İçeriğe geç

Merhaba Umut Kitap Alıntıları – J. Mario Simmel

J. Mario Simmel kitaplarından Merhaba Umut kitap alıntıları sizlerle…

Merhaba Umut Kitap Alıntıları

Çünkü artık ne yapacağını biliyordu: Umut ederek çalışacak,çalışarak umut edecekti!
Artık uykusuz gecelerim olmayacak. Artık korkularım olmayacak. Gözyaşlarım da. Ölülerin gözyaşı olmaz ki!
Namuslu insan kalmadı mı? dedi Bernard Branksome. Artık hiç kimseye güvenemeyecek miyiz?
Kötüler ve kötülere karşı çıkan iyiler vardı! Benim bütün ömrüm bu iyi ve kötü insanlarla geçti.Onlara karşı çıktım, onları sevdim.
Hepsi de açlıktan mı ölüyor?
Bir çoğu. Geri kalanı da bitkinlikten veya hastalıktan.
Fakat böyle olmaz ki! Görüyorsunuz yoldan geçenler ölüye basıyorlar.Sonra sinekler
Sinekler bütün ölülere gelir, dedi bir başkası. Sinekler ve kurtlar.
Hayvan aç kalınca öldürür, insan ise ülküsü için, bir düşünceye inandığı için. Nedir bu düşünceler? Akılsızca, budalaca şeyler! Din yaymak için yapılan savaşları düşün.İspanyollar Güney Amerika’da on binlerce İnka’yı öldürürken, Katolik dinini yayacağız, diyorlardı. Stalin yirmi beş milyon insanı öldürtürken, komünizm güçlensin istiyordu. Hitler altı milyon Musevi’yi gaz odalarında zehirletirken, sadece benim ırkım,diyordu. George bütün bunlar akılsızlık ve budalalıktan başka nedir? Hiçbiri başarıya ulaşmamış,sadece milyonlarca insan ölmüştür.Tarihte insan öldürmekle hiçbir zaman başarıya ulaşılmamıştır! Aksine, Katolik dini dünyada etkisini yitirmeye başlamış, tarihin en büyük savaşında elli beş milyon insan hayatını kaybetmesine rağmen Almanya parçalanmış,Hitler ölmüştür. Stalin’e gelince. Yirmi beş milyon insanın ölmesi ne komünizme,ne de Stalin’e yaramıştır. İnsan öldürmek hiçbir zaman, hiç kimsenin işine yaramamıştır! İnsanlar hemcinslerini öldürmekle sadece budalalık yapmıştır
Bu dünya ve insanlık düzelmeyecek. İkinci Dünya Savaşı bitti de ne oldu? Savaş kazananlar şimdi Kore’de savaşmaya deva ediyorlar.Yeter artık,bu öldürmelerin bir sonu gelsin, diyeceklerine! Bugün Kore Savaşı,yarın Üçüncü Dünya Savaşı! Öbür gün bir dördüncüsü.Halbuki bütün din kitaplarında ne yazar? Öldürmeyeceksin! Fakat insanlar dinin bu yasağına kulak asmamıştır. Hiçbir zaman da asmayacaklardır. Kimse çıkıp da, sonu gelsin bu ölümlerin,demiyor. Papa bile! Yeteri kadar öldürdünüz! Bundan sonra yeryüzünde tek bir insan bile öldürülmeyecek! Ne söyleyen, ne de dinleyen var. İnsanlar öldürmeye devam ediyor! Bir ülkü uğruna diyorlar!
Biz insanların en kötü yanlarından biri ne biliyor musun?
Ne?
Çok budala olmamız ve karşımızdakini ciddiye almamız! Biz insanlar Napolyon’u, Hitler’i, Stalin’i hep ciddiye aldık.Onlara kahraman gözüyle baktık. Bu kahramanlar ise ne yaptılar? Gaz odasında öldürdüklerinin altın dişlerini söktüler! İnsan derisinden abajur başlığı yaptılar! Başkaları Hindiçin’de ne yapıyor? Kore’de?
Hayvanlarda öldürme diye bir şey yoktur. İnsanlarda olduğu gibi demek istiyorum. İnsanlar niçin öldürüyor? İnsan, zevk aldığı veya öldürmek istediği için bir başka insanı öldürüyor. Öyle değil mi?
Georgia üzüntü ile başını önüne eğdi.
İnsan bu değişmez içgüdüsüyle bir gün dünyanın sonunu getirecektir, diye devam etti Lindhout. Hatta öteki dünyalara da zarar verecektir. Kısacası, bence insan zararlı bir varlıktır. Kendini ilerici sanan bazı kişiler, insanlığın yaptıkları çok iyidir, diyor. Şöyle etrafına bir baksana. Ne yapıyoruz biz? Hemcinsimizi öldürüyor, çevremizi kirletiyor, dünyayı parçalayacak silahlar geliştirmekte birbirimizle yarış ediyoruz!
Bu dünyada bir milyon yıldır, belki de uzun süredir, insan benzeri yaratıklar var.İnsanda saldırma ve savaşma içgüdüsü çok eski ve güçlü olmasına rağmen, içinde akıl ve mantığın bulunduğu beynimiz, bu milyonlarca yılda büyük bir gelişme gösterememiştir. Demek istiyorum ki: akıl ve mantığımız bizim bu içgüdülerimizi önleyecek ve yöneltecek güçte değildir. Beynimiz teknik,bilim ve sanat alanlarında çok başarılı oluyor. Savaşma ve saldırmaya gelince ise başarısız. Bu konularda beynimizin bir mağara yaratığının beyninden farkı yok.
Savaş sona erdikten sonra dünyada artık her şeyin düzeleceğini sanıyor musun? diye sormuştu annesi ona.
Çok iyimser ve kedersiz olmaya çalıştık. Gerçekte ise üzüntümüzden neredeyse ağlayacaktık.
Kadının doğurduğu insan kısa süre yaşar ve huzursuzlukla doludur. Bir çiçek gibi büyür, bir gölge gibi geçip gider,ölür. Ve rüzgar mezarının yerini bilmez
Bu dünyada hiçbir güç insanı, inancına ve gerçeklere uymayan düşüncelere veya davranışlara zorlayamaz
İnsanoğlunun isteği dışında, Tanrı’nın güvencesi altında olan bir hak vardır ki, kişiye iyi ile kötüyü, neyin yapılacağı ile neyin yapılamayacağını ayırt etmesini
Ve aşağıda mezarlar
Sayın yediye kadar. Her yedi saniyede bir Alman askeri şehit düşüyor Rusya’da! Güvenilir kaynakların verdiği habere göre Rus topraklarında yapılan mücadelenin ilk dört ayında bir milyonun üzerinde Alman askeri hayatını kaybetmiştir. Her hafta kırk bin. Her saat beş yüz asker. Niçin? Çöle dönmüş o topraklar için mi? Kimin için? Adolf Hitler için mi? Niçin? Çılgınca bir düşünce için mi? Her yedi saniyede bir askerimiz Belki bu senin oğlun, kocan, nişanlın?. Vurulan..boğazlanan..donan..boğulan..Bu daha ne kadar sürecek? Her yedi saniyede bir insan.Niçin? Niçin?Niçin?
22 Haziran günü Kızıl Ordu, Rusya’yı işgal etmek isteyen Hitler ordularına karşı hücuma geçmiştir. Ve bu dünyadan gelip geçmiş bütün canilerin en canisi, kendini mareşallerin en büyüğü sanan Hitler adlı budala, geri çekilme emri vermeye yanaşmadığı için, her bakımdan daha güçlü olan Rus ordusu birkaç gün içinde tam otuz sekiz tümeni yenilgiye uğratmayı başarmıştır. Bu karşı hücum sırasında yüz binlerce askerimiz şehit olmuş, bir o kadarı da esir alınmıştır. Belki senin erkeğin, oğlun,nişanlın bunların arasındaydı Avrupa’da taş üstünde taş kalmayana kadar Hitler denen kana susamış bu vampir mücadelesine devam edecektir
Çok kötü günler yaşamaktayız. İnsanlığın sorunları çok büyük. Banyo ile tuvaleti kimin,nasıl ve ne zaman kullanacağı sorunu ise sanırım anlayışlı iki insan arasında kolayca halledilebilir! Siz anlayışlı bir insansınız değil mi?
Deprem oluyordu. İnsanlığın o güne kadar örmediği şiddette bir deprem.
Namuslu insan kalmadı mı? dedi Bernard Branksome. Artık hiç kimseye güvenemeyecek miyiz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir