İçeriğe geç

Kösem Sultan ve Cinci Hoca Kitap Alıntıları – M. Turhan Tan

M. Turhan Tan kitaplarından Kösem Sultan ve Cinci Hoca kitap alıntıları sizlerle…

Kösem Sultan ve Cinci Hoca Kitap Alıntıları

Fatihin ve İkinci Beyazıt’ın saltanatı sıralarında da ocağın hoş görünmeyen homurdanmaları vardır. Lakin bunlar o ocak halkınca hak: sayılan cülûs veya zafer bahşişi istemek dolayısıyla yapılan kıpırdanmalardır. Askeri zihniyete ve hele Yeniçeriler arasında kökleşmiş olan nizamseverlik ve hadbirlik düsturlarına uymayan ilk hakiki isyanı, dediğimiz gibi, Yavuz Sultan Selim hazırladı, o cesur askerleri bizzat kendi babasına karşı ayaklandırdı.
Yavuzun bu hareketi, devlet idaresini anarşiden kurtarmak itibariyle belki isabetli görülebilir. Fakat o isyanla Yeniçeri ocağında yeni ve korkunç bir anane kurulmuş oldu. Artık ocaklılar kendilerini saraydan kuvvetli görüyorlardı ve taht üzerinde diledikleri zaman değişiklik yapabileceklerine kanaat getirmiş bulunuyorlardı.
Fakat ibretle kayıt olunmaya değer bir hakikattir ki Yeniçeri ocağını saltanat makamına karşı ilk ayaklandıran yine o makamı ihraz edenlerden biridir. Yavuz Sultan Selimdir. Yeniçeriler mesela İkinci Sultan Murat devrinde de ayaklanmışlardı. Fakat bu hamle, devlet idaresinin başında kendilerini zaferden zafere götürecek tecrübeli bir hükümdar görmek arzusundan ileri geliyordu.
Vatani felaketlerden tedrici ve çok ağır surette teessür duyan o adamlar, kendi menfaatlerine dokunulduğu zaman hızla müteessir olurlar, yaygaraya koyulurlardı. Hocalar güruhu bu duygu keskinliğinde bilhassa seçkinleşirlerdi, keselerinden bir akçe çıkmaması için en büyük fitneler çıkarmakta tereddüt etmezlerdi. Yeniçeri ocağı da aşağı yukarı aynı hissi durumdaydı, yalnız almayı düşünüp vermeği hatırlarından geçirmezlerdi.
Deli adam bu iştiyakla harekete geçti, Sadrıazamın iki ayağını bir pabuca soktu, yeni bir düğün hazırlığına girişti. Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra tahta çıkan Padişahlar, nikahla kadın almaktan vazgeçmişler ve yüzlerce halayığın kucağında yaşamak yoluna girmişlerdi. Yalnlz İkinci Osman bu bid’ati kaldırmak istedi, vezirlerden Pertev Paşa ile Şeyhülislâm Esad Efendinin kızlarını kendine nikahladı. Fakat saray halkı, hatta devlet erkanı onun bu hareketinden memnun kalmadl, dedikodu yaptı.
Şimdi İbrahim’de büyük kardeşinin izinde yürümüş oluyordu. Lakin bir fark ile İkinci Osman cinsleri cibiliyetleri meçhul halayıklardan çocuk yetiştirmek usulüne nihayet vermek, saltanat ailesiyle devlet ricali arasında akrabalık kurarak hanedanın kuvvetini çoğaltmak istiyordu. Deli İbrahim ise halayıklar içinden birini aşkına mağlup olmak yüzünden nikahlıyordu, saray ananesini daha kötü şekle sokuyordu.
Deli İbrahim’in kanını taşıyarak yetişen padişahlar Türk yurdunu ve Türk milletini felaketten felakete sürükledi.
Aşıkların, sevgililerine yaranmaları, onlara karşı kayıtsız ve şartsız uysal görünmekle olur.
Ahmet Paşa, yer ve ayak öpüp çekildi. Hümayun fermanına göre de hareket edip karısını boşadı, padişahın iki yaşındaki kızıyla evlenmek için hazırlığa girişti ve üç beş gün sonra düğün başladı.
O, İstanbul’un hangi yıl alındığını bilmezdi. Yavuz’un yaptığı harplerin ve kazandığı zaferlerin tarihini merak etmiş değildi. Viyana’nın hangi Padişah zamanında muhasara edildiğini de işitmemişti. Fakat Üçüncü Murat’ın beş yüz halayık topladığını, her gece kırk kadınla işret ve saz meclisi kurduğunu, yüz on beş çocuk doğurttuğunu biliyordu. Avrat pazarını kurarken işte bu bilgiyi esas tutuyor, o dedesinden daha çok kadına sahip olmak ve yine ondan fazla çocuk doğurtmak istiyordu.
Kapı Ağası kafesin kapısını açtı, hem ağlar, hem güler bir sesle matemli müjdeyi kekeledi:
Mübarek başınız sağ olsun, şevketlü karındaşınız Sultan Murat göçtü. Artık taht sizin, saltanat sizin, buyurun!
Bundan geri sen bana aşıksın, ben de sana aşığım. Yerken, içerken; uyurken, uyanıkken; duruken dolaşırken; susarken, konuşurken; birbirimizi düşüneceğiz. İçimiz yanarken ruhumuzda güller açılacak.
Aşık olmak için seni seçtim.
Aşk, bir başka hayattır, yüreklerde sıkışan bir kainattır.
– Siz aşkı aramadınız padişahım.
– Ya ne yaptım hoca?
– Çocuk yaptınız Sultanım.
Padişahlığın birinci şartı adalettir. Zulümle saltanat birleşmez.
Vatani felaketlerden tedrici ve çok ağır surette teessür duyan o adamlar, kendi menfaatlerine dokunulduğu zaman hızla müteessir olurlar, yaygaraya koyulurlardı. Hocalar güruhu bu duygu keskinliğinde bilhassa seçkinleşirlerdi, keselerinden bir akçe çıkmaması için en büyük fitneler çıkarmakta tereddüt etmezlerdi. Yeniçeri ocağı da aşağı yukarı aynı hissi durumdaydı, yalnız almayı düşünüp vermeği hatırlarından geçirmezlerdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir