İçeriğe geç

Pulbiber Mahallesi Kitap Alıntıları – Didem Madak

Didem Madak kitaplarından Pulbiber Mahallesi kitap alıntıları sizlerle…

Pulbiber Mahallesi Kitap Alıntıları

Çocuk kalmak iyiymiş, biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı.
Geçmiyor zapta nedense hiçbir sözümüz
Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna!
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa
İntihar süsü vermek istiyorum kendime
Yılbaşında falan hediye olarak
Bir mektup falan yazsam sana
Kalbine mektup yazamıyor insan
Üstümü ara
Cebimdeki şiiri usulca kaydırayım senden tarafa
Ellerimi de kaldırdım bak
Hazırım tutkumu tutukla.
Şiirsizim
Bir şiir senin ismini ağrı koyar mıydı sanıyorsun İstanbul?
Ben bu şiiri kusarak yazdım.
İçime dokunan bir halin vardı.
Gelene git diyemem zaten yalnızım.
Gelene git diyemem zaten yalnızım.
Ne bir kimseyi göresim var, ne konuşasım bir kimseyle
Hayır, insanları sevmiyorum efendimiz
Pardon diyorum ayağıma bastığında dünya
Yüzüm geçit verirse gülümserim birilerine
Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna!
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa
Ay sedefe yakalanmış yüzüyle
Saklanırdı bulutların arasında
Bana artık büyü diyorlar
Kar tanrı kokuyor oysa Füsun, bilmiyorlar.
Ellerimi de kaldırdım bak
Hazırım tutkumu tutukla.
İnsanlar aradığında gelmezler, aramadığında keşke beni çağırsaydın derler.
Kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir.
Sözler ağır alışveriş torbaları gibi
Gitgide taşınmaz olur Efendimiz
Aynaya bakma, dağılırsın!
Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma
Alınırsın!
İyi bir şeyler olsun artık hayatımızda
bazı geceler dilimi tutan pası ovar ve inançlarımı geri isterdim. ümitvar acılarımı geri isterdim. benimle konuşmalarını isterdim. bana söyleyin derdim. beni böyle çaresiz, beni böyle derbeder bırakmayın derdim. ben söyledim. böyle söyledim. kısa ve sert söyledim. bunu sadece ve sadece ..
Kalbi kırık öleceğim mi sanıyorsunuz
Hiç
Dönen dönsün benim başım dönüyor
Ne zaman gizlemeye niyetlensem kendimi
İtirafın dibine vuruyordum.
Çocuk kalmak iyiymiş, biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı! -Hikmet Benol
Mahallemizde bütün talih kuşları kuş gribi olmuştu.
Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna!
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa
Bütün rekleri mezun etmişler hayatlarından
İnsanlara uyanmalarını kim söylüyor Füsun
Kim sabah oldu diyor onlara?
Bu adamın adı Herşey, göbek adı Kontrol ve soyadı da Altında idi. Onun öğütlerini tutmadım. Kötü bir adam değil, sadece anlaşamı­yoruz.
Tanrı olsaydı kesinlikle kitap yazmazdı. Olmadığını buradan anlı­yoruz.
Zavallı kendim!
Tasfiye edilmiş bir merkez komite üyesi gibisin.
Noel Babalar sakallı değil sakarlar, biliyor musun dedim Zeyna’ya
Tıraş olurken yüzlerini kesip bir paket pamuk yapıştırıyorlar
esasında Aslında kaymak gibi adamlar.
Kimbilir bu gidişin dönüşü olacak mıydı?
Bir yıldız gibi kayıp gitmesinden korkuyorum diye Yıldızımın sivri uçlarını törpülüyordum ben o sıra Kullanılmayan tabut kapaklarıyla
Aramızdan geçen zamandı, biliyorum kanatları vardı
Kim bilir bu gidişin dönüşü olacak mıydı?
Mahallemizin bütün talih kuşları kuş gribi olmuştu.
Terk edilmiştim bu kesindi. Şimdi geriye gözleri ketılın ışığı gibi yanıp sönen kediler kalmıştı. Bir farkla ki kediler su kaynatmazdı ve kediler insanı yarı yolda bırakmazdı.
“Bir aydınlanma ruhu içinde felaket yalnızdık.”
Günahlarımı çıkarıp ceplerimi ters yüz etmiştim çoktan. Dil çıkaran bir cesetmiş diyerek sanki hayat
Kendime karşı büyük taarruzun son gününde
Güneşten bir ışın kılıcı koparıp savaştım. Benim diyerek, kılıcım zannederek
“Çünkü sahibini görmediği sesleri şiir sanır insan.”
Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna!
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa
Sen yanımda olmadığından teyelliyorum ruhumu hicranıma.
Kelimelerin mezarlığında gece bekçisiydim
Dirilecekleri günü bekledim.
Çözülmemiş cinayetler oratoryosu yazıyoruz
Kadınlar öldürülmesin senfonisi
Şeker de yiyebilsinler notalarla!
İçim ezildi geçen gün,
Geçen ay, hatta geçen yıl da biliyorsun
Sen yanımda olmadığından.
Kalbi delik, dikizliyor durmadan hayatı ordan.
Hey ahbap ben arada bir fikir buluyorum
Kuşlar için küçük şemsiyeler yapabiliriz
Böylece yağmurda ıslanmazlar
Ve içimdeki ağır sözler için de şemsiyeler
Böylece paraşütle iner gibi hafiflerler
Şiirin içine girerken
128 Dikişli Şiir
Satırlar artık bomboş
Karnımda hissiz bir şiir var
İçimde durmadan bölünen şiirler
Birlikte yok olacağımız şiirler
Birlikte unutulacağımız şiirler
Hiç borcu olmamış şiirler
Ve bu yüzden çok acıyan şiirler..
Bu mahalleye Cenevizlilerden kalmışım
Bir elli altı santimlik bir kule olarak
Ferman tarihinse
Göğe doğru uzanan bu beden de bizimdir icabında.
Kelimelerin tadına bakıyorum
Zehrinden korktuğum acı kelimeler yutuyorum yanlışlıkla.”
Saçlarımın ucundan başlıyor artık kırılma
Pardon diyorum ayağıma bastığında dünya
Yanaklarım ıslanmakta lakin gözyaşlarım durgun ve akmamakta, gözlerimde yuva yapmış bir durumda bu yaşlar, hüzün alabildiğine var, gözlerim alabildiğine dar bu gecelerde bu gözyaşlarıyla
Kalbi kırık öleceğim mi sanıyorsunuz
Kelimelerin mezarlığında gece bekçisiydim
Dirilecekleri günü bekledim
Süt deyince hep müstehcen şeyler geliyor aklıma
Şiirde tam pansiyon kalıyorum Füsun
Tonton kediler var bu mahallede hepsi de yazılıyor bana
Ben sütleri hiç dökmüyorum Füsun, kediler aleminde raconsuz bir davranıştır zira.
Kelimeler birer birer ölüyor
Kalem büyüsünü kaybediyor
Rutubetten akmayan tuzluklardan farkımız yoktu
Dokunsalar dağılırdı iyi pişmiş kurabiyeler gibi kalbimiz
Kıtırdı ve çıtırdı
Pardon diyorum ayağıma bastığında dünya.
Takatim yok o kadar
Beklemek üzerine felsefe kitabıydık
Her şeyi bekliyoruz diyorduk
Hayattan ne beklediğimizi soranlara
”Her şeyi ” deyip iğrençlerimizi dişliyoruz
Her şeyin kırığının alındığı
Voltajı düşük fakirhaneler gibiydik.
Gerçek hayat kaptanı bir sevgilim oluyor uzaklarda.
Onu düşünüyorum burnumdan dumanlar çıkararak
Kütüğümde gözlerinden öpebilmek için dünyanın
Bazı yarım işleri artık tamamlıyorum
Bazı yarım şiirleri
Bazı yarım baş ağrılarıyla.
Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna!
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa
Beklemek üzerine felsefe kitabıydık..
Acı aniden diner yağmurun dindiği gibi
Bazen sadece Tanrı öyle istediğinden
Sadece bir mağarada resim çizerim belki
Rüyaların büyük harfle başladığı bir ülkede
İçimde durmadan bölünen şiirler
Birlikte yok olacağımız şiirler
Hiç borcu olmamış şiirler
Ve bu yüzden çok acıyan şiirler
Sonra ağrılar, sonra hastaneler ve sonra doktorlar
Şeker donup yapışıp kalıyor kağıda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir