Sabahattin Ali kitaplarından Aldırma Gönül kitap alıntıları sizlerle…
Aldırma Gönül Kitap Alıntıları
Fakat sevgili Bir vücutta bulunan bir şey kendisinde taşımayı tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.
Yüzünde,baktıkça gün ışığı gibi insanın yüzüne vuran bir saadet.
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: ‘ Dünyada neler gördünüz?’ dese verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki
Ufuklarda pembe pembe belirdi şafak
Ah yarabbi!.. biraz sonra sabah olacak
Ben halbuki dün geceden beri uykusuz,
Büzülüyor üşüyorum, her tarafım buz
Hiçbir şeyi kavramıyor dimağım,
Pek bitkinim, bilmiyorum ne yapacağım
Ah Gittikçe çoğalıyor kafamdaki sis
Bir köşede uyusaydım görmeden polis
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir..
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki
Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki
Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var . Kuyucaklı Yusuf
Seni seviyorum Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim
Ve bir gün her şey bitti O kadar basit, o kadar kati bir şekilde bitti ki, ilk anda anlamak benim için mümkün olmadı Kürk Mantolu Madonna
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş İçimizdeki Şeytan
Ne olurdu? Birbirimize birkaç sene sonra tesadüf etmiş olsaydık! O zaman hayatımız belki bambaşka bir şekil alırdı.
Gönülde eski sevdalar
Geçmiyor günler geçmiyor.
Geçmiyor günler geçmiyor.
Bu beşiğe ben öksüz aşkımı koyacağım.
Görmesen bile denizi yukarı çevir gözü deniz gibidir gökyüzü.
Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum.
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Su koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba?
Asıl iyilik tanımadıklarımıza yaptığımız iyiliktir
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yeryüzünde hiçbir şey ne kadar uzun ömürlü olursa olsun sonsuz değildir.
Ben sana rehber değil, ancak yoldaş olabilirdim, fakat yolu ikimiz de biliyorduk
Beni en güzel günümde sebepsiz bir keder alır.
İnsan ki gelip geçer dünyadan nefes gibi.
Hayattan fazla bir şey bekleyenler delidir.
Bugün geniş, uçsuz bucaksız bir şeye sana bakmak istiyorum!
Şimdi şiir bence senin yüzündür.
Resmini gördüğüm andan beri ömrümün bütün senelerinden daha çok yaşadığımı hissediyorum.
Kalbim ki senin en son sığınacak yerindir.
Onun boşluğunu değil,
Yokluğunu hissedecektim.
Yokluğunu hissedecektim.
Benimle uğraştıkları, hatta işkence ettikleri sırada, ben onlarda insan tarafı aramakla meşguldüm.
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Yukarıya çevir gözü
Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Aczimi içimdeki şeytanı hamlettim. Halbuki tembel ve iradesizdim.
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?..
Yâr semtinden gelen rüzgar:
Seni unuttu!.. der gelir.
Seni unuttu!.. der gelir.
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül, aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
Aldırma gönül, aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
Yâr semtinden gelen rüzgar:
Seni unuttu!.. der gelir.
Seni unuttu!.. der gelir.
Gönülde eski sevdalar
Geçmiyor günler geçmiyor.
Geçmiyor günler geçmiyor.
Kimsede bulamadım menfaatsiz bir yürek
Bu beşiğe ben öksüz aşkımı koyacağım.
Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Asıl iyilik tanimadıklarımıza yaptığımız iyiliktir.
Bizi istemediklerimizi yapmaya çeken bir kuvvet var.
Hiçbir hakikatin beni ondan uzaklaştırmasına tahammül edemeyeceğimi anlıyordum.
En büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır.
İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor.
Ben de yaşayacağım
Ben de yaşayacağım
Sensin beni en onulmaz yerimden vuran,
Fakat sensin yine boş ömrü dolduran
Fakat sensin yine boş ömrü dolduran
Beni sana bağlayan bir şey vardı.
Belki sözlerin doğru Fakat içimde bunların doğru olmasını istemeyen bir yer var
Ona şimdiye kadar hiç kimseye, hatta kendime bile söylemediğim şeyler anlatacaktım.
Hakikatten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek.
Hayat bir katakulliden ibarettir!
Onun boşluğunu değil,
Yokluğunu hissedecektim.
Yokluğunu hissedecektim.
Akıtıp gözüm yaşını
Göğsüme koyamadığım!
Göğsüme koyamadığım!
Seni seviyorum Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreciğim
Demek ki bu şehirde beni seven hiç olmazsa bir kişi vardı.
Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir
İnsan ki gelip geçer dünyadan nefes gibi.
Onunla beni bizim iradelerimizin üstünde bir bağın bağladığına eminim.
Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.
Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
Dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir.
Şimdi benim tahtım senin dizindir.
Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor?..
Ne kadar isterdim Başka türlü olmayı ne kadar isterdim
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş
İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu?
Herkesin bir tek dünyası vardır, oda kendisi