İçeriğe geç

Kötü Günler Başlarken Kitap Alıntıları – Lemony Snicket

Lemony Snicket kitaplarından Kötü Günler Başlarken kitap alıntıları sizlerle…

Kötü Günler Başlarken Kitap Alıntıları

Sevdiği birini yitirmiş olan bir kimse bazen hiçbir dostunu etrafında bulamaz, hem de tam onlara gerek duyduğu sırada.
Bazen sadece, bir şeyden nefret ettiğimizi söylemek ve size katılan birini yanınızda görmek, içinde bulunduğunuz berbat bir durum karşısında kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
Dünyada karşılaşacak en berbat ortama bile katlanabilir insan, yeter ki içinde bulunan kişiler ilginç ve sevecen olsun.
Sizin için büyük önem taşıyan birini yitirmişseniz, bu duyguları zaten biliyor olmalısınız. Eğer böyle bir şeyi hiç yaşamamışsanız, o zaman hayal etmenize bile olanak yok.
Vasiyet görevlisi olduğunu söyleyen Bay Poe daha çok idam görevlisi izlenimi bıraktı Violet üzerinde. Dosdoğru kumsala yürüyüp yanlarına gelmiş ve hayatlarını geri dönülemez biçimde değiştirmişti.
Dünyada çok, ama çok kitap çeşidi vardır. Böy­le olması da anlaşılır bir şeydir. Çünkü çok, ama çok insan çeşidi vardır ve herkes farklı bir şey okumak ister.
Eğer çok, ama çok şanslı bi­ri değilseniz, hayatınızda si­zi ağlatan olayları hiç kuş­kusuz yaşamışsınızdır. O halde çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatla­ma duygusu verdiğini bili­yor olmalısınız. Üstelik et­rafınızdaki koşullar birazcık bile değişmemiş olsa da.
Ama hayatın üzücü gerçeklerinden biri de bu: Sevdiği birini yitirmiş olan bir kimse ba­zen hiçbir dostunu etrafında bulamaz, hem de tam onlara gerek duyduğu bir sırada.
Ama, eminim ki sizin bildiğiniz gibi, çocuk­lar da şunu biliyordu: Dünyada karşılaşılacak en berbat ortama bile katlanabilir insan, yeter ki içinde bulunan kişiler ilginç ve sevecen olsun.
Bilmem hiç dikkatinizi çekti mi, ama ilk izle­nimler çoğu kez yanlış çıkar. Örneğin, ilk defa gördüğünüz bir tablo önce hiç hoşunuza gitme­yebilir, ama biraz daha uzun süre baktığınızda tabloyu çok keyif verici bulabilirsiniz. Küflü kaşarı ilk defa yediğinizde tadı size çok keskin gelebilir, ama yaşınız büyüdüğünde canınız bu kaşardan başka peyniri çekmeyebilir.
Dünyada karşılaşılacak en berbat ortama bile
katlanabilir insan, yeter ki içinde bulunan kişiler
ilginç ve sevecen olsun.
İnsan yoruluyor sevgilim..
Yaralı bir zamanla kendini sevmekten
Unless you have been very very lucky you know that a good long session of weeping can often make you feel better.
.
Çok, çok şanslı olmadığınız sürece, şüphesiz hayatınızda sizi ağlatan olaylar yaşadınız.

Bu nedenle, çok, çok şanslı olmadıkça, koşullarınız bir parça bile değişmemiş olsa bile, iyi, uzun bir ağlama seansının sizi daha iyi hissettirebileceğini bilirsiniz.

.
Gençken gerçekten ve mecazi olarak arasındaki farkı öğrenmek çok yararlıdır.

Bir şey kelimenin tam anlamıyla olursa, gerçekten olur; mecazi olarak bir şey olursa, oluyormuş gibi geliyor.

Örneğin, kelimenin tam anlamıyla neşe için zıplıyorsanız, çok mutlu olduğunuz için havaya zıplıyorsunuz demektir.

Mecazi olarak neşe için zıplıyorsanız, neşe için zıplayabildiğiniz için çok mutlusunuz, ancak enerjinizi başka meselelere ayırıyorsunuz demektir.

.
Üzüntünün işleyiş şekli, dünyanın garip bilmecelerinden biridir.

Büyük bir üzüntüye kapıldıysanız, sadece büyük bir acıdan dolayı değil, aynı zamanda üzüntünüz büyük bir ateşten çıkan duman gibi hayatınıza yayılabileceği için alev almış gibi hissedebilirsiniz.

Kendi hüznünüzden başka bir şey görmekte zorlanabilirsiniz, herkesin görebildiği tek şey siyah olacak şekilde dumanın bir manzarayı kaplaması gibi. Biri üzerinize su dökerse, rutubetli ve dikkatinizin dağıldığını, ancak üzüntünüzden kurtulamadığınızı görebilirsiniz, tıpkı itfaiyenin yangını söndürüp yanmış olanı asla geri getirmemesi gibi.

.
Bunu hiç fark ettiniz mi bilmiyorum ama ilk izlenimler genellikle tamamen yanlıştır.

.
Anlamadılar ama hayattaki pek çok talihsiz olay gibi, anlamamış olman öyle olmadığı anlamına gelmez.

çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatlama duygusu verdiğini biliyor olmalısınız.
Eğer çok, ama çok şanslı biri değilseniz, hayatınızda sizi ağlatan olayları hiç kuşkusuz yaşamışsınızdır. O halde çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana rahatlama duygusu verdiğini biliyor olmalısınız.
Dünyada çok, ama çok kitap çeşidi vardır. Böyle olması da anlaşılır bir şeydir. Çünkü çok, ama çok insan çeşidi vardır ve herkes farklı bir şey okumak ister.
Eğer çok, ama çok şanslı biri değilseniz, hayatınızda sizi ağlatan olayları hiç kuşkusuz yaşamışsınızdır. O halde çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatlama duygusu verdiğini biliyor olmalısınız.
Dünyada karşılaşılacak en berbat ortama bile katlanabilir insan, yeter ki içinde bulunan kişiler ilginç ve sevecen olsun.
hayatın üzücü gerçeklerinden biri de bu : Sevdiği birini yitirmiş olan bir kimse bazen hiçbir dostunu etrafında bulamaz, hem de tam onlara gerek duyduğu bir sırada.
ilk izlenimler çoğu kez yanlış çıkar.
Ama hayatın üzücü gerçeklerinden biri de bu:
Sevdiği birini yitirmiş olan bir kimse bazen
hiçbir dostunu etrafında bulamaz, hem de
onlara gerek duyduğu bir sırada.
çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatlama duygusu verdiğini biliyor olmalısınız.
Ama hukuk tuhaf bir şeydir işte. Örneğin, Avrupa ülkelerinin birinde bütün fırıncıların ekmeği tam tamına aynı fiyattan satmasını zorunlu kılan bir yasa var. Belli bir adada meyvelerin koparılmasını herkese yasaklayan bir yasa var. Ve de bazı okurlarıma pek uzak olmayan bir kasabada benim buranın sekiz kilometrelik sınırları içine girmemi önleyen bir yasa var. Violet evlilik sözleşmesini sağ elle imzalamış olsaydı, hukuk onu mutsuz bir kontesçik durumuna düşürecekti. Ama sol elle imza attığı için, onun için sevindirici gelişmeyle mutsuz bir öksüz olarak kaldı.
Siz gençlerin kitaplara ilgi duyduğunu görmek bir zevk.
Yıllardan beri kitap topluyorum ve koleksiyonumla çok gurur duyuyorum.
Oda bir kütüphaneydi. Genel bir kütüphane değil, özel bir kütüphane; yani Adalet Strauss’a ait büyük bir kitap koleksiyonu. Her duvarda yerden tavana kadar raflar, ayrıca odanın ortasında boy boy raflar vardı. Kitap bulunmayan tek yer odanın bir köşesiydi. Tepesinde lambalar asılı ahşap bir masa ile rahat görünüşlü büyük iskemlelerin yer aldığı bu köşe, kitap okumak için kusursuzdu.
Niçin böyle olduğunu bir türlü anlayamıyorlardı. Ama hayattaki birçok talihsiz olayda olduğu gibi, sizin anlamamanız bir gerçeği ortadan kaldırmaz.
O feci yangının yaşanmamış olması dileği her zamankinden daha güçlü bir şekilde uyandı içlerinde. Kendilerini hiç, ama hiç bu kadar yalnız hissetmemişti.
Şimdi sanabilirsiniz ki, Kont Olaf cezaevinin yolunu tutacak ve üç Baudelaire afacanı bundan sonra Adalet Strauss’la birlikte mutlu bir yaşam sürecek. Oysa hiç de öyle değil. Eğer istiyorsanız, kitabı hemen şu anda kapatabilir ve birazdan gelecek olan mutsuz sonu okumayabilirsiniz.
‘Korkunç bir saçmalık bu.’
‘Ne yapalım ki bu korkunç saçmalık yasaların gereği.’
Bir nedenle evlenmeye karar veren insanlara genellikle söylenen bildik sözleri art arda sıralıyordu. Hani, şu, ‘Hastalıkla ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde birbirinize destek olun,’ gibisinden sözler.
Bütün ömründe hiç bu kadar yoğun düşünmemişti.
çoğu zaman kendi düşünceleri arasında kaybolmuş olarak sessizliğe bürünüyorlardı.
İnsanların kaldığı odaların kişiliklerini yansıttığı gözlemine sizin de kendi yaşamınız içinde vardığınıza eminim.
Bu iş için kullandığı özel düğümün adı ‘şeytan dili’ydi. Bir grup Finli kadın korsanın ta on beşinci yüzyılda bulduğu bu düğüme şeytan dili adını vermesinin nedeni, iki yana atılan ilmiklerle çok karışık ve ürkütücü bir görünüm almasıydı. Şeytan dili çok kullanışlı bir düğümdü ve uç uca bağlanan kumaş şeritleri bir halat haline geldi.
Ve en büyük çocuk olarak her zaman kardeşlerine göz kulak olma sorumluluğunu taşıyacaksın
Ayrıca suçlular dünyasındaki, dille etrafı ‘kolaçan etmek’ istiyordu. ‘Kolaçan etmek’ deyimi bir plan hazırlamak amacıyla belirli bir yeri gözetleyip incelemek anlamına gelir. Örneğin, öyle olacağınızı ummam ama, diyelim ki bir banka soyguncusu olsanız, soymayı planladığınız bankaya önce birkaç kez gidersiniz. Büyük olasılıkla başka bir kılığa girerek, bankanın her tarafına bakar ve güvenlik görevlilerini, kameraları ve başka engelleri gözlersiniz. Böylece soygun sırasında yakalanmamak ya da vurulmamak için yapmanız gereken şeyleri planlarsınız.
Ama şu işe bakın ki, insan her gün garip şeyler görür.
Kalın ve zor okunur bir kitaptı. Yavaş ilerleyen geceyke birlikte, Klaus gittikçe yoruldu. Ara sıra gözleri kapanıyordu. Bazen aynı cümleyi defalarca okuduğu oluyordu. Bazen aynı cümleyi defalarca okuduğu oluyordu. Bazen aynı cümleyi defalarca okuduğu oluyordu.
Klaus’un gizlice yürüttüğü kitap her üçünün hayatını kurtaracaktı belki, ama sadece belki.
Kont Olaf şimdiye kadar kolunuzu bacağınızı kırıp sizi param-parça etmediyse, bunun tek sebebi paranızı daha ele geçirmemiş olmaması.
Bir daha bu kütüphaneye girmene asla izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum Küçük bir çocuğun büyük fikirler kapmasını istemeyiz.
Bütün yaşamı boyunca yeterince kitap okuyarak her sorunun çözülebileceğine inanmıştı. Oysa şimdi buna emin değildi.
‘bir grup oyuncu Shakespeare’ in Macbeth adlı oyununu sahneye koymuş ve hiçbirinin üstünde elbise yokmuş.’ ‘ Polis tiyatroyu basarak oyunu yasaklamış. Bunun da bize pek bir yararı olacağını sanmıyorum. Sadece çok ilginç geldiği için okudum.’
Tiyatro dünyasına girmek sizde de heyecan uyandırıyor, öyle değil mi?
Dünyada çok, ama çok kitap çeşidi vardır. Böyle olması da anlaşılır bir şeydir. Çünkü çok ama çok insan çeşidi vardır ve herkes farklı bir şey okumak ister. Örneğin, küçük çocukların başına korkunç şeylerin geldiği öyküleri okumaktan nefret edenler bu kitabı derhal ellerinden bırakmalıdır.
eve gidip odalarına çıktılar, odadaki tek yatağa birlikte sığıştılar, istekli ve mutlu bir şekilde kitaplarını okumaya koyuldular.
İnsanın ‘gerçek anlamda’ ve ‘mecazi anlamda’ deyişlerinin arasındaki farkı daha çok küçük yaştayken öğrenmesi çok yararlıdır. Bir şey gerçek anlamda yaşandığı zaman aynen yaşanır; bir şey mecazi anlamda yaşandığı zaman ise insana yaşanmış gibi bir duygu verir.
Sizi yetiştiren insanlardan farklı birilerince yetiştirilme dileğinin ara sıra sizin içinizden de geçtiğine, ama ta derinlerden gelen bir sesin size böyle bir olasılığın çok zayıf olduğunu söylediğine eminim.
Evlat edinmek çok önemli bir karardır ve öyle insanın içinden geldi diye hemencecik olmaz.
çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatlama duygusu verdiğini biliyor olmalısınız.
Eğer çok, ama çok şanslı biri değilseniz, hayatınızda sizi ağlatan olayları hiç kuşkusuz yaşamışsınızdır.
Pişen yemek kokusu genellikle insanı sakinleştirir.
Kitap okumayı çok özledim.
Şu anda hayatımızla ilgili her şeyden nefret ediyorum
Bazen sadece, bir şeyden nefret ettiğinizi söylemek ve size katılan birini yanınızda görmek, içinde bulunduğunuz berbat bir durum karşısında kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
Keşke hayatta olsalardı
tost yapmayı saymazsak, yemek pişirmekten hiç anlamam.
Dünyada karşılaşılacak en berbat ortama bile katlanabilir insan, yeter ki içinde bulunan kişiler ilginç ve sevecen olsun.
İnsanın hemen her şeyle ilgili ilk kanısı zaman içinde değişebilir.
Bilmem hiç dikkatinizi çekti mi, ama ilk izlenimler çoğu kez yanlış çıkar. Örneğin, ilk defa gördüğünüz bir tablo önce hiç hoşunuza gitmeyebilir, ama biraz daha uzun süre baktığınızda tabloyu çok keyif verici bulabilirsiniz. Küflü kaşarı ilk defa yediğinizde tadı size çok keskin gelebilir, ama yaşınız büyüdüğünde canınız bu kaşardan başka peyniri çekmeyebilir.
Anne ve babalarının çok sevdikleri renkli bir yönü vardı Violet, Klaus ile Sunny’nin. Eve misafir çağırdıkları zaman çocuklarını uzaklaştırmak yerine, büyüklerle birlikte masaya oturmalarına ve sohbete katılmalarına izin verirlerdi.
Bu oda hemen her konuda binlerce kitapla doluydu. Gerçi kitapların hepsini okumuş değildi, ama okuduğu birçok kitap vardı ve bunlardan epey bilgi kapmıştı.
Mutlu sonla biten öykülere meraklı biriyseniz, başka bir kitap okumanız daha iyi olur.
Sevgili, tatlıların tatlısı ve aramızda olmayan Beatrice’e
Eğer çok ama çok şanslı biri değilseniz, hayatınızda sizi ağlatan olayları hiç kuşkusuz yaşamışsınızdır. O halde çok, ama çok şanslı biri değilseniz, şöyle uzun bir süre güzelce ağlamanın çoğu kez insana bir rahatla ma duygusu verdiğini bili yor olmalısınız. Üstelik etrafınızdaki koşullar birazcık bile değişmemiş olsa da. Baudelaire öksüzleri de aynı şeyi yaşadılar.
The night has one thousand eyes, and the day has only one. But all the light of the world will fade with the setting sun. Your mind has a thousand and one eyes, and your heart only. But all the light of a lifetime will fade when love is over.
Bir kitabı bile olmayan birine asla güvenme.
Bir kitabı bile olmayan birine asla güvenme.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir