İçeriğe geç

Ruhu-l Furkan Tefsiri Kitap Alıntıları – Mahmud Ustaosmanoğlu

Mahmud Ustaosmanoğlu kitaplarından Ruhu-l Furkan Tefsiri kitap alıntıları sizlerle…

Ruhu-l Furkan Tefsiri Kitap Alıntıları

Imam-ı Şafiî (rahimehullah) :
Bütün ümmetin alimlerinin söylediklerinin tamamı, sünnetin (hadis-i şeriflerin) şerhi, bütün hadis-i şerifler de Kur’an’ın izahıdır.
Ibni Abbas (radıyallahu anhuma) şöyle buyurmuştur : Bir kimsenin namaza üşenerek kalkması mekruhtur.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Her kul, öldüğü hal üzere dirilecek (mahşerde toplanacak)tır.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sünnetimden dönen benden değildir.
Ulema buyurmuştur ki :
Bir adamın bir günah işlediğinde görürsen bil ki ,o günahın başka kardeşleri de vardır.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Gerçek muhacir , ALLAH’ın yasaklarını terkedendir. buyurmuştur.
Ibni Abbas (radıyallahu anhüma) : Kulun devam ettiği her günah büyüktür.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki ,onlar içinde dinini hakkıyla tatbik etmeye sabreden kişi ateş közünü elinde tutan gibidir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Şüphesiz ki, bu ümmetten ilk kaldırılacak olan haya ve emanettir. O halde siz ALLAH(-u Te’âlâ)dan bu ikisini isteyin.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): Benden sonra gelip beni görmeden bana inanacak kardeşlerime ‘vah benim hasrerim!’ diyerek onlara kavuşma temennisini açıklardı. (Kurtubi :5/107)
Ibni Abbas (radıyallahu anhuma) buyurmuştur ki : Kulun devam ettiği her günah küçük de olsa büyüktür. Tevbe ettiği günah ne kadar büyük de olaa büyük değildir.
Ölmeden önce, diller tutulmadan evvel,
Kendin için ümitli bir tevbe takdim eyle
Ulema buyurduki:
Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır

İmamı Ebu Yusuf’a bir meseleden sorulduğunda :
*Bilmiyorum* dedi.
Bunun üzerine ona;
*Beyt-ül malden her gün şu kadar rızıklanıyorsun da*,*sonra Bilmiyorum diyorsun* dediler.
Oda cevaben:
*Ben ilmime göre rızıklanıyorum*,*eğer cehlim (bilgisizliğim) miktarınca rızıklansaydım,dünyanın malı bana yetmezdi* buyurdu.

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)e Senin âlin kimdir? Ya Resulallah! diye sorulduğunda ,
Her takva mümin benim âlimdir. buyurmuştur.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Yediyi alan (yedi uzun sureyi , Bakara ,Ali Imran, Nisa, Maide, Enam ,Araf ve Tevbe surelerini okuyup amel eden) alimdir.
Ulema buyurdu ki:
En akıllı kişi akıl sahipleriyle istişare yapmaktan müsteğni (ihtiyaçsız) olamaz.
En iyi koşan hayvan bile kamçısız duramaz.
En Takva kadın da kocasız yapamaz.

Ruhul Beyan.

Imam-ı Katade : Söylenmeyen ilim harcanmayan hazine gibidir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Dünya aldatır, zarar verir ve geçip gider.
Korkan kişi ,ağlayıp gözünü silen değildir, gerçekten korkan , azabolunacağı işten vazgeçendir.
Şeytan : Bunların tevhidleri sahih ve peygamberlerinin sünnetine uymaları kuvvetli olduğu için bunlardan da bir şey elde edemezsiniz, lakin bunlardan sonra bir cemaat gelecek ki , gözleriniz onlarla aydın olacak , onlarla istediğiniz gibi oynayacak ve onları nefsani isteklerinin yularlarıyla dilediğiniz tarafa çekeceksiniz, istiğfar etmeyecekler ki affedilsinler , tevbe de etmeyecekler ki günahları sevaba döndürülsün. dedi ve dediği gibi de oldu.
O halde kul , nefsi emmareye galip gelebilmek için ALLAH’u Te’âlâ’ya çok yalvarmalıdır, zira nefsinin keyfine uyduğu takdirde , o nefis onu alçakların en aşağısına indirecek ve o , dünyasını da ahiretini de kaybedecektir.
Ey Musa! Bana itaatta cimrilik edene ben rahmetimle nasıl cömertlik edeyim?
Amelsiz cennet istemek, günahlardan bir günahtır.
Sebebsiz şefaat beklemek, bir nevi aldatmaktır.
Itaat edilmeyen zattan , rahmet dilemek ise , cehalet ve ahmaklıktır.
Zira bazı günahlar, son nefeste sahibini imandan mahrum eder. Nitekim sıla-i rahmi terketmek , ana babaya karşı gelmek , faiz yemek , emanete hıyanet etmek bunlardandır.
Şu kadar ki ibadet , cennetteki dereceleri kazanmaya vesiledir , binaenaleyh cennete giren kimae ameli kadar derecelere nail olur.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) :Karanlık gece parçalarına benzeyen fitneler zuhur etmeden amellere şitab edin (süratle iyi amelleri işleyin. Zira o fitneler zuhur ettiği vakit) kişi mü’min olarak sabahlayacak ; kafir olarak akşamlayacak yahud mü’min olarak akşamayacak kafir olarak sabahlayacak, dinini bir dünya metaı mukabikinde satacaktır. buyurdu.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Nefsim Kabza-i Kudretinde olan (kudret elinde bulunan ALLAH’u Te’âlâ’y)a yemin ederim ki ,elbette iyiliği emredecek ve mutlaka kötülükten menedeceksiniz ,ya da yakında ALLAH(-u Te’âlâ) sizlerin üzerinize kendi tarafından bir azap gönderecektir. Sonra , siz Ona dua edeceksiniz de dualarınız kabul edilmeyecek.
Hepiniz hayra davet eden bir ümmet olun
Müttaki’nin alameti dörttür.
1. Şeriatın sınırlarını koruma,
2. ALLAH’u Te’âlâ’ya itaatta son gücünü harcama,
3. Sözde durma,
4. Elde olana kanaat.
ALLAH’ın peygamberleri ahirete intikal etmiş, ALLAH’ın kitabı ise ,ALLAH-u Te’âlâ tarafından size bir rahmet ve nimet olmak üzere aranızda kalmıştır.
Mevlâ Te’âlâ: Kafirlere uyarsanız , imanınızdan sonra, sizi kafirliğe döndürürler. buyurarak , müminleri imanda sabit olmaya davet etmiştir.
Mevlâ Te’âlâ’ya kavuşma yoluna çıkan bir kişi bu yola mani olacak lüzumsuz ve fuzulî her şeyi bırakıp, maksuduna kavuşmak için bütün sevdiklerini feda etmelidir.
بين الرجـل وبين الشرك والكفـر ترك الصلاة
Kişi ile şirk (Allah-u Tealâ’ya ortak koşmak) ve küfür (Allah-u Tealâ’yi inkâr etmek) arasında, namazı terk vardır. Yani namazı terk ede ede şirke ve küfre adım atmış olur ve son nefeste imanı tehlikeye girer.
Muhakkak ki müminler felâha ermişler (korktuklarından emin, umduklarına nail olmuşlar) dır. O müminler ki, namazlarında huşu edicidirler (kalpleri Allah korkusuyla dolu bütün uzuvları sakin ve mutmeindir, yerli yerindedir). Ve onlar boş (lâkırdılardan ve faydasız) şeylerden yüz çeviricidirler. Ve onlar Zekât (vazife) lerini yapıcılardır.

(Müminun Suresi: 1-4)

Şeyh Safî (kuddise sırruhu) Hazretlerine : Bir mürid, bütün manevi mertebeleri geçtiğinde henüz ulaşamadığı bir mertebe kalır mı? diye sorulduğunda: Evet, ALLAH’u Te’âlâ’nın kendisini kabul edip etmediğini bilmesi kalır. buyurdu.
Bu imanı ikrar ettiniz mi ?
Ilmiyle amel etmeyen alim ,bilgisizce amel eden kişi gibi , Mevlâ Te’âlâ ile tam bir nisbet kuramaz.
Amellerin karşılığını bulacaklar
İbni Mesut r.anh dan rivayet edilmiştirki:
Sevadı azam
(en büyük karaltı cemaat)
Hak üzere olanlardır
VELEV BİR KİŞİDE OLSA!!!
Şüphesiz biz sizin yapmakta olduklarınızı yazmaktayız. (Casiye suresi 29’dan)
Imam Zeccac’ın buyurduğu göre, ALLAH’u Te’âlâ’nın kullarına yapmalarını emrettiği şeylerin tamamına din denir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Bildiğiyle amel edenin ALLAH’u Te’ala bilmediklerinin ilmine varis kılar (ona bilmediklerini zahmetsizce öğretir). buyurdu.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Muhakkak müslümanın sadakası ömrü arttırır ve kötü ölümden kurtarır. ALLAH(-u Te’ala) onun (sadakası) sebebiyle kibri , fakirliği ve fahirleme (övünmeyi) giderir.
Sabit ibni Aclan el Ensarî (radıyallahu anh) : ALLAH (-u Te’ala Hazretleri) yer halkına azap etmek istediğinde, bir hocanın çocuklara Hikmet (Kur’an) öğrettiğini duyunca azabı onlardan çevirir.
(Tefsir-i Kurtubî:3/330)
Şeytan fakir olduğu için fakirlikte korkutur ve fahşayı emreder. Fahşa bütün kötülükleri içine alan bir isimdir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki , o devirde kişi ele geçirdiği malı helâlden mı haramdan mı kazandığına hiç aldırmayacak. buyurmuştur.
İmam-ı Kureyşî ,Letaiful İşarat’ta buyurmuştur ki : Eza , iyilik yaptığın kişiye iyiliğini hatırlatmandır.
Bir ilimden diğerine geçmek ise , gönlü açar ve kalbi ferahlandırır.
Ebud Derda (radıyallahu anh)dan rivayet edilen :
Peygamberler ne bir altın ne de bir gümüş miras bırakmamış ancak ilim miras bırakmışlardır. (Tirmizi,ilim:19,5149)
Hafız Sa’dî buyurmuştur ki :
(ALLAH’dan gayrisiyle) alâka kurmak ,(Mevlâ ile kul arasında) perdedir ve (kulun , Mevlâ’ya yakınlıktan hiç bir şey elde edememesidir. O hâlde o alâkayı kopar ki vasıl olasın.
ALLAH’u Te’âlâ : Ben , Beni zikredenin meclis arkadaşıyım. buyurmuştur.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kadın, dört (hal ve sıfatı) için nikah olunur : Malı için, soyu için, güzelligi için, dini için. (Ey mümin! Sen bunlardan) dindar olanı ele geçirmeye bak. (Eğer dediğimi yapmazsan) iki elin fakirleşir.
Zemahşerî’nin edebiyatlı sözlerindendir :
Kendi cinsinden olmayanla oturmak isteme (çünkü en şiddetli azap odur).
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim, zarla oynarsa şüphesiz ALLAH’a ve Resulüne isyan etmiş olur.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) :
Sarhoş edici her şey hamr ve her hamr haramdır. buyurmuştur.
Hazreti Ali (radıyallahu anh)ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: İçkiden bir damla kuyuya düşse ve orada bir minare bina edilse , ben o minarenin üzerinde ezan okumam ve bir damla içki denize düşse, sonra o deniz kuruyarak yerinde otlar bitse , hayvanımı orada otlatmam. (Alusî:2/112)

İbn-i Ömer Hazretleri’nin şöyle buyurduğu rivayet edildi : Parmağımı içkiye soksam ,o parmak bir daha bana tabi olamaz , yani onu keserek kendimden ayırırım. (Alusi:1/112)

ALLAH’u Te’ala: Ey Âdemoğlu! Sen ver , bende sana vereyim. buyurdu.
Mevlâ Te’ala bu ayeti kerimenin sonunda: Şeytanın adımlarına (izlerine) uymayın. buyurmuştur.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Dünya bir metadır; dünya metasının en hayırlısı ise saliha kadındır. buyurmuştur.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Her kim ALLAH yolunda bir şey harcarsa ,ona (verdiğinin) yediyüz kat(ı sevap) yazılır. buyurdu.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Günahına tevbe eden ,hiç günah işlememiş gibidir.
Hadis-i şerifte rivayet olunmuştur ki :
Üç şeyi muhafaza eden ALLAH’ın gerçekten dostudur. O üç şeyi zayi eden de ALLAH’ın hakikaten düşmanıdır. (Bunlar da) namaz , oruç , cünüplükten yıkanmamaktır.
Kısasta dünyaca hayat olduğu gibi , ahirette de hayat vardır. Zira katil dünyada kısas olunca , ahirette öldürmenin mesuliyeti ve cezasından kurtulup , ebedi hayata kavuşacaktır.
Kısas olmadığı taktirde ise ,dünyada müebbed (ölünceye kadar) hapis cezası çekse bile ahirette yine öldürme suçundan mesul olup uzun zaman cehennemde kalacaktır.
Bilinmelidir ki günahlar üç türlüdür:
1. Kul ile Mevlâ Te’âlâ Hazretleri arasında olanlardır. (Zina gibi)
2. Kul ile Mevlâ Te’âlâ Hazretleri’nin emrettiği ameller arasındaki günahlar (Namaz gibi)
3. Kul ile diğer kullar arasındaki günahlardır.
Dua etmek isteyen kimse helal ve harama , başkalarından ziyade dikkat etmelidir.
Âkâmül Mercân kitabında zikredilmiştir ki , şeytanın verdiği vesveseler altı mertebede toplanır.
1. Küfür, şirk ve Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)e düşmanlık.
2. Bidat (Ehli sünnetin dışında kalan batıl inançlar)

Şeytan bunu da beceremeyince beşinci mertebeye intikal eder o da , kişiyi sevabı ve azabı olmayan mubahlarla meşgul etmesidir ki ,böylece kişiyi sevaplı işlerden alıkoyar, bunu da yapamazsa altıncı mertebeye intikal eder ki , o da kişiyi üstün amellerden alıkoyup biraz daha düşük olan amellerle uğraştırmasıdır. Bazı kere de kişiyi ibadetten tamamen soğutmak için çok zor işlere koşar. Iki rekât nafile namaz kılmayı adet edene yüz rekât kıldırıp bezdirmesi gibi.

Kurtubî Tefsirinde zikredildiğine göre, Sehl ibn-i Abdullah (radıyallahu anh) buyurdu ki : Kurtuluş üç şeydedir ; 1-Helal yemek, 2-Farzları yerine getirmek, 3-Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)e uymak.
Ebu Abdillah es-Saci (radıyallahu anh) buyurdu ki : Beş haslet vardır ki ,ilim onlarla tamamlanır. 1-ALLAH’u Teâlâ’yı bilmek, 2-Hakkı (doğruyu) bilmek, 3-Amelleri sırf ALLAH için yapmak ,4-Sünnet üzere amel etmek, 5-Helal yemek. Bunlardan biri bulunmadığında ameller (Mevlâya) yükseltilmez.
İbn-i Abbas (radıyallahu anh) : Kur’an’a uymayan her şey şeytanın adımlarındandır.
Şairin dediği gibi:
Her haramın verdiği sarhoşluk, şarabın verdiği sarhoşluk gibi belli olsaydı, o zaman cihanda kim sarhoş kim ayık bilinirdi.
Ibn-i Cerir (radıyallahu anh) :
Şüphesiz (Levh-i Mahfuz’a) yazılan ilk şey: Ben Tevvabım , tövbe edenin tövbesini son derece kabul ederim.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Her kim ,akşamdan sonra altı rekât kılarsa günahları denizin köpükleri kadar olsa da affedilir. buyurdu.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : Bir kula şu dünyada iki rekât namaz kılması için izin verilmesinden (iki rekât namaz nasip edilmesinden) daha hayırlı hiç bir şey verilmemiştir. buyurdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir