İçeriğe geç

Kur’an-ı Kerim Açıklamalı Meali Kitap Alıntıları – Komisyon

Komisyon kitaplarından Kur’an-ı Kerim Açıklamalı Meali kitap alıntıları sizlerle…

Kur’an-ı Kerim Açıklamalı Meali Kitap Alıntıları

Allah’ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı ve Allah çok esirgeyici ve çok merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu?
29. Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Hayır (insan) Allah’ın emrettiğini yapmadı.
17. Kahrolası insan! Ne inkârcıdır!
27. Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.
36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!
Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.

Ta-Hâ Suresi 2. Ayet

30. De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir?
17. Eğer Allah’a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükafat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah’ın yanındadır.
5. Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.
3. Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.
10. Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah’a dayanıp güvensinler.
20. Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziyaretçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.
14. Münafıklar onlara; biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah’ın emri gelip çattı!
Ey sağdaki! Sana selâm olsun!
60. İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Andolsun biz Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?
48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.
49. Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O’nu tesbih et.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yahudiler arasında büyü yaygın idi. Bu yüzden Hz. Süleyman’ın büyük bir büyücü olduğunu, hükümdarlığı büyü ile elde ettiğini, hayvanlara ve cinlere büyü ile hükmettiğini söylerler ve buna inanırlardı. Hz. Süleyman Kur’an’da peygamber olarak tanıtılınca lt; lt;Muhammed Süleyman’ı peygamber sanıyor, halbuki o bir büyücüdür gt; gt; dediler.
Geceleri pek az uyurlardı.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri hâlde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında “İnandık” derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.
16. Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.
17. İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadır.
18. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
19. Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
11. Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimdirler.
36. Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah sizi mükafatını verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez.
19. Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
36. Kim Rahmân’ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.
37. Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
38. O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına Keşke benimle senin aranda doğu ve batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.
20. Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını da artırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
8. Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.
9. Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah’tır. O ölüleri diriltir, her şeye kâdirdir.
51. İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.
49. İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisini bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.
49. İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verildiği vakit, Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir der. Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler.
8. İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunh unutur. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur, çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!
Ancak Allah’a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).

Şuarâ Suresi 89. Ayet

45. Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir.
41. Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, insanları bozulmasın diye tutuyor. Andolsun ki, onların nizamı eğer bir bozulursa, kendisinden başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, hâlimdir, çok bağışlayıcıdır.
29. Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayarak bir kazanç umabilirler.
5. Ey insanlar! Allah’ın vâdi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allah hakkında sizi kandırmasın!
6. Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
40. O gün Allah, onların hepsini toplayacak; sonra meleklere: Size tapanlar bunlar mıydı? diyecek.
41. (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
72. Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler (sorumluluğundan korktular). Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zâlim, çok cahildir.
10. Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vadinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman;
11. İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.
34. Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.
18. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.
19. Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Umutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.
Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah’ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir grup yine rablerine ortak koşuyorlar.
Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı.
Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır! Keşke bilselerdi!
İnsanlar, imtahandan geçirilmeden, sadece iman ettik demeleriyle bırakılaverileceklerini mi sandılar?
Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı sarılın; parçalanmayın.

Âl-i İmrân Sûresi 103. Ayet

Sen affı tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. (A’raf: 199)
94.(Ey Muhammed, onlara:) Şayet (iddia ettiğiniz gibi) ahiret yurdu ALLAH katında diğer insanlara değil de yalnızca size aitse ve bu iddianızda doğru iseniz haydi ölümü temenni edin (bakalım), de.
95. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. ALLAH zalimleri iyi bilir.²

²-) Yahudiler, lt; lt;Ahiret hayatı sadece bize aittir gt; gt; şekilde ifade etmişler, bununla lt; lt;Yahudi olmayanlar öbür dünyada nimete nail olamazlar gt; gt; demek istemişlerdi. Bu iddiaya karşılık siz de lt; lt;Madem ki öyledir, hadi ölümü isteyin gt; gt; deyiniz. Ama onlar asla ölmek istemezler. Bu âyetler, Yahudilerin ırkçılık düşüncesinin ahirete kadar uzandığını gösterir.

Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar.
Bakara 11-12. Ayetler
Bakara Ayet:216
Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter.

Nisâ Suresi, 132. Ayet

Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır.
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O’nu tesbih et.
Tûr Sûresi/49
Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendini unutturduğu kimseler gibi olmayın.
Haşr Sûresi/19
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O’dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Hadîd Sûresi/9
Göğü Allah yükseltti ve mîzanı(dengeyi) O koydu.
Rahmân Sûresi/7
Şimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde şüpheye düşersin.
Necm Sûresi/55
Andolsun biz Kur’an’ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu ?
Kamer Sûresi/32
Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
Kaf Sûresi/39
Rabbinin hükmüne sabret !
Tûr Sûresi/48
Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah azîzdir, hakîmdir.
Fetih Sûresi/7
Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?
Muhammed Sûresi/24
Ey kavminiz ! Allah’ın davetçisine uyun.
Ahkaf Sûresi/31
“De ki: herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre davranır.”

|İsrâ,84

Rabbimiz!
Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!

Bakara Suresi 286. Ayet

185. Onlar, göklerin ve yerin ifade ettiği manalara bakmazlar mı? Onlar Allah’ın yarattıklarından hiçbir şeye de mi bakmazlar? Onlar ecellerinin yaklaşmış olabileceğine de mi bakmazlar? Bu Kur’an’dan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?
19. Allah, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir..
~NAHL SÛRESİ~
Namaz kılmak farz olduğu gibi, Kur’an’dan, namazlarda okunacak miktarı öğrenip ezberlemek de farzdır. Bu farizayı yerine getirmek Kur’an tercümesini ezberlemekle mümkün değildir; bir başka anlatımla, Kur’an tercümesi ile namaz kılınmaz. Her müslüman, biraz gayret sarfederek Kur’an’ı aslında okumayı öğrenmelidir. Şu var ki, Kur’an’ın tercüme ve tefsirlerini okumak da sevaptır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir