İçeriğe geç

The Haunting of Hill House Kitap Alıntıları – Shirley Jackson

Shirley Jackson kitaplarından The Haunting of Hill House kitap alıntıları sizlerle…

The Haunting of Hill House Kitap Alıntıları

Korku mantığın terkidir.
Sürekli yürümeliydim, ilerlemeli, geriye bakmamalıydım.
Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez.
Sevgililer kavuştu mu yolculuklar sonlanır.
Hoşça kalın, diye seslendi. Hayatında, ‘hoşça kalın, hoşça kalın’dan başka söyleyecek bir lafı olup olmadığını merak ediyordu.
Anlamıyorum. Theodora kalemini bezgince bıraktı. Sen hep istenmediğin yerlere mi gidersin? Eleanor uysal uysal gülümsedi ve istendiğim bir yer hiç olmadı ki, dedi.
bu dünyada istediğim tek şey huzur. Uzanıp düşünebileceğim, çiçeklerin arasında yatıp hayal kurabileceğim ve kendime tatlı masallar anlatabileceğim sakin bir yer.
Karanlık odamda, tek başıma ve unutulmuş, kulaklarımı dikip geceyi dinleyerek zamanın geçişine kulak vermeyi seviyordum.
İnsanlar aşk hakkında böyle rahat rahat konuşurlardı çünkü aşk bazen gülünçtü.
Feci ve sevimsizim, kimse bana katlanamıyor.
Korku, dedi Doktor, mantığın terkidir, mantıklı süreçlerden isteyerek feragat edilmesidir. Ya ona teslim oluruz ya da onunla mücadele ederiz, ama ikisinin ortası yoktur.
Sevgililer kavuştu mu yolculuklar sonlanır
Herkesin dönüp gitme hakkı vardır
İnsanlar, dedi Doktor kederle, bir şeyleri bir an önce çözmeye, isimlendirmeye öyle hevesliler ki açıklamanın anlamsız olması önemli değil, yeter ki bilimsel bir tını taşısın.
Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez; kimilerine göre tarlakuşlarıyla çekirgeler bile hayaller görür.
Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez..
”Aşk olmazsa mutlâk gerçek karşısında akıl sağlığımızı koruyarak uzun süre var olamayız. ”
Çevresine duvar örülüp hapsedilmiş.
Arkama bakmayacağım, çünkü o zaman ne düşündüğümü anlarlar.
İnsan bir şeyi iyice görmeden onu isteyip istemediğini bilemez.
– Anlamıyorum. Sen hep istenmediğin yerlere mi gidersin ?
+ İstendiğim bir yer hiç olmadı ki
Ait olduğum bir yerde bulunmak istiyorum.
Santim santim gömülüp gözden kayboluyorum, azar azar dağılıyorum çünkü bunca gürültü direncimi kırıyor.
Kafamın içinde bunca gürültü varken bir daha asla uyuyamam. Kafamın içinden gelen gürültüyü diğerleri nasıl duyuyorlar ki ?
Sevgi ve karşılıklı anlayıştan zarar gelmeyeceğini sana nasıl anlatabilirim canım ?
Bu dünyada istediğim tek şey huzur. Uzanıp düşünebileceğim, çiçeklerin arasında yatıp hayal kurabileceğim ve kendime tatlı masallar anlatabileceğim sakin bir yer.
Zamanın, hep bildiği anlamdaki zamanın durduğunu hissetti.
”Beni seviyor musun ? ” – bir kez soruldu mu yanıtlanamaz ya da unutulamazdı.
Ben insanlarla konuşmak, bir şeyler söylemek konusunda iyi değilim.
Yaptığım hiçbir şeyin seni ilgilendirmediğine eminim.
Korku ve suçluluk duyguları kardeştir.
Benden başka herkesin benim eksikliğini çektiğim şeye sahip olduğunu görüyorum.
Sözcüklerden anlamam ve hislerimi onlarla takas etmeyi kabul etmem.
Senin hakkında gördüklerimin ötesinde ne bilebilirim ki ?
Korku, mantığın terkidir, mantıklı süreçlerden isteyerek feragat edilmesidir. Ya ona teslim oluruz ya da onunla mücadele ederiz, ama ikisinin ortası yoktur.
Akıl ve anlayış bizi hiç koruyamıyor.
Dışarıda bir yerlerde hâlâ bir dünya var mı ?
Benden, rafına düzgün yerleştirilmemiş bir tabak kadar nefret ediyor.
Üçünüz de hayal gücümün ürünüsünüz, bunların hiçbiri gerçek değil.
Zihin; düşünen, bilinçli zihin metanetlidir.
Ne demek istediğimi biliyorum ama kendimi ifade edemiyorum.
Korktuğumu bildiğimi hatırlıyorum, ama gerçekten korkmuş olduğumu aklım almıyor
Kaybolmuş iki çocuk gibi birbirimize sarılmışız.
+ Özledim galiba.
– Şimdiden mi ?
+İnsanın evini özlemesinin nasıl bir şey olduğunu düşündün mü hiç ?
Belki yarın, güneş yine parlar.
O yokken ev farklı görünüyor sanki
Hayatımda gördüğüm en çatlak insanlardan birisin.
Zihin ortadaki tüm kanıtlara karşın kendi tanıdık, sabit modellerini korumak için canla başla mücadele eder.
Belki de, herkese yetecek kadar çok şeyden korkuyordu.
İnsanların kendisi hakkındaki fikirlerini hiç umursamıyordu.
Hepimiz gerçekleri istiyoruz. Anlayabileceğimiz ve bağlantı kurabileceğimiz bir şeyler
İnsanlar hep kıskançtır.
İnsanlar , bir şeyleri bir an önce çözmeye , isimlendirmeye öyle hevesliler ki açıklamanın anlamsız olması önemli değil.
Her şey o kadar tuhaf ki
Cesaretimizin nereden geldiğini asla bilmeyiz.
Bazılarımız umut ediyoruz
Sessizliği yine dört bir yandan üstüne çöktü.
Bu karanlık köşelere ne kâbuslar gizlenmiştir kim bilir.
Derin bir boşlukla baktı.
Zihninin gerisinde bir yerlerde bir şarkının son dizeleri tıpkı küçük dere gibi parıldayarak kafasının içinde dans etti.
Yolculuğunun her sapağının tadını çıkarmakta kararlıydı.
Hiçbir şeyin gerçekten çarçur edilemeyeceğini düşünüyordu, çocukluğun bile
Hızla geçen bu yıllarda, öylece geçip giden onca yaz gününe ne olduğunu merak eder olmuştu; nasıl da fütursuzca harcayabilmişti o günleri ?
Her şeyin bir ilki vardır.
Nereye olsa giderdi.
Daimi bir bezginlik ve bitmek bilmez bir umutsuzluk çerçevesinde sadakatle biriktirmişti. İçine kapanık ve utangaç olmayı hiç istemese de, kimseleri sevmeden tek başına o kadar uzun süre geçirmişti ki başka bir insanla havadan sudan konuşurken bile mahcup oluyor, söyleyecek söz bulmakta tuhaf bir şekilde zorlanıyordu.
Bazılarının huzuru ve iyiliği başka yerlerde bulacaklarını sanmaları tuhaf geliyordu bana.
Journeys end in lovers meeting.
No live organism can continue for long to exist sanely under conditions of absolute reality.
.
Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında uzun süre sağlıklı bir şekilde varlığını sürdüremez.

Sevgililer kavuştu mu,yolculuklar sonlanır.
Huzur, diye düşündü Eleanor tüm varlığıyla; bu dünyada istediğim tek şey huzur. Uzanıp düşünebileceğim, çiçeklerin arasında yatıp hayal kurabileceğim ve kendime tatlı masallar anlatabileceğim sakin bir yer.
Bence sadece kendimizden korkarız dedi doktor yavaşça. Hayır dedi Luke. Kendimizi açıkça, olduğumuz gibi görmekten
Sevgililer kavuştu mu yolculuklar sonlanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir