Leyla Erbil kitaplarından Üç Başlı Ejderha kitap alıntıları sizlerle…
Üç Başlı Ejderha Kitap Alıntıları
Leyla Erbil kitaplarından Üç Başlı Ejderha kitap alıntıları sizlerle
Üç Başlı Ejderha Kitap Alıntıları
çığlıklarla dolu dünyada bir çığlık da benden,,, işitiliyor mu der,,,
,,, gazete okumuyorum,,, TV’yi de kapatıyorum,,, Azrail Manastırı’na döndürdü medya bu memleketi yavrum benim,,, biz seyrettikçe canavarlaştırıyor kendini,,, biz-halk şiddete olan düşkünlüğümüzle yaratıyoruz ejderi,,,
,,, tiyatrosuyuz sanki hayatımızın,,, elden ne gelir,,,
,,, ama insan zorunlulukların da yarattığıydı ya hani,,,
,,, olamıyor insansız bir türlü,,, ne kadar özense de yoğunlaştırmaya yalnızlığını,,,
,,, adil olmayan her şey doğal sayılmıştır uygarlığımızda,,, kimse ses çıkaramaz olmuştur artık,,, binlerce yılın getirdiği düzen,,, uygarlaştırma budur,,, herkesin olanla yetinmesi,,, başkaldırı eskidi,,, başka yollar bulmalı,,,
Sen de bak bak, dövülmüş sövülmüş ağızlarına ahiret ateşinden gem takılmışçasına korkutulmuş çaresiz insanlarını gör güzel ülkemin ki, korktuklarından habersiz korkuyla zinaya girmişler sanki
akşamüstleri,,, bir kağıt parçası elde,,, pineklediğim eşikten yere itekliyor sanki beni,,, yeniden kalkışmaya çağırıyor,,, yoksa o değil kendim mi,,, belki sadece başını dayayıp cama dışarılara bakan bir bitkin adam gibi tarihine, anılarına mı bakıyor benimle,,, tam da erdemlerinden kimseyi yararlandırmamaya ahdetmiş kör bir kabusa dönüştürmüşken benliğimi,,,
tiyatrosuyuz sanki hayatımızın,,, elden ne gelir,,, son,,,
ardından kestim yürümeyi,,, göçü,,, yerleşik düzeni seçtim,,, konuşmuyorum da pek kendi kendimle şimdi,,, yaşıyorum sadece gizli düşüncelerimle,,, oturup eşiğimde,,, yaşa yaşa ol temaşa,,, sıkıldım mı insanlara bakmak,,, gelip geçene,,, iyileştirir beni,,, sen de bak bak,,, dövülmüş sövülmüş ağızlarına ahiret ateşinden gem takılmışçasına korkutulmuş çaresiz insanlarını gör güzel ülkemin ki,,, korktuklarından habersiz korkuyla zinaya girmişler sanki,,,
Akarsu gibidir insan bilirsin kızım,,, giriverir biçimden biçime,,, öyle bir toprakta yaşıyoruz ki,,, eski bir duyguyu yeniden yaşar gibi sürekli,,,
kaç yıldır okuyorum ben bu parçayı,,, acı derinleştirir insanı dedim genç dostuma,,, çukura doğru büsbütün derinleşirsin,,, gireceğin çukura,,, okuduğun bir kağıt parçasıdır ama,,, şaheserleşir, alır seni altına, toprak altına, sarnıca döndürür,,,
bekledim,,, ardından kimden öç alacağımı bilemedim,,, katilleri o kadar çok ki adalet isteyenlerin,,, bekledim bekledim,,, ardından,,, onları nasıl öldüreceğimi bilemedim,,, ardından,,, ardından bu duruma düştüm,,, olanlar oldu,,, uygarlaştırdılar bizi,,,
başka bir yok oluş benim öyküm,,, üstüne dönüp durduğum anafor der,,, kimsenin işitemeyeceği uzaklığa kadar koştum,,, çığlıklarla dolu bir dünyaya bir çığlık da benden,,, işitiliyor mu
adil olmayan her şey doğal sayılmıştır uygarlığımızda,,, kimse ses çıkaramaz olmuştur artık,,, binlerce yılın getirdiği düzen,,, uygarlaştırma budur,,, herkesin olanla yetinmesi,,, başkaldırı eskidi,,, başka yollar bulmalı,,, bulana kadar,,, burayı peyledim ben,,,
her şey üst üste,,, belki de iç içe ve dış dışa,,, zamansızlığa uğratılır insanın tarihi,,, yetişemezsiniz,,, değişmiş,,, gökyüzünden gayri,,, nohut oda bakla sofa benimkisi,,,
sürgün şimdi,,, eritildi savruldu süpürüldü,,, hangi iyi şey oldu bittiyse dünyada,,, hangi hareket,,, kuşaklar arasında,,, babalarla torunlar,,, analar ve kızları,,, gönüllü sürgün,,,
ilk cümlesi önemlidir,,, sonunu bilmediğim bir ilk cümle fırlatır ortaya: ”Böylece o hayata bir süre dayanma gücü elde ediyorum ”
Kendi kendime işkence ederek yaşamayı seçtim sonunda ben de, son veremedim yaşama çünkü.
bir türlü rahat rahat deliremedim,,, kaçamadım da,,,
sanırım yaşlandırmak istiyorum kendimi,,, yakınlaştırmak ölümü,,,
Neden ben de her gerçek deli gibi deli olup rahat edemedim bilmem ki,,,
Acı derinleştirir insanı
Neden ben de her gerçek deli gibi deli olup rahat edemedim bilmem ki,,,