İçeriğe geç

The Rogue Not Taken Kitap Alıntıları – Sarah Maclean

Sarah Maclean kitaplarından The Rogue Not Taken kitap alıntıları sizlerle…

The Rogue Not Taken Kitap Alıntıları

“Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?”
“Kimse fikirleri olan kadınları sevmez.”
“Kendini beğenmişliğin, boşluğun, amaçsızlığın ve hiçbir efor sarf et­meden sahip olduğun unvanına olan düşkünlüğünle aristokra­siye dair nefret ettiğim her şeyin vücut bulmuş halisin.”
“Aşk var olan en acı verici tuzak.”
İnsan kalbinin tadabileceği tüm insani duygular içinde en kötüsü aşktır.
Mutluluk kitaplar öyle kokar
“Neden kitaplar?”
Sophie kaşlarını kaldırdı. “Anlamadım?”
“Neden onlara bu kadar düşkünsün?”
Sophie tabağı bıraktı ve ellerini eteklerine sildikten sonra yakınındaki deri kaplı kitaplara uzanıp birini alıp ona uzattı.
“Hadi.”
King kitabı eline aldı. “Şimdi ne olacak?”
“Kokla.” King başını bir yana eğdi. Sophie gülümsemeden edemedi. “Yap hadi.”
King kitabı burnuna götürdü. Kokusunu içine çekti.
“Öyle değil,” dedi Sophie. “Gerçekten kokla.”
King bir kaşını kaldırdı ve söyleneni yaptı.
“Ne kokusu alıyorsun?” dedi Sophie.
“Deri ve mürekkep?”
Sophie başını iki yana salladı. “Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?”
“Dur!” dedi Sophie.
King şaşkın gözleriyle ona dönerken durdu. “Ne oldu?”
“Parmakların. Turtayla kaplı. O kitaba dokunma.”
“Gören de birini öldürmek üzere olduğumu falan sanacak.”
Okuduğun her kitap seni daha iyi kılar.
King onu uzun bir süre izledikten sonra sessizce, “Senin hakkında kötü düşünmüyorum,” dedi.
Sophie bir sayfa daha çevirdi. “Mükemmel hayatınıza göre fazla sıradan olduğum için mi? Doğru düzgün bir eş olabilme ihtimalim insanın aklına yatmıyor mu? Benimle aynı havayı solumaya güçlükle katlanacağınız kadar sıradan olmamdan dolayı mı?”
Lanet olsun. King bunu demek istememişti. “Sıradan olduğunu düşünmüyorum.”
Sophie sayfaları daha hızlı çeviriyordu. “Buna inanmak zor, kabul ediyorum çünkü tanışıklığımız boyunca zamanını, benim ne kadar sıradan olduğumu söyleyerek geçirdin.” Sayfayı çevirdi. “Geldiğim yerin sıradanlığından bahsettin.” Sayfayı çevirdi. “Sıradan geçmişimden bahsettin.” Sayfayı çevirdi. “Sıradan ailemden.” Sayfayı çevirdi. “Sıradan karakterimden.” Sayfaları çevirdi. “Gerçekten de bu konuda nettiniz, Lordum. Sizin tam bir göt olduğunuzu düşünmeme yetecek kadar net.”
King durdu. “Bana ne dedin sen?”
“Duyma yeteneğinizin iyi olduğundan eminim.”
“Bir insan için doğru olanı yapmak istiyorsan illa o insanı tanıman gerekmi­yor.”
Okuduğun her kitap seni daha iyi kılar.
Mutluluk. Kitaplar böyle kokar.
Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?”
Sen canavarcılık oynamaktan vazgeçince, ben de kahramancılık oynamayı bırakırım.
Fakat ortada iyi olan birine göre çok fazla kan vardı.
Tanrım
Bu onun problemiydi.
Sophie onun problemiydi.
Ölemez! Dedi genç kadın
Ölmeyecekti.
Sen benim mükemmel intikamımsın
Bir adamın ya parası ya unvanı ya da mutluluğu olurdu. Üçü birden olmazdı..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Bir insan için doğru olanı yapmak istiyorsan illa o insanı tanıman gerekmi­yor.”
Geri geri gidemiyorsa, ileri gidecekti. Ve geçmişin güzel anılarına dönerek kendi geleceğini yaratacaktı.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İzlemeleri gereken yol belirlenmişti..

İzlemeye zor­landıkları yol. İzlemeye zorladıkları yol için minettar hisset­meleri öğretilen yol.

Mutluluk Kitaplar böyle kokar..
Üzmek, basit ve zarar verici bir kelimeydi..
Geri geri gidemiyorsa, ileri gidecekti.
Yenilgiyi kabullen, el sıkış, ve rakibini mahvetmek için başka bir gün geri dön!
Beklentiler de zarar verici olabiliyor.
Ne de olsa ölmek, atan kalpler içindi..
Hoşça kal o halde dedi kelimelerden
hoşlanmayarak.
Geri geri gidemiyorsan, ileri gideceksin. Ve geçmişin güzel anılarına dönerek kendi geleceğini yaratacaksın.
Ondan uzaklaşmak için arkasına döndü. Nereye gittiğini bilmiyordu ama onunla kalmayacağını da biliyordu.
Birisi kapını çalınca verilecek en normal tepkinin kapıyı açmak olduğunu biliyorsun, değil mi?
Çoğu insanın kapının arkasında durup kapının çalmasını beklemediğini biliyorsun, değil mi?
Evet çoğu insan seninle bir kapı paylaşmıyor seninle bir kapı paylaşan varsa, o kapının arkasında beklemelisin.
Kitabı burnuna götürdü. Kokusunu içine çekti.
Öyle değil, Gerçekten kokla.
Ne kokusu alıyorsun?
Deri ve mürekkep.
Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?
Bu da özgürlüğün bir parçası, değil mi?
Aşk kadar özgür kılan bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Tabiki bunu tatmak isterim. Her parçasını.
Şiirlerdeki ya da peri masallarındaki gibi bir şey değil bu.
Aşk. Hiç şüphen olmasın ki özgürlükle hiçbir ilgisi yok.
Aşk var olan en acı verici tuzak.

Neden böyle bir şey söylemişti ki?

Biz insanız. Hislerimiz var. Biz de varız.
Ve bazı insanlar bunu göremiyor gibi.
Geri geri gidemiyorsan, ileri gideceksin. Ve geçmişin güzel anılarına dönerek kendi geleceğini yaratacaksın.
Aşk bize garip şeyler yaptırır.
King kitabı burnuna götürdü. Kokusunu içine çekti.

Öyle değil dedi Sophie. Gerçekten kokla.

King bir kaşını kaldırdı ve söyleneni yaptı.

Ne kokusu alıyorsun? Dedi Sophie.

Deri ve mürekkep?

Sophie başını iki yana salladı.

Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?

Kimse fikirleri olan kadınları sevmez.
Okuduğun her kitap seni daha iyi kılar.
Aşk bize garip şeyler yaptırır.
Aşk, var olan en acı verici tuzak.”
“Aşk. Hiç şüphen olmasın ki özgürlükle hiçbir ilgisi yok.” King ona acı gerçeği söylediğinde Sophie’nin bakışları ona kaydı. “Aşk var olan en acı verici tuzak.”
“Aşk bize garip şeyler yaptırır.”
Okuduğun her kitap seni daha iyi kılar.
Babasına baktı ve önem arz eden tek şeyi söyledi. ‘Onu seviyorum.’

Lyne Dükü kapıyı işaret etti. ‘O zaman gidip kırdığın şeyi tamir etmelisin.’

Sophie sözleri karşısında nefesini tuttu. ‘Çok korkunçsun.’
‘Görünüşe göre öyleyim. Mükemmel bir eşleşme değil miyiz?’
İnsan kalbinin tadabileceği tüm insani duygular içinde en kötüsü aşktı.
Aşk bize garip şeyler yaptırır.
Ve önünde kilometrelerce uzanıyor gibi duran, yerden tavanlara kadar maviler, yeşiller, kırmızılar ve kahverengilerle dolu bir sürü raf vardı. Bir insanın hayatı boyunca okuyabileceğinden çok daha fazla kitap duruyordu rafta.

Ama Sophie hepsini okumayı deneyebilirdi.

-Ne kokusu alıyorsun?” dedi Sophie.

“-Deri ve mürekkep?”

Sophie başını iki yana salladı.
“-Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim.
Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey var mı?”

-Aşk.
Hiç şüphen olmasın ki özgürlükle hiçbir ilgisi yok.”
“Aşk var olan en acı verici tuzak.”
Kazandığı zaman kaybettiklerini unutuyordu.
O adam olmak istiyorum, Sophie. Seni sevmeye ihtiyacım var. Ve beni tekrar sevmene. Senin çocuklarımıza nasıl sevileceğini öğretmene ihtiyacım var.
Seni seviyorum, Sophie Talbot. Senin güzelliğini ve zekânı seviyorum. Ve burada senin, Tanrının ve Büyük Kuzey Yolu’nun önünde yemin ediyorum ki dün seninle evlenmek istedim, bugün de istiyorum ve hayatlarımızın geri kalanı boyunca her gün isteyeceğim.
Nasıl bitecekti?
Umarım mutlu bir şekilde biter.
Birisi kapıyı çalınca verilecek en normal tepkinin kapıyı açmak olduğunu biliyorsun, değil mi?
ben tam bir götüm. Bana böyle demiştin, hatırladın mı?
King kitabı burnuna götürdü. Kokusunu içine çekti.
Öyle değil dedi Sophie. Gerçekten kokla.
King bir kaşını kaldırdı ve söyleneni yaptı.
Ne kokusu alıyorsun? Dedi Sophie.
Deri ve mürekkep?
Sophie başını iki yana salladı.
Mutluluk. Kitaplar böyle kokar. Mutluluk. Bu yüzden hep bir kitapçım olsun istedim. Hayatta satışını yapacak mutluluktan daha güzel bir şey varmi?
Kimse fikirleri olan kadınları sevmez.
Bir adamın ya parası ya ünvanı ya da mutluluğu olurdu. Üçü birden olmazdı.
onunla evlenemem .
Neden? Sophie’nin sesinin karanlıkta onu sarışı ilginçtı. Meraklıydı. Rahatlatıcıydı.

Çünkü öldü .

Sophie başını sallayıp ağzında lokmayla konuştu. King gülmemek için kendini tutuyordu.
Aşk var olan en acı verici tuzak
Aşırı anti sosyalsiniz, Lordum. Bunu daha önce söyleyen olmuş muydu?
Lordum, hanımefendiyi oldukça sahiplendiğimizi anlarsınız. Hayatımızı kurtardığı için.

King bir defa başını salladı. Anlıyorum.

O zaman onun canını yakarsanız bağırsaklarınızı dökmem gerektiğini de anlarsınız.

Suçu Sophie’nin güzel gülüşüne attı.
Yenildiğinde bunu bil, derdi babası hep.
Yenilgiyi kabullen. El sıkış. Ve rakibini mahvetmek için başka bir gün geri dön.
Kollarındaki, tanıştığı andan beri başına beladan başka bir şey getirmeyen kadına baktı ve bu konuşmayı bitireceğinden emin olduğu tek şeyi söyledi. Onları yatıştıracak tek şey buydu. Bir yalan olmasının ya da ikisini de mahvedebilecek bir şey olmasının bir önemi yoktu.

Çünkü o benim karım

(Flaş flaş flaş Veee bölümün sonuuuu )

Fayton durdurulduğu anda çığlık atmaya başlamıştır, diye düşündü. Tabi durumun şokuyla bayılmadıysa.

Şansı varsa, bayılmış olmalıydı.

Bu başını beladan uzak tutardı.

Sen canavarcılık oynamaktan vazgeçince, ben de kahramancılık oynamayı bırakırım.
King gözlerini kısarak ona baktı. Bilmiyormuş gibi yapmak seni çekici kılmıyor, Sophie .

Ben de beni çekici bulman için kıvranıyordum zaten .

Sophie karşılaştığı en sinir bozucu kadındı.
Birisi senin sorumluluğunu almalı. Bir olay çıkarmayacağına güvenemiyorum.

Sophie bunu duyunca durdu. Ona döndü. Ben olay çıkarmam .

King kaşlarını kaldırdı. Senin tek yaptığın olay çıkarmak, tatlım.

Ben senin tatlın değilim , dedi ellerini iki yanında sıkarak.

Duygular harekete geçmişti. Keskin ve istenmeyen duygulardı.
Suçluluk hissi. Korku. Panik.
Belli ki uşağı da aptalın tekiydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir