İçeriğe geç

Yeryüzünün Kalbi Kitap Alıntıları – Özgür Balpınar

Özgür Balpınar kitaplarından Yeryüzünün Kalbi kitap alıntıları sizlerle…

Yeryüzünün Kalbi Kitap Alıntıları

Bugün sen yalnız kendin için değil, gökyüzündeki bütün yıldızlar, galaksiler ve gezegenler için; yeryüzündeki bütün çiçekler , kopekler , kediler , yeni doğmuş bebekler ve kurumaya yüz tutmuş ağaçlar için dans edeceksin! Sen onların ışığısın! Bu yüzden oraya çık ve parılda!
“Bir insanı sevmekle başlar her şey”
“Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.”
Benim gökyüzümde senin kadar parlak bir yıldız yok dedi Bamba gökyüzüne bakmayı sürdürerek.
“Benim gökyüzüm de senin kadar parlak bir yıldız yok.”
O öğretmen olmak istiyordu. Bunun nedeni sorulduğunda Bamba şöyle cevapladı:
“Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.”
Eğer ışığa sahipsen, karanlıkta durma ve kimseyi de ışığından mahrum etme.
Yeryüzünde bir ağaç ağlıyorsa kalbiniz acır,derdi Shiwa,

Bu bir mucizeydi. Sakız ağacının mucizesi Bir yanı çürürken diğer yanıyla hayata tutunuyor, kocaman bir orman yavaş yavaş ölürken o direniyordu. Gövdesindeki boşluklardan aşağı süzülen sakız, tıpkı ağlayan bir insanın yanaklarından süzülen gözyaşları gibiydi. Sakız ağacının gözyaşları Hayatta tutunma mücadelesinde yardım istiyor, doğaya kendi dilince ağıtlar yakıyordu.

Kayan bir yıldız yakala ve onu cebine koy
Gözden kaybolmasına izin verme
Yağmurlu bir gün için sakla onu
Çünkü bazı yıldızsız gecelerde
Aşk gelip omzuna dokunabilir
Onu tutmak istersen bir gün eğer
İşte o zaman cebin yıldız ışığıyla dolu olacak

(Eski bir İngiliz çocuk şarkısından)

Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.
Hakuna matata*

*Sıkıntı yok, kaygı yok.

Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.
Kötüler bu dünyada her zaman var olurmuş, önemli olan iyileri kazanmak.
Dün geçmişte kaldı, yarın henüz yaşanmadı, en iyisi bugüne sarmalı.
Biz ormanın çocuklarıyız,
Yeşil ve mavi arasında.
Sonsuz bir telaştayız,
Yeryüzü ve gökyüzü arasında.
Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor,
Bu şehir bir beton yığınıydı. Ağaçlar, çimenlikler ve çiçekler birer küçük nokta gibi şehrin uzak köşelerine dağılmıştı. İnsanlar böyle bir şeye nasıl izin vermişlerdi? Ağaçların olmadığı bir yerde hangi canlı nefes alabilirdi ki?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ne kadar çok seviyorlardı kitap okumayı. Bamba kitapların bu denli değerli olabileceklerini hiç düşünmemişti.
Yalnızca kötülüklere odaklanıp yaşayamayız ki Bu, iyiliklerden vazgeçmektir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.
Sait Faik Abasıyanık
Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor.
Etkilenmek için şiddeti bizzat yaşamaları da gerekmezdi ki. Çevrelerinde sürekli gerçekleşen şiddet dolu olaylara şahit oluyorlarsa, şiddet dolu haberler veya televizyon programları izliyorlarsa bu öfke dolu hâlin davranışlarına veya sözlerine yansımasına nasıl engel olabilirlerdi ki? Bu çocukların gerçekten hiçbir suçu yoktu.
Yeryüzünde bir ağaç ağlıyorsa kalbiniz acır. Çünkü ağaç demek kuş sesi demektir. Kuşlar ağaçların bol olduğu yerlerde yaşamayı severler. Ağaç demek çiçek demektir. Her ormanda binbir çeşit çiçek görürüz. Ağaç, nefes almaya devam etmek, yaşamak demektir. Yaşamak için ağaçları yaşatalım! Çünkü ağaçlar, çiçekler ve kuşlar, betonları elbet yenecekler! ”
İyilik yapmaya çalışırken kötülüklere engel olamamak bu kadar zor olmasa gerek.
Çünkü bizim farkımız var. Biz büyük insanlar gibi somurtmuyoruz. Bu dünyada gülerek yaşamayı başarabilenler sadece çocuklardır.
Çocuklar bu dünyayı güzelleştirmek için var.
Üç dört gün önceki umudu ve yaşama sevinciyle,şu anki umutsuz hali arasındaki derin uçurumu anlmaya çalışıyordu.
Futbol güzel bir eğlence. Fakat benim yapacak daha önemli işlerim var.
E o zaman arkadaş olabiliriz desene.
Ekrandakiler ilgi çekiciydi elbette ancak niçin birbirlerinin yüzüne bakmak yerine sürekli televizyona bakıyor, niçin birbirleriyle konuşmak yerine sürekli onu dinliyorlardı ki?
“Çünkü kötüler bu dünyada her zaman var olurmuş, önemli olan iyileri kazanmakmış.”
Onların da bir suçu yoktu aslında; suç, onların bugünkü çocuklara dönüşmesine neden olan kişilerde ve olaylardaydı. Etkilenmek için şiddeti bizzat yaşamaları da gerekmezdi ki. Çevrelerinde sürekli gerçekleşen şiddet dolu haberler ve televizyon programları izliyorlarsa bu öfke dolu halin davranışlarına veya sözlerine yansımasına nasıl engel olabilirlerdi ki?
”Bugün sen yalnız kendin için değil, gökyüzündeki bütün yıldızlar, galaksiler, ve gezegenler için; yeryüzündeki bütün çiçekler, köpekler, kediler, yeni doğmuş bebekler ve kurumaya yüz tutmuş ağaçlar için dans edeceksin! Sen onların ışığısın! ” Bu yüzden oraya çık ve parılda!
kayan bir yıldız yakala ve onu cebine koy
gözden kaybolmasına izin verme
yağmurlu bir gün için sakla onu
çünkü bazı yıldızsız gecelerde
aşk gelip omzuna konabilir
onu tutmak istersen bir gün eğer
işte o zaman cebin yıldız ışığı ile dolu olacak.
Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.
Onlar beton binaların arasında çiçeksiz ve sevgisiz bir hayatı seçmişlerdi.
Dün geçmişte kaldı, yarın henüz yaşanmadı, en iyisi bugüne sarılmalı.
Sen sen ol, kimseyi ışığından mahrum etme!
Alevlerin içinden yükselen citirtilar bu mutlu insanlara birlikte yaşamlarının paha biçilemez bir duygu olduğunu hatırlatıyor ve sanki eksik bir hissi, bir boşluğu tamamlıyordu.
Sen sen ol, kimseyi ışığından mahrum etme!
Öfkesine hakim olamayan insanlar kontrollerini yitirecekleri için, kaybetmeye mahkûm olurlar.
İnsanların dili, teni, ırkı veya dini ne olursa olsun insanın hamuru sadece insandır.
Bir insanı sevmekle başlar her şey.
Hakuna matata!
Bu şehir bir beton yığınıydı. Ağaçlar, çimenlikler ve çiçekler birer küçük nokta gibi şehrin uzak köşelerine dağılmıştı. İnsanlar böyle bir şeye nasıl izin vermişlerdi? Ağaçların olmadığı bir yerde hangi canlı nefes alabilirdi ki? Korkunç bir şey olsa da insanlar burada yaşamaktan keyif alıyor ve bütün bu manzarayı doğal, hatta güzel buluyorlardı. Oysa en son ne zaman bir kuş sesi duymuşlardı?
Dün geçmişte kaldı, yarın henüz yaşanmadı, en iyisi bugüne sarılmalı.
Bu ormanda yardıma ihtiyacı olan ne kadar çok canlı var.
Ve yardımcı olmak isteyen bizler ne kadar da azız,dedi Bahtiyar.
Burası yeryüzünün kalbiydi.
Yeryüzünde bir ağaç ağlıyorsa kalbiniz acır,derdi Shiwa diye konuştu Bamba.
Unutursun,geçer gider. Takılıp kalırsan sevginin payından çalarsın
Değer verdiklerine sahip çık, onları bırakma, onlar olmadan nasıl yaşarsın sonra?
Mutsuz olduğumuzda bazen güneşin doğacağını bile unuturuz. Oysa o bütün parlaklığıyla belirip bizi utandırmayı bir görev bilir. Güneşli, mutlu sabahlar
‘ Eğer ışığa sahipsen, karanlıkta durma ve kimseyi de ışığından mahrum etme. ‘
Ama yalnızca kötülüklere odaklanıp yaşayamayız ki Bu, iyiliklerden vazgeçmektir.
Eğer ışığa sahipsen, karanlıkta durma ve kimseyi de ışığından mahrum etme.
Mutsuz olduğumuzda bazen güneşin doğacağını bile unuturuz. Oysa o bütün parlaklığıyla belirip bizi utandırmayı bir görev bilir. Güneşli, mutlu sabahlar
Biz ancak öğrendikçe, öğrettikçe ve paylaştıkça bu hayatta yaşadığımızı hissederiz. Ve ben bu hayatta yaşamak istiyorum.
Mutsuz olduğumuzda bazen güneşin doğacağını bile unuturuz. Oysa o bütün parlaklığıyla belirip bizi utandırmayı bir görev bilir.
Sıradan bir tenekeye , olduğundan daha derin manalar yükleyen oydu sonuçta. Önünde yuvarlanan tenekeye tekrar baktı. Sadece tenekeydi işte, daha fazlası değil.
Kocam Mahur Bey, diye başladı konuşmaya. Unutkan bir adamdı. Hastaydı yani. Alzaymır hastasıydı. Birbirimizi çok severdik. Ama bazen istemeden de olsa kırardık birbirimizi. Işte o hemen unuturdu bunu . Bir küskünlük oldu mu susardı, unutuverirdi sonra. Ama sevmek öyle mi? Sevmeyi hiç unutmadı.
Küslüklerine takılıp kalırsan sevginin payından çalarsın
‘Yeryüzünde bir ağaç ağlıyorsa kalbiniz acır. Çünkü ağaç demek kuş sesi demektir. Kuşlar ağaçların bol olduğu yerlerde yaşamayı severler. Ağaç demek çiçek demektir. Her ormanda binbir çeşit çiçek görürüz. Ağaç, nefes almaya devam etmek, yaşamak demektir. Yaşamak için ağaçları yaşatalım! Çünkü ağaçlar, çiçekler ve kuşlar, betonları elbet yenecekler! ”
”Bugün sen yalnız kendin için değil, gökyüzündeki bütün yıldızlar, galaksiler, ve gezegenler için; yeryüzündeki bütün çiçekler, köpekler, kediler, yeni doğmuş bebekler ve kurumaya yüz tutmuş ağaçlar için dans edeceksin! Sen onların ışığısın! ”
‘Çünkü kirlilik güzelliğe karıştıkça bu bulanıklık sonsuza dek sürecekti.’
‘Mutsuz olduğumuzda bazen güneşin doğacağını bile unuturuz. Oysa o bütün parlaklığıyla belirip bizi utandırmayı bir görev bilir.’
.’çocuklar bu dünyayı güzelleştirmek için var.’

‘Çünkü bizim bir farkımız var. Biz büyük insanlar gibi somurtmuyoruz. Bu dünyada gülerek yaşamayı başarabilenler, sadece çocuklardır.’

‘Onların da bir suçu yoktu aslında; suç, onların bugünkü çocuklara dönüşmesine neden olan kişilerde ve olaylardaydı. Etkilenmek için şiddeti bizzat yaşamaları da gerekmezdi ki. Çevrelerinde sürekli gerçekleşen şiddet dolu haberler ve televizyon programları izliyorlarsa bu öfke dolu halin davranışlarına veya sözlerine yansımasına nasıl engel olabilirlerdi ki?’
Sakız ağacı bir orman ağacı değildir çocuklar. İnatçıdır. Rüzgara, soğuğa, kuraklığa dayanır da, bir tek sevgisizliğe dayanamaz. Eğer sevgi göstermezseniz, ağaçlar da insanlar gibi göç ederler.’
”Bu yeryüzünde gerçekten yaşadığınızı en çok ne zaman hissedersiniz? ”
Sonsuz bir telaştayız, yeryüzü ve gökyüzü arasında..
Benim gökyüzümde senden daha parlak bir yıldız yok..
Değer verdiklerine sahip çık, onları bırakma, onlar olmadan nasıl yaşarsın sonra?
Kötüler bu dünyada her zaman var, önemli olan iyileri kazanmak.
Bundan çok daha güzel günlerin de olacak güleceğin.Gerçekten ağladığın günler de olacak,hiç hatırlamak istemediğin.Sen,bu günlerin tadını çıkarmaya bak
Başkalarıyla paylaşamadıktan sonra öğrendiklerin ne işe yarar ki
Benim gökyüzümde senin kadar parlak bir yıldız yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir