İçeriğe geç

Yarasalar – 1 Kitap Alıntıları – Maral Atmaca

Maral Atmaca kitaplarından Yarasalar – 1 kitap alıntıları sizlerle…

Yarasalar – 1 Kitap Alıntıları

Dürüstlük ne zamandan beri yargılanıyor?
İnsanlar uyurken fazla savunmasız kalır
Anlamaz gözlerle bana bakarken gülerek
Ben hayatta kalmak için kendi gururunu öldüren bir enkazım.
Sokakları eviniz bilseydiniz, çöpten topladığınız bayat ekmeler sizin için lezzet şöleni olurdu
Sokaklar korkunçtur, eğer kimsesizseniz sokaklar cehennemdir.
Nefret saklandığı yerden çıkıyor, kuşatıyor seni
Ben yaşamak için kendi gururunu öldürerek hayatta kalan bir enkazdım.
Yaralarımı saklamanın yolu, bir başkasının yarasını kanatmaktan mı geçiyor?
Çünkü gözlerimin gördüğü her şeyden nefret ediyorum.
İşte, asıl mutluluk buydu, seni seven birinin yanında olmaktı.
Çoğunluk tarafından dışlanan sabıkalar olsak da aslında hepimizin hikâyesi farklıydı. Bizler kendi adaletimizi bulamayıp susturulan insanlardık.
Kural basit, ışık yoksa karanlığı kullan.
İnsan, bazen olacakların önüne geçmiyor.
Öfke bizi kendimize düşman eder, devamında birçok pişmanlığı kendisiyle getirir.
”Kazanmak istiyorsan, kaybetmekten korkma ”
“Dudaklarımda acı dolu bir tebessüm oluştuğunda tek kelime etmedim.Sanki bu itirafı ona da acı vermiş gibi bakışlarını benden çeken adama tek kelime söylemedim.Bana söyleyecek şey bırakmamıştı ki.Bu yaptığı,aramızda oluşan o küçücük bağı da koparıp atmıştı.
Benim bir beklentim olmadığı için kaybettiklerim çok canımı yakmıyordu ama o,oynadığı oyunu kazansa da kaybetmiş gibi duruyordu.”
Eğer düştüysen sana uzatılan eli tutmaman büyük aptallık. Yorgunca gülümseyip kendimi zorladım ve ayağa kalktım. Eğer biri beni düşürüyorsa hemen sonrasında bana uzattığı elini tutmamdır asıl aptallık.
Ben yaşamak için kendi gururunu öldürerek hayatta kalan bir enkazdım.
Çocuklar canı yandığında anne diye ağlardı. Canım yanıyordu ve bende kendi annemi sayıklayarak ağlıyordum ama unuttuğum bir şey vardı. O da daha karnındayken benden kurtulmaya çalışan annemin hiç gelmeyeceğiydi.
“Hiçbir zaman iyi kalpli ve merhametli biri olduğumu düşünmedim. Beni bu hale yaşadıklarım getirdi deyip bir korkak gibi o bahanenin arkasına sığınacak biri değildim. Ancak ben böyle doğdum da diyemem çünkü kimse kötü olarak doğmazdı. Aslında yaşadığımız her şey bizim karakterimizin bir parçası olurdu.”
Hiçbir zaman iyi kalpli ve merhametli biri olduğumu düşünmedim. Beni bu hale yaşadıklarım getirdi deyip bir korkak gibi o bahanenin arkasına sığınacak biri değildim. Ancak ben böyle doğdum da diyemem çünkü kimse kötü olarak doğmazdı. Aslında yaşadığımız her şey bizim karakterimizin bir parçası olurdu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben ölseydim o belki ağlardı ama o ağlasaydı ben ölürdüm
“Ben ölseydim o belki ağlardı ama o ağlasaydı ben ölürdüm.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Öfke bizi kendimize düşman eder,devamında birçok pişmanlığı kendisiyle getirir.
Unutma,tüm korkuların senin düşüncelerinde. Onları bastırıp güven sorununun üstesinden gelmek senin elinde.
İşte sevgi bu yüzden tehlikeliydi çünkü değer verdiğin birinin üzülmemesi için her şeyi yapıyordun.
Bağlanmazsam sadece kendimi düşünecek kadar bencil olmaya devam eder ve zamanı geldiğinde hepsini ateşe atarak kendimi o ateşten çıkarabilirdim.
Kimse gözyaşı dökmeyi sevmez ama ben gereksiz yere döktüm gözyaşına sebep olan her şeyden otomatik olarak nefret ediyorum, tıpkı soğanlardan nefret ettiğim olduğu gibi.
Onursuz insanın aşkı da oyunsuz olmazmış. Kime gönül verdiğine dikkat etmeli insan.
“Lütfen gitme, bu son bulana kadar yanımda kal çünkü ben yalnız ölmekten çok korkuyorum…”
Ben iyi veya masum kız hiç olmadim ki? Ben tüm duyguları içinde taşıyan karmayım.Kim bana nasıl gelirse ona öyle giderim.Iyi veya kötü olmam bana nasıl geldiklerine bağlı.
İhtiyacım olan tek şey uyumaktı, uyursam geçerdi.
“Ben, bu gece kendi kendimin kimsesi olmuştum.”
Yaşanmışlıklar ,bazı karanlık sonuçları ortaya çıkarabiliyor.
“Yaşanmışlıklar bazı karanlık duyguları ortaya çıkarıyordu.”
Aslinda yasadigimiz her sey bizim karakterimizin bir parcasi olurdu. Guclu insanlar tum yasadiklarina ragmen kalplerindeki iyiligi korur ve ne olursa olsun kalplerinde leke barindirmazdi.
Şimdi bırakırsam hep bırakırım, hala bırakmamı istiyor musunuz?
Bir şey söylesin diye bekledim ama o, bana iyi gelecek birkaç cümleyi çok görerek sustu. Geri dönsün diye bekledim ama o beni ilk kez burada yüzüstü bırakıp, bana sırtını dönüp gitti. Ve ben anladım ki bu adam ile yola çıkılmaz, ben kendi yolumu tek başıma bitireceğim.
İhtiyacım olan tek şey uyumaktı,uyursam geçerdi.
Ben hayatta kalmak için kendi gururunu öldüren bir enkazım.
“Ben yaşamak için kendi gururunu öldürerek hayatta kalan bir enkazdım.
“Sokaklar korkunçtur, eğer kimsesizse sokaklar cehennemdir.”
İnsanları gördükleri şeyden dolayı yargılamak en kolay olanıydı ama resmin öteki yüzüne bakmak herkesin yapabileceği bir şey değildi.
Kazanmak istiyorsan kaybetmekten korkma.
İhtiyacım olan tek şey uyumaktı, uyursam geçerdi.
Bu gece senin yapamadığını başkası yaptı ve öldürdü kızını, anne.
Ben aslında kendi içimde çok iyi biriydim azizim; tek sıkıntı, kendi içimde olması.
Ben ölseydim o belki ağlardı ama o ağlayasdı ben ölürdüm.
Ben hayatta kalmak için kendi gururunu öldüren bir enkazdım.
İnsan etrafında konuşacak birilerini bulamayınca, yalnızlıktan delirmemek için kendisiyle arkadaş olup uzun sohbetler gerçekleştirebilirdi ve bana göre bunda bir sakınca yoktu.
Bazen neyi, neden yaptığımı hiç sorgulamadan yapıyordum. Tabii, sonra etraflıca düşününce ne kadar büyük bir hata yaptığımı fark edip onun pişmanlığını çekiyordum. Herkes buna hata diyordu, ben ise insan olmak.
Bir köşeye çekiliyorsun, belki de bir duvar dibine Sonra uzun uzun bakıyorsun gökyüzüne. Bulutların ötesinde bir ışık görmek istercesine bakıyorsun ancak ne kadar bakarsan bak, hep aynı kasveti görüyorsun.
Ben ölseydim o belki ağlardı ama o ağlasaydı ben ölürdüm.
Bazı şeyler kolayca unutulmuyor, zihninizin bir köşesinde size acı çektirmek için duruyordu.
Çocuklar canı yandığında anne diye ağlardı. Canım yanıyordu ve bende kendi annemi sayıklayarak ağlıyordum ama unuttuğum bir şey vardı. O da daha karnındayken benden kurtulmaya çalışan annemin hiç gelmeyeceğiydi.
İnsanları gördükleri şeyden dolayı yargılamak en kolay olanıydı ama resmin öteki yüzüne bakmak herkesin yapabileceği bir şey değildi.
Gündüzün ışıkları seni savunmasız bırakırken gecenin karanlığı seni yenilmez kılıyor.
Gerekirse kaybet. Ama sakın bırakma çünkü sana güvenen birini yarı yolda bırakmak büyük bir ihanet.
Kazanmak istiyorsan kaybetmekten korkma.
Öfke bizi kendimize düşman eder, devamında birçok pişmanlığı kendisiyle getirir.
Eğer düştüysen sana uzatılan eli tutmaman büyük aptallık.
O utanma dediğiniz şeyi gururla aldattım. Sonuç, ihaneti kaldıramadıklarından ikisiyle de şiddetli geçimsizlikten boşandık. Yeni aşkım yüzsüzlük, ama çok yakında onunla da medenice yolumuzu ayırıp yeni aşklara liman açacağım.
Ben yaşamak için kendi gururunu öldürerek hayatta kalan bir enkazdım.
Ben hayatta kalmak için kendi gururunu öldüren bir enkazım.
İlk kez birileri, karşılık beklemeden yanımda olmuştu. Daha ne isterdim ki
Ben yurtta çocukluğumu geçirirken yanımda bir ailem yoktu.
Ben soğukkanlı bir katil tarafından damgalanırken beni koruyan bir ailem yoktu.
Ben tecavüze uğramak üzereyken sesimi duyan bir ailem yoktu.
Ben altı yıl hapis yatarken benim için üzülen bir ailem yoktu.
Ben sokaklarda aç, susuz, soğuktan donarken beni ilgisiyle ısıtan bir ailem yoktu.
Benim ailem yoktu, hiç olmamış bir şeyin özlemini çekmiyorum.
Bazen neyi, neden yaptığımı hiç sorgulamadan yapıyordum. Tabii, sonra etraflıca düşününce ne kadar büyük bir hata yaptığımı fark edip onun pişmanlığını çekiyordum. Herkes buna hata diyordu, ben ise insan olmak. Hatalarımız bizi biz yapan değerlerdi, tıpkı bugün olan şeyler gibi.
An-anne, lütfen yardım et Hıçkırıklar içinde ilk kez bu gece beni bırakan kadından yardım istedim. Çocuklar canı yandığında anne diye ağlardı. Canım yanıyordu ve ben de kendi annemi sayıklayarak ağlıyordum ama unuttuğum bir şey vardı. O da daha karnındayken benden kurtulmaya çalışan annemin hiç gelmeyeceğiydi.
Hiçbir zaman iyi kalpli ve merhametli biri olduğumu düşünmedim. Beni bu hale yaşadıklarım getirdi deyip bir korkak gibi o bahanenin arkasına sığınacak biri değildim. Ancak ben böyle doğdum da diyemem çünkü kimse kötü olarak doğmazdı. Aslında yaşadığımız her şey bizim karakterimizin bir parçası olurdu.
O gün yardımıma gelmeyen insanlar, bugün karşıma geçip bunu atlatmalısın demesin bana!
Eğer düştüysen sana uzatılan eli tutmaman büyük aptallık. Yorgunca gülümseyip kendimi zorladım ve ayağa kalktım. Eğer biri beni düşürüyorsa hemen sonrasında bana uzattığı elini tutmamdır asıl aptallık.
Yedi yaşından beri sokakları eviniz bildiyseniz, çöpten topladığınız bayat ekmekler sizin için büyük bir lezzet şöleni olurdu. Attıkları reçel kaplarının dibinde birazcık kalmışsa, çikolata kavanozunun dibi iyice sıyrılmamışsa o gün sizin için şanslı bir gündü. Başkalarının çöpüyle beslenmek fazla dokunmazdı çünkü bir lokma ekmeğe muhtaç iken gurur yapacak durumda olmazdınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir