İçeriğe geç

Flowers For Algernon Kitap Alıntıları – Daniel Keyes

Daniel Keyes kitaplarından Flowers For Algernon kitap alıntıları sizlerle…

Flowers For Algernon Kitap Alıntıları

Ben kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insanım. Bu bir günah olamaz.
Her şeyi sözcüklere dökmek her zaman gerekli olmayabilir
Bana öyle geliyordu ki, insanlar gerçekte görmedikleri şeyler hakkında pekala yalanlar uydurabilirlerdi.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Not: lütfen eğer vaktiniz olursa Algernonun arka bahçedeki mezarına birkaç çiçek koyun olurmu.
Kütüphaneye gittim ve okumak için sürüyle kitap aldım. Kitapların çoğu benim için çok ağır ama umurumda bile değil. Okumaya devam ettiğim müddetçe, yeni şeyler öğreneceğim
ama sen eskiden sahip olduğun bir şeyi kaybettin. Senin bir gülümsemen vardı.
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?
Birkaç ay önce okuduğunuz ve keyif aldığınız bir kitabı elinize alıp da, hiçbir şey hatırlamadığınızı fark etmek çok tuhaf bir duygu
Korkuyorum. Hayattan veya ölümden veya hiçlikten değil, hiç var olmamışım gibi o ışığı harcamış olmaktan korkuyorum.
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir.
Ben her zaman doğru olan şeyi yapmaya çalışırım. Annem bana her zaman insanlara karşı nazik olmamı söylerdi, çünkü öyle davranırsan belaya bulaşmazsın ve her zaman da çok dostun olur derdi.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Kim bilir, insanların yeterli bilgisi olmadığı veya yaratıcılık sürecine ve kendilerine yeterince inanmadıkları ve beyinlerinin bütününün çalışmasına izin vermedikleri için kaç problem çözümsüz kalmıştır?
Geçmiş ve şimdiki zaman; beynimdeki merkezlerde depolanan uyarıcılara ve bu odadaki uyarıcılara verdiğim tepki ve öğrendiğim her şey eriyerek, gözümün önünde dönmekte olan ve tüm yüzeylerin muhteşem ışık patlamaları halinde görebildiğim bir evrene dönüşüyor
Para ve malzeme verebilecek olan sürüyle insan var, ama vaktini ve sevgisini verecek insan sayısı çok az çıkıyor.
Hiç kimse yardım edilemez düzeyde değildir.
Bir çocuk kendisini beslemeyi veya ne yemesi gerektiğini bilemeyebilir, ama onun da karnı acıkır.
“Oh, çok insan tanıyorum. Hem de pek çok… Ama hiçbiri gerçek dost değil.”
Nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler.
“Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.”
Hayat dediğin nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu
Neden herkes yalan söylüyordu? Tanıdığım hiç kimse göründüğü gibi değildi.
Dahi oldukları havasını veriyorlardı sadece. Gerçekte, görmeyen gözlerle çalışan iki sıradan adamdı ikiside, karanlığa ışık getiriyorlarmış gibi yapan .
Polis çağırın. İhtiyacınız olduğunda ortalıkta bir tane bile bulamazsınız.
Düşündüğüm kadar fazla zamanım olmayabilir…
Bir eğitim almanın en önemli nedenlerinden biri, tüm hayatımız boyunca doğru olduğuna inandığınız şeylerin doğru olmadığını ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmekmiş
Eğer zekanın ne olduğunu veya nerede olduğunu bilmiyorlarsa – bir insanda ondan ne kadar bulunduğunu nasıl anlayacaklar ki?
Hayat dediğin şey nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu…
İnsanlar aptalların kendileri gibi davranmamasını komik buluyorlardı
Ama bir insanın daha zeki olmak, daha çok bilgi edinmek ve kendisini ve dünyayı anlamak istemesinin nesi yanlış?
Öğrenmek tuhaf bir olay: Ne kadar derinlere gidersem, var olduğunu bile bilmediğim şeylerle karşılaşıyorum.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Şimdi boş vakitlerimin çoğunu kütüphanede okuyarak ve kitapları adeta sünger gibi içime çekerek geçiriyorum. Herhangi bir konuya özel bir şekilde odaklanmıyorum, sadece Dostoyevski, Flaubert, Dickens, Hemingway ve Faulkner’dan – elime ne geçerse – bol bol hayal ürünü romanlar okuyor ve hiç bitmeyen bir açlığı doyurmaya çalışıyorum.
Beni rahatsız eden şey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli olan sözcükleri bulamamak.
Şimdi boş vakitlerimin çoğunu kütüphanede okuyarak ve kitapları adeta sünger gibi içime çekerek geçiriyorum.
Her şeyi sözcüklerle dökmek her zaman gerekli olmayabilir.
Ben kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insanım.
Şimdi boş vakitlerimin çoğunu kütüphanede okuyarak ve kitapları adeta sünger gibi içime çekerek geçiriyorum.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Şimdi görüyorum ki Norma bizim bahçemizde bir çiçek gibi açtığında, ben yabani bir ot olmuştum.
Her şeyi sözcüklere dökmek her zaman gerekli olmayabilir.
Beni rahatsız eden şey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli olan sözcükleri bulamamak.
Bence yemek vermek için senin bir testi gelmeni beklemeleri hiç doru bişey deyil. Acaba her yemek istedinde bi testi geçmesi gerekseydi Burtün hoşuna gidermiydi. Sanırım ben Algernonla arkadaş olucam.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Beni rahatsız eden sey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli olan sözcükleri bulamamak.
“Kendilerinden bir parça vermek“ derken ne kast ediyorsunuz?
Para ve malzeme verebilecek olan sürüyle insan var, ama vaktini ve sevgisini verecek insan çok az çıkıyor. Bunu kastediyorum.
Para ve malzeme verebilecek olan sürüyle insan var,ama vaktini ve sevgisini verecek insan çok az çıkıyor.
Herkesin düşündüğüm gibi iyi olmadığını anlarsam kötü hissetmem.
Dışarıda hava soğumaya başladı ama ben Algernonun mezarına hala çiçek koyuyorum. Bayan Mooney bir farenin mezarına çiçek koymak aptallık diyor ama ona Algernonun özel bir fare olduğunu söyledim.
Kendime, etrafta kaybolmuş bir ruh gibi dolaştığımı söyledim ve sonra baktım ki ben gerçekten kaybolmuşum.
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?
Korkuyorum. Hayattan veya ölümden veya hiçlikten değil, hiç var olmamışım gibi o ışığı boşa harcamış olmaktan korkuyorum.
Sadece yalnız bırak beni Ben kendim değilim. Paramparça oluyorum ve seni burada istemiyorum.
Tüm hayatı boyunca yarı uyur yarı uyanık kalmış bir adam gibiyim, uyanmadan önce nasıl biri olduğunu bulmaya çalışan
Beyin sen uykuya dalmadan önce daha iyi örenir, dedi.
Saçmasapan bişey bu. Uyurken akıllı olabiliyosan ozaman insanlar neden okula gidiyolar.
Şimdi görüyorum ki, Norma bizim bahçemizde bir çiçek gibi açtığında, ben yabani bir ot olmuştum. Sadece kimsenin beni görmediği köşelerde ve karanlık yerlerde yaşamama izin verilecekti.
Ama sanırım ben, beni sevmesi için onun istediği gibi akıllı bir çocuk olmayı istemekten hiçbir zaman vazgeçmemiştim.
Hey dostum ben akıllı olduğumda çok şaşırcak deyil mi.
Ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. Burada, sizin üniversitenizde zeka, eğitim ve bilgi büyük idoller haline gelmiş. Ama şimdi biliyorum ki, hepinizin atladığı bir şey var: Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?
Her şeyi sözcüklere dökmek her zaman gerekli olmayabilir.
“Tanrı’ya bir tek şey için dua ediyorum,” diye fısıldadı, “umarım incinmezsin.”
“Sıradan insanlar,” dedi, “sadece olayların birazını görebilirler, ama sen bir dâhisin. Sen sürekli daha yükseklere erişecek, her geçen gün çok daha fazla şeyler göreceksin. Ve attığın her adımda, mevcut olduğunu bile bilmediğin dünyalar keşfedeceksin.”
Öğrenmek tuhaf bir olay: Ne kadar derinlere gidersem, var olduğunu bile bilmediğim şeylerle karşılaşıyorum. Kısa bir süre önce, her şeyi – dünyadaki tüm bilgileri – öğrenebilirim gibi aptalca bir hisse kapılmıştım. Şimdi ise, sadece onların var olduğunu bilebilmeyi ve bir nebzesini anlayabilmeyi ümit ediyorum. Bunun için vakit var mı?
Kırgınlığımı kontrol etmeyi, sabırsızlanmamayı ve bir şeylerin olmasını beklemeyi öğreniyorum. Sanırım büyüyor ve olgunlaşıyorum. Her gün kendimle ilgili olarak daha çok şey öğreniyorum ve suyun üzerindeki minik dalgalar gibi başlayan anılar şimdi kocaman, güçlü dalgalar halinde üstümden geçiyor
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?
Paniklememeliyim. Pek yakında duygusal dengesizlik ve unutkanlık başlayacak.
Bunlar tükenişin ilk işaretleri
Nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı aklından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Kendime, etrafta kaybolmuş bir ruh gibi dolaştığımı söyledim ve sonra baktım ki gerçekten kaybolmuşum.
İkimizin arasında olan şeyin ne olduğunu bildiğimden emin değilim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir