Françoise Heritier kitaplarından Yaşıyorum Demek İçin kitap alıntıları sizlerle…
Yaşıyorum Demek İçin Kitap Alıntıları
Politik bağlılıkların,güçlü duyguların ve uğraşların ötesinde,var olma gerçeğinde bir çeşit hafiflik ve zarafet var
kendin olmaktan asla çekinmemek
Dört yapraklı yoncanı bulmak..
Dünya, düşüncelerimizde düzenli bir biçimde oluşmadan evvel duygularımız aracılığıyla vardır ve var olduğumuz sürece duyumları yaratan bu yeteneği ne pahasına olursa olsun korumamız gerekir
her şey için, diğerleri için, hayat için ‘tat’ sahibi olmak.
her şey için, diğerleri için, hayat için ‘tat’ sahibi olmak.
Peki ya siz ? Hayatınızdan sonsuza kadar kaybolsa, hangisini en çok özlersiniz?
Politik bağlılıkların, güçlü duyguların ve uğraşların ötesinde, var olma gerçeğinde bir çeşit hafiflik ve zarafet var. Sadece bunun farkına varmaya çalıştım. Şu herkese verilmiş olan küçük artı: yaşamın tadı tuzu.
Biz onun hayatından çalıyoruz. O kendi hayatından çalıyor.
Daha ziyade, siz kendi hayatınızdan düzenli olarak çalıyorsunuz.
Kesinlikle can sıkıntılarından uzak bir yaşam sürdürdüğümü düşünüyorum.
Siz yaşamın tadı tuzu olan şeyleri her gün es geçiyorsunuz.
Dört yapraklı yonca bulmak, adımlarının arasındaki mesafeyi hesaplamak, tren garındaki anons müziğini dinlemek, .
Okşamak, okşanmak, öpmek, öpülmek, sarılmak, birinin size aşkla içten ve nazikçe sarılması, .
Şu herkese verilmiş olan küçük artı:
yaşamın tadı tuzu
yaşamın tadı tuzu
Politik bağlılıkların, güçlü duyguların ve uğraşların ötesinde, var olma gerçeğinde bir çeşit hafiflik ve Zerafet var.
Günün birinde her biri gerçekle sınanacak küçük olaylar var.
Gün yüzüne çıkmayı bekleyen size özel hatıralarınız, gelecek davranışlarınızda size eşlik edecek ve sizi destekleyecektir.Onları oldukları gibi kabul etmeyi öğrendim: hayatımızın tatlı aşamaları.Böylece, umduğunuzdan daha zenginleşip daha da ilginçleşiyorlar. Ve özellikle kendinize şunu hatırlatın: Bunların hiçbiri sizden çalınamaz.
Peki ya siz ? Hayatınızdan sonsuza kadar kaybolsa,neyi en çok özlerdiniz?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Içimizdeki hayati dinlemek
Fazla hatıra bizi felç eder.
Seni yalnız bıraktım diye
Mezarından bile koşarak geliyorum eve.
Mezarından bile koşarak geliyorum eve.
Islık çalan odalarda
Konuşuyorum konuşuyorum konuşuyorum.
Uzaktan gelmişim, ağzımda sabahın çiy taneleri
Çocuklaşma diyerek çekiyorsun ağzını.
Sonra kaldırıyorum başımı, pencere değil
Sıralı kirpikler gibi çocuk ölüleri.
İnsan acısından utanır mı
Döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum.
Politik bağlılıkların, güçlü duyguların ve uğraşların ötesinde, var olma gerçeğinde bir çeşit hafiflik ve zarafet var.
Sadece bunun farkına varmaya çalıştım.
Şu herkese verilmiş olan küçük artı, yaşamın tadı tuzu.
Sevdiğimiz biri geç kaldığında ölümüne endişelenmek,
Kollarını hem gerçek anlamda hem de mecaz anlamda sıvamak..
Kollarını hem gerçek anlamda hem de mecaz anlamda sıvamak..
Peki ya siz ? Hayatınızdan sonsuza kadar kaybolsa,neyi en çok özlerdiniz?