İçeriğe geç

Kişisel Bir Sorun Kitap Alıntıları – Kenzaburo Oe

Kenzaburo Oe kitaplarından Kişisel Bir Sorun kitap alıntıları sizlerle…

Kişisel Bir Sorun Kitap Alıntıları

Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Her şey, ama her şey rolden ibaretti. Hiç gerçekçi değildi. Peki, ama neden?
+“Öyle, aceleye gerek yok. Sanırım çok uzun zamandır gerçekten acele etmemi gerektirecek bir şey çıkmadı karşıma. Çocukluğumda sürekli acele ederdim. Neden acaba?”
-“Çocukluk çabuk bittiği için olmasın?”
Üst üste gelen kötü eller sonrası bir kağıt oyununa ara verir gibi, bir süreliğine dünyaya ara verebilmeyi arzuluyordu.
Bebeği beşiğinde öldür Henüz harekete geçmemiş arzuları beslemektense
On beş yaşından altmış yaşına kadar aynı yüzle, aynı duruşla yaşamaktan başka şansı olmayan, farklı bir tür insan mıydı acaba?
Kendime ait bir çukuru, çaresizce kazmaya devam etmekten başka bir şey yapmıyorum. Aynı şekilde karanlık çukur içerisinde sıkıntılı terler döküyor bile olsam, benim kişisel sorunumdan hiçbir insansı anlam çıkmaz. Yalnızlık ve utanç içerisinde kazılan iğrenç bir çukur.
Fakat bu gerçek yaşamda yaşamak,konan kurallara uyarak yaşamakmış gibi dayatılıyor.Kendini aldatma tuzaklarına düşmeye hazır bile olsanız,bir an geliyor reddediliyorsunuz.
Haklısın.Bu benim kişiselliğimle sınırlı, kişisel bir sorun.Kişisel sorunlar arasında, tek başına o sorunun mağarasında ilerledikçe sonunda insanların tümünü ilgilendiren geniş bir çıkışa ulaşıldığı da olur.Öyle sorunlar da yok mudur? O durumda bunalmış haldeki kişi o bunalımın meyvesini almış olur.Karanlık mağarada acı anılar yaşayan ama yeryüzünün çıkmayı başardığı anda torba dolusu altın elde eden Tom Sawyer gibi! Ancak benim şu anki kişisel sorunumdaki acıyı yaşama rolü diğer tüm insanlardan soyutlanmış halde. Kendime ait dikine bir çukuru çaresizce kazmaya devam etmekten başka bir şey yapmıyorum.Aynı şekilde karanlık çukur içerisinde sıkıntılı terler döküyor bile olsam benim kişisel sorunumdan hiçbir insansı anlam çıkmaz.Yalnızlık ve utanç içerisinde kazılan iğrenç bir çukur.Benim Tom Sawyerim o derin çukurun içerisinde aklını yitirebilir.
O şekilde düşünmeye başlaman doğru değil.Bunu yaparsan aklını yitirirsin.
Nedendir bilemiyorum, hiç bir şey hissetmedim
Sen intihar eden kocanı hala yüreğinde yargılıyorsun.Onun için de,ölümün geri dönüşü olmayan mutlaklığını silebilmek için bu şekilde psikolojik dolambaçlara giriyorsun.
Sen o diğer uzayda yaşamaya devam eden kocanı aklından çıkarmamakla,bulunduğumuz bu uzayda ölen kocanı asla geriye gelmeyecek oluşunu göreli hale getirmek istiyorsun.Fakat,ne tür bir psikolojik numaraya başvurursan başvur,bir insanın ölümünün mutlaklığını göreli hale getiremezsin.
Bebeği beşiğinde öldür Henüz harekete geçmemiş arzuları beslemektense
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar,bir daha kendilerini asla kurtaramazlar
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Örümcek ağına yakalanmış zayıf bir böcek gibi bitkindi.
Kafka babasına yazdığı bir mektupta şöyle der: Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır.
kendini soluk soluğa yüzüstü yatağa bırakırken, içinden yeryüzünde öylece silinip gitmeyi diliyordu.
Bitkin, uykulu, dünyada ilgisini çekebilecek tek bir şey bile kalmamış gibi hissediyordu kendini.
Yaşam, insanların karanlıktan çıkarak bir mumun çevresinde kısa bir süre toplandıktan sonra her birinin teker teker yine kendi karanlığı içinde kaybolup gitmesi gibi bir şey.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar Bird.
Kafka babasına yazdığı bir mektupta şöyle der:Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır. Sen çocuğu bağrına basmak yerine, reddetmiş olmuyor musun? Babasın diye, başka bir canlının yaşamını reddetme egoizmine hakkın var mı?
Neyse, doğmamış olmaktansa, doğmuş olmanın iyi olup olmadığını anlayamadığımız bir devirdeyiz zaten.
Tehlikelere açık, kırılgan insan vücudu ne kadar da utanç verici!
Ufacık bir kurtuluş ışığından başka bir şey göremediği iradesizliğin esiri olmuş iç dünyası kadar, onu çevreleyen dünyayı da yeniden öğrenmek zorunda kalmıştı.
Bird, aslında sen zayıf birini, o kişinin en önemli anında yalnız bırakabilecek insanlardansın.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar…
Hiç zararsız nükleer silah olur mu?
Kafka babasına yazdığı bir mektupta şöyle der: Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Böyle anlarda, bir kez olsun aşırıya kaçacak ölçüde avutulmazsa, cesaretini toplayıp karmaşadan kurtulmayı başaramaz, boş bir kabuk haline geliverir insan.
Yoksa bitkilerin de acı çektiğini düşünenlerden misin ?
”Yenildiğimi baştan bildiğim bir oyunu sürdürür gibiyim. ”
Fakat bu gerçek yaşamda yaşamak, konan kurallara uyarak yaşamakmış gibi dayatılıyor. Kendini aldatma tuzaklarına düşmeye hazır bile olsanız, bir an geliyor reddediyorsunuz,
Beni korkutan şeylerle karşılaştığımda, eğer ben başka bir insanı korkutuyor olsaydım kendim daha çok korkardım herhalde diye düşünüp psikolojik olarak rahatlıyorum.
Kafka babasına yazdığı bir mektupta şöyle der: Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır. Sen çocuğu bağrına basmak yerine, reddetmiş olmuyor musun? Babasısın diye, başka bir canlının yaşamını reddetme egoizmine hakkın var mı?
..Tüm bunlar yetmezmiş gibi, kendim de kendini kandırma hastalığına yakalanmış halde, fare zehiri
yutturulduğum gibi, çıkmaz sokakta kapana sıkışmış bir fare haline gelsem bile, tüm bunlar karşısında yapabileceğim bir şey yok.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar,
bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
“Neyse, dogmamis olmaktansa, dogmus olmanin iyi olup olmadigini anlayamadigimiz bir devirdeyiz zaten,”
Başhekim sinsi bir satranç oyuncusu gibi, Bird’ü açmaza almış, sonra da kalkmış ne yapmak istediğini soruyordu. Ne yapsam? Dizüstü çöküp ağlasam mı acaba?
Hatta, karımın doğum yapmasıyla birlikte kafese kapanmış olacağımı (zaten evlendiğim anda kafesin içine girmiştim, ama kafesin henüz açık olan kapısını doğacak olan çocuk sımsıkı kapatacak), artık Afrika ‘ya tek başına gitmenin mümkün olmayacağını anlatırdım.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtamazlar.
Keçinin ısırdığı bir marulun acı çekeceğini hiç düşündüm mü acaba?
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Her şey bir oyundu, ama oyuncuların hepsinin yalan repliklerinden başka bir şey dile getirmedikleri bir oyun.
İçinden haykırırken, öfkesi boğazına düğümlenivermişti.
Karanlık ve her tarafı kapalı bir çukurda tek başına giriştiği savaşta yenik düşmüştü.
Ebedi yaşam ve her şeye hükmeden bir tanrı varsa ben suçluyum.
Ufacık bir kurtuluş ışığında başka bir şey görmediği iradesizliğin esiri olmuş iç dünyası kadar, onu çevreleyen dünyayı da yeniden öğrenmek zorunda kalmıştı.
“Kendini kandırma zehrine bir kez kapılan insanlar,bir daha kendilerini asla kurtaramazlar”
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar bir daha asla kendilerini kurtaramazlar
Bir bitkinin işlevlerinden fazlasına sahip olmayan bebek ölürken acı çekmese bile,acaba ölüm onun için ne demek? Yada yaşam
Savaş alanında yaralanan Apollinaire gibi sarmalamışlar başını oğlumun,benim bilmediğim karanlık bir cephede yalnız başına savaşırken yaralandığı için.
Demek istiyorum ki, kendimize yalan söylemeye kalkışsak bile, sonsuza dek bunun mümkün olmayacağını anladığımız an geliyor her zaman.
Çağımızda, yaşamak mı yoksa doğmamış olmak mı daha iyi, bu konuda kesin bir şey söylemek son derece güç, dedi.
“Kişisel felaketini yaşayan bir tırtıl gibi, felaket kozasının içinden başka bir yeri göremedim. O yüzden de kozanın tek hakkının kendimde olduğunu sandım ”
“Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.”
Fakat bu gerçek yaşamda yaşamak, konan kurallara uyarak yaşamakmış gibi dayatılıyor. Kendini aldatma tuzaklarına düşmeye hazır bile olsanız, bir an geliyor reddediyorsunuz.
O canavara bir insan adı Olasılıkla o tip o andan itibaren daha fazla insan kokmaya başlar. İnsana benzerliğini daha güçlü vurgulamaya başlar. Adı olmadan ölmesiyle, bir adının olarak ölmesi, varlığının benim içimdeki anlamını çok değiştirir.
“Üst üste gelen kötü eller sonrası bir kağıt oyununa ara verir gibi, bir süreliğine dünyaya ara verebilmeyi arzuluyordu.”
“Arkasında kalan her şeyden kaçıyordu. Mümkün olsa kendi vücudundan da kaçmak istiyordu.”
Neyse, doğmamış olmaktansa, doğmuş olmanın iyi olup olmadığını anlayamadığımız bir devirdeyiz zaten.
Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar.
Fakat bu gerçek yaşamda yaşamak, konan kurallara uyarak yaşamakmış gibi dayatılıyor. Kendini aldatma tuzaklarına düşmeye hazır bile olsanız, bir an geliyor reddediyorsunuz.
Haklısın. Bu benim kişiselliğimle sınırlı, kişisel bir sorun.
Acaba hangi kendimi korumaktı amacım?
Ben içimdeki kendimi kandırmanın kaşıntılarına dayanarak ne ölçüde güç savaşlarından geçsem bile, bu artık benim yeteneklerimin sınırlarını aşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir