İçeriğe geç

Günaydın Sızım Kitap Alıntıları – Songül Ünsal

Songül Ünsal kitaplarından Günaydın Sızım kitap alıntıları sizlerle…

Günaydın Sızım Kitap Alıntıları

Songül Ünsal kitaplarından Günaydın Sızım kitap alıntıları sizlerle

Günaydın Sızım Kitap Alıntıları

Tüm kırılmışlıklara rağmen gülümsemeyi öğretecek hayat sana.
Alışmak dünya düzeninin en güzel hediyesidir.
Sevmeye,
Unutmaya,
Can yanmasına alışıyor insan.
Sevmeden gidenler zaman gibidirler,
O nedenle beklemeyin dönmelerini
Dönmezler.
Bir şarkının nakaratında,
Bir hüznün ortasında,
Bazen gülüşünde, ben geleceğim aklına.
İşte o zaman hiçbir şey yapma. Gelme de.
Ben seninle arama ördüğüm duvarlarda çiçekler besliyorum.
Avuçlarından öperdim seni ağrı kesici niyetine. Ömür geçiyor, bir kere kafaya koyduysan gitmeyi, sen de geçersin ömür gibi. Ama izin ver, önce yaraların geçsin sonra sen yine gidersin. Uzaklar sana iyi gelmez, izin ver valizinden mutlu anılarımı çıkarıp tekrar asalım gökyüzüne. Bilirim, o valiz hazırlandıysa gidilir. Gecenin körü, sabahın ilk ışıkları fark etmez giden için.
Savaşmak aşkın en kutsal hâlidir. Aşk zor kazanılmış insanları daha çok sever..
Göğsüme kuşları katıp son bir kere daha âşık olmadan ölmeyeceğim.Bu karamsar dünyaya bir mutluluk sığdırıcağım elbet.
Biz seninle güzel anlaşırız, çünkü aynı yerden yara aldık.
Şimdilerde yara bandı yapıştırıyorum gülüşlerime.
Saçlarını kestirince her şeyin düzeleceğine inanacak kadar masum kadınlar var. Bir de gökyüzünü neşterle ikiye bölüp umudunu kesen kadınlar var. Muhtemelen güçlü kadınlar da ilk etapta saçlarını kesti ve bunun çözüm olmadığını görünce yenilenmek için başlangıcın saç olmadığını fark etti. Evet, başlangıçlarımız her zaman yanlış olur bizim.
Göğsüme kuşları katıp son bir kez daha âşık olmadan ölmeyeceğim. Bu karamsar dünyaya bir mutluluk sığdıracağım elbet.
Sizi istemeyen insanı kazanmak için uğraşmayın. Kazanamazsınız, yok öyle bir dünya.
Baharınızı kışa çeviren insandan aşk beklemek taşa tohum ekmeye benzer
Saçlarını kestirince her şeyin düzeleceğine inanacak kadar masum kadınlar var.
Yüzümüz yaz,içimizdeki yapraklar dökülmüş çoktan.Çaktırmıyoruz ama yaralarımız fazla içten.
Sen beni olgunlaştıran en büyük cahilliğimsin.
Birkaç tane yüreği maviye boyanmış insan aldım yanıma. Gerisi zifiri siyah zaten.
Bugün gökyüzü biraz daha mavi. Sanırım iyileşiyorum.
Yenilginiz aslında sizin başlangıç noktanızdır.
Bir kişinin yetmeyeceğini düşünüp kalabalığa giren insanlar zamanla o tek kişinin hayalini kurar.
İçimde birbirine çarpan trenler beni geleceğe sağ götürebilecek mi?
Çığlık çığlığa susmaya başlayınca insan yavaş yavaş büyüyor demektir.
Söyle bir yaşlansam geriye, elimde sıcacık bir de çay olsa.
Olan biteni bulutların üzerinden izlesem, ayaklarımı sarkıtıp yeryüzüne.
Evet, her şey çok güzel olacak.
Gidenler mi?
Gidenler hiç gelmemiştir zaten..
Bazen kendi hâlimizde olmak, yanlış yerlerde olmaktan daha iyi gelir insana. İçimizdeki gürültüleri ancak sessizliğimizle kapatabiliyoruz.
Yalnızlık insanın kendisini keşfettiği bir yolculuktur.
Bunu yalnızlığı seçerek öğreniyorsun.
Birazdan güneş doğacak ve yollarımız ayrılacak. Sonra İstanbul küsecek Kız Kulesi’ne.
Sevgi bitmeden açılmazmış gözlerdeki perde.
Beni herkes üzebilirdi ama sen hayal kırıkları serptin ömrüme.
Mutsuzluğun dibini görmeden zirveler görünmüyor.
İnsanlar seni uçurumun en dibine getirip “Neden karamsarsın?“ diyecekler, duyma onları sen.
Herkese gül bahçesi, bana çürümüş dallar uzattın.
Benden çaldığın çiçeklerle başkasının kapısını çaldın.
Seni üzen insanları gülümseyerek üz.
Ben küller arasında güller yetiştirmeye çalışmış bir hayalperestim.
Elime sıcak çayımı alıp gözüme kestirdiğim bir buluttan aşağı sarkıtıyorum ayaklarımı. Emek verdiğim insanların bir bir gidişlerini izliyorum.
Işıklarını söndürdüm gözlerimin.
İnsanlar değil, biraz karanlık biraz yalnızlık iyileştirecek beni.
Şu hayatın hüzünlerine ara ver gülüşünle..
Mutluluk en büyük silahtır, mutsuzluğunu isteyene.
Hayat önce ağlamayı öğretir sonra ağlamamayı. Önce üzer sonra üzülmemen için neler yapman gerektiğini gösterir. Karlar erimeden açmaz çiçekler. Hayat sana beklemeyi beklerken de mutluluğu öğretir. Canını yaka yaka mutluluğa götürür seni, senden habersiz.
Bazı yarım kalmalar yarınlar için daha hayırlıdır.
Şöyle bir düşünüyorum da kötü günümü geçtim, iyi günümde bile yanımda olmamış o sevdiklerim.
Çıkmaz sokaklarla dolu içimiz. Çabalasak kazanırız diye uğraştığımız insanlar yüzünden kaybettik benliğimizi.
Sen gülümseyince reklam arasına giriyor tüm acılar.
Silinmeyen izlerini balıklara hediye edip tutuşturacaksın denizleri. Sarılacak kimsen olmayınca şarkılara sarılıp yalnızlığın tadını çıkaracaksın. İlklerini iliklerinden çıkarıp yeniliklere koşacaksın içindeki çocuğun elinden tutarak. Ama daha bir güçlü olacaksın, kolay kolay yıkılmayacak duvarlar öreceksin insanlarla arana. Ulaşılması zor bir insan olarak görünsen de aslında içinde minik umutlar besleyeceksin.
Bazı insanlar sizin iyi niyetinizi görmemek için yumuyorsa gözlerini, siz de bunu görmek için açın artık gözlerinizi. Yol yakınken geri dönmedikçe yorulacaksınız .
Özlemek bir nevi ölmek gibiymiş. Sevmekten daha kuvvetli bir duyguymuş.
Kırgınlıklarım birikiyor içime. Dile getiremediğim onca hayal kırıklığı var evimde. Biraz kitap okuyup dağıtıyorum dağınık olan aklımı.
Şu hayatta her insanın yenilgisi başkadır. Kimisi parayı baz alır, kimisi insanı, kimisi ailesini .
Yenilginiz aslında sizin başlangıç noktanızdır.
İyi insanlar iyileşsin artık.
Bahanelerine dünyaları sığdırdın da beni sevmeye bir bahane bulamadın. Ben bunun bende oluşturduğu sızıyı sana nasıl anlatayım?
Şimdi öyle bir noktaya geldim ki, hem çok sevilmek istiyorum hem de sevmeye korkuyorum.
Kalbinde her zaman bir serçe masumluğu olsun.
Kendimi insanlara anlatmaya çalışmayalı uzun zaman oldu. Anladım ki, ne kadar anlatmaya çalışırsan çalış insanlar yine kendi istediği gibi düşünecek.
Zamanı var her şeyin biliyorum.
Hayallerinden vurulunca insan kolay kolay iyileşmiyormuş.
İnsan en çok umudunun bittiği yerden öpülsün ister kalbi.
Gelir mi güzel günler?
O kadar kaliteli gitti ki, ben bile kendime gelemedim.
Sen, cevabını bildiğim yanlış soruydun.
Aşk, beraber her şeye göğüs germekti, biri uyurken diğerinin ağlaması hiç adil değil.
Yarası olanın gülecek vakti yoktur.
Meğer kalbi kör olan insana aşk işlemiyormuş.
İyilik kalbine işlediyse kolay kolay değişemezsin.
Fazla yıpranmış kalbim. Sevmeyi severken, sevmekten korkar olmuşum.
İyileştirdiklerim beni hasta edip gitti.
Bize bir şans daha sunar mı
bu hayat denilen öğretmen?
Tüm sevgimle çaldım kapını, üstüm başım aşk içinde. Alır mısın kalbinin içerisine?
Hayatına giren insanın ömrün boyunca senin yanında kalmasını bekleme, çünkü
Bu ömür bile bize geçici bir süreliğine verilmişse insanların da geçici olduğunu kabullenmek gerekiyor.
Gerek duymuyorum artık gereksiz kalabalıklara. Bana artıları olan insanları istiyorum etrafımda.
Güvenebilmek artık devrim olmuş. Öyle zor, öyle güzel bir duygu.
İnsanların içleri kinden görünmeyecek seviyede. Kir olsa belki geçer ama kinleri temizlemiyor hiçbir şey.
Artık insanları yaralı bir şekilde bırakıp, kendi derdimize derman aramaya çıkıyoruz. O olmazsa o olur, şunu giyemezsem bunu giyerim gibi seçenekler çoğaldıkça hiçbir şeyin kıymeti de kalmadı ne yazık ki.
Paket paket ayrılık tüketti kalbimiz.
Bize kendimiz bile fazla geliriz artık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir