İçeriğe geç

Peygamberimizin Hayatı Kitap Alıntıları – Ahmed Cevdet Paşa

Ahmed Cevdet Paşa kitaplarından Peygamberimizin Hayatı kitap alıntıları sizlerle…

Peygamberimizin Hayatı Kitap Alıntıları

Kâbe’nin hizmetini aslında Hz. İsmail’in evlatları ve torunları yapardı. Sonra bu şerefli hizmet,Cürhüm kabilesine geçmişti.
Nizâr , Arapça’da az bir şey manasına olan nezer den gelir.
Fakat her ne vakit birinin iki oğlu olsa yâhud bir kabîle iki kol olsa, Hâtemü’l Enbiya’nın soyu en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunur ve her asırda onun yüksek ceddi kim ise,yüzündeki parlaklıktan bilinirdi.
Araplar, nesep ilmine çok itibar eder,her kabile kendi soyunu ezbere bilirdi.
Belki de Araplar’ın lisânının o derece kemâle ermesi, Allah tarafından bu lisan üzere bir kitap nâzil olacağına işarettir.
Kabe duvarına böyle asılmış yedi kasîde vardır ki,onlara Mu’allakat-ı Seb’a denilirdi. Onların birincisi,İmri’ül Kays’ın kasidesiydi ve en yukarı asılmıştır.
Peygamber Efendimiz, alemlerin iftiharı olup, insanların en üstünüdür. O’nun o vakitlerde Araplar’ın arasından çıkması, Allah’ın bir hikmeti idi.
Ölüler hakkında ister mü’min, ister müşrik olsunlar, kötü söz söylemeyin. Bu söz onlara erişmez. Fakat dirileri incitir.
Hz Ömer ra umuma hitaben : “beni bilen bilir bilmeyen bilsin ki ÖMER BİN HATTABIM” dedi. Bunun üzerine Kureyşlilere fevkalede şaşkınlık geldi. Hepsi bir tarafa dağıldı işte o gün müslümanlar Haremi Şerifte saf oldular ve açıkça tekbir alarak meydanda namaz kıldılar
Ey insanlar! Günah, nimetin değiştirilmesine sebep olur.
Eğer insanlar itaatkâr olursa emir ve âmirleri de öyle olur.
Eğer halk kötü olur ise onlar da o tavır ve hâl üzere olurlar.
En önde Ömer, sonra Ali, ondan sonra Peygamberimiz; Peygamberimizin sağında Ebu Bekir, solunda Hamza, arkasında diğer ashab-ı kiram oldukları halde yürüyerek Harem-i Şerif’e gittiler.

İşte Hz. Ömer’in iman ettiği o gün müslümanlar, ilk defa Harem-i Şerif’de saf halinde tekbir getirdiler ve meydanda açıktan namaz kıldılar.

Ey insanlar sizin hanımlarınız üzerinde haklarınız vardır. Ama onların dahi sizin üzerinizde hakları vardır. Onlar sizin hukukunuza riayet etmelidir. Siz de onlara güzel muamele etmelisiniz.
~Veda Hutbesi
Kur’ân-ı Kerîm okunan evden, Arş’a kadar nûr yükselir.’
Resûl-ü Ekrem ise, kendisinin kanı yeryüzüne damlayıp da bundan dolayı kavmine azap inmesin diye yüzünden akan kanları silip, Ya Rabbi! Kavmim cahildir, sen onlara doğru yolu göster! diye dua etti.
Ey insanlar! Ben sizin üzerinize vali ve idareci oldum. Halbuki sizin en hayırlınız değilim. Eğer iyilik yaparsam bana yardım ediniz ve eğer kötülük yaparsam bana doğru yolu gösteriniz. Doğruluk emanettir, yalancılık hıyanettir .
Hz.Ebubekir (r.a)
Kişi sebepleri hazırlamalıdır. Lâkin yardımı Cenâb-ı Hakk’dan bilmelidir. Yoksa kendini beğenen sonra utanır ve kendi kuvvetine güvenen daima aldanır.
Allâh’ın sevdiğini seviniz. Allâh’ı cân u gönülden seviniz. Allâh’ın kelâmından ve zikrinden usanmayınız.
Düşündüler taşındılar. Ya Rasulullah (asm)! Senin uğrunda ölürsek bize ne var? dediler. Resul-i Ekrem(asm); Cennet var. deyince, Öyle ise elini ver. dediler. Resul-i Ekrem (asm) mübarek elini uzattı. Hemen biat eylediler. Yani can verip cennet aldılar, pek hayırlı bir alışveriş ettiler ve hemen dönüp Medine’ye gittiler.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ezdliler her ne kadar iki kabileye ayrılmış ise de düşmana karşı birlikte hareket ederler ve Yahudilere nisbetle çokluk olduklarından ekseriya Yahudilere galip olurlardı. Sonraları Evs ve Hazrec kabileleri arasında anlaşmazlık çıktı ve birbirleri ile uğraşırken iki kabile zayıfladı. Fakat bu kere de İslam ile birleştiler, barıştılar ve yine kuvvet bularak Yahudilere galip oldular.
Ey insanlar! Günah, nimetin değiştirilmesine sebep olur.
Eğer insanlar itaatkâr olursa emir ve âmirleri de öyle olur.
Eğer halk kötü olur ise onlar da o tavir ve hâl üzere olurlar.
Peygamber efendimiz vasiyeti;
Ben size sefkatli ve merhametliyim. Sizler yine bana kavuşacaksınız. Buluşacagımız yer Kevser havzi kenandır. Her kim Havz-ı Kevserde benimle buluşmak isterse elini ve dilini mâlâyâniden (faydasız şeylerden) sakınsın.
Hz Ömer ra umuma hitaben : “beni bilen bilir bilmeyen bilsin ki ÖMER BİN HATTABIM” dedi. Bunun üzerine Kureyşlilere fevkalede şaşkınlık geldi. Hepsi bir tarafa dağıldı işte o gün müslümanlar Haremi Şerifte saf oldular ve açıkça tekbir alarak meydanda namaz kıldılar
Ey insanlar! Sağlığınızda âhiretiniz için hazırlanınız. Muhakkak bilirsiniz ki kıyamet günü birinin başına vurulacak ve çobansız bıraktığı koyunundan sorulacak. Sonra Cenâb-ı Hakk ona diyecek, ama nasıl diyecek. Tercümânu yok, perdedârı yok, bizzat diyecek ki ‘Sana benim resûlüm gelip de tebliğ etmedi mi? Ben sana mal verdim, lütuf ve ihsân ettim. Sen kendi âhiretin için ne tedarik ettin (hazırladın)?’ O kimse de sağına soluna bakacak, bir şey görmeyecek, önüne bakacak cehennemden başka bir şey göremeyecek. Öyle ise her kim kendisini -velev ki bir yarım hurma ile olsun ateşten kurtarabilecek ise hemen o hayrı işlesin. Onu da bulamaz ise, bâri kelime-i tayyibe ile (güzel sözler söyleyerek) kendisini kurtarsın. Zira, onunla bir hayra on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir. Vesselâmü alâ rasûlillâh ve rahmetullahi ve berekâtühû”
Resûl-i Ekrem hemen bir avuç toprak aldı ve Yasin sûre-i şerifesinin evvelinden: Hem önlerinden bir sed ve arkalanndan bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler meâlindeki (Yâsîn, 9) âyet-i kerîmeyi sonuna kadar okudu ve elindeki toprağı kapısı önünde bekleyen müşriklerin üzerine saçtı, içlerinden çıkıp gitti. Bakıp durdular ve onu görmediler.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Haberiniz olsun ki Allah size adaleti, ihsânı ve akrabaya vermeyi emrediyor ve fuhşiyyâtı (kötülükleri), münkeri (şeriatta ve sünnette tanınmayan), zulmü yasaklıyor, size vaaz ediyor ki dinleyip, anlayıp tutasınız.
Nahl-90

Velid bin Muğîre onu can kulagıyla dinledi. Vallâhi bunda bir tatlılık ve letâfet var. Pek derin ve gâyet faydalı bir kelâmdır. Bunu insan söyleyemez diye medhetti ve dönüp diger müsriklere: Sizin içinizde şiir kâidelerini benden iyi bilen kimse yoktur. Ben şiirin her cinsini ve şiirleri hepinizden iyi bilirim. Muhammed’in okuduğu kelâm bunların hiçbirine benzemez. O kelâm her kelâma gâlip olur. Ona hiçbir kelâm gâlip olamaz” dedi.

Haberiniz olsun ki Allah size adaleti, ihsânı ve akrabaya vermeyi emrediyor ve fuhşiyyâtı (kötülükleri), münkeri (şeriatta ve sünnette tanınmayan), zulmü yasaklıyor, size vaaz ediyor ki dinleyip, anlayıp tutasınız.
Nahl-90
Fil senesinde ve Rûmî Nisan ayı içinde Rebîulevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha doğru henüz tan yeri ağardığı vakit âlem bir başka âlem oldu. Hâtemü’l-Enbiyâ Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi ve sellem Hazretleri dogdu ve gün doğmadan âlem nûr ile doldu.

Allahümme Salli ala seyyidina Muhammed

Ey insanlar! Günah, nimetin değiştirilmesine sebep olur.
Eğer insanlar itaatkâr olursa emir ve âmirleri de öyle olur.
Eğer halk kötü olur ise onlar da o tavir ve hâl üzere olurlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir