İçeriğe geç

Herzog Kitap Alıntıları – Saul Bellow

Saul Bellow kitaplarından Herzog kitap alıntıları sizlerle…

Herzog Kitap Alıntıları

Saul Bellow kitaplarından Herzog kitap alıntıları sizlerle

Herzog Kitap Alıntıları

yüzleşmek zorunda kalacağı derin hislerden ölesiye korkuyordu.
Tamamen dağılmadığınız sürece her zaman şükredecek bir şeyler vardır.
Keder, Bayım, aylaklığın bir türüdür.
Kimse yoksa ölüm de yok.
Aklına yeni bir fikir geldiğinde not almak üzere karagâhına, yani mutfağa gidiyordu.
hiç durmadan, çıldırmışçasına gazetelere, kamu hizmetinde çalışanlara, arkadaşlarıyla akrabalarına ve nihayet ölülere, kimselerin tanımadığı kendi merhum yakınlarına ve son olarak da ünlü ölülere mektuplar yazmıştı.
Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş, diye düşündü Moses Herzog.
Doğrudanmı,elə iyrənc bir çağ yetişib ki,əxlaqi duyğular ölür,vicdan kar olur və azadlığa,qanunlara,ictimai ədəb-ərkan qaydalarına hörmət və daha nələrsə qorxaqlıq,düşkünlük,qanla əvəz edilir?
Sən daxilində gizlənmiş iblisi ələ verməmək üçün özünü fağır göstərirsən.Onu niyə boğursan?Bəlkə yola gedəsiniz,hə?
Xoşbəxtliyin ardınca düşmüsənsə,peşmançılığa hazır ol.
.
Bir adam, ‘Bundan sonra doğruyu söyleyeceğim’ diyebilir.

Ama gerçek onu duyar ve daha konuşmasını bitirmeden kaçar ve saklanır.

.
İnsanlığın durumu hakkında komik bir şey var ve medeni zeka kendi fikirleriyle dalga geçiyor.

.
Aklımı kaçırdıysam, benim için sorun yok.

Bütün soruları cevaplamak için atılmak aptallığın şaşmaz işaretidir.
Mutluluk, gerçekten kapsamlı olmadığı sürece absürd ve hatta zararlı bir fikirdi.
Tanrı boşta kalan ipleri birbirine bağlıyor.
Her insan inatla kendisidir.
Tarih yumuşak mizaçlı insanların sandığı gibi sevgiyle değil zulümle örülü.
Şu ruh denen şey feci bir engel.
Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver yoksa kendini bilge sanır.
Ben acı çekmeyi asla hiç kimse için açıklayıp yorumlamayacağım ve bizi ciddi, dürüst insanlar yapması için cehennemi yardıma çağırmayacağım.
Günümüzde insanlar özgür olabilirler ama bu özgürlüğün hiçbir içeriği yok. Muazzam bir boşluk gibi.
Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş.
Daima en tehlikeli insanlar güç peşinde koşarlar.
Öfkelenmek öyle yıpratıcı ki bu hissi asıl adaletsizliğe saklamak lazım.
İnsanlığın başlıca besini, çarpıtılmış fikirler.
İnsan bazen kaçıp bir deliğe saklanmak istiyor, tıpkı bir hayvan gibi.
Ve gerçek sadece insanlığa daha çok utanç ve umutsuzluk getirdiği müddetçe gerçektir, kötülük dışında herhangi bir şey yansıtıyorsa gerçek değil yanılsamadır.
Modern karakter değişken, bölünmüş, kararsız, arkaik insanın kaya gibi kesinliğinden yoksun.
Şayet mutluysan bunu gizle. Ve yüreğin dolup taştığında da çeneni kapalı tut.
Çok düşünenler hiçbir şey yapmaz ve hiç düşünmeyenler görünüşe göre her şeyi yapar.
Tamamen dağılmadığınız sürece her zaman şükredecek birşeyler vardır.
Keder, bayım, aylaklığın bir türüdür.
Ve ne için yaşayacağını, ne için öleceğini bilmeyen bilinç sadece kendine zarar verir
Şu Cutty Sark şişesi nerede? Bir fırt içmem lazım.
Ağlamak istiyorsa ne olmuştu yani? Ya da dua etmek? Ellerini birleştirdi. Ne hissediyordu? Ne hissedecek, kendi ellerini; kendi titreyen ellerini ve yanan gözlerini.
Ayrıca derin acının, yaş odun gibi ağır ağır yanan acının insanı yücelttiğini düşündüğünüzü de biliyorum ve bu konuda da size hemen hemen katılıyorum. Ama bu yüksek eğitim için hayatta kalmak şart. Acıdan uzun yaşamak zorundasınız.
Gazeteleri oku, tabii tahammül edebilirsen.
İyi kızlar aşık oldukları için evlenirler.
Kitle denen şeyin ezici ağırlığı altında var oluşa dair kendi yorumunu korumaya çalışmak. Marks bu ağırlığı materyal ağırlık olarak adlandırmıştı.
Hayatın dikenlerinin üzerine düşüyorum, kanıyorum. Sonra? Hayatın dikenlerinin üzerine düşüyorum, kanıyorum. Peki ya sonra? Birileriyle yatıyorum, kısa bir tatile çıkıyorum ama çok kısa bir süre sonra, acıdan haz alarak ya da mutluluktan acı çekerek -bu karışımın ne olduğunu kim bilebilir!-yine aynı dikenlerin üstüne düşüyorum.
Güçlü mizaca sahip kimseler, demişti F. Nietzsche, üstesinden gelemedikleri şeyleri unutabilirler.
Peki ama bu neslin felsefesi ne? Tanrı öldü değil, o noktayı geçeli çok oldu.
Milyonlarca insan -muazzam kitleler- korkunç acılar içinde yok olup gidiyor. Ve bugünlerde ahlaki acılara da yer yok. Kişilikler sadece insanları güldürüp rahatlatmaya yarıyor.
Öfkelenmek öyle yıpratıcı ki bu hissi asıl adaletsizliğe saklamak lazım.
Tarihin sevgi dolu yüreklerin tarihi olduğunu mu sanıyorsun? Seni aptal! Şu milyonlarca ölüye bak. Onlara acıyabilir misin, onların duygularını paylaşabilir misin? Hiçbir halt edemezsin! Çok fazla ölü var. Onları yakıp kül ettik, buldozerlerle gömdük. Tarih yumuşak mizaçlı insanların sandığı gibi sevgiyle değil zulümle örülü ”
Bütün hayatını düşündüğünde her şeyi yanlış yaptığını fark etmişti, her şeyi.
Günümüzde insanlar özgür olabilirler ama bu özgürlüğün hiçbir içeriği yok. Muazzam bir boşluk gibi.
İnsan “şu andan itibaren gerçeği söyleyeceğim.” diyebilir. Ama gerçek bunu duyar ve adam daha lafını bitirmeden kaçıp saklanır. İnsan olmanın komik bir tarafı var ve uygar zihin de kendi ürettiği fikirlerle alay ediyor.
Ölümle barıştığımız zaman biz insanların yüzünde daha değişik bir ifade olacak. Barışabilirsek tabii!
Vergiden düşülebilen ilaç masrafları psikiyatrları zengin etti, dolayısıyla şimdi acı çekmek bile daha pahalı!
Güzellik kaçınılmaz bir şekilde bozulmaya mahkum. Zaman mekan süregenliği güzelliğin elementlerine geri istiyor, insanı parça parça alıp götürüyor ve yine boşluk geliyor.
.
Aklımı kaçırırsam, benim için sorun değil.

.
Beklenmedik güzellik müdahaleleri

Hayat budur.

Dünya aşıkları sevmeli, teorisyenleri değil.
İyiler genç ölür ama bana kendimi geliştirme şansı bahşedildi ki son nefesimde altın gibi olabileyim. Kıdemli ödüller benimle gurur duyacaklar.
Hemen anladığın bir şeyi anlamamış gibi yapmak hayattaki en zor işlerden biri.Sanırım ben bunu başarmıştım!
Şu sıra bana yapılacak bir
İyiliğe tahammül edebilecek gibi değilim.Duygularım,Kalbim, her şey bir tuhaf durumda.
Ona çelme takmak,onu yere düşürmek,boylu boyunca yerdeyken bütün gücüyle ona vurmak ve ölümcül bir kaltak tekmesiyle beynini patlatmak için.Ah işleri nasıl da karıştırmıştı,ne çok zeka be duygu israfına neden olmuştu!Flörtün ve evliliğin bitmek tükenmek bilmeyen o tedirgin eden sıkıntısını birtakım ayarlamalara -basit günlük ihtiyaçlara,Trenlere ve uçaklara ve otellere ve mağazalara bankalara ,hastanelere,doktorlara,ilaçlara borçlara-Yatırdığı paraları; amansız bir uykusuzlukla geçen geceleri, sarı ve sıkıcı ikindileri,seks savaşlarındaki zorlu anları,Ve tüm bunlardaki o korkunç egomaniyi düşündükçe hayatta kalmış olmasına şaşıp kaldı. Hatta hayatta kalmak istemiş olmasına bile şaştı
Akılsızların gülmesi kazanın altındaki çalıların çatırtısı gibidir.
Bana öyle geliyor ki ölülerin dışında herkesi gördüm.Muhtemelen aradığım şey ölülerdi.
Tanrı zaman zaman insanların ruhunda beliriyor.Ve insanlar da zaman zaman birbirlerinin ruhlarında beliriyorlar.Bazen birbirlerinin yataklarında belirdikleri de oluyor.
Benim masum sevgilim.Gelinim.Onu oraya kapattılar -gaddar insanlar,efendilerimiz.Onu hapsettiler.Sanki beni sevmesi deli olduğunu kanıtlıyormuş gibi.Ama ben aşkımızı korumaya yetecek kadar güçlü olacağım.
Yoksa her şeyi unutmuş muydu? Ya da unutmak mı istiyordu? Oysa ben,benim hafızamla-bütün ölüler ve deliler benim korumam altında; sözde unutulmuş olanların lanetiyim ben. Diğer insanları kendi duygularıma bağlıyor ve onlara eziyet ediyorum.
Gerçek dünya böyle berrak değil,çalkantılı ve
öfkeli.Muazzam bir insan faaliyeti sürüp gidiyor.Ölüm tetikte. Dolayısıyla şayet mutluysan bunu gizle.Ve yüreğin dolup taştığında da çeneni kapalı tut.
Algının kapılarını kendini tanıyarak ve deneyim yoluyla açmalısın.Ayrıca gerçek dostluk karşı çıkmaktır.
İnsan bazen kaçıp bir deliğe saklanmak istiyor,tıpkı bir hayvan gibi.
Tanrı aşkına ağlama seni budala!Yaşa ya da öl ama her şeyi zehir etme.
Kancıklarda zamanla horgörü türer!
Sevgili Bay Başkan,

milli gelir düzenlemeleri yüzünden muhasebeci bir ulusa döneceğiz.Her vatandaşın hayatı ticaret haline geliyor.Bence bu, insan hayatının anlamı konusunda tarih boyunca görülen en berbat yorum.İnsan hayatı ticaret değildir

İçimde biri var.Onun kontrolü altındayım.Onun hakkımda konuştuğumda kafamın içinde olduğunu hissediyorum,düzeni sağlamak için beni yumrukluyor.Beni mahvedecek.
Ama her şeye rağmen hala ne kadar da büyüleyiciyiz.
Şu çilekeş soytarı
Sıradışı eğilimlere sahip biri olarak asıl meselenin üstüne çullanabilmek için rastgele gerçeklerin arasında dolaşma sanatını uygulardı.Çoğunlukla asıl meseleyi zekice bir hileyle gafil avlamayı umardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir