İçeriğe geç

Sadi’den Sudi’ye Bostan’ dan Seçmeler Kitap Alıntıları – Şeyh Sadi Şirazi

Şeyh Sadi Şirazi kitaplarından Sadi’den Sudi’ye Bostan’ dan Seçmeler kitap alıntıları sizlerle…

Sadi’den Sudi’ye Bostan’ dan Seçmeler Kitap Alıntıları

Şeyh Sadi Şirazi kitaplarından Sadi’den Sudi’ye Bostan’ dan Seçmeler kitap alıntıları sizlerle

Sadi’den Sudi’ye Bostan’ dan Seçmeler Kitap Alıntıları

Derler ki düşmandan söz getiren kimseler, ondan daha düşmandırlar.
Söz getirip götüren kişi eski kavgaları tazeler ve halim selim adamı çileden çıkarır. Böyle arkadaştan kaçabildiğin kadar kaç. Çünkü o, uyuyan bir fitneye kalk diyor.
Birisi kara yağız bir adama şöyle demişti:
“Sen çirkinsin!”
Öbürü öyle bir karşılık verdi ki, o sözü söyleyen kimse şaşırıp kaldı:
“Ben, dedi, kendi şeklimi kendim yapmış değilim ki fena yapmışım diye ayıplayasın. Yüzüm çirkinse bundan sana ne? Güzeli, çirkini nakşeden ben miyim?”
Karın, elin bağı, ayağın zinciridir. Midesine kul olan kişi Allah’a nadiren ibadet eder.
Bağırsağı geniş olanın yüreği dar olur.
Nefs-i emmare insanı zelil eder. Aklın varsa nefsini hoş tutma. Her istediğini yiyecek olursan, çok darlık çekersin.
Her gönlünün dilediği şeyin ardına düşme. Vücudun kuvvetlendikçe ruhunun nuru eksilir.
Sen önce insan ahlakı kazan, ondan sonra melek huylu olmayı düşün.
Dışı özentisiz ve huyu güzel bir adam, içi harap olup da adı iyiye çıkmış olan kişiden üstündür.
Ey genç, ibadet yoluna bugünden gir; yarın ihtiyarlarsın ve ihtiyardan gençlik gelmez.
Kalbin içi bir kaledir. Dikkat et, sırlar kalenin kapısını açık bulmasın.
Murada ermedim diye düşüne düşüne kalbini yakma. Çünkü her gecenin gündüzü vardır.
Ömrünü ahla vahla geçirme. Fırsat kıymetlidir ve zaman kılıç gibidir.
Söz, insanın nefsinde bir olgunluktur; sözünle kendine noksan getirme.
Uzun söze ne hacet? Söz dinleyene bir harf de yeter.
Hırs, insanın onurunu kırar; bir arpa için bir etek dolusu inciyi harcatır.
Kanaat baş yüceltir; lakin, tamahla dolu olan bir baş, omuzdan kalkamaz.
Büyüklerin kahrını çekmeyen insanın kalbi zavallı küçüklere yanmaz.
Seni sevgilinden ne alıkorsa asıl sevdiğin odur.
Gönlünün havasına uyup hayatını mahvetmeyesin.
Dostun yadiyle olduktan sonra sabır insana acı gelmez.
Hakikat süslü bir saraya, heva ve heves de uçan tozlara benzer.
İnsanın gözü sağlam da olsa toz kalkan bir yerde görmez olur. Bunu bilmiyor musun?
İnsan sadece etten, kemikten ibaret olmaz. Fakat her şeklin içinde de mana denilen ruh yoktur.
İyi tabiat yaratılıştan gelir, kazanılmaz.
Sevda aklın kulağını büktükten sonra akıl bir daha baş kaldıramaz.
Her şeyden evvel adamın kafasında akıl, beyin bulunmalı. Bana seninki gibi gösterişli bir sarık lazım değil. Kafası büyük olmakla insan bir şeye ulaşmaz. Kabak da kocaman kafalıdır, ama içi boştur.
Tevazu yüceliği artırır, fakat gurur seni toprağa serer.
Allah’ın buyruğuna köle gibi razı ol. Çünkü onun gibi Efendi bulamazsın.
Gayesiz yaşayanlar nasipsiz kalırlar.
Aşk Akla Galip Gelir.
Kötülüğü kötülükle cezalandırmak kolay. Mertsen kötülük yapana iyilik et.
Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü olarak yaşayan bir bilginden daha iyidir. Yaşayan gönül asla mahvolmaz. Gönül yaşadıktan sonra beden ölmüş, ne çıkar?
Yoksulun çıplak vücudunu örtmeye çalış ki Allah’ın affı da senin günahlarına perde çeksin.
Sonum hayra çıktıktan sonra aç kalmışım, acı çekmişim, bana vız gelir.
Eğer akıbetin mutluysa matem zamanın düğün dernek olur.
İki kişi vardır ki bunlar, insanlar için kuyu kazarlar: Biri güzel huyludur, susamışların içini serinletmek ister; öbürü kötü şöhretlidir; halkın, boğazına kadar batmasını kurar.
Kadının, erkeğin, herkesin huzurunu kendi rahatına tercih eden kimseye ne mutlu.
Aklı, ruhu birleşen iki insan, dudakları susarken bile, neler neler anlatmazlar
Ey akıllı insan, gönül sır zindanıdır. Ama bir kere söyledin mi, sır artık zincire girmez.
Güzel huyu akıllılardan da öğrenebilirsin; ama o kusur arıyan cahillerden öğrendiğin kadar değil. Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir.
“Kırık bir şeyin sende olması sağlamının düşman elinde bulunmasından iyidir.”
Dünyaya gönül verme. Çünkü o, her gün başka bir evde bulunan çalgıcılar gibi bir yabancıdır.
Bir yerde zulmün eli uzandı mı, orada artık dudakların gülüp açıldığını görmezsin.
“Yolda laf etmek değil, adım atmak lazım. Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz.”
Telef olmuş hayatım..
İyileri besleyen, kötülük görmez. Ama kötüyü besledin mi, kendi canına düşmanlık edersin.
Mademki insanların iyisi de kötüsü de geçip gidiyor, sonunda adın hayırla anılsın, daha iyi.
İnsan, iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser.
Kırmak kolaydır. Fakat kırılan bir şeyi sonradan eklemek imkansızdır.
“Sen kibirli insanlardan değil, kendisinde Allah korkusu olmayanlardan kork.”
Sen iyi hareket et de kötü fikirliler noksanını söylemeye mecal bulamasınlar.
Ayıp arayanın gözleri hüneri girmez.
“Herkesin itibarı kendindendir..”
Gittiler, herkes ne ektiyse onu biçti. Geriye iyi ve kötü addan başka bir şey kalmaz!
Fırsat kolla çünkü alem bir andır. Bilen için bir an, bir alemden iyidir.
Kişi bilgili ve gönül ehli olsa da, bilgisizlerin yanında cahildir.
“Benim gönlüm, dedi, sevgilinin muhabbetiyle dolu olduğu için oraya başkasının kini sığmıyor..”
Allah eğer hikmetiyle bir kapıyı kaparsa rahmetiyle başkasını açar..
Bilgisinin denizinde iki cihan bir damla: Her günahı görür,fakat hilmiyle perde çeker.
Dostunu tanısaydı bu kavgacı düşmanla kavgaya tutuşmazdı.
Gönlüm yarin aşkının evidir sadece. Bu yüzden kimsenin kini sığmaz o eve.
Yanışı mum gibi sinesinde olan var ya, işte varlığıyla topluma o ışık verir.
Sesini çıkarma, bırak çekiştirsinler seni. Çünkü arsızların yükünü gönül sahipleri çeker.
Ahlakınla yumuşak davranma kabalara. Köpeğin sırtı kedi gibi okşanmaz zira.
Demiyorum, insanları gözetme. Ancak namertler için cömertliği heder etme.
Sözü sert olur kalbi kırılanın.
Doğrusunu istersen, seni sevgiliden alıkoyan neyse sevdiğin odur.
Nerede bir zalim varsa affetme sakın. Çünkü ona merhamet, dünyaya zulümdür.
Karşılık vermek kolaydır kötülüğe kötülükle.
Adamsan, iyilik et kötülük edene.
Ne güzeldir öfke anındaki sevgi!
Akıl sahibiysen manaya yönel. Çünkü suretten geriye mana kalır.
Öyle yaşa ki seni iyilikle ansınlar. Öldüğünde mezarına lanet etmesinler.
Her şeyden ve herkesten ümidi kalmayınca bir tek Allah’ın lütfuna ümidi kaldı.
Oğul, dünya kalıcı mülk değildir. Dünyadan vefa umulmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir