İçeriğe geç

Qara Pişik Kitap Alıntıları – Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe kitaplarından Qara Pişik kitap alıntıları sizlerle…

Qara Pişik Kitap Alıntıları

Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek..
Hayvanların bencillikten uzak ve özverili sevgileri, insan denen varlığın değersiz dostluğunu ve pamuk ipliğine bağlı sadakatini tecrübe etmiş kişinin kalbine işler.
Salt kişisel ayrıntılar tarihsel romancılara bırakılabilir..
Sırf kabul edilmiş oldukları için bozma eğilimi duyduğumuz töreler, düzenler yok mudur?
Anlaşılmaz insanlar! Algılayamadığım bir düşünceye odaklanmış beni görmüyor, önümden geçip gidiyorlardı.
Ruhumun içine düşmüş gibi göründüğü hiçlikten anılar çıkarmaya çabalayıp durdum.
Hayvanların bencillikten uzak ve özverili sevgileri , insan denen varlığın değersiz dostluğunu ve pamuk ipliğine bağlı sadakatini tecrübe etmiş kişinin kalbine İşler
Sinirlerimin gerilmesine neden olan da, büzülüp kalmama neden olan da umuttu; işkenceye galip gelen umut, Engizisyon zindanlarında ölümü bekleyen mahkumların kulağına bile kurtuluşu fısıldayan umut.
Artık karşı koymayı bırakmıştım, ama ruhumun acısı son bir uzun ve yüksek umutsuzluk feryadı kopardı.
Yaşadığıma inandığım kadar, kötülüğün de insanlığın ilk ve temel içgüdülerinden biri olduğuna, insan karakterine yön veren belli başlı duyguların birini oluşturduğuna inanıyorum.
O kadar acı çektim ki adeta acılardan tiksindim.
Üzerine yıldırım düşen ağaç çiçek açmaz bir daha ve kartal vurulmuşsa bir kez , süzülemez asla..
Görülüp hemen unutulacak cinsten bir çehreye sahipti. Fakat unutulduğunda , daima hatırlanma isteği uyandıracaktı.
Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayiniz. Gördüklerinizinse yalnızca yarısına inaniniz.
Oysa ben adım gibi eminim ki insan yüreğinin en ilkel itkilerinden biri de zıtlıktır. İnsanın karakterine yön veren temel yetilerin ya da hislerin ayrılmaz bir parçası. Sırf yapmaması gerektiğini bilmesi dışında, hiçbir nedeni olmadığı halde, kendini alçakça ya da budalaca bir davranışı yüzlerce kez yinelerken bulmayan bir insan evladı var mıdır? Sağduyumuza kulaklarımızı tıkayarak, yasalara sırf uymak zorunda olduğumuz kurallar oldukları için karşı gelmek eğiliminde değil miyiz?
Hayvanların bencillikten uzak ve özverili sevgileri, insan denen varlığın değersiz dostluğunu ve pamuk ipliğine bağlı sadakatini tecrübe etmiş kişinin kalbine işler.
Gözlerimi açmak istiyordum, ama henüz cesaret edemiyordum. Çevremdekileri görmeye korkuyordum. Korkunç şeyler göreceğimden korkmuyordum, hiçbir şey görememek fikri ödümü koparıyordu.
Ruhumun içine düşmüş gibi göründüğü hiçlikten, anılar çıkarmaya çabalayıp durdum
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
O kadar acı çektim ki adeta acılardan tiksindim
Bazı şeyler öyle gülünçtür ki insan ya gülmeli ya da ölmelidir. Gülmekten ölmek en görkemli ölümlerin en görkemlisidir!
.
Kim yüzlerce kez, yapmaması gerektiğini bildiği için başka bir nedenden ötürü aşağılık veya aptalca bir eylemde bulunmamıştır ?

İnsanlar şaka yaparak mı şişmanlar yoksa şişmanlık şakayla birlikte mi gelir henüz karar verememiştim ama zayıf bir şakacının ender bulunan bir kuş gibi olduğundan eminim.
Oh! oh! Bu dam dans ediyor çılgın gibi!
Tarantula ısırmış bacaklarını sanki!
“Beni dehşete düşüren şeyler, çoğu için yalnızca garip.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Keçmişdəki xoşbəxtlik bu günün kədəridir, eləcə də iztirablar yaranan hər yeni sevincin qaynağıdır..
“hayvanların bencillikten uzak ve özverili sevgileri, insan denen varlığın değersiz dostluğunu ve pamuk ipliğine bağlı sadakatini tecrübe etmiş kişinin kalbine işler.”
Son zamanlarda artık uyuyamaz oldum. Yatakta dönüp dururken musallat olan bir görüntü var gözlerimin önünde ve kulaklarımda ise sonsuza dek çınlayan histerik bir kahkaha.
İnsanlar şaka yaparak mı şişmanlar yoksa şişmanlık şakayla birlikte mi gelir henüz karar verememiştim ama zayıf bir şakacının ender bulunan bir kuş gibi olduğundan eminim.
“Düş kurmak, benim hayattaki tek işim.“
“Bir Roma heykeli gibi duruyor orada
Ölüm onu mermere çevirene dek kalacak orada.“
Bazı şeyler öyle gülünçtür ki insan ya gülmeli ya da ölmelidir. Gülmekten ölmek en görkemli ölümlerin en görkemlisidir!
O şehir ki yıldızlarla bezelidir, denizdeki cennettir ve oradaki sarayların kocaman pencereleri sessiz suyun sırlarının üzerinde derin ve acı dolu gözlerle bakar. Evet! Bir kez daha söylüyorum: olman gereken yerde olmalısın. Elbette bundan başka dünyalar, kalabalıkların düşüncelerinden başka düşünceler, sofistlerin kuramlarından başka kuramlar da var. Kim seni yaptığın şey için sorgulayacak? Kim seni hayaller içinde geçen saatler için suçlayacak ya da bitmek bilmez enerji taşmalarına bir hayat harcamana neden olan o şeyleri yaptığın için kim sana kara çalacak?
Ölümsüz ruhumu tehlikeye atan ölümcül bir günahtı bu, en merhametli ve en acımasız Tanrı’nın, sonsuz merhametinin ötesinde olan bir şeydi yaptığım.
Sadece yapılmaması gerektiği için,saçma ya da kötü bir hareketi yüzlerce kez yapmamış insan var mıdır..?
O kadar acı çektim ki adeta acılardan tiksindim.
Sinirlerimin gerilmesine neden olan da, büzülüp kalmama neden olan da umuttu; işkenceye galip gelen umut, Engizisyon zindanlarında ölümü bekleyen mahkumların kulağına bile kurtuluşu fısıldayan umut..
Akıllarda ünlem! Yüreklerde soru işaretiyim? Anlayana az anlamayana çok gelirim!
O kadar acı çektim ki adeta acılardan tiksindim.
Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayınız. Gördüklerinizin yalnızca yarısına inanınız.
Bencillikten tamamıyla uzak ve çıkar gözetmeksizin kendini adamış hayvanın sevgisi ile insanın hiç de sağlam temellere dayanmayan arkadaşlığı birbirinden çok farklıdır.
Deli biri tamamen aklı başında görünüyorsa eğer, ona deli gömleği giydirmenin zamanı gelmiş demektir.
Acı bana, Charmion! Tüm bunlar — şimdi bilinene dönüşmüş olan bilinmeyen— hakkında tahminler yürüttüğüm geleceğin yüce ve kesin bir şimdiki zaman’a karışmış olması, taşıyamayacağım kadar ağır bir yük.
İnsan hem bilip hem de boyun eğemezdi.
Fakat geçmişte kalan üzüntülerin hatırası, şimdiki zamanın mutluluğu değil midir?
Fakat ben deli değilim, hayal de görmüyorum. Yarın ölüm var diye içimi dökmek istiyorum sadece
But, my illness was getting worse – oh yes, drink is an illness!
İnsanın yüreğine dokunan, bencillikten uzak fedakar hayvanın sevgisi ile insanın kaypak dostluğu ve pamuk ipliğine bağlı vefası arasında dağlar kadar fark vardır.
Gelecekten Bir ses bağırıyor İleri! fakat geçmişin üzerinde.
Karanlık bir uçurumun üzerinde ruhum süzülüyor;
Dilsiz Hareketsiz Afallamış!
Artık nefes almıyordum. Nabzım yoktu. Kalbim atmıyordu. İradem tümüyle yok olmamış ama çok zayıflamıştı.
Bir sabah kedinin boynuna bir ip geçirip, onu bir ağacın dalına astım. Bunu yaparken gözlerimden yaşlar boşandı ve korkunç bir kahır duydum.
Size bencillikten tümüyle uzak ve çıkar gözetmeksizin kendini adamış bir hayvanın sevgisiyle insanın hiç de sağlam temellere dayanmayan arkadaşlığı birbirinden çok farklıdır.
Rüya gördüğümüzün rüyasını gördüğümüzde yarı uyanığızdır.
Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayınız. Gördüklerinizinse sadece yarısına inanınız.
Ne bir dert, ne bir tasa, ne de bir çaba içindeydim.
Sadece yapılmaması gerektiği için, saçma ya da kötü bir hareketi yüzlerce kez yapmamış insan var mıdır?
Bencillikten tamamıyla uzak ve çıkar gözetmeksizin kendini adamış hayvanın sevgisi ile insanın hiç de sağlam temellere dayanmayan arkadaşlığı birbirinden çok farklıdır.
Beni uçurumun kıyısına götüren kötülük bütün vücudumu sardı. Bu ruhsal durumu felsefede bulmak mümkün değildir. Yaşadığıma inandığım kadar, kötülüğün de insanlığın ilk ve temel içgüdülerinden biri olduğuna, insan karakterine yön veren belli başlı duyguların birini oluşturduğuna inanıyorum. Sadece yapılmaması gerektiği için, saçma ya da kötü bir hareketi yüzlerce kez yapmamış bir insan var mıdır? Bütün bilincimize ve varlığımıza karşın, sırf kabul edilmiş oldukları için bozma eğilimi duyduğumuz töreler, düzenler yok mudur?
‘Rüya gördüğümüzün rüyasını gördüğümüzde yarı uyanığızdır’
Ruhumun içine düşmüş gibi göründüğü hiçlikten anılar çıkarmaya çabalayıp durdum.
Baktığım her şeyde bir tuhaflık görmekten kendimi alamıyordum fakat dünya bin farklı şekilde düşünen, farklı geleneklerle büyütülmüş, bin çeşit insanla doluydu..
O kadar acı çektim ki adeta acılardan tiksindim.
Deli biri tamamen aklı başında görünüyorsa eğer, ona deli gömleği giydirmenin zamanı gelmiş demektir.
Orada beni bekle!
Mutlaka buluşacağım seninle o yankılı vadide.
Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayınız. Gördüklerinizinse yalnızca yarısına inanınız.
Henüz gençsiniz dostum, diye yanıtladı. Sonra da ekledi: Fakat diğerlerinin dedikodularına kanmayı bırakıp dünyada olan biteni kendi gözünüzle görmeyi öğreneceğiniz zaman da gelecektir. Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayınız. Gördüklerinizinse yalnızca yarısına inanınız.
Ruhumun içine düşmüş gibi göründüğü hiçlikten anılar çıkarmaya çabalayıp durdum..
İnsan ruhunun bu kendi kendini kızdırma, kendi kendisine zarar verme, hataları sırf hata oldukları için yapma özelliğiydi
Kara kedilerin aslında kılık değiştirmiş cadılar olduğu söylenirdi
Sinirlerimin gerilmesine neden olan da, büzülüp kalmama neden olan da umuttu; işkenceye galip gelen umut, Engizisyon zindanlarında ölümü bekleyen mahkumların kulağına bile kurtuluşu fısıldayan umut.
Lakin bazı şeyler öyle gülünçtür ki insan ya gülmeli ya da ölmelidir.
Insanin yüreğine dokunan, bencillikten uzak, fedakar hayvan sevgisiyle insanin kaypak dostluğu ve pamuk ipliğine bağlı vefasi arasında dağlar kadar fark var
Hayatında hiç kötü ya da aptalca bir eylemi sırf onu yapmaması gerektiğini bildiği için yapmamış bir insan var mıdır ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir