İçeriğe geç

Damda Deli Var Kitap Alıntıları – Aziz Nesin

Aziz Nesin kitaplarından Damda Deli Var kitap alıntıları sizlerle…

Damda Deli Var Kitap Alıntıları

Esas mesele ne benim parti ne senin parti; esas kasabanın işleridir
Memleketimizi nasıl buldunuz? diye sordular. Biz de her gittiğimiz geri kalmış ülkede, her zaman, her yerde olduğu gibi, — Fevkalâde Harikulade Cennet gibi Kalkınmalarınıza hayran olduk. Bizim için sizden alınacak pek çok dersler var dedik.
“Dağ yürümezse aptal yürür” derler . O bizim eve gelmezse ben onun evine giderim.
İçi hayat felsefesiyle dolu defterimin en sonuna şunu yazdım:Hayat acı bir şakadır.
Hayat acıdır beyler. Hayat, dikenli bir yoldur. Hayat Benim tam üç dolu defterim var, bu defterleri hayat felsefesiyle doldurdum. Şimdiye kadar, onaltıbin şu kadar, hayat budur, hayat şöyledir böyledir diye, defterime hayat üzerine büyük laflar yazdım.
Zaten zeka ile delilik ikiz kardeştir.
“Sizin gibi serserilerin arasında benim gibi imparatorun ne işi var!”
Dağ yürümezse, aptal yürür. derler.
Köylü deyip geçmemeli, o ne çarıklı erkânıharptir.
Zeka ile delilik kardeştir.
Her güzel kadının yanındaki erkek, bana hep armudun iyisini seçen o zevk sahibi hayvanı hatırlatır.
Dünyada mekan, ahirette iman.
Ne kadar çok parti olursa, memlekete o kadar iyilik gelir. Yalnız bir biri, bir biri hükümete geçmeli ki, birbirlerine kızıp iş görsünler.
( )
Yedinci üye, sözü reddedilmeyecek birinin damadıydı.
Kısacası bu heyete haksızlık edilerek, iyice düşünülüp taşınılmadan, ince elenip sık dokunulmadan hiç kimse seçilmemiş, kayrılmamıştı. Herbirinin üye oluşunda bir gerekçe vardı .
Tarihimiz boyunca bütün kötü, yanlış, gülünç işlerin eski dönemde yapılmış olduğunu söylemek gelenektir.
—Memleketimizi nasıl buldunuz? diye sordular.
Biz de her gittiğimiz geri kalmış ülkede her zaman, her yerde olduğu gibi,
— Fevkalâde Harikulâde Cennet gibi Kalkınmalarınıza hayran olduk Bizim için sizden alınacak pek çok dersler var dedik.
İnsanın işi ters gitti mi gider.
“ Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli Deli delinin halinden anlar. “
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hayat bir ıstıraptır. Hayat dik ve sarp bir yokuştur. Hayat akan bir sudur. Hayat bir tiyatro sahnesidir.
hayat bir izdıraptır, hayat dik ve sarp bir yokuştur, hayat akan bir sudur, hayat bir tiyatro sahnesidir..
belki ağlaya ağlaya aklımız başımıza gelir.
‘ Seçimi atlatmış iktidar gibi hiç yüz vermiyorlar. ‘
“ Ulan, dedi, senin de deli olduğun nasıl belli Deli delinin halinden anlar. “
“ Bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? İnmem! “
Acaba herzamanki tabii davranışımla suspus bir kenarda mi otursam , yoksa her lafa karışıp kimseye ağız açtırmasam mı ? Espriler yapıp etrafımdakileri kahkahadan kırıp geçirsem mi , yoksa dirhem dirhem mi konuşsam ? Kendimi ağır mı satsam ?
Onun sesini, bütün duygularımla birden duyarım; görürüm, koklarım, işitirim ve tadarım.
kuyinde figanımla acep gulgule yok mu
ey turra-i tarrar
hep mürg-i dilindir bu cefa, bülbüle yok mu
feryada ne hacet
pa beste-i zencir-i berefşanın olaydım
ey gonca-i şefkat
senden dil-i mecnuna bir silsile yok mu
leylaya ne hacet
. “ Türkçede bay , bayan , hanım , bey diye bir laf vardır , bilmez misin ? Ben senin ananı tanımam , avradını tanımam , nerden baban oluyorum ?
Ah sen dünyanın en enayi kızısın. Zaten enayi olmasan benimle evlenir miydin?
Anayasanın değiştirilmesini isteriz ! Yargıç güvenliği isteriz ! Çift meclis isteriz ! Üniversite özerkliği isteriz ! Halis süt isteriz ! Çocuk bahçesi isteriz ! ..
Meryem Ana’nın evinden sonra , Noel Baba’nın evi de ülkemizde bulundu . Turistler hâlâ yurdumuza gelip kazıklanmamakta direnirlerse , o zaman bize paçaları sıvayıp Havva Anamızla , Adem Babamızın evini bulmak düşüyor .
Bir deliyi bakan yapanların arasına iner miyim ben! .
“Zaten zekâ ile delilik kardeştir.”
Ne diye böyle şeylere tenezzül ederler, namuslarıyla çalışsalar ya
Her güzel kadının yanındaki erkek, bana hep armudun iyisini seçen o zevk sahibi hayvanı hatırlatır.
Güneş adresimizi bulamıyor ki, içeri girsin
Bizim katın tavanları o kadar alçaktır ki, iki yıldır apartman sahibi mi daha alçak, yoksa tavanlar mı, bitürlü karar veremedim.
Bizim amacımız, halka tiyatroyu götürmek; madem halk tiyatroya gelmiyor, tiyatro halka gidecek.
Güven yok mu? Demokrasi nerede? Haniya hürriyet?
Hayat bir ıstıraptır. Hayat dik ve sarp bir yokuştur. Hayat akan bir sudur. Hayat bir tiyatro sahnesidir.
Her güzel kadının yanındaki erkek, bana hep armudun iyisini seçen o zevk sahibi hayvanı hatırlatır.
Belki ağlaya ağlaya aklımız başımıza gelir.
Ellerine düşmemek vardı, bi kere düştük ellerine
Deli, delinin halinden anlar.
— Boşuna uğraşmayın, inmez! Ben bu delileri çok iyi bilirim. Sizi de bakan yapsınlar, siz de inmek istemezsiniz.
Esas mesele ne benim parti ne senin parti; esas kasabanın işleridir
Mezarlık bir tepede, denize karşıydı. Serin selvi gölgeleri arasında sonsuz uykuya yatmak, yaşamaktan daha iyiydi.
Anayasanın değiştirilmesini isteriz! Yargıç güvenliği isteriz! Çift meclis isteriz! Üniversite özerkliği isteriz! Halis süt isteriz! Çocuk bahçesi isteriz!
— Görülmemiş bir zekâ
— Taşıyor. Aklının fazlalığından delirmiş.
— Zaten zekâ ile delilik kardeştir
Ağzının içine bakıyorum. Sanki öpülesi dudaklarını bir açtı mıydı, inci dişlerinin arasından bir kuş, muhabbet ku­şu uçuverecek
Vay anasını!., diye bağırdı, memleketi ne hale getir­diler yahu?.. Bak, işe sen
Güneş adresimizi bulamıyor ki, içeri girsin
Hayat acı bir şakadır!
Boşuna uğraşmayın, inmez! Ben bu delileri çok iyi bilirim. Sizi de bakan yapsınlar, siz de inmek istemezsiniz
İnsan bir kere dama çıkacak kadar delirdi mi, artık aşağı inmez
Hayat bir ıstıraptır. Hayat dik ve sarp bir yokuştur. Hayat akan bir sudur. Hayat bir tiyatro sahnesidir.
Alanlarda kürsüye çıkıp boyuna nutuk çekiyoruz. Halk bizi anlıyor mu anlamıyor mu, hiç hesaba kattığımız yok.
Araya pek çok olaylar girdi. Dostluğumuzun arası soğudu. Birbirimizi kaybettik.
insanın işi ters gitti mi gider.
Hayat acı bir şakadır.
Biz şakayı seven insanlarız.
Olmaz, ben kimsenin sırasını alamam! dedi. Kerata, tramvayda, otobüste olsa sıra saygı dinlemez, beni omuzlar geçerdi.
işim gücüm yoktu, mirasyedi olduğum için değil, iş bulamadığımdan, iki gündür suyla, havayla yaşıyordum.
Hayat bir ıstıraptır. Hayat dik ve sarp bir yokuştur. Hayat akan bir sudur. Hayat bir tiyatro sahnesidir.
Hayat acıdır beyler.
Sözünden dönen kahpedir.
Daha politikaca lâfa başlamadılar ki Hele bi yol tutsun politika damarları da, bak bakalım anlaşılır mı ne dedikleri?
Tanınmış politikacılar gelecekti. Eskiden olduğu gibi bir iki lâf konuşup gelmeleriyle gitmeleri bir olmuyordu. Köy köy geziyorlar, kasaba kasaba dolaşıyorlardı.
Deli, delinin halinden anlar.
Çocukluk günlerinin, eşya taşıyan, bir yerinden küp görünen, bir yanma iple teldolabı bağlı arabalarını hiç unutamanııştı.
«Hayat acı bir şakadır.»
— Ama böyle de şaka olmaz ki Bu eşek şakası
— Ne yapalım, biz fakiriz. Ayda kazanacağımız iki buçuk lira ile sizin getirttiğiniz şaka oyuncaklarından alamayız ki Sizin hatırınız için, şaka da mı yapmıyalım? Aletsiz şaka işte bu kadar olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir