Friedrich Nietzsche kitaplarından Hayat Dediğin Nedir ki? kitap alıntıları sizlerle…
Hayat Dediğin Nedir ki? Kitap Alıntıları
Yaşamak acı çekmektir, hayatta kalmak bu acıda bir anlam bulmaktır..
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.
İnsanın kendisini sevmesi barbarlıktır çünkü bu diğer herkesin zararına gerçekleşir.
en derin yaralarla başlar, en derin gülücükler. en yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. en derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir seferde yaşamayı.
Yalan söylemeyen kişi doğrunun ne olduğunu bilemez.
En nihayetinde, arzulananı değil, arzunun kendisini severiz.
Düşün, kim üzebilir seni, senden başka ?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen ?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen ?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen ?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen ?
Her şey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini.
Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz.
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen ?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen ?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen ?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen ?
Her şey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini.
Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz.
“kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.”
Karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin yalnızlığımı çalmasından nefret ederim.
Karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin yalnızlığımı çalmasından nefret ederim.
Vicdanın sana ne söylüyor? “Neysen o olmalısın.”
..kendinize sahip olmanın ayrıcalığı için her bedel ödenebilir.
Doğru, yaşamı seviyoruz ama yaşamaya alıştığımızdan değil, sevmeye alıştığımızdan. Aşkta her zaman biraz delilik vardır. Ancak deliliğin de her zaman bir gerekçesi vardır.
Bana bunu yaptığın için seni affediyorum fakat bunu kendine yaptığın için seni nasıl affedebilirim!
İnsan olmak karmaşık bir şamatadır. Bu yüzden karanlık gecenin ruhunu kucaklayın,
..uçurumdan aşağı güller atın ve şöyle deyin: “Beni canlı olarak yutmayı başaramayan canavara teşekkürlerimi sunuyorum.”
Dünyaya zaman bitmiş gibi bakın. Bükülmüş olan her şeyi size düz görünecektir.
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır..
Bu dünyada içerleme arzusu kadar insanı hızlı tüketen başka bir şey yoktur.
Canavardan canavar olmak mı, yoksa sessizce ona yem olmak mı?
En nihayetinde, arzulananı değil, arzunun kendisini severiz.
Amor Fati – “Kaderini Sev!” çünkü aslında hayatın budur.
Sessizlik kötüdür; sessiz kalan bütün hakikatler sonunda bir zehir olup çıkarlar.
Kendini yakmaya hazır olmalısın; önce kül olmazsan, nasıl yeniden yükselebilirsin?
Bedence ve ruhça sapasağlamken, yaşama zevk ve sevinçlerini birer birer elimden alan, beden ve kafa güçlerimi koparıp götüren acımasız yaşlılık,
Düşün, kim üzebilir seni, senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter.
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini.
Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz.
Pişmanlık Asla pişmanlığa boyun eğmeyin, kendinize şunu deyin: Pişmanlık, ilk yapılan aptallığa bir ikincisini eklemektir.
Derisini değiştiremeyen yılanlar ölmeye mahkûmdur. Bu durum fikirlerini değiştiremeyen zihinler için de geçerlidir.
Ne zaman tırmanışa geçsem, peşimde bir köpek var, adı: Ego.
Umut aslında bütün kötülüklerin anasıdır çünkü insanın işkencesini uzatır.
Kendini yakmaya hazır olmalısın; önce kül olmazsan, nasıl yeniden yükselebilirsin?
Bu, hayat mıydı? Öyleyse, bir kez daha istiyorum.
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.
Bütün yargılayanların gözünden, bir cellat bakar.
Kirli bir akıntıyı, saflığını bozmadan içine alabilmek için insan bir deniz olmalıdır.
“Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.”
-Friedrich Nietzsche
kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.
“Bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.”
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır.
Karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin yalnızlığımı çalmasından nefret ederim.
Bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.
umut aslında bütün kötülüklerin anasıdır çünkü insanın işkencesini uzatır.
“Bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.”
Bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.
“Bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.”
Başkalarının bizden farklı biçimde hareket ettiğini, yaşadığını ve farklı şeyler deneyimlediğini anlamak ve bundan dolayı mutlu olmak değil midir sevgi?
Ne kadar az şeye sahip olursanız, size o kadar az sahip olurlar. Yaşasın ılımlı fakirlik!
Sözcükler, nesnelerin birbirleriyle ve bizimle ilişkilerinin sembollerinden başka bir şey değildir; hiçbir şekilde mutlak hakikate dokunmazlar Sözcükler ve
kavramlar vasıtasıyla, hiçbir zaman ilişkiler duvarının ötesine, yani şeylerin o muazzam temellerini görebileceğimiz bir noktaya ulaşamayacağız.
kavramlar vasıtasıyla, hiçbir zaman ilişkiler duvarının ötesine, yani şeylerin o muazzam temellerini görebileceğimiz bir noktaya ulaşamayacağız.
Ve savunmasız olduğumuzu gizlemek için
sık sık saldırır ve kendimize düşmanlar kazanırız.
sık sık saldırır ve kendimize düşmanlar kazanırız.
Bilgeliğimden sıkıldım, gereğinden fazla bal toplamış arı gibiyim; ellerini uzatıp bilgeliğimi alacak insanlara ihtiyacım var. Bilgeliğimi yaymak ve bahşetmek istiyorum ta ki bilge kişiler kendi aptallıkları içinde, fakirler de zenginlikleri içinde mutlu olana kadar.
Galiba gülebilen tek canlının neden insan olduğunu biliyorum. İnsan o kadar derin acılar çekmiştir ki gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.
Bir politikacı, insanları ikiye ayırır: Maşalar ve Düşmanlar.
İyi bir babanız olmadığında, bir tane yaratmalısınız.
Yürümeyi öğrendim. O zamandan beridir koşuyorum. Uçmayı öğrendim. O zamandan beridir hareket etmek için itilmeme gerek yok. Artık çeviğim,
artık uçuyorum, artık kendimi kendi içimde görüyorum, artık içimde bir tanrı dans ediyor.
artık uçuyorum, artık kendimi kendi içimde görüyorum, artık içimde bir tanrı dans ediyor.
Kitaplar dahil her şeyden en çok şeyi alacak olan kişi, zaten bilgi sahibi olan kişidir. İnsan, deneyim yoluyla daha önceden erişemediği şeyleri sonradan da
kavrayamaz.
kavrayamaz.
En yüksek dağlara tırmanan kişi, gerçek veyahut
hayali bütün trajedilere güler.
hayali bütün trajedilere güler.
Hakikat üzerinde uzlaşılan bir yalandan başka nedir ki?
Meziyetli kişilerin küstahlığı meziyetsiz kişilerin küstahlığından daha rahatsız edicidir çünkü meziyetin kendisi rahatsız edicidir.
Benden bir şey anladığını düşünen kişi, kendi imajından, bana dair bir şey oluşturmuştur sadece.
Mutlak olgular olmadığı gibi mutlak hakikatler de yoktur.
Bedenindeki bilgelik en derin düşüncendeki bilgelikten fazladır.
Ne zaman tırmanışa geçsem, peşimde bir köpek var, adı: Ego.
Güzellik zarif konuşur; sesi sadece tam olarak uyanmış ruhlara ulaşır.
En ulu ve en imkânsız olana ulaşmaya çalışarak ölmekten daha iyi bir yaşam amacı bilmiyorum.
Aslında, tek bir Hıristiyan oldu, o da çarmıha gerilip öldürüldü.
Göğe ne kadar yükselirsek, uçma bilmeyene o kadar küçük görünürüz.