İçeriğe geç

The Catcher in the Rye Kitap Alıntıları – J. D. Salinger

J. D. Salinger kitaplarından The Catcher in the Rye kitap alıntıları sizlerle…

The Catcher in the Rye Kitap Alıntıları

“Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da, onları büyük cam vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz.”
”Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir. ”
Benim derdim de bu işte; bir şeyim kaybolunca hiç umursamıyorum;
Canım yürümek istediği için yürümüş filan değilim. Daha çok, yine bir taksiye daha binip inmek istemediğimden yürüdüm.
Moraliniz çok bozuksa, düşüremiyorsunuz bile.
Birdenbire kendimi felaket yalnız hissetmiştim. İçimden neredeyse ölmek geçti.
Biri sizi en azından dinliyorsa, durum o kadar da kötü sayılmaz.
Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısınız, Tanrı aşkına ; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?
Öldü, biliyorum! Bilmediğimi mı sanıyorsun? Ama onu yine de sevebilirim, değil mi? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?
Sakın kimseye bir şey anlatmayın, herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Oldukça cahilimdir, ama epey okurum.
İnsanlar bazen, bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar.
Hayat, kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.
Beni severdi. Yani, ben öyle sanıyorum.
‘Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
”Oldukça cahilimdir, ama epey okurum.”
Tanrı aşkına. Seni en son gördüğümde neye ihtiyacın olduğunu söylemiştin.
Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da, onları büyük cam vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz.
bana birisi bir armağan verdiğinde, sonunda üzülen hep ben olurum.
Öldü , biliyorum! Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ama , onu yine de sevebilirim değil mi ? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın?
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir
Hayat kurallarına göre oynanması gereken bir oyundur
Oda arkadaşınız akıllı filan biriyse ve herifte iyi bir mizah duygusu filan da varsa, sanıyorsunuz ki, kimin bavulu daha iyiymiş diye kafaya takmaz, ama takıyor. Gerçekten takıyor.
Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da, onları büyük can vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz.
Hep okurdu, çok iyi kitaplar okurdu. Bir sürü şiir filan da okurdu.
Harika görünen kızlar .hepsinin başına ne rezillikler gelecek diye düşünüyordunuz .yani liseden veya üniversiteden sonra. Herhalde çoğu sersem heriflerle evlenecekler diyordunuz.hep o lanet arabalarının mil başına kaç litre benzin yaktığından bahseden herifler. Golfte, yada pingpong gibi salak bir oyunda size yenildikleri için çocuk gibi kızan herifler. Çok ters, çok sıkıcı, hiç kitap okumayan herifler .
Herhalde kiliseden yeni çıkmış olan bir aile hemen önümde yürüyorlardı. Çocuk yakalarsa birini biri ,çavdarlar arasında şarkısını söylüyordu. Guzel bir sesi vardı, üstelik şarkıyı çok güzel söylüyordu, anlıyordunuz .
Sakın kimseye bir şey anlatmayın..Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
‘Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.’
Bana birisi bir armağan verdiğinde, sonunda üzülen hep ben olurum.
Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur. Veya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da, aramaktan vazgeçerler.
Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur. Veya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da, aramaktan vazgeçerler.
Hayat, tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat, kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.
Bir okul ne kadar pahalıysa, orada o kadar çok hırsız olur – şaka etmiyorum.
Bir öğretmenle çene çalarken kendinizi fazla zorlamanıza gerek yoktur.
Bir öğretmen kafasını bir şeye taktıysa, onu durduramazsınız. İlle de yapar yapacağını.
Hayatta karşılaşabileceğiniz en felaket yalancı benimdir herhalde. Rezalet bir şey. Yani, bir dergi almak için gazeteciye gidiyorken bile, biri bana rastlayıp nereye gittiğimi sorsa, gözümü kırpmadan operaya gittiğimi söylerim. Felaket bir şey.
Zaten bütün geri zekalılar kendilerine geri zekalı denmesinden nefret ederler.
hödük birisiyle konuşuyorsam, ben de hödükçe hareket ederim.
İnsanlar hep yanlış şeyleri alkışlıyorlar. Ben piyanist olsaydım, gider bir kenefe kapanır, öyle çalardım.
Bazı herifler kaybettikleri bir şeyin peşinde günlerce koştururlar. Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç. Biraz ödlek olmamın nedeni de bu belki. Ama bu, iyi bir özür değil. Gerçekten değil. Hiç ödlek olmamanız gerekir. Birinin çenesine bir yumruk oturtmanız gerekiyorsa, oturtmalısınız yumruğu. Ama ben bunu yapamıyorum. Herifin çenesine bir yumruk çakacağıma, onu pencereden aşağıya itsem ya da kafasını baltayla uçursam daha iyi.
Yani, gudubet kızların işi gerçekten zor. Bazen onlara çok acıyorsunuz. Bazen onlara bakamam bile, özellikle sersem herifler onlara maç anlatıyorlarsa..
Bir kızı iyi tanımış olmak için ille de cinsel takılmanız gerekmez.
Bazı insanlarla dalga geçmemek gerek, bunu hak etseler bile.
Sorun da buydu işte. Asla güzel ve huzurlu bir yer bulamıyordunuz, çünkü böyle bir yer yoktu..
Bazı herifler kaybettikleri bir şeyin peşinde günlerce koştururlar. Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç. Biraz ödlek olmamın nedeni de bu belki.
Moraliniz çok bozuksa, düşünemiyorsunuz bile.
.. bu kızların çoğu aptallaşıyor. Bir süre oynaştıktan sonra, bir bakıyorsunuz, akılları başlarından gitmiş. Bir kız kendisini oynaşmaya bir kaptırdı mı, beyin meyin aramayın onda.
İsa öldükten sonra yaptıklarına bir diyeceğim yok, ama o hayattayken ona sanki üşütükmüş gibi davranıyorlar. Tek yaptıkları şey, hiç durmadan onu aşağılamak.
Kimse değişmezdi. Değişen tek şey siz olurdunuz. Çok büyümüş olmanız filan değil demek istediğim. Tam olarak o değil yani. Yalnızca değişmiş olurdunuz.
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız,o kitap bence gerçekten iyidir. Ama öylesi pek bulunmuyor.
Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
..çünkü böyle bir yer yoktu. Var sanıyordunuz
-Olgunlaşmamış insanın özelliği,
bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir,
-olgun insanın özelliği ise
bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Çok zeki filan biriydi, ama anlıyordunuz, adamda beyin yoktu.
Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ama, onu yine de sevebilirim, değil mi? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?
Ama, birinin moralini bozmak için ille de kötü bir herif olmak gerekmez ki; iyi bir herif olup, yine de moral bozucu olabilirsin.
Anlamadıkları bir şeyler söylediniz mi, millet ne isterseniz yapıyor böyle.
…gerçekten öldüğüm zaman, şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse, ne iyi olurdu.
Çok ters herifler. Çok sıkıcı herifler. Hiç kitap okumayan herifler.
tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ‘Tanıştığımıza memnun oldum,’ demek beni öldürüyor. Ama, bu hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız.
Bazen böyle rezil şeylerin eğlenceli olması ne kötü.
Bana birisi bir armağan verdiğinde, sonunda üzülen hep ben olurum.
bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
”Oldukça cahilimdir, ama epey okurum.”
Bir öğretmen kafasını bir şeye taktıysa, onu durduramazsınız. İlle de yapar yapacağını.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir