İçeriğe geç

Haziran, Tekrar Kitap Alıntıları – Haydar Ergülen

Haydar Ergülen kitaplarından Haziran, Tekrar kitap alıntıları sizlerle…

Haziran, Tekrar Kitap Alıntıları

en gerekli olduğu anda haleti ruhiyem yanımda değil bilmem ki yalnız ben miyim haleti ruhiyesi tarafından terk edilen?
Şimdiden teşekkürler
bir anıyı böyle
dayanıklı kılan iyiliğine,
aşkın ve haziranın trenini kaçırma!
– Yalnızlık kokuyorsun demiş miydi Edip Bey,
öyleyse haziran kokuyorsun demiştir bir de
şunu: Bir anıya bir başka anıdan ne
kalır, elbet aşkın ortasında haziran kalır!
derinsin birde, içlisin.her şeyin bir gürültüsü var da,kimsenin sesinde sendeki sessizliği hissetmedim.
toplumların umutlarını kırmak,bir ülkenin geleceğini karartmaktır.
İnsanların birbirine ‘geçmiş’ armağan etmesi, gelecek armağan etmesinden daha zordur
Yalnızlığınızı üstünüze alın, ıslanacaksanız kendi yalnızlığınızdan ıslanın
Bir bakış bulamadığındandır gözün susması
Ölüler kardeştir, kardeşliğin toprağında uyurlar, uyanırlar ve bize bakarlar. Güzel bakarlar, içli bakarlar, yorgun, dalgın, kırgın bakarlar ve sorarlar: Neyi paylaşamıyor sunuz?..
Her şeyin bir gürültüsü var da, kimsenin sesinde sendeki sessizliği hissetmedim ..
Sen bir çift kanat istiyorsun, ben onu bir turna kuşuna konduruyorum
Senin kanatların nereye açılırsa, bulutlar da oraya gidecek, biliyorum. Ben bir işaret bile değilim artık, yalnızca uçuşan kelimelere tutunmaya çalışıyorum
Sen bir çift kanat istiyorsun, ben onu bir çift kelimeye konduruyorum
Rüzgâra tutacak yüzüm yok ve bir esenlik aradığım uçurumlar yalnızca sözlerden ibaret
Çocuk susarsa, içinde bir zalim büyür .
Korkarım fazla yalnız çocuktan, korkarım uzun susmalarından .
Ey şair, hazirana mektup yazmayı unutma!
O haziran ki yılın ortasında durmakla değil, aşklara başlangıç olmakla meşhurdur; yüreklere su değil, ateş serper
Şehirde siyah arıyorlar, saçlarımızı karanlık sanıyorlar. Siyah başka, karanlık başka. Üstümüzdeki siyah, dildeki karanlıktan elbette daha aydınlık. Gözlerimiz siyah ve akşam gibi bir şey anlaşılsa da bundan, kimseye karanlık çökmüyor bakışımızdan
Sanki kelimeler karanlığımız. Söyleyince de, yazınca da, susunca da
Sanki kelimeler duvarımız. Örülünce de, yıkılınca da, çarpınca da
Karanlığımızdan kurulan yeni şehirleri görmüyor musunuz, bu çöplük kokmuyor mu, her gece üstümüze yıkılacak bir dağ gibi büyümüyor mu fazlalıklarımız?
Yıllardır postacı uğramamış bir evin şaşkınlığı var üzerimde
”yalnızlığın bir kelimeden ibaret olması sizi yanıltmasın, dünyanın en uzun cümlesidir.”
”yalnızlığın bir kelimeden ibaret olması sizi yanıltmasın, dünyanın en uzun cümlesidir.”
sen bir çift kanat istiyorsun, ben onu bir çift kelimeye konduruyorum.
sanki kelimeler karanlığımız, söyleyince de, yazınca da, susunca da, okuyunca da. sanki kelimeler duvarımız, örülünce de, yıkılınca da, çarpınca da..”
yalnızlığın bir kelimeden ibaret olması sizi yanıltmasın, dünyanın en uzun cümlesidir…”
İnsanlar dünyaya bir günlüğüne gelmişler gibi yaşayabilecekleri her şeyi bir güne sığdırmak için neler yapıyorlardı, anlatamam!
Çocuk değilsin bayım ama anladığım kadarıyla büyümeyi de becerememişsin!
Yavaş yavaş biriktirip hızla yitiriyoruz. Yavaşlığı da hızla yitirdik. Bazı şeyleri hiç tanımadığımız için yitirdik.
Hatırladığınız her ne olursa olsun, adını haziran koyun.
İnsanlar dünyaya bir günlüğüne gelmişler gibi yaşayabilecekleri her şeyi bir güne sığdırmak için neler yapıyorlardı, anlatamam!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir