İçeriğe geç

Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları Kitap Alıntıları – Nikolay Vasilyeviç Gogol

Nikolay Vasilyeviç Gogol kitaplarından Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları kitap alıntıları sizlerle…

Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları Kitap Alıntıları

İnsanların da kuşların ki gibi kanatları olsa ne güzel olurdu!
Çingene milleti çıkarından başka bir şey düşünmez zaten. Önüne geleni ya kazıklayacak, ya alaya alacak
Sevmiyorum köyü.
Gürültülü,
Kızların dans ettiği,
Delikanlıların eğlendiği,
Yerlere al götür beni.
Tanrım, ulu Tanrım, nedir bu garip kulunun çektiği? Ne diye saldın dünyaya bunca kötülüğü? Bir de şu karıyı verdin başıma!..
Ruhumuzun güzel, ama geçici konuğu sevinç de öyle uçup gitmez mi? Tek bir ses neşeyi anlatma çabasını sürdürmez mi boşuna?.. Kendi yankısında hüznü, boşluğu duymaya başlamıştır artık bu ses, sonra o da susar Coşkun, hür gençliğin canlı arkadaşları da birbiri ardından yok olmaz mı öyle?.. Sonunda yapayalnız bırakmazlar mı arkadaşlarını? Geride kalandır üzülen! Yüreği keder, hüzün doludur, teselli bulamaz bir şeyde
Şeytan da neymiş? Boş verin şeytanı meytanı! Sözgelimi şu anda karşıma çıksın isterse Suratının ortasına şaplağı indirmezsem adam demeyin bana!
Biliyorum, mahkemelerde not tutan, el yazısını bile okuyabilen bir sürü akıllı atılacaktır ortaya Oysa böylelerinin eline kiliselerde okutulan en basit bir kitabı versen tek harf tanıyamazlar içinden. Gel gelelim alaylı alaylı sırıtmakta üzerlerine yoktur Ne anlatırsan anlat, gülerler. Dinsizlik aldı yürüdü günümüzde. Daha neler gördüm ben Yalan söylüyorsam, Allah da, Kutsal Bakire de sevmesinler beni! Belki inanmayacaksınız: Bir keresinde cadılardan söz edecek oldumdu. Adamın biri kafasını kessen inanmayacak cadılara!.. Neyse ki ömrümde (günah çıkartırken papaza bizim mujiğin enfiye çekmesinden daha kolaylıkla yalan söyleyebilen) çok dinsiz gördüm ben Böyleleri bile haç çıkarırlardı cadı sözünü duyunca. Ama bu adam rüyasında görse gene umursamayacak cadıyı. Böylelerini bırakacaksın, ne halleri varsa görsünler
Bizim gibi arkasız yoksullar için acı vardır yalnızca!
Kızların içinde onların meraklarını körükleyen bir şeytan vardır derler, demek doğru
İnsanların da kuşlarınki gibi kanatları olsa ne güzel olurdu! Yükseklere, çok yükseklere çıkardık Uf, başı döner insanın o kadar yüksekte!
Tanrı’ya şükürler, saçınız başınız ağarmış ama aklınız yarım hâlâ.
Sözün kısası, günümüzde herkes giyim kuşam sevdasında! Ne zaman boş şeyleri bırakacak şu insanoğlu!..
Salaklığı bırakmalıyım artık!
Her şeyi açık açık söylemeyen insanın niyeti kötü demektir.
İnsanoğlunun düşmanı böylece başkalarını yoldan çıkarmak, aldatmak, sersemleştirmek yerine kendi sersemlemiş oluyordu.
İnsan değil, bir canavarsın sen! Yüreğin kurt yüreği, ruhun yılan ruhu. İçinde bir damlacık acıma, taş bedeninde insanca bir duygu var sanıyordum. Çok kötü yanılmışım. Haz veriyor sana bu sanırım Dinsiz canavar Lehlerin sevgili oğlunu ateşte yakarlarken, hançerlerlerken, kaynar suda haşlarlarken atacağı çığlıkları duyduğunda neşeden dans etmeye başlayacaklardır kemiklerin toprağın altında.
Pis Katolikler bile bayılırlar votkaya. Yalnız Türkler içmezler.
Ah şu Kazaklar! Ne hoş insanlardır! Canlarını verirler arkadaşları için. Ama içkiyi buldular mı bir şeyi görmez gözleri, hepsini kendileri içerler.
.. Bir açıklamada bulunmam gerekiyor size, sayın bayım: Rus hanlarından birinde sol kulağıma bir hamamböceğinin girdiği o iğrenç geceden sonra yatarken tıkarım kulaklarımı Sonra öğrendim, pis Rusların çorbalarında yüzermiş meğer hamamböcekleri. Ne tuhaf olduğumu anlatamam. Kulağımın içinde bir kaşınma, bir kaşınma duvarlara tırmanacağım Bizim köyde yaşlı bir kadın kurtardı beni o illetten. Nasıl mı? Kulağıma fısıldayarak, düpedüz kulağıma fısıldadı bir şeyler Doktorlar üzerine düşünceniz nedir sizin, bayım? Bence bizleri sersemletmekten, şaşkına çevirmekten başka şeye yaradıkları yoktur. Herhangi bir kocakarı onlardan çok daha iyi bilir hangi hastalığa neyin iyi geleceğini.
Uyuma Kazak, dağ başlarında bin bir tehlike doludur yollar!..
Yaşlılar bir araya gelince ne olur bilirsiniz. Konuşurlar konuşurlar Efendim, eskiden şöyleydi de, böyleydi de İyice kapıp koyverirler kendilerini eski günlerin anılarına. Tanrı bilir, ne zaman olmuş bitmiş şeyleri hatırlarlar.
Başkan bazen de (özellikle, duymak istemediği şeylerden ona söz ettiğinizde) sağır numarası yapmayı pek sever.
“Ne oluyorsunuz yahu?.. Zorla mı dinletiyoruz size? Kendiniz istediniz, ben de anlatıyorum ”
“Şeytan birini perişan etmeye koymayagörsün aklına. Önünde sonunda ulaşır amacına!”
“Anlata anlata bıktım vallahi! Ne sandınızdı ya? İnanın sıktı artık! Sonu gelmiyor ki ”
“İnsanın karısıyla bir arada yaşaması!.. Aklın alacağı bir şey değildi bu! Odasında bir başına kalamayacaktı. Her yere ikisi birlikte gideceklerdi ”
“İnsanın ruhunu da, yüreğini de gerçek hazla dolduran bir kitap!”
“Sizi son gördüğümden bu yana çok değişmişsiniz. Hayret!”
“Uykunuzu iyice almadınız siz galiba..?”
“Bu yıl ne kadar salatalık turşusu kuracaksın?”
“Bir insanı bu kadar kısa bir zamanda anlamak zordur.”
“İzninizle sorabilir miyim? Kiminle tanışmak onuruna erişiyorum?”
“Ayrıca seninle yüz yüze gelip anlatmam gereken çok şey var.”
“Tanrı uzun ömür versin, çok iyi bir insandır.”
“Sinsi sinsi işler çeviriyorlar Ruhlarını sattılar, düşmanla birlik oldular.”
“Niçin yaşadığımı kendim de bilmiyorum.”
“Ah hatırlıyorum, geride bıraktığım yılları hatırlıyorum, bir daha geri gelmeyecek o yılları ”
“Her şeyi açık açık söylemeyen insanın niyeti kötü demektir.”
“Önceleri her sırrımı açmak istiyordum ona. Ama şimdi nedense dilim varmıyordu bir türlü.”
“Ne çok seviyordu onu! En çok o dayanmıştı kaprislerine!”
Günahkâr birer kuluz!
“İnsanı şaşırtacak derecede güzel okuyorsunuz!”
“Şu dünyada olanlara da akıl sır ermiyor artık ”
“Arkadaşım, dostum için yapamayacağım yoktur benim.”
“Ama ne hoş bir kız! Bakışı, konuşması, her şeyi, her şeyi öylesine yakıcı ki ”
“Neden acaba insanın elinde değildir istediği şeyi düşünmek?”
“Düşünmek istemiyorum onu ama yapamıyorum Sanki inadına, hep o geliyor aklıma.”
“İyi bir ev kadını olacak kız değil bir kere Süslenmekten, takıp takıştırmaktan başka bildiği yok. Evet Salaklığı bırakmalıyım artık!”
“ başka kız mı yok dünyada Allah’a şükürler, köyde bile sürüsüne bereket ”
“Sevmiyor beni Sevmezse sevmesin!”
“Yanılmıyorsam kavga etmek istiyor canın!”
“Mahalle karıları gibi uydurup uydurup söylüyorsunuz!”
“Ne anasının gözü bir şey!..”
“Karşısına ilk çıkacak erkeğin kaburgalarını kırmak niyetindeydi.”
“İçimdeki keder dünyayı siliyor gözümden.”
“Kızma bana, güzelim! İzin ver biraz konuşayım seninle. Hiç olmazsa seyredeyim seni!

Engel olan mı var? Konuş, seyret!”

“Hey delikanlılar! Denginiz miyim ben sizin? Şöyle bir bakın şu güzelliğe!”
“Güzel olduğunu da nereden çıkarmışlar be kızım? dedi. Atıyorlar! Hiç de güzel değilsin!”
“Çok tuhaftır bizim şu dünyamız! Üzerinde yaşayan yaratıkların hepsi birbirinin kuyusunu kazmaya, birbirini gülünç durumlara düşürmeye çalışır.”
“Bu dünyada benim olup olmamam umurunuzdaydı sanki ”
“Her zaman önemli şeylerden söz etmeyi severim. Nasıl söylemeli, konuşmanın insana hem haz veren, hem de onu eğiten bir yanı olmalı.”
“Şunu da söyleyeyim size: Boş şeylerden konuşmayız biz.”
“İyi yürekli okurlarım, sanırım benim yaşlı adam numarası yaptığımı, aslında genç olduğumu düşünüyorsunuzdur.”
“Nerede nasıl davranılacağını bilirdi.”
“Biraz kibar olun be! Ne biçim şey bu böyle ”
“Bir adam susuyorsa, onun akıllı olduğuna işarettir bu ”
“Gençliğinde şeytanla tanışmamış insan var mıdır?”
“Daha sonra, birbirlerinden ayrılmamaya, birlikte yolculuk etmeye karar verdi iki arkadaş.”
“Söz sözü açtı Çok geçmeden arkadaş olmuşlardı!”
“Boş gezenin boş kalfası olduğu adamın yüzünden belliydi.”
“Yalnızca şu kadarını biliyorum, hoş bir lakabı vardı ”
“Pekâlâ, paşa gönlünüzü eğlendirelim bakalım. Ah, eski zaman ah! Çok çok eskilerde ”
“Uyu, güzelim uyu! Dünyanın en güzel şeyi girsin düşüne. Ama o bile sabah bizim uyanmamızdan güzel olamayacaktır!”
“Hadi çocuklar, yatalım artık! Herkes evine!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir