İçeriğe geç

The Seven Deaths of Evelyn Hardcastle Kitap Alıntıları – Stuart Turton

Stuart Turton kitaplarından The Seven Deaths of Evelyn Hardcastle kitap alıntıları sizlerle…

The Seven Deaths of Evelyn Hardcastle Kitap Alıntıları

+ Bayan Derby, bu sabah kimsenin kalbini kırdınız mı?

– Artık kimsenin kalbi titremiyor bile Bay Coleridge, asıl kötü olan bu.

Toplum hayatı bir danstır tatlım ve ben buna katılamayacak kadar yaşlıyım.
Yaşlı kadın, içinde başka kimseye yer olmayacak kadar kendisiyle doluydu.
Zenginlik ruhu zehirler. Kibarlıkları sadece bir maske bunu unutmaman iyi olabilir.
Sana imreniyorum. Senin dışında hepimiz hatalarımıza bağımlıyız.
Kalabalıktaki herhangi biriydim; Tanrı’nın boşlukları doldurmak için kullandığı araçlardan biriydim.
Çok az bilgiyle körsündür; çok fazla bilgiyle körleşirsin.
Hayat bazen, onu nasıl yaşayacağınıza dair seçimi size bırakmaz.
İnsanı insan yapan, bankadaki hesabı değil, adabıdır.
Gerçek her zaman hoş değildir.
Kızmak yerine bana acıyordu. En kötü kısmı buydu. Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
Eve dönüş yolunu şeytana sorman için ne kadar kaybolmuş olman gerekir?
Çok az bilgiyle körsündür; çok fazla bilgiyle körleşirsin
En çok, insanların izlemediğini düşündüğümüzde kendimiz gibi davranırız.
Ama bana kızmak yerine acıyordu. En kötü kısmı buydu. Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
Gelecek bir uyarı değil, dostum; verilmiş bir söz ve bunu biz değiştiremeyiz.
Çok az bilgiyle körsündür; çok fazla bilgiyle körleşirsin.
Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
“Herkesin kendi yarattığı bir kafeste hapis olduğunu söylüyorum,
Hayat bazen, onu nasıl yaşayacağınıza dair seçimi size bırakmaz.
Göremiyor musun, taktığımız bu maskeler bize ihanet ediyor. İçimizdekileri ortaya çıkarıyor.

“En çok, insanların izlemediğini düşündüğümüzde kendimiz gibi davranırız,…
“Herkesin kendi yarattığı bir kafeste hapis olduğunu söylüyorum.”
Bir yalancının, yalan söyleme girişiminde bulunmak için bile, karşısındaki kişinin kendisinden daha aptal olduğunu düşünmesi gerekirdi…
“İnsanlar her gün öldürülüyor,” dedim. “Tüm bunların sebebi, bir yanlışı düzeltmek olamaz.”
Daniel haklıydı; belki de gelecek değiştiremeyeceğimiz bir şeydi.
“Karşımdaki adamda, o iğrenç yaratıktan kalan çok az şey görüyorum.
( ) Gerçek her zaman hoş olmazdı ama hiç kimse kendini böyle, karanlıkta karşısına çıkan terk edilmiş bir evi keşfeder gibi keşfetmemeliydi.
Eve dönüş yolunu şeytana sorman için ne kadar kaybolmuş olman gerekir?
Kalabalıktaki herhangi biriydim; Tanrı’nın boşlukları doldurmak için kullandığı araçlardan biriydim.
Araf’ta, beni buralara sürükleyen günahlarıma karşı kör bir adamdım.
En çok, insanların izlemediğini düşündüğümüzde kendimiz gibi davranırız.
Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
Burası cehennem değilse bile, şeytanın gözde yerlerinden biri olduğuna emindim.
Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
Bir şeytandan kurtulmak için başka bir şeytanla anlaşma yapıyoruz.
Olabilir, dedi Hardcastle. Ama sen de Dante okudun, Phillip. Tüm cehennemler aynı değildir.
Eve dönüş yolunu şeytana sorman için ne kadar kaybolmuş olman gerekir?
𝘌𝘷𝘦 𝘥ö𝘯üş 𝘺𝘰𝘭𝘶𝘯𝘶 ş𝘦𝘺𝘵𝘢𝘯𝘢 𝘴𝘰𝘳𝘮𝘢𝘯 𝘪ç𝘪𝘯 𝘯𝘦 𝘬𝘢𝘥𝘢𝘳 𝘬𝘢𝘺𝘣𝘰𝘭𝘮𝘶ş 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘯 𝘨𝘦𝘳𝘦𝘬𝘪𝘳?
Bu kadar kaybolmuş olmam gerektiğine karar verdim. Tam olarak bu kadar.
Yarın, ben nasıl istersem öyle olabilirdi, yani onyıllardır ilk defa, onu sabırsızlıkla bekleyebilirdim. Yarın, korkulması gereken bir şey olmak yerine, kendime verdiğim bir söz olabilirdi. Daha cesur ya da daha nazik olmak, yanlışları düzeltmek için bir şans olabilirdi. Bugün olduğundan daha iyi bir adam olabilirdim.
Bundan sonra, bana verilen her gün bir hediyeydi. Sadece, oraya varana kadar yürümeye devam etmem gerekiyordu.
Bir şeytandan kurtulmak için başka bir şeytanla anlaşma yapıyoruz.
Olabilir, ama sen de Dante okudun Phillip. Tüm cehennemler aynı değildir.
“Kızmak yerine bana acıyordu. En kötü kısmı buydu. Öfke gerçektir, bir ağırlığı vardır. Öfkeye yumruklarınla karşılık verebilirsin. Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.”
Çok az bilgiyle körsündür; çok fazla bilgiyle körleşirsin.
Herkesin kendi yarattığı bir kafeste hapis olduğunu söylüyorum.
İstediği her şeye sahip olan bir çocuk ne ister?
Herkes gibi, daha fazlasını.
Ahlaklarının tersine,zevkleri kusursuzdu.
Hayat bazen,onu nasıl yaşayacağınıza dair seçimi size bırakmaz.
Yarın,korkulması gereken bir şey olmak yerine,kendime verdiğim bir söz olabilirdi.Daha cesur ya da nazik olmak,yanlışları düzeltmek için bir şans olabilirdi.Bugün olduğumdan daha iyi bir adam olabilirdim.
Eve dönüş yolunu şeytana sorman için ne kadar kaybolmuş olman gerekir?
“Bizi buraya verdiğimiz kararlar getirdi, Daniel. Eğer burası cehennemse, onu cehennem yapanlar, biziz.”
Biz,birbirimizin günahlarından sorumlu olan, aynı ruhun parçaları mıydık,yoksa uzun zaman önce unutulmuş bir orijinalin solgun kopyaları,birbirimizden tamamen farklı kişiler miydik?
Çok az bilgiyle körsündür; çok fazla bilgiyle körleşirsin.
Burası cehennem değilse bile, şeytanın gözde yerlerinden biri olduğuna emindim.
Kalabalıktaki herhangi biriydim, Tanrı’nın boşlukları doldurmak için kullandığı araçlardan biriydim.
Küçümseme, içinde kaybolacağın bir sistir.
Eve dönüş yolunu şeytana sorman için ne kadar kaybolmuş olman gerekir?
Bizi buraya verdiğimiz kararlar getirdi, Daniel. Eğer burası cehennemse, onu cehennem yapanlar biziz.
Nasılsa yarın da gelecek. Yarın hep gelir.
Ahlaksız adamların iyi tarafı budur: Onların daima ahlaksız olacağına güvenebilirsin.
Ona ait, kuru ve mesafeli bir parça; aynı anda hem onun dışında hem de ona ait ve görmezden gelinmesi imkansız bir parça.
Bir insanda böyle bir sadakat hissi uyandıran her kadın değerlidir.
Eğer burası cehennemse, onu cehennem yapan, biziz.
Onu korkutan şey gülümsememdi; ona, başta inandığı kadar büyük bir tuzağa düşmemiş olabileceğimi hissettiriyordu.
Uzun süre geleceğini değiştirmeye, bu günde değişiklikler yapmaya çalışmıştım. Sonunda bunu yaptığımda, büyük bir acıyla seçimlerimin hiçbir işe yaramadığını görmüştüm ve perişan haldeydim.
Burası asla huzurlu olmuyordu.
Unutulması daha iyi olan kötü rüyalarız biz.
Değiştiysen, gerçekten değiştiysen, kimbilir, belki de senin için bir umut vardır.
Her adım yeni bir mücadeleydi.
Sanki biri benden iğneyle kuyu kazmamı istiyordu.
Hayat bazen, onu nasıl yaşayacağımıza dair seçimi size bırakmaz.
İnsanı insan yapan, bankadaki hesabı değil, adabıdır.
Biz, birbirimizin günahlarından sorumlu olan, aynı ruhun parçaları mıydık, yoksa uzun zaman önce unutulmuş bir orijinalin solgun kopyaları mı, birbirimizden tamamen farklı kişiler miydik?
Hayatın ani zalimliklerinin yarattığı bir adaletsizlik hissi.
Hepimiz hatalarımıza bağımlıyız.
Bu kadar çok düşman edinmeyi başarmışsam ben nasıl biriydim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir