İçeriğe geç

İki Yeşil Susamuru Kitap Alıntıları – Buket Uzuner

Buket Uzuner kitaplarından İki Yeşil Susamuru kitap alıntıları sizlerle…

İki Yeşil Susamuru Kitap Alıntıları

Buket Uzuner kitaplarından İki Yeşil Susamuru kitap alıntıları sizlerle

İki Yeşil Susamuru Kitap Alıntıları

Dünyaya nasıl bakarsanız öyle görürsünüz manzarayı..
“İnsan karakterini yaşamalı,” diyordu. ”Aksi halde başkasının hayatını yaşıyor demektir!”
Neden kedi seven/ Bir insan/ olduğumu/ Biliyorum da/ Kedisiz ve sevgisiz/ Getiriyorum/ Yaşadığım günlerin/ Yaprak döken sonunu?
Metin Altıok
Kıskançlık, sahiplenme hastalığının ölümcül bir sonucudur.
Bütün babalar neşeli, çok meşgul, çalışkandırlar ve kızlarını çok severler. Bütün anneler biraz mızmız ve oğullarına düşkün olurlar. Bütün kardeşler de ablalarıyla oynayacak denli büyümezler bir türlü.
Herkes kendi istediği yüzümü seçiyor, görmek için.
İnsanın en şiddetli hayal kırıklığı, kendi kendini uğrattığı değil midir?
Beş yüz yıldan beri ülkenin hiçbir yanında kimsenin sevinçten ölmediği ileri sürülüyor.
G.C. Lichtenberg
İnsan mutsuzluktan ölebilir!
Annesi, babası, çocuğu, sevgilisi, arkadaşı, kim olursa olsun, bir insan, öbürüne ulaşmak için göze aldıklarıyla sevilir. Öbürüne ulaşmak yürek ister. Göze alabilmek ister. Bir insandan bir başkasına geçmek, emek ister, sevgi ister, yürek ister. Bunlar bile köprüleri kurmaya yetmez bazen…
İnsan çok sevdiğine dokunmak ister. Dokunmak, sevgiyle yapılınca çok güzeldir!
Felsefe yapmak ölmesini öğrenmektir.
Felsefenin tek ciddi ve gerçek sorunu vardır: İntihar! Yaşamın yaşanmaya değer olup olmadığı felsefenin temel sorunudur.
Çocukların gözünde annelerin yaşı yoktur. Anne yaşı standarttır, evrenseldir!
“Yazmazsam tek yol intihardır.” A. Gide
Yaşamın yolu gibi ölmenin yolunu da kendimiz seçmeliyiz.
Sanıldığının aksine ‘bütün anneler güzel’ değildir! Gerçekte bazı anneler güzeldir. Çünkü kadınların hepsi doğuştan güzel değildir.
İnsanların yaşamlarını değerli kılın ve bunu onlara hissettirin. Böylece uzağa göçmek istemeyeceklerdir.
Keskin silahlar var oldukça o ülkede kargaşa artar!
Daha iyisini kurabilmek için kurmayı yeni bitirdiğimi yıkma cesaretini gösterebilmeliyim.
Sözlükler, anarşizmin temel olarak insanların devletsiz olarak hakça ve uyumlu bir düzen içinde yaşayabileceklerini, bir devlet sistemi kurulmasının insanlara zarar verdiğini savunan toplumsal felsefe ve siyasi akım olduğunu yazar.
Anarşizm kavramı, Yunanca ‘yönetimsiz’ anlamına gelen ‘an arkhos’ kelimesinden gelir.
Her şey bir günde olmadı.
“Çocukluğun kendini saf bir biçimde
akışa bırakması ne
güzeldi. Yiten bu işte!”
Nilgün Marmara
“Bir şeyler yapmaya karar verdiğimden,
fakat ciddi bir eser yazmak için uygun
durumda bulunmadığımdan, deliliğe bir
övgü yazarak neşelenmek istedim.”
Erasmus
Gözünde annesi hep anneydi ve çocukların gözünde annelerin yaşı yoktur! Anne yaşı standarttır, evrenseldir.
Kim bilir her çocuğun masalları sevmesi, her yetişkinin, oyuncakların büyülü dünyasına duyduğu açık ve saklı ilgi gibi birşey bu
Çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte!
gözünde annesi hep anneydi ve çocukların gözünde annelerin yaşı yoktur.Anne yaşı standarttır,evrenseldir!
‘İnsanın en çok korktuğu, başına gelir,’derler.Belki de katilin cinayet ortamına geri dönüp gitmesi gibi Bir Raskolnikov sendromu yani (Raskol’ün Rusçada ‘bölünme’ anlamına geldiğini biliyor muydun?)
Öyle şeyler vardır ki,ait oldukları kişiyle mezara gitmelidir!
Bazı insanlarla çalışmak başlı başına zevktir ama,onlarla başka şey yapılmaz.
Çabuk sevenler,çabucak kanı ısınanlar böyledir; çabucak da bırakırlar
Zaten, bazı konularda yapılan her açıklama, bilmek yolunu tıkayan bir önyargıya dönüşebilir. Kaldı ki, bilmek, her zaman çözüm getirmez.
Bir insana asla ulaşılamayacak anlar vardır. Kim olduğu, neyiniz olduğu, nasıl biri olduğu hiç önemli değildir. Gidilen bütün yolları, girilen bütün kapıları, görünen bütün perdeleri kapalıdır, kimse açamaz!
Çabuk sevenler, çabucak kanı ısınanlar böyledir; çabucak da bırakırlar.
Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden
Yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.
Başaracağınıza inanırsanız, mutlaka başarırsınız.
Kadınlar, erkeklerin onları eksik anladıklarından yakınırlar.
Duygusal konularda, bir kadın kadar duyarlı, ince, hassas ve kırılgan bir erkeğin olabileceğine inanmıyorum.
Neden mi? Çok basit! Çünkü bir erkek bir başka varlığa hayat kazandıramaz, ancak dolaylı olarak katkıda bulunabilir. Yani, bir erkek doğuramaz, bir insan yavrusunu içinde büyütüp, onu hayata kazandıramaz ya da hayatı o yavruya kazandıramaz.
Kıskançlık, sahiplenme hastalığının ölümcül bir sonucudur.
Espirili erkekler,yaşamı renklendirirler.
Bir kadınla erkek arasında kimyasal bir ilişki varsa ki- bu pek de zor değil- ilişkinin düşünsel yanını tamamlayan tek şey ‘anlaşabilmek’ tir. Bir ilişkiyi sürekli ve uyumlu kılabilecek tek tılsım budur.
Kendi kafanı, kendinin en büyük düşmanı olacak yönde geliştirmişsin.
Oysa hakimlik ve savcılık kadar, avukatlık da yapabilsen, biraz da kendini, kendine karşı savunabilsen, çok daha keyifli olacak yaşantın.
Adlar, yalnızca sembollerdir ve biz yaşantımız boyunca sembollerin ardından koşarız.
Kirlilik bir bütündür!
Hava, su, toprak birbiriyle etkileştiği gibi, kıtalar ve okyanuslar da, bu bütünün parçalarıdır. Ve yeryüzünde yaşayan kimse, hiç kimse bu tehlikeden korunamaz; rengi, ırkı, dili, para birimi ve cinsiyeti pek makbul bile olsa!
Ölüm her zaman ciddi bir iştir.
Beş yüz yıldan beri, ülkenin hiçbir yanında, kimsenin sevinçten ölmediği ileri sürülüyor.
Erkeklerin önemli kararlar arifesinde insiyatifi kadınlara bırakmasının aslı, sorumluluktan kaçma duygusudur.
Bir nesil geçer gider, başka bir nesil gelir, ama yeryüzü sonsuz sürer gider
Fiziksel hastalığı olan aspirin ya da tylenol alır, ruhu ağrıyansa karar alır. Öyle yaptım!
Mutlaka meslek sahibi olmalısın. Bir kadının en kıymetli mesleği, ‘anne’ ve ‘eş’ olmadan önce sahip olacağıdır.
Küçük çocuklar, annelerinin öptüğü yaraların iyileşeceğine nasıl inanırlarsa, birbirine aşık insanlar da küçük bir öpücüğün bulutları yok etme gücüne inanırlar. Ve her şey, inanmakla başlar.
Yaşam bir dizi sorunlar zinciridir.
Yaşam bir dizi sorunlar zinciridir. Bu sorunlara ağlamak sızlamak mı , yoksa onları çözmek mi istiyorsunuz?
Kendi hayatını düşünmeyi bırakırsan, yaşamın boyunca hep başkaları için yaşarsın ve herkes buna alışır.
Okulun en güzel kızı değildim.En zekisi,en çalışkanı da olmadım hiç.Ama güzeldim,çalışkandım ve zekiydim.Bunlardan çok dozda birine sahip olmak yerine,üçünden uygun miktarda yan yana bulundurmak bir kadına nasıl yakışır,şimdi görebiliyorum.
Gülmek istedi sonra. İnsan ölmeden önce gülmeliydi.
Her kız annesinin yanlışlarını yinelemekten delicesine korkup aynı zamanda ona benzediğini gördükçe, sevgi ve nefret arasında böyle bocalıyor belki de?..
Bir iyi niyetini istismar etmek, o iyi niyetin başkalarına sunulmasını da yok eder.
Annesi, babası, çocuğu, sevgilisi, arkadaşı, kim olursa olsun bir insan öbürüne ulaşmak için göze aldıkları ile sevilir. Öbürüne ulaşmak yürek ister, göze alabilmek ister. Bir insandan bir başkasına geçmek, emek ister, sevgi ister, yürek ister.
Sanayileşme tabiatı öldürdü. Oysa tabiat, insanın en hayati parçasıydı. Her şey düzen, mecburiyet ve rekabete dönüştü.
Sahip olunan şeyin değeri yiter.
Öyle başına buyruk, öyle asi ruhlu ve öyle güzelmiş ki annem, zaten kimsenin karısı falan olamazmış!
Güvensizlik ve belirsizlik bir çocuğun gelişimine vurulabilecek en öldürücü darbedir.
-İntihar nedir anne?
-İntihar, ölümünü seçebilmektir.
Yine de bilmek her zaman kabul etmek değildir!
Çok gençken herkesi, her şeyi, hatta dünyayı değiştirebileceğimizi sanırız. Nasılsa hiç yaşlanmayacak, hiç ölmeyecek ve sonsuza ulaşacağızdır. Oysa duvarda tek bir tuğla olduğumuzu ve ancak iyi bir tuğla olmayı başarmakla yükümlü olduğumuzu görürüz bir gün
Dünyaya nasıl bakarsanız, öyle görürsünüz manzarayı.
Kim bilir her çocuğun masalları sevmesi, her yetişkinin, oyuncakların büyülü dünyasına duyduğu açık ve saklı ilgi gibi bir şey bu
Bilen konuşmayandır, konuşansa bilgisiz.
Yakın çevresinde ölüm yaşamamış genç insanlar, dostlukları ve sevgiyi bol keseden harcarlar.
Yeterince paran olmalı, bu şans getirir, ama çoktan fazlası zararlıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir