William Shakespeare kitaplarından Romeo ve Jülyet kitap alıntıları sizlerle…
Romeo ve Jülyet Kitap Alıntıları
-Saatleri kısaltacak şeyin bende olmaması.
-Aşık mısın yoksa?
-Dışarısında kaldım
-Aşkın mı?
-Sevgisinden oldum sevgilimin.
Özel bir yarar taşır bu yeryüzüne;
En yararlı şey bile yanlış kullanılırsa
Yok edip doğru sonucu ulaşır zarara.
Kullanmayı bilmezsen, iyi döner kötüye,
Kötü de bazen yücelir erdemmiş gibi.”
ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. en tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, aynı tat isteği, iştahı köreltir. onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin. hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır.
Öyle kaba, öyle hoyrattır ki, acıtır diken gibi.
Aynı tat isteği, iştahı köreltir.
Onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,
Hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır.
Binlerce kez iyi geceler sana!
ROMEO
Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa
Gülün adı değişse bile kokmaz mıydı aynı güzellikte
Sevgilim, şu meyve ağaçlarının tepelerini gümüşleyen Kutsal ay üzerine yemin ederim ki
JULİET
Yemin etme kararsız ay üstüne sakın;
Yörüngesinde her gece yön değiştiren ay gibi,
Değişken olur sonra senin de aşkın,
Ah Romeo, Romeo! Neden Romeo’sun sen?
İnkar et babanı, adını yadsı!
Yapamazsan, yemin et sevdiğine,
Vazgeçeyim Capulet olmaktan ben.
Büyük engellerde bulur, büyük hazzı insan.
Gülün adı değişse bile kokmaz mıydı aynı güzellikte..
Evet, orası doğu, Juliet de güneşi!
Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı.
Kızmak yerinde duramamaktır ; yiğitlik ise durup dayanmaktır.
Bu halin nedeni iyi öğütlerle giderilmelikçe
sonu karanlık ve uğursuz olur bence.
Öğrenebilseydik kederlerinin kaynağını seve seve bulurduk devasını.
Kederli saatler amma da uzun geliyor insana.
Görünüşte öyle nazik olan aşk nasıl da zalim ve hoyrat oluyor denenince.
Nefretten neler doğuyor ama daha çoktur sevgiden doğan.
Çünkü onun zulmünden aç kalan güzellik erişemez oluyor gelecek kuşaklara.
Öğret bana nasıl unutulur düşünmek.
Sonradan kör olan unutamaz daha önceden gördüğü değerli hazineyi.
Umutsuz büyük keder başka bir kaygı ile giderilir yeni bir zehir bul gözlerine öncekinin öldürücü zehri kaybolur.
Yüzüstü düşüyorsun ha? Sırtüstü düşeceksin aklın erdiği gün.
Bakmak sevmeyi uyandırsa bakarım sevmek için.
Çünkü erdemimiz bir kez zekamızdaysa beş kez niyetimizdedir.
Bulunmak istemeyeni aramak boşuna.
Yarayla alay eder hiç yara almayan.
Ah romeo romeo! Neden romeosun sen? İnkar et babanı kendi adını reddet bu elinden gelmezse yemin et beni sevdiğini vazgeçeyim ben capulet olmaktan.
Adda ne var ki? Şu bizim gül dediğimiz aynı güzellikte kokmaz mı bir başka ad alsa da.
Juliet:kimin yardımıyla buldun burayı
romeo: aramaya başlatan aşkın yardımıyla o bana akıl verdi ben de ona göz oldum
Juliet: bin kez iyi geceler sana
romeo: bin kez beter olur gece senin ışığın yoksa.
Tutsaklığın sesi kısık olur gür konuşamaz.
Öyle tatlı bir keder ki ayrılık sabaha kadar iyi geceler diyeceğim ben artık.
Aşkın habercileri düşünceler olmalı.
En tatlı bal bile tadıla tadıla bıkkınlık verir aynı lezzet iştahı köreltir onun için ölçülü sev de uzun sürsün sevgin.
Hızlı giden yavaş kadar geç varır hedefe.
Katillere acımakla cana kıyanlar bağışlanmış olur.
Ölçülü keder sevgiyi gösterir ama ölçüsüz keder akılsızlığı işarettir
Cehennem yolu iyi niyet taşları ile döşelidir.
-İçine batmak için aşkına yüklenmelisin,
Öyle duyarlı bir şeye sen çok ağır gelirsin.
Neden böyle güzelsin hâlâ?
Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü âşık oldu sana?
Kim bilir ne tatlıdır aşkın kendisine kavuşmak!
Kim bilir ne tatlıdır aşkın kendisine kavuşmak!
Bu kadersiz aşığa dansta eşlik eder misiniz?
Juliet:
Dans hafif ayakkabı ister.
Benim ruhum kurşun gibi ağır
Güneş, kederinden gösteremiyor yüzünü.
Ama teşekkür ederim, sevgi niyetine verdiğiniz nefrete bile
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!
Ölümünü hızlandıran bir şey olur ancak.
Tanrı neşenizi sevgiyle öldürmenin yolunu buldu.
Ben de, sizin kavganıza göz yummakla
iki akrabamdan oldum.
Hepimiz cezalandık.
Romeo: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.
Gülün adı değişse bile kokmaz mıydı aynı güzellikte?
Geri dön, toprak gövde, dön de bul yüreğini.
Öyle bir bağlanmışım ki, yükselemem
Biraz olsun sıkıcı kederimin ötesine,
Batıyorum aşkın ağrı yükü altında.
Bir örümcek ağına asılsa bile
Yine düşmez sevdalı insan;
Öylesine hafiftir aşk denilen kuruntu.
şiddetle son bulurlar.
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
Ben bile yorgun benliğime fazla geldiğimden
Onunkine değil, kendi gönlüme uydum,
Benden kaçandan kaçtım seve seve.
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
Yüreklerinde değil de gözlerindeymiş demek.
Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
Ne olur ah, bilseydi sevgilim olduğunu!
Konuşuyor, ama bir şey de demiyor;
Ne çıkar anlatıyor ya gözleriyle
Karşılık vereceğim ben de!
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar, aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.
Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni, genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.
William Shakespeare