
Uzunları da sevinçle kısalır.
” Ey Âdem! Soyundan gelenlere sıkıntı ve kederi miras bırakıyorsun. Ben de onlara tevbeyi bırakıyorum. Onlardan kim bana dua ederse, senin dileğini nasıl yerine getirdimse onun duasını da öylece kabul ederim. Kim benden günahlarının bağışlanmasını isterse, bağışlamamı onlardan esirgemem. Çünkü ben, bana el açanların en yakını ve dualarına icabet edenim.
Hz. İsa (A.S) der ki: ”Su ile ateş aynı kap da nasıl barınamazsa, dünya sevgisi ile ahiret sevgisi bir mü’mimin kalbinde öyle bağdaşmaz. ”
《Öyle bir günden sakının ki, (hepiniz) o gün Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı tastamam verilecek, onlara haksızlık edilmeyecektir.》
el-Bakare, 2/281
İnsan ne zaman öfkelense, tıpkı çocuğun topla oynaması gibi şeytan da onunla oynar.
Öyle bir zaman gelecek ki, aralarında iyiliği emredip kötülüğe negel olan bir mü’minin bulunmasından bir merkep leşinin bulunması insanlara daha sevimli gelecek!
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki; İyi eğitim ve güzel isim, çocuğun ana babası üzerindeki haklarındandır.
Peygamberimiz (s.a.v); Ananın duası, en çabuk kabul olunan duadır buyurur.
Sana ”Allah’ı(c.c) seviyor musun? ” diye sorduklarında, sükut et! Eğer ”Hayır! ” desen, küfre girersin. Şayet Allah’ı sevenlerde bulunması gereken vasıflar sende bulunmadığı halde ”Evet seviyorum! ” desen Allah’ın gazabını üzerine çekmekten sakın!
Bir darb- 1 meselde denir ki: Çocuğun bir çiçektir, ye dinci gününde açar, yedinci yaşında sana yardımcı olur. Bundan sonra ya düşmanın olur veya ortağın .
Mü’min, Allah’tan(c.c.) başka herkesten ümidini keser. Münafık ise Allah’tan başka herkese umut bağlar.
İbn Mesud (r.a) şöyle der:
Namaz bir ölçek gibidir; ölçeği tam dolduran, karşılığını da tam olarak alır.! Ancak eksik bırakanlar Allah Teâlâ’nın ayet-i kerimede ne buyurduğuna iyice dikkat etmeli:
Ölçüde ve tartıda eksiklik yapanların vay hâline! |Mutaffifîn 83
Resûlullah (a.s.m) şöyle buyurdu:
En kötü hırsız, namazından çalandır.!
Resûl-i Ekrem (a.s.m) şöyle buyurur:
Allah katında en sevimli ses, günahkâr bir kulun tövbekâr olarak Ya Rabbi! diye seslendiği yakarıştır. Allah Teâlâ da kuluna, Buyur ey kulum! Ne istiyorsun söyle! Sen benim katımda meleklerim gibisin. Ben daima seninle birlikteyim ve kalbinde gizlediklerinden sana daha yakınım! Ey meleklerim, sizler şahit olun! Ben bu kulumun günahlarını bağışladım! der.
gt;İbn Şâhîn, et-Tergîb s.165
Uğrunda ölüm olmayan aşkın hiç bir değeri yoktur.
Ölümün kaçınılmaz bir yolculuk olduğunu bilmiyor musun?
Kabirleri ve bedenlerin çürüyeceğini unutan, bilmezlikten gelen ve hesaba katmayan kul ne fena bir kuldur.
Günün birinde mutlaka öleceksin.
Bir gün Peygamberimiz cemaate namaz kıldırıyordu.
Secdeye varınca Hz. Hüseyin boynuna bindi.
Peygamberimiz secdeyi uzattı. Peşinde namaz kılanlar bir şey oldu sandılar. Namaz sona erince ”Ya Rasüllah, secdeyi uzattın, biz de bir şey oldu sandık ” dediler. Peygamberimizn sahabelere şu cevabı verdi. ”Torunum beni binek yaptı. O hevesini alsın diye, hemen secdeden doğrulmak istemedim. ”
«Ana – babasını köle olarak bulup satın almadıkça ve arkasından azad etmedikçe evlad ana – babanın hakkını Ödemiş olmaz.»
Nice sevinçler aslında hastalıktır, nice hastalıklar da aslında şifâdır.
Allah’ım! bana senin korkun ile ağlayan iki göz bağışla.
Göz yaşı dökmek için şu beyitler ne kadar düşündürücü:
– Ey gözlerim, günahıma ağlarmısın?
-Ömrüm ellerimden uçtu, gitti de farkında olmadım.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki; Cehaletten daha ağır fakirlik olmaz.
Dünyayı terk etmek dağ başına çıkmak, mağaraya çekilmek değildir. Dünyanın Lezzetlerinin aldatmasına izin vermemek, onlara sırtını dönmek, dünyaya bağlamasına müsaade etmemektir. Bunlar varsa insanın kalbi, mağarada inzivada olsa dahi dünyaya bağlıdır.
Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkoyar. Bunlar yerine onu zikirle, kur’an okumakla ve ilmi konuşmalarla meşgul eder.
Kişi dünyanın süsüne rağbet ettiği zaman Allah Teala onun kalbini körleştirir. Eğer dünyanın süsüne karşı gelirse ilahi nimetlere kalbini açar. Ona, okumak ve dinlemek vasıtası ile öğrenilemeyen ilmi öğretir.
Bela ariflerin kandili, müridlerin uyarıcısı, müminlerin kurtuluşu ve gafillerin helak olma sebebidir.
Oysaki Allah’tan çekinenler için âhiret yurdu daha hayırlıdır, hiç anlamıyorlar mı? (A’râf suresi,169)
“Resulullah şöyle buyuruyor:
Gıybetten sakınınız! Çünkü gıybet zinadan daha kötüdür. Zina eden bir kimse tövbe eder ve Allah Teala onun tövbesini kabul edebilir. Ancak gıybet yapan kişinin, gıybeti yapılan kişi tarafından affedilmedikçe günahının bağışlanması mümkün değildir.”
“Marifet sahipleri şöyle der:
Namaz dört şeyden ibarettir;
.Bilerek ve şuurla namaza başlamak
.Haya ile namaza durmak
.Namaza gerekli tazimi göstermek
.Korku ile namazı bitirmek”
“Resulullah şöyle buyurur:
Kim namazını vaktinde kılar, abdestini güzelce alır; rükünunu , secdesini ve huşunu tam olarak yerine getirirse; o kıldığı namaz bembeyaz parlak bir şekilde göğe yükselir ve kılan kişi için şöyle der:
-Bana karşı titiz davranıp koruduğun gibi Allah da seni korusun.
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır.
Hz. Muhammed (s.a.v) buyurdu ki.
Cehaletten daha büyük fakirlik yoktur.
Sadece dıştan günahlarına tövbe edenlerin durumu,üzerine ipek örtü serilen bir çöplüğe benzer.Insanlar bu ipekle saklanmış yığına hoşlanarak bakarlar,fakat örtü kalkınca yüzlerini ondan çevirirler.Bunun gibi.Insanlar görünüşte ibadet işleyenlere imrenerek bakarlar,ama kıyamet günü,sırların ortaya ektiği gün örtü kalkınca melekler onlardan yüz çevirir.
Canını sıkma zorluğun arkası kolaylıktır,
Her şeyin bir vakti ve takdiri vardır,
Takdir sahibi bizim halimizi biliyor
Bizim tedbirimizin üstünde Allah’ın tedbiri vardır. ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir