İçeriğe geç

Soğuk Kazı Kitap Alıntıları – Birhan Keskin

Birhan Keskin kitaplarından Soğuk Kazı kitap alıntıları sizlerle…

Soğuk Kazı Kitap Alıntıları

Kendi kutbunda kendisine burkulmuş biriydik birbirimize bir hayrımız yoktu.
Yağmurda karda doluda iki kere sev beni,
Altüst edilmiş cümleyim ben senin elinde
Zalimin rişte-i ikbalini bin ah bile bazen
Kesmiyor, gördün işte, delik deşiğim ben.
Senden kalkıp başka ellere gidemem.
Rüzgâr ve kuytu,
Yağmur ve uykuyduk birbirimize
Aklına geldikçe viran teknelerinde
sev beni.
Bu sağır bu anlamsız bu ağır düzlükte
Dur diyor ayaklarım, dinlen, bekle.
Her şey her şey terk etmiş seni
Bir taşın bir kumun gölgesi bile
Göğü baş aşağı tutan mananın hükmüyle; söyle
Derinden yankıyıp yüzeye,
Yüzeyden derine
Bir z sesi olsun yeter, bana ondan söyle
Bana uzak diyarların taşlarını topladığınızda
Teşekkür edemedim size bir ara bağışlayın
Ben o topladığınız taşlar kadar baş ağrısıyım
Sevgilim kış düşmüş dünyaya içimden
Eve nasıl varayım!
Yağmur ve uykuyduk birbirimize
Aklına geldikçe viran teknelerinde
sev beni.
İnceciğim. Kırığım. Anla
Bu yüksekten bir düzlüğe indir beni.
Ben geldim
Senden geldim
Sana geldim
Sen O’ysan eğer.
İçimi açtım sana
İçini açmak için.
İçimi açtım sana.
İçini açmak için.
Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiyken
Buldum buluşturdum kendime geldim
Tek eksik sensin! İncecik, çilli bir dille
sen de gelsen.
însan; insan ne ki,
Şeytanın bacağı kırık kalıyor
însan derken.
Yağmurda karda doluda iki kere sev beni,
Altüst edilmiş cümleyim ben senin elinde
Eski bir sanrıdır yıldızlı göğün altında yaşadığımız
Bazen benim sanınm bazen hiçkimsem yok.
Beni başka yağmurlar yıkamıştı, seni başka.
Her şey her şey terk etmiş seni
Bir taşın bir kumun gölgesi bile
Sen benim neşe boncuğumdun
Koptu incecik ipin dağıldın ellerimde
Ve işte en geniş cümlem:
İçimi açtım sana.
İçini açmak için
İnceciğim. Kırığım. Anla. Bu yüksekten bir düzlüğe indir beni
Senden kalkıp başka ellere gidemem.
Rüzgar ve kuytu,
Yağmur ve uykuyduk birbirimize
Aklına geldikçe viran teknelerinde
Sev beni.
Biriken ne varsa sözler arkada kalmış,
O çok sevdiğin dünyanın katı huyu,
Şimdi ne yana dönsen buz tutmuş
kanatların, gövdende onca diken.
Yolları kar kaplamış, donmuş göl,
ne sen bir yere varırsın artık ne seni
bekleyen tren.

De ki, kışta gün boyunca kar yüklü
Sakız beyazı, eve dönemeyen bir ağaçsın
Bu katılık dünyaya can gibiyken.

Dünya boktan sen tamsın kurduğun cümle eksik.
İçerde çok yanmışa dışarda karlar gerektir
Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiyken
Buldum buluşturdum kendime geldim
Tek eksik sensin!
İnceciğim, kırığım anla
Bu yüksekten bir düzlüğe indir beni
Beni başka yağmurlar yıkadı, seni başka
Benim yaşım
Ondan uzaklığımla ölçülür
Benim sabitim odur
Daha ne denir bilmem

Dünya soğur, akşam serinlerken
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim
Ve işte en gümüş cümlem :
İçimi açtım sana
İçini açmak için

Bir cümle , kısacık, koşar adım
Yok karşılayanı
Yakar seni öyle
Ben bir durgun suda
Bir tuzlu tavada yaşıyorum
Ben
Onlar diyorlar ki bana
Şeker söyle, kaymak şöyle
Bal söyle
Dünya boktan ,sen tamsın ,kurduğun cümle eksik
Bütün günüme bütün güneş düşse ne olur
Ne yazar üstümden bulut bütün yürüse
Bir tutmuyor beni, ayrılıyorum ikiye
“Bu taşlarla bu kuşlarla bekledim,bu sırlarla bu yılları”
“Yaz! Ölmeden önce çekmemiz gereken binbir dert.”
“Eski bir sanrıdır yıldızlı göğün altında yaşadığımız”
“Benim bir kalmışlığım durmuşluğum vardır zaten
Bir taş nasıl ağrır bir katılıkta,
Bu dünyada isteyip verememek nedir,benden anlayın.”
“Zaman sıkıntılılar için hiç geçmeyen şeydir.”
“…bu dünyada,
Bazen benim sanırım bazen hiçkimsem yok.”
“İnceciğim.Kırıcığım.Anla…
Bu yüksekten bir düzlüğe indir beni.”
“Sana ağrını unutturacak
Ne bulabildim şimdiye dek
Bulabildiğim ne?”
“Ben geldim
Senden geldim
Sana geldim
Sen O’ysan eğer.”
“Her şey her şey terk etmiş seni”
“İçimi açtım sana.
İçini açmak için.”
“Bir çiçek açtığında
Bir eski avluda
Diyor ki;
Çalıda sarı bir çiğdemim ben
Ve senin çok eski cümlen.”
“Benim seninle ilgili
Bildiğim her şey bir
Yalandı.”
“Ben senin kötü olduğunu,
Senin kötü olduğunu
Anlamamak için,
Çok çalıştım.”
“Yalan dünya,pıtraklı memleket!
Bu dünyada insan dediğin ikiye ayrılır Jospi.”
“Bazılarımız durdukları yerde öldüğünü söylüyor.
{Dünya boktan sen tamsın kurduğun cümle eksik.}”
“Susmuş,
Üst üste,birikmiş.
Söz etmemiş kimse.”
“Üst üste
Yığınlar halinde,ne çok şey.
Alt edip gitmek için.”
“Dışarda dünya varmış,evet.”
Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
Begonviller ve bir mavi kapı
Ve illa amansız bir avlu getirsem.
Şeker söyle kaymak söyle
Bal söyle!
Birbirimize baka baka, , seni yaptım. Birbirimize baka baka seni yıktım. Birbirimize baka baka yaptım seni. Baka baka, ben yaptım seni. Birbirimize baka baka, Birbirimize baka baka, Birbirimize baka baka..
“Dünyaya tortullar tabakalar yarlar gerektir.
İçerde çok yanmışa dışarda karlar gerektir.”
Kalbim

Bak tam burası.En yaralı yerim benim.

bunca şey birbirini ite kaka oluyor
ve katılaşıyor dünya giderek
eski bir sanrıdır yıldızlı göğün altında yaşadığımız
incecigim.kırığım.anla…
bu yüksekten bir düzlüğe indir beni.
bak tam burası. en yaralı yerim benim.insanın uyku dediği.
dünya soğur,akşam serinlerken
benim sensiz sevinecek bir şeyim yok
kılı kırk yardım,altını üstüne getirdim
ve işte en gümüş cümlem:

içimi açtım sana
içini açmak için

ne sen bir yere varırsın artık ne seni bekleyen tren
Bazılarımız durdukları yerde öldüğünü söylüyor.
(Dünya boktan sen tamsın kurduğun cümle eksik.)
İnsan; insan ne ki,
Şeytanın bacağı kırık kalıyor
İnsan derken.
Dünya soğur, akşam serinlerken, Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
YARAYI AÇANLA YARAYA TUZ DOLDURAN YAN YANA
Senden kalkıp başka ellere gidemem.
Rüzgar ve kuytu,
Yağmur ve uykuyduk birbirimize
Aklına geldikçe viran teknelerinde
sev beni.
Eski bir sanrıdır yıldızlı göğün altında yaşadığımız
Kederlerini önüne yol yapıp gidenler vardı ya,
Onlar gibiydik dünyadan kaçmıştık bir gece.
Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:
İçimi açtım sana.
İçini açmak için.
Kalbin ışımıştı yıllarca birinde,
birinde kış durmuştu ince ince.
Unutmazsın unutmak istesen de,
dal aşağı doğru çataldır artık
Bu dünyada insan dediğin ikiye ayrılır Jospi
Bir:Ayrılıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranan medeniler; Bir:Atlarına davranan barbarlar. Onlar atlarını çöle, topuğunu dikene sürerler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir