İçeriğe geç

Bitmeyen Kavga Kitap Alıntıları – John Steinbeck

John Steinbeck kitaplarından Bitmeyen Kavga kitap alıntıları sizlerle…

Bitmeyen Kavga Kitap Alıntıları

Bizim yeraltı çalışmaları yaptığımızı, kirli işler çevirdiğimizi söylerler. Bunu hiç düşündün mü, London? Silahımız yok bizim, Bize bir şey olursa gazetelere geçmez. Ama öteki tarafa küçük bir şey olmaya görsün, mürekkeple donatırlar ortalığı. Paramız yok bizim, silahımız yok, o yüzden de kafamızı kullanmak zorundayız. Anlıyor musun?
Bence insan, hatırlayamadığı bir geçmişten, göremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru körü körüne ve korkulu bir çatışma içinde. Ve insan, biri dışında bütün düşmanları engelleriyle karşılayıp bunları alt etmiştir. Ama kendisini yenemedi. İnsanlık kendisinden nasıl da nefret ediyor.
Yunanlıların Salamis Savaşını nasıl kazandıklarını bilir misin?
Yunanlıların tüm gemileri limanda sıkışıp kalmıştı. Bir an önce dışarı çıkmak istiyorlardı, ama önlerinde Pers donanması vardı. Yunanlı amiral kendi askerlerinin kaçacaklarını bildiği için, düşmana kendilerini sıkıştırmaları için haber sızdırmış. Ertesi sabah Yunanlılar kaçacak delik kalmadığını, limandan çıkmak için ancak savaşmak gerekeceğini görmüşler ve savaşıp kazanmışlar.
Bir şeyi ‘iyi’ olarak nitelesem, onu inceleme hakkını kaybederim, çünkü kötü bir yanı da olabilir.
Bir insana anlamadığı bir sözcüğü kullanarak hakaret edebilirsin. Belki kalkıp sana bir şey söyleyemez, ama anlamadığı sözcükleri kullanıyorsun diye nefret eder senden.
Çoğu grevin yarıda kalmasının nedeni disiplinsizliktir.
İnsanları hemen sevmeye kalkışma Jim. İnsanları sevmekle zaman öldüremeyiz.
Ben köpeklerle ve insanlarla yetmiş bir yıl birlikte yaşadım, çoğunlukla kemiği birbirlerinden çalmaya çalıştıklarına tanık oldum. İki köpeğin bir kemiği kırmak için birbirlerine yardım ettiklerini hiç görmedim, ama çalmak için birbirlerini yediklerini çok gördüm.
Sen hep serserileri mi beslersin Al diye sordu.

Sen olsan ne yapabilirsin ki? Herifin biri soğuk bir gecede bir fincan kahve istemişse, boktan bir beş senti yok diye umutlarını boşa mı çıkarayım yani?

Belki genelleme yapamazsın, ama çoğunlukla seni korkutmaya çalışan bir insan korkutulmaya hazır biri demektir.
İnsanlardan artık nefret etmediğini görünce şaşacaksın. Neden olduğunu bilmiyorum ama genellikle böyle olur.
Yardım etmeye çalıştığın insanlar da çoğunlukla senden nefret edecekler. Bunu biliyor musun?

Evet.

Senin baban Roy Nolan mıydı?
Evet. Üç yıl önce öldürüldü.
Vay canına! dedi Harry. Bu ülkenin en gözü pek insanı diye ün salmıştı. Çıplak elleriyle beş polisin hakkından gelebildiğini duymuştum.
Jim gülümsedi: Yapabilirdi de sanırım, ama ne zaman ortaya çıksa karşısında altı polis bulurdu.
Köpek satın alan bir hanımın hikayesini hatırladım da. Kadın, ‘Bu köpeğin safkan olduğundan emin misiniz?’ diye sorar. Köpeği satan adam, ‘Tabii ki eminiz, Oskar, şunun kanını akıt da hanımefendi görsün’ der.
Ortada ne başlangıç var dedi Burton, ne de bir son. Bana öyle geliyor ki, insanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. Biri hariç, karşıladığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yene­medi. Nasıl nefret etmesin kendinden.
“ insanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. İnsan biri hariç, karşılaştığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yenemedi. Nasıl nefret etmesin kendinden.”
Bir gruba ait olan kişi artık kendisi değildir.
Sen hiç ücretinin yükselmesi için yeterli beceriye sahip olduğun halde işten atılıp yerine bir başkasının konduğu bir yerde çalıştın mı? Hiç şirkete bağlılıktan söz edilip aslında bu bağlılığın insanların birbirini ispiyonlaması anlamına geldiği bir yerde bulundun mu? Canı cehenneme, kaybedecek hiçbir şeyim yok.
İnsan, karşılaştığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yenemedi. Nasıl nefret etmesin kendinden.
İnsanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor.
Biraz daha yaşa, o zaman anlarsın dünyanın kaç bucak olduğunu.
Eziyet etmekten zevk alırlar. İnsanlara zarar vermekten hoşlanırlar ve kendilerine her zaman milliyetçiler ya da anayasanın koruyucuları gibi adlar takarlar.
İnsanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. İnsan biri hariç, karşılaştığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yenemedi. Nasıl nefret etmesin kendinden.
Sanırım mutsuz bir insanım.
Insan her düşmanı yendi, bi kendini yenemedi.
Nasıl nefret etmesin kendinden.
Rahat iş için arkan olması gerekirdi. Arkamız olmadığı için üstümüze basıp geçerler.
Sanırım mutsuz bir insanım.
İnsanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. İnsan biri hariç, karşılaştığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yenemedi. Nasıl nefret etmesin kendinden.
Sanırım mutsuz bir insanım..
Her şey gelip geçecek ve ben hiçbir şeyi anlamayacağım. Bir elmanın nasıl büyüdüğünü bile
Onlara iki şeyi gösterdik: Onlar nedir ve ne yapabilirler.
Kolay ulaşılan şeyler daima unutulur.
Bak, biz evimizde hep bir şeyle mücadele ederdik, çoğunlukla da açlıkla. Babam patronlarla, ben okulla mücadele ederdik ve hep kaybederdik. Uzun bir süre sonra artık hep kaybedeceğimiz yerleşmişti bilinçaltımıza.
Kuru laf karın doyurmaz, gevezelik ederek para kazanmak beyzadelere vergidir, bize değil.
“Sen belanı arıyorsun galiba ?”
“ Onlar umutsuz değillerdi.
Sakindiler, çalışıyorlardı ama hepsinin aklının gerisinde er geç nefret ettikleri bu düzenden bir çıkış yolu bulacaklarına olan inanç yatıyordu.”
Şuna bak, tadı çok iyi. Elmaları unutmuş gitmişim. Kolay ulaşılan şeyler daima unutulur.
“ Evin içinde robot gibi dolaşır, çok az konuşurdu.
Gözlerine de ölü bir bakış yerleşmişti.”
“Yeni bir başlangıç yapmak istiyordum.”
Akşamleyin güneş batarken insan çok, çok eski günlerini hatırlar
Bazen insanın başına ne kadar büyük bela gelirse o kadar akıllanır, o kadar kızgınlıkla dövüşür.
İnsan hatırlayamadığı, geçmişten beri göremediği ya da anlayamadığı bir kavgaya girişmiş. Ve insan bu savaşta binbir çeşit zorluklarla karşılaşmış ve bunları da yenmiş. Yalnız bir tanesini yenememiş: İnsanı.
Bir gruba ait olan kişi artık kendisi değildir. Kendisinden farklı bir organizmanın içindeki bir hücredir.
İnsanlar kendileri gibi konuşmayanlara kuşkuyla bakar.
İnsan, bugünkü duruma, adaletsizliğe, şeylere şöyle bir baktıkça Eğer biraz aklı varsa aynı sonuca varır.
Siz barışı, iki yürüyüş yaptık diye üç adamımızı vurarak mı istersiniz?
Bir şeyi çok yapmak isteyip de bir türlü yapmamak çok garip.
İnsanlar çoğunlukla beraber çalışmaktan çekinirler, çünkü kim onları toplu halde çalıştırmaya kalkmışsa bu çalışmadan muhakkak kendi yararlanmıştır.
Toplum psikolojisi insanı değiştirir. Bir başka insan yapar.
Dünyanın kölesi olmuş zavallı insanlarsınız.
Bir düşünce, kimse dinlemese bile, dile getirildiğinde biraz daha berraklaşır.
İnsanları hemen sevme Jim. İnsanları sevmekle harcayacak zamanımız yok.
Yalnızca umutsuzlukları olan milyonlarca
insan var.
Arkadaşlar! Kendisi için bir şey istemezdi o
insan akşam olurken, nasıl da geçmişte olanları hatırlar; önemli şeyleri aklına bile getirmez, hiç dikkat etmiş miydin Lisa?
O insanların bazıları için malları canlarından değerlidir.
Ne ağaç diktiniz hayatınızda, ne de ağacın büyüdüğünü ellerinizle hissettiniz. Hiçbir şeyiniz olmadı sizin, gidip kendi elma ağaçlarınıza ellerinizle dokunmadınız. Ne bilirsiniz sizler?
Benim hiçbir şeye dikkatle bakacak zamanım olmadı Mac. Yaprakların nasıl büyüdüğünü hiç göremedim. Bu sabah çadırda bir karınca sürüsü vardı. Bakamadım onlara. Başka bir şey düşünüyordum. Bir gün sabahtan akşama kadar oturup böceklere bakmak ve başka hiçbir şey düşünmemek istiyorum.
Jim, sen dört beş köpeğin kavgalarına tanık oldun mu hiç?
Hayır.
Köpeklerden biri yaralanır ya da düşerse, diğerleri onun üstüne saldırıp onu öldürürler.
Eee?
İnsanlar da böyle yaparlar zaman zaman. Nedenini bilmiyorum. Doktor bir keresinde bana, ‘İnsanlar içlerindeki bir şeyden nefret ederler’ demişti.
Her şey paramparça oldu, yıkılıyor, ama bu bütünün yalnızca küçük bir parçası.
Bir şey öldürsünler, isterse bir kedi olsun bu, öldürmeye devam etmek isterler.
Herkes, milyonlarca ve milyonlarca insan tek bir kişiye dönüşüyor, ezilmiş ve açlık içindeki bir deve, işte o dev artık boğazının düğümlendiğini hissediyor. Yığın , ne olup bittiğinin farkında değil ama devin tepesi attığında hepsi orada olacak.
İnsanı mahveden şey, hiçbir sonuca varmayan bir iştir.
Kızmanı da istemiyorum. Kızarsan doğru dürüst düşünemezsin.
Artık bunların hepsi bitsin istiyorum.
Kimi zaman gerçekten gereğinden çok anlayışlı oluyorsun Mac. Kimi zaman da bomboşsun.
Kelimelerden bir tuzak hazırlıyor, sonra da içine kendin düşüyorsun. Beni yakalayamazsın ama. Sözcüklerinin benim için hiçbir anlamı yok.
Bence insan, hatırlayamadığı bir geçmişten, göremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru körü körüne ve korkulu bir çatışma içinde. Ve insan, biri dışında bütün düşmanları engelleriyle karşılayıp bunları alt etmiştir. Ama kendisini yenemedi. İnsanlık kendisinden nasıl da nefret ediyor.
Jim, insan şiddetle ancak şiddet yaratır.
Sonu boşluk olan şeyin yarı yolu falan olmaz!
Biz aç kaldığımız sürece cebimize ne kadar girdiğinin ne önemi var ki?
Benim hiçbir şeyim yok. Ne fikrim, ne param, ne de başka bir şeyim.

Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyin yok, diye mırıldandı Jim.

Emeğin soyluluğu konusunda bir fikrin yok mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir