İçeriğe geç

O Benim Kızım Kitap Alıntıları – Helen Klein Ross

Helen Klein Ross kitaplarından O Benim Kızım kitap alıntıları sizlerle…

O Benim Kızım Kitap Alıntıları

Hayal et , demişti arkadaşım ve bırak hayalin gerçekleşsin.
Bir çocuğu kaybetmenin ne demek olduğunu asla bilemezsin. Nerede, ne durumda olduğunu merak ederek, yıllarını endişe ve çaresizlik içinde geçirmenin nasıl birşey olduğunu bilemezsin.
Hayal et, demişti arkadaşım ve bırak hayalin gerçekleşsin. Böyle bir şans yakaladığım için minnettardım ama onu bu şekilde elde etmenin pişmanlığını da her zaman hissetmiştim.
Birini bağışladığınızda, özgür bıraktığınız kişi aslında sizsinizdir.
Kaybetmenin hayatın bir parçası olduğunu öğrendim; bize, şu an elimizdekilerin kıymetini bilmemiz gerektiğini öğreten bir deneyim bu.
Birine çok kızabilir, aynı anda onu çok da sevebilirsiniz.
Bir şeyin kusurlu olması, gerçek olduğunun en canlı kanıtıydı.
Bir şeye inanmak o şeyin gerçekleşmesinin ilk adımıdır.
İnsanlardan nefret etmek istemiyordum. Dünya da zaten yeterince negatif elektrik vardı.
Ama bir kere başınıza kötü bir şey geldi mi ne yazık ki kafanızda bunu tekrar tekrar yaşamaktan kaçamazsınız.
Ne yapıyordum? Ama başka seçeneğim var mıydı? Düzgün düşünebilmek, seçeneklerimi değerlendirip bu durumla nasıl başa çıkacağımı belirleyebilmek için biraz geri çekilmeli ve uzaklaşmalıydım.
Kaybettiğim sadece o değildi ki. Ona dair kafamda oluşturduğum iyi insan imajı da elimden alınmıştı.
Bu kadar kindarlık ne içindi?
”Hiç bir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.”
Kırık bir yumurtayı nasıl yerine koyamazsanız internete gönderdiğiniz hiçbir şeyi de geri alamazdınız.
Ama şimdi ne yapabilirdim ki? Yaptıklarımı geri alamazdım.
Kişiliğinizin oluşmasında annenizin büyük payı vardır. İlk ahlaki değerlerinizi, karakterinize dair ilk nüansları ondan alırsınız.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
Bu dünyada acıdan kaçınmanın mümkün olmadığını ancak acı çekmenin seçimimize bağlı olduğunu öğrendim. Başınıza ne gelirse gelsin hayatta kalmanızı hatta daha da iyiye doğru ilerlemenizi sağlayacak bakış açıları ve pratikler her zaman vardı.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Birçoğumuz türlü trajediler yaşamışızdır. Ama yaşadığımız trajedinin bizi yok etmesine izin vermek ya da yola devam etmeye karar vermek bizim elimizdedir.
Bütün aksiliklere karşın umudumu asla kaybetmedim.
Dışarıda aklını kaçırmış çok fazla insan var, diye düşündüm.
Nasıl olsa daha çok zamanımız var, diye düşünüyordum hep.
Zamanın dışına çıkmayı hatta kainatın kurallarının bile dışında olmayı arzuluyordum.
Hikayeye göre asker hasta karısını ziyaret etmek için izin alır ve tam yola çıkacakken kendisine bir telgraf gelir. Kötü haber getirdiğin tahmin ettiği için zarfı açmaz. Yolculuk boyunca etrafındaki insanlara karısından bahseder durur; onun ne kadar güzel, ne kadar nazik ve kibar olduğunu anlatır. O bunları anlatırken cebindeki açılmamış zarfında farkındadır ve onu açtığı anda karısının yok olacağını bilir.
Kendi evinizin kapılarının ardında bile inzivaya çekilmek neredeyse imkansızdır.
Sadece doğru olanı yapmaya çalışıyordum memur bey
Maymunların muz değil şeftali yediğini sanıyordum.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştıramaz.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
Normal olmayı özlemiş Mia .Çünkü 21yıl farklı bir hayat yaşamıştı .Şimdi biyolojik annesi yanında olsada ,O Lucc yi çok özlediğini anlamıştı .
Doğa,yavru Thomisid örümceklerini,yuvalarından öteye uçmaları,uzaklarda koloniler kurmaları için doğuştan gelen bir arzuyla donatır.Bu sayede türlerinin devamını sağlar.Aksi takdirde yetişkinlere yem olurlar .
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştıramaz .PAUL TOURNEİR,GUİLT AND GRACE
Artık hayatın kutsal,zengin ve her yönde doygun. Artık varlığının gerçekliği ile bağlantıya geçtin,artık bir daha asla kaybolmaz veya kaçırılamazsın .
Güven duygusu bir kez zedelendi mi asla tamir edilemezdi.
Yalan söylemek karşılıklı yapılmış bir anlaşma gibidir. Başkalarının duymak istediği şeyleri söylemek, yalandan başka bir şey değildir
Işık nerede ise oraya sığınmayı öğrendim çünkü onun dışındaki her şey sizi aşağıya çeken karanlığa aittir
Başımıza ne gelirse gelsin hayatta kalmanızı hatta daha da iyiye doğru ilerlemenizi sağlayacak bakış açıları ve pratikler her zaman vardır.
Birçoğumuz türlü trajediler yaşamışızdır. Ama yaşadığımız trajedinin bizi yok etmesine izin vermek ya da yola devam etmeye karar vermek bizim elinizdedir.
Vicdanınızla yüzleşmekten daha çetin bir savaş yoktur hayatta. Öyle ki vicdan size seçenek sunmaz
Peki, ya ona kafa tutmaktan başka çareniz kalmadıysa?
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
Hayal et, demişti arkadaşım ve bırak hayalin gerçekleşsin.
Sırrımı hiç kimseye anlatmadım.Hiç kimseye.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştıramaz.
Benim üstümde hak iddia etmesi nasıl bir kibirlilikti?Bana, ona aitmişim gibi davranıp, beni bir oyuncak gibi süsleyip pahalı okullara, kamplara göndermesi ve bu sayede etrafa ne kadar iyi bir anne olduğunu göstermeye çalışması nasıl bir cüretkarlıktı? Doğru onun iyi bir anne olduğunu düşünmüştüm hep.AMA ASLINDA İYİ BİR HIRSIZDI O!
Birisini bağışladığınızda, özgür bıraktığınız kişi aslında sizsiniz.
Kaybetmenin hayatın bir parçası olduğunu da öğrendim; bize, şu an elimizdekilerin kıymetini bilmemiz gerektiğini öğreten bir deneyim bu.
İnsanlardan nefret etmek istemiyorum. Dünyada zaten yeteri kadar negatif enerji vardı.
Anne kız ilişkisi, duygusal iyileşmeyi sağlayan öncelikli enerjiydi.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
Paul Tournier, Guilt and Grace
Hiçbir zaman yalan söylememeliydik çünkü güven duygusu bir kere zedelendi mi tamir edilemezdi.
Çocuk sahibi olmayı hak etmeyen o kadar çok insan vardı ki.
Zamanın dışına çıkmayı hattâ kâinatın kurallarının bile dışında olmayı arzuluyordum.
İnsanlar,hayvanlarla iletişim kurmayı fazlasıyla azımsıyorlar.Oysa konuşamamaları bağ kurma kapasitesinden de yoksun oldukları anlamına gelmiyor. Hatta bence,konuşamamaları bu bağı daha da güçlendiriyor. Konuşma kabiliyeti olmayan yaratıklar duygulara karşı aşırı hassastırlar. Bunu gözlerinde görebilirsiniz, sevilmedikleri zaman bunu anlayabiliyorlar mesela.
Kaybettiğim sadece o değildi ki. Ona dair kafamda oluşturduğum iyi insan imajı da elimden alınmıştı.
Birçoğumuz türlü trajediler yaşamışızdır. Ama yaşadığımız trajedinin bizi yok etmesine izin vermek ya da yola devam etmeye karar vermek bizim elimizdedir.
“Hiçbir zaman yalan söylememeliydik çünkü ‘güven duygusu bir kere zedelendi mi asla tamir edilemezdi’.”
Birini gerçekten bağışladığınızda özgür bıraktığınız kişi aslında sizsinizdir.
İnsanlar,hayvanlarla iletişim kurmayı fazlasıyla azımsıyorlar.Oysa konuşamamaları bağ kurma kapasitesinden de yoksun oldukları anlamına gelmiyor. Hatta bence,konuşamamaları bu bağı daha da güçlendiriyor. Konuşma kabiliyeti olmayan yaratıklar duygulara karşı aşırı hassastırlar. Bunu gözlerinde görebilirsiniz, sevilmedikleri zaman bunu anlayabiliyorlar mesela.
“Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştıramaz.”
“Hiçbir zaman yalan söylememeliydik çünkü ‘güven duygusu bir kere zedelendi mi asla tamir edilemezdi’.”
“Işık nerede ise oraya sığınmayı öğrendim çünkü onun dışındaki her şey sizi aşağıya çeken karanlığa aitti.”
Sanki arkadaşlarım benim arkadaşlarım değildi artık. Bir zamanlar arkadaş oldukları kişi artık yoktu çünkü.
Kaybettiğim sadece o değildi ki. Ona dair kafamda oluşturduğum iyi insan imajı da elimden alınmıştı.
Sanırım tek suçlanabileceği şey; devamlı kendisi gibi olmamı bana telkin etmesiydi, kendisi gibi iyi bir anne.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
-Paul Tounier, Guilt and Grace
Varlığını bu gezegen üzerinde devam ettirdiğinden bir an olsun şüphe duymamıştım.
Birini bağışladığınızda,özgür bıraktığınız kişi aslında sizsinizdir.
Hiçbir şey bizi sırlarımız kadar yalnızlaştırmaz.
Birisini bağışladığızda, özgür bıraktığınız kişi aslında sizsiniz.
Yeteri kadar uzun süre yaşarsanız ebeveynlerinizi affedebilirsiniz.
Kişiliğinizin oluşmasında annenizin büyük payı vardır. Ilk ahlaki değerlerinizi, karakterinize dair ilk nüansları ondan alırsınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir