Ahmet Şerif İzgören kitaplarından Dikkat Vücudunuz Konuşuyor kitap alıntıları sizlerle…
Dikkat Vücudunuz Konuşuyor Kitap Alıntıları
İletişim denilen şey, doğal ve kendiniz olmaktır. İçinizdeki ışığın dış dünyaya yansımasıdır.
iletişim insanlar arasında köprü kurmaktır, insanları yönetmek veya insanlara baskı kurmak değil.
Bana Masalları, Nisan Güneşini ve Güneyde Kimsenin Bilmediği O büyülü Sahillerde Esen Meltemleri Hatırlatan Tatlı kıza
Akıl kendinin yeridir ve kendi başına cehennemi cennete,cenneti cehenneme çevirebilir. Milton
Eğer birilerini taklit edersek olabileceğimiz en iyi şey en iyi taklittir.
Pembe giyenlere, hizmetlerinden dolayı ödeme yaparken kendimizi daha rahat hissettiğimizi tespit ettiler.
Karşınızdaki kişi sizinle konuşurken sağına doğru bakıyorsa, beyninin sol lobunu kullanıyor olabilir, yani tasarlama ve planlama yapıyor olabilir. Sola doğru bakıyorsa, sağ lobu kullanıyor olabilir, yani hatırlıyordur ve büyük ihtimalle hayallere dalmıştır.
Deneklerin kollarına elektrotlar bağlayan Krauss, somut kelimeler söylenirken kasların hareket etmediğini, soyut kelimeler söylenirken kasların hareket ettiğini gördü. Aynı araştırma bünyesinde, deneklere bazı kelimelerin tanımları yapılarak kelimeleri hatırlamaları istendiğinde, hatırlama çalışması esnasında ellerini kullanması yasaklanan insanların somut sözcükleri bulmakta zorlandıkları, ellerini hareket ettirenlerin ise aynı kelimeleri daha kısa sürede buldukları tespit edildi sf.167
Mesaide karşınızda esas duruşta bekleyen astınız size itirazda bulunmaz, her söylediğinizi kabul etmek durumundadır. Karşınızda, vücudu üniformaya sarılmış, esas duruştaki astınızın beyni de esas duruştadır. Ellerini hareket ettirmediği sürece, Prof. Dr. Krauss’un araştırmasında tespit edildiği gibi hem soyut-somut kelimeleri hatırlayamaz hem de fikir üretemez, fikri varsa bile karşınızda belirtemez. Sf.171
Bir açık oturumda, deneyimli ve gözlüklü bir politikacı, karşısındaki konuşurken gözlüğünü takar, kendi konuşurken çıkarır. Bu hareket karşısındakini bir süre sonra Pavlov’un köpeği haline getirir. Gözlüğü çıkardığı anda sözün ona geçtiğini karşısındaki hisseder ve susar.
Aynı gruba üç şeyi yapacağınızı üst üste söylediğinizde, dinleyiciler kendilerini alkışlamak zorunda hissediyorlar.
İş yaşamınızda etrafınızda dolaşan, bir sürü takım elbise, sizinle toplantıya giren kalemler, sizden randevu isteyen saat markaları, size iş veren purolar, ortaklık kurmak isteyen havalı markalı deri çantalar göreceksiniz. Belki de bir parfüm markasına aşık olacak ve bir güneş gözlüğüyle flört edeceksiniz.
Misafirin içeceğini koyacağı sehpayı uzağa koymak bile inisiyatifi ele geçirmek için uygulanan yöntemlerden biridir.
(Dikdörtgen masalarda) karşılıklı duruş, özellikle aynı cinsler üzerinde olumsuz bir etki yaratır ve muhalefet duygusunu oluşturur.
Yuvarlak masalarda statü azalır, iletişim artar. Yine liderin sağında ve solunda oturanlar avantajlı durumda, tam karşısında oturanlar ise muhalefet durumundadır.
(Kare masalar) kısa, sonuca yönelik toplantıların yapıldığı masalardır. Katılım sağlama şansınız daha azdır.
Karşınızdaki kişinin gözlerle alın arasındaki bölgesine bakarsanız sizinle mesafeli durması, fazla samimi olmaması gerektiğini hisseder.
İlgi çekici bulduğunuzu, kafanızı hafif yan yatırarak belirtirsiniz, başınızla da onaylarsınız. Arada kaşlarınızı da hafif kaldırırsanız bir anda karşınızdakinin çok daha uzun ve ilgili konuştuğunu göreceksiniz.
Sabit bir noktada göz temasınızı devam ettirerek sorunun bitmesini bekleyin. Daha sonra gözlerinizi onun gözlerine dikin ve bir adım ona doğru atın. Sonra istediğiniz kadar saçma bir cevap verebilirsiniz, vereceğiniz cevaptan kesinlikle tatmin olacaktır.
Kurtlardan biri yeri nedeniyle kıpırdayamazken, ona doğru gözlerini ayırmadan adım atan kurt avantajlı duruma geçer.
Calero, müzakerelerde ayağı çapraz durumda olan bu kişilerin sakladıkları bir itirafları veya verebilecekleri fazladan tavizleri olduğunu söyler.
Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur, ama kusursuzluk küçük bir şey değildir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hareketlerimiz düşüncelerimizin aynasıdır.
Eğer birilerini taklit edersek olabileceğimiz en iyi şey “en iyi taklittir.”
Kişisel niteliklerinizi yükseltmeniz hayat kalitenizi de artırır.
Düz Beyaz Kâğıtlarda Birkaç Satır,
Bir Zaman Yaşadığımızı Hatırlatır Bize Siyah ”
Behçet Necatigil
Herhangi bir iş görüşmesine gittiğinizde unutmayın, o bölge her ne kadar bahsettiğimiz şekillerde işaretlenmemişse bile tamamıyla karşınızdaki kişinindir. Eğer yanlışlıkla masasına dokunursanız taciz edersiniz.
Fotoğraflara inanmayın, kalbinize inanın. Asılacaksa tüm katiller asılsın, İmralı’dan Beyaz Saray’a kadar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çok güzelsin demiş, bir kör, bir sağıra..
Karşımızdakine anlattığımız birçok şeyi gözlerimizle anlatır ve gözlerimizle algılarız.
İnsanlar ortalama olarak dış dünyayı % 87 gözleriyle, % 9 kulaklarıyla, % 4 diğer organlarıyla algılar
Geri dönmeliyim engin denizlere, yalnız denize ve gökyüzüne.
John Masefield
Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemli.
Çoğu zaman çok yakınımızdakilerin sırf burnumuzun dibinde oldukları için asıl özelliklerini değil de ikincil özelliklerini fark ederiz.
Orhan Pamuk
“Bu adam herhangi bir mülke sahip değil; mülkü ona sahip.” Diyojen
Sıradan şeyleri gözünüzde büyüterek mucizevi şeylere dönüştürmeyin, bunun yerine mucizevi şeyleri sıradan şeylere dönüştürün.
Politikacılar her sabah iki defa tıraş olmak zorunda, çünkü iki yüzlüdürler.
İnsanlar sizi “giysilerinizle” karşılar, “düşüncelerinizle” uğurlar.
İnsanlar sizi giysilerinizle karşılar, düşüncelerinize uğurlarlar ama düşüncelerinize giysileriniz ve aksesuarlarınız değer katar.
Yaşam hoştur; ama biçimden yoksundur.
Sanat yaşamı biçimlendirir.
Kişisel niteliklerinizi yükseltmeniz hayat kalitenizi de artırır.
Bilgi ışık gibidir, sızacak bir yer bulur ve içeri girer.
Yalan söylerken erkekler gözlerini aşağıya doğru kaçırırken, kadınlar daha çok yukarı bakmayı tercih ediyorlar.
Ceket giyerken erkeklerin ilk önce sağ kolunu, kadınların da daha çok sol kolunu kullandıkları tespit edilmiş.
Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur; ama kusursuzluk küçük bir şey değildir
Hırsızlar fırsatları yaratır, dürüst insan dediklerinizin birçoğu önüne fırsat çıkmamış olanlardır.
Geri dönmeliyim engin denizlere, yalnız denize ve gökyüzüne.
Beyin geçmişte olabilir veya geleceği yaşıyordur. Ama beden anı yaşar.
Dokunarak sahipleniriz. Sizin sahip olduğunuz bir şeye başkası dokunamaz.
Çoğu zaman çok yanımızdakilerin sırf burnumuzun dibinde oldukları için asıl özelliklerini değil de ikincil özelliklerini fark ederiz.
Hiçbir şeyi iyi söylemek, politikada önemli noktalara gelmek için önemli olabilir.
“Bilgi bir ışık gibidir, sızacak bir yer bulur ve içeri girer.”
Türkiye’de her alan öyle bakir ki hemen uzman olabilirsiniz. İki haftada spor yazarı, üç ayda genel müdür, bir günde bakan olursunuz.
Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur ama kusursuzluk küçük bir şey değildir. 
“Domates, Amerika kıtasının keşfiyle batıya geldi ve kırmızı rengi nedeniyle zehirli zannedilerek yüz yıl kadar yenmedi. Domates, bir Fransız kralı halkını domatesin zehirli olmadığına inandırmak için toplum önünde domates yedikten sonra tüketilmeye başlandı.”
“Bizim semt pazarlarında domates satan vatandaşların tezgâhının üstündeki büyük şemsiyelere bakın, kırmızı olduğunu görürsünüz. Eski Bergama’daki büyük Artemis heykelinin önünde mermer bir havuz vardı ve havuzun içinde hep zeytinyağı olurdu. Tüm Mezopotamya’dan, Ege’den ve adalardan insanlar tapınağa bu muhteşem heykeli görmeye gelirlerdi; heykeli bu kadar çarpıcı yapan şey ise zeytinyağı dolu havuzdan heykele yansıyan güneş ışığıydı. Aynı hileyi şimdi pazarlarda domateslerin üzerine kırmızı şemsiyeden yansıyan ışığın canlılığını kullanan pazarcılarda görürsünüz.”
“Bir seminerimde “Peki boğalar niye kırmızı renge saldırıyor?” diye sormuşlardı. Maymunların dışında, araştırılan hayvanların hemen hemen hepsi siyah beyaz görmektedir, yani boğalar da renk körüdür. Kırmızıya değil kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırırlar. Birinin çıkıp İspanyollar’a bu gerçeği anlatması gerekir. Belki de kanı, heyecanı ve enerjiyi anlatan o kırmızı bez arenadaki, ölüme mahkûm olan o zavallı boğaya değil de tribünlerde oturan, televizyonları başında ölümü, kanı ve bağlantılı olarak cinselliği isteyen binlerce manyağa sallanıyor.”
“Yalan söylerken en profesyonel yalancıların bile gizleyemediği şey, göz bebeklerindeki ani ve küçük büyümelerdir. İnsanlar yalan söylerken göz bebekleri büyür. Açık renk gözlülerde bunu rahatlıkla takip edebilirsiniz”
“Propaganda dehası Hitler, belediye kararıyla Berlin gettolarında yaşayan Yahudilerin evlerine giriş kapılarının alçak tutulmasını sağlar. Bu gettolarda belirli yüksekliğin üzerinde kapı yapılamaz. Tüm Yahudiler evlerine girip çıkarken başlarını eğerler. Savaş öncesi her gün kafasını eğdirdiğiniz insanları, savaş içinde Yahudi toplama kamplarına daha rahat yollarsınız.”
Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur; ama kusursuzluk küçük bir şey değildir.
Politikacılar her sabah iki defa traş olmak zorunda, çünkü iki yüzlüdürler. Mark Twain
Bu adam herhangi bir mülke sahip değil, mülkü ona sahip. Diyojen
Sayın Aslı Özyürek’in İstanbul’da yaptığı bir araştırma, Türkiye’de batı bölgelerinde yetişenlerin beden dillerini daha az kullanırken, güney kökenli olanların çok daha fazla kullandığını gösteriyor. Aynı şekilde kültür düzeyi arttıkça beden dili kullanımının azaldığı görülür.
Çoğu zaman çok yakınımızdakilerin sırf burnumuzun dibinde olduklarını için asıl özelliklerini değil de ikincil özelliklerini fark ederiz. Orhan Pamuk
Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur ama kusursuzluk küçük bir şey değildir.
“Bir topluluk karşısında ayaktasınız, diyelim ki bir seminer veriyorsunuz, satış yapıyorsunuz ya da bir tanıtım konuşması. Sorular bölümüne geçtiğinizde grup içerisinde “Ben seni nasılsa en sonda kıstırırım” şeklinde bekleyen bir arkadaş mutlaka vardır. Size yok edici sorusunu en sonda sorar. Sabit bir noktada göz temasınızı devam ettirerek sorunun bitmesini bekleyin. Daha sonra gözlerinizi onun gözlerine dikin ve bir adım ona doğru atın. Sonra istediğiniz kadar saçma bir cevap verebilirsiniz, vereceğiniz cevaptan kesinlikle tatmin olacaktır. Bu hareketle satış itirazındaki birini de etki altına almanız olasıdır. Bunu belki dalaşmaya hazırlanan iki kurdun birbirlerinden gözlerini hiç ayırmamasına benzetebilirsiniz. Kurtlardan biri yeri nedeniyle kıpırdayamazken, ona doğru gözlerini ayırmadan adım atan kurt avantajlı duruma geçer. Bu hipnozun ilk adımıdır.”
Tüm bildiklerimiz başkalarından öğrendiklerimizdir.
“Özel alandan bir sonraki bölge kişisel alan (50-120 cm) diye geçer. Buraya uzun süreli çalıştığımız iş arkadaşlarımız, dostlarımız girebilir ve iletişim için iyi bir alandır. Ama şirketinize kargo getirmek için gelmiş olan eleman eğer 1.20’den yakına girerse rahatsız olursunuz. Yine seminer veren biri bu mesafeden yakına girmemeli. Bir yabancının bulunması gereken yer (ben buna üçüncü bölge diyorum) sosyal alandır”
“Kusursuzluğu küçük şeyler oluşturur; ama
kusursuzluk küçük bir şey değildir.”
“Bilgi bir ışık gibidir, sızacak bir yer bulur ve içeri girer.”
Pablo Neruda1”
“İletişim denilen şey, doğal ve kendiniz olmaktır. İçinizdeki ışığın dış dünyaya yansımasıdır. İnsanlarla kurduğunuz ilişkinin içine yapaylık girerse dostlukları, içten ve insanlık dolu bir hayatı unutun”
“Türkiye’de her alan öyle bakir ki hemen uzman olabilirsiniz.İki haftada spor yazarı,üç ayda genel müdür,bir günde bakan olursunuz.”
“Türkiye’de her alan öyle bakir ki hemen uzman olabilirsiniz. İki haftada spor yazarı, üç ayda genel müdür, bir günde bakan olursunuz.”
Özdemir Asaf’ın şiirinde olduğu gibi:
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.”
“Bana masalları, Nisan güneşini ve güneyde kimsenin bilmediği o büyülü sahillerde esen meltemleri hatırlatan tatlı kıza ”
Alışveriş yaptığım bir esnafın Özal hakkında söylediklerini hiç unutmuyorum.
“Ağabey, kızı jaguar rüşvet aldı, hanımı puro içiyor sonradan görme, oğluna özel kanal açması için gâvurlarla pazarlık yapmış deyip kızıyorum; ama televizyonun karşısına geçip seyredince gene bu adama oy veriyorum” demişti.