Fakir Baykurt kitaplarından Koca Ren kitap alıntıları sizlerle…
Koca Ren Kitap Alıntıları
Fakir Baykurt kitaplarından Koca Ren kitap alıntıları sizlerle
Koca Ren Kitap Alıntıları
Benim herkeslerden büyük , büsbüyük Allahım var ! O bana bakarak olur ! Tasalanmayın ! Ben hiç kimselerden , kimseciklerden korkmam ! İsterse on koldan gelsinler üstüme !
Benim içimde aslanlar güreşir. Yazılmamış bir kitapta okudum bunu
Ben aslında juri Gagarin gibi olmak isterim!
Ben aslında juri Gagarin gibi olmak isterim!
Yalan topal bite benzer, bir gecede dokuz yastık gezer!
Borcun varsa verelim , hasmın varsa vuralım
Demek büyük sakıncaların kıyısından dönmüşüm!
İçinin yeşilliklerinde al bir at uçmaya başladı ..
Derdini içine atıp düşünme derin derin! İnsanın ağısını insan alır! Derdini anlatmayan derman bulamaz
Yaşam yanlışları cezalandırır. Hele büyük yanlışları hiç bağışlamaz.
İnsanın dünyaya gelince başkalarının önceden hazırladığı kurallar içine düşmesi; korkunç bir olumsuzluktur.
Birinin kurtulması için ötekinin batması gerekiyor.
Rakı’yı, nasıl anlatayım, Egelilerin Harmandalı oynadığı gibi usul usul basarak, ağır ağır hoplayarak içeceksin!
İnsanın karnı nasıl acıkırsa, kafası, gönlü de öyle acıkır.
Bizde her şey sınırlı. Her şey sınırlı olunca kafalar da sınırlı, ilerleme olamıyor!
Yaşamda en değerli olan nedir? Özgürlük!
İnsanoğlunda inanç olmalı! İnanç olmazsa o insan yarın hafif bir fırtınada yıkılır.
Kimi zaman içimde kurduklarımı, yaşayabildiklerimden daha iyi bulduğum için, onları anlattım sana.
İnsanın birbirine bir daha sarılmasına, bir daha, bir daha güle güle, yolun da, bahtın da açık olsun demesine izin vermez! Dur bir daha sarılayım, ver elini bir daha öpeyim dedirtmez! Alır böyle koparır. Bakakalırsın kapanan kapıya. O da döner döner bakar. Yan yanayken öpmek, bir daha, bir daha öpmek varmış gözlerini. Kollarını şöyle genişten açıp bir daha sarılmak varmış!
Yaşam, yanlışları cezalandırır.
Çok yanlış bir insanı sevdiğim için kendimi suçluyorum.
İçimde kurduklarım da yaşam değil midir? Bunlar benim içimin gerçekleri değil midir?
İnsan insanın yükü değil, ekidir.
Yolların düzü varken, şimdiye kadar yokuşlara gitmişiz. Ah bu bizim kafalar!
Seni herkesin sevdiğinden daha derin sevdiğim için geldiğimi anlamıyor musun?
Derdimi dökecek kimse yok.
Hem acı, hem tatlı. İşte böyle yaşadığındır yaşam
Şimdiden biliyorum, en büyük acı ayrılıklardan gelen
Yaşam denilen yolculuğun özeti acılar. Benimki temelli böyle
İnsan dünyaya mutlulukları, tatlılıkları yaşamaya gelir; ama daha çok da acı çeker.
Hem de dünyaya sığmaz yalnızlık!
Balı güzel olan ülkelerin insanları her zaman tatlı olur.
Yollar sarp. Dikenli, taşlı, tuzaklı, yargılamalı, uzun, çileli savaşımlar istiyor yollar.
Yürüdü düşlerinin kapısını açıp kapayarak.
Bizim durumlarda hayırsız olmayan haber bile hayır demektir.
Bizi zaman vuruyor! dedi. Kimi zaman da yaşam vuruyor. Bir de biz vurmayalım birbirimize
Bırakmıyor dertler. Uykuda bırakmıyor yakamı tasalar!
Ama ben boş veremiyorum. Bir boş verebilsem
Söz uzun, dert çok, yol kısa.
Yoksa bakıyorum, yaşam bizi yutacak. Bir iki demeyip yutacak!
Zordan zor körlüklerin içindeyim.
Kötüden kötü açmazların, çıkmazların içindeyim.
Kendimden iğrendim; ondan iğrenemedim.
İnsan gönlü ota konmaz, boka konar!
Çıkacağız dedikçe daha beter batıyoruz!
Çok iyi olanlar aynı zamanda kötüdür.
Düşünceler kıvrandırıyor.
Gördün değil mi darmadağınık halimizi?
Zerre kadar istek yok içimde!
Nasıl da akarsuda çöp gibi üf olup gitmeye hazırdır varlığım!
Nasıl da zayıftır gözlerimin güzelliğini görenlere karşı direncim!
Sen zaten üzülmezsin; çünkü bilmezsin insan nasıl üzülür
Ama elini sakın bırakma elimden! Bırakırsan, sen de, ben de düşeriz!
Gülüp şakımak için insanın moralinin yerinde olması gerektiğini bilmiyor gibi, ‘Konuşsana!’ deyip duruyor!
Ah Kambur Felek! Kimine kavun vermiş, kimine kelek! Kimine de bir acı düvelek!
Seninle ikimiz bir fidanın güller açmış dalıyız! Çok ciddi bir yanlış yapmış gibi düzeltti: Güller açmamış, açamamış!
Bak Koca Ren, bu Melanie nasıl kız biliyor musun? Ya hep gülüyor, ya hep ağlıyor. Böyle bir kız. Çantasından bonbon ya da yağlı ekmek çıkarıp yiyor. Bu yüzden aptal oluyor.
Güzel günler, henüz kimsenin yaşamadığı günlerdir!
iyi zamanlar olmayacak mı?
Eni, boyu, yüksekliği kaç yalnızlıkların?
Ren, acılardan bulanık; ama görünüşte kibirden gibi gurk gurk ederek, başkaca hiçbir anlaşılır ses çıkarmadan akıyor.
Yan yanayken öpmek, bir daha, bir daha öpmek varmış gözlerini. Kollarını şöyle genişten açıp bir daha sarılmak varmış!
İnsanı nasıl da kandırıyorlar!
Yalan, topal bite benzer; bir gecede dokuz yastık gezer!
İnsanın ağısını insan alır! Derdini anlatmayan derman bulamaz
Acılar ağlatıyor Koca Ren; hele ayrılık acıları!
Korkular beni öldürüyor.
Kimi zaman içimde kurduklarımı, yaşayabildiklerimden daha iyi bulduğum için, onları anlattım sana. İçimde kurduklarım da yaşam değil midir? İçimde kurduklarım da gerçek değil midir? Benim içimin gerçekleridir bunlar.
Kimi zaman içimde kurduklarımı, yaşayabildiklerimden daha iyi bulduğum için, onları anlattım sana. İçimde kurduklarım da yaşam değil midir? İçimde kurduklarım da gerçek değil midir? Benim içimin gerçekleridir bunlar.