İçeriğe geç

Ayyaş Kitap Alıntıları – Hans Fallada

Hans Fallada kitaplarından Ayyaş kitap alıntıları sizlerle…

Ayyaş Kitap Alıntıları

Geleceğini bilemeyen her insan kendini huzursuz hisseder.
İnsanı sonsuz mutlu edecek şeyler her zaman eksiktir.
İnsanoğlunda ümit asla yok olmaz; kanımca ölmekte olan birinin zihninden son geçen ümittir.
Benim onurum sadece bana aittir. Başkalarının lekeleyebileceği bir şey değildir.
Korkum, hırsımdan daha güçlü. İşte zayıf olmamın nedeni de bu.
Geleceğini bilemeyen her insan kendini huzursuz hisseder.
İşte, önemsiz bir şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp ezilene dek.
Bir insan ne kadar kötü olursa olsun, ruhu yaşam ve coşku dolu olduğu sürece benim gözümde aşınmış, parçalanmış ve renksiz bir yaşamı günbegün sürdüren kötümserlerden çok daha iyi biridir.
Geçmişi ya da geleceği olmayan, yalnızca bugün için yaşayan, kendini anın içinde kaybetmiş bir adam.
Yukarıda veya aşağıda yaşamanın pek farkı yok. Belki de kimi zaman insanın kendini bırakması, gözlerini yumup boşluğa, yokluğa düşmesi hiç de fena bir şey değil.
Fakat insan alışıyor Magda
Insanoğlunda ümit asla yok olmaz;
kanımca ölmekte olan 1inin zihninden son geçen ümittir
Yavaş yavaş insanlardan uzak duran 1i olmaya başlamıştım
Korkum, hırsımdan daha güçlü.

İşte zayıf olmamın nedeni de bu

geçmişte olanlarla ilgili yorumunuzun buradaki yaşamınızı etkileyebileceği fikrini kafanızdan tamamen çıkarın.

Geleceğinizi belirleyecek tek şey güçlü olma ve şeytana uymama iradenizdir

Geleceğini bilemeyen her insan kendini huzursuz hisseder
Hem sonra, uzun süre beklemek zorunda kalan her insan aynı yerde saatlerce ne durabilir ne de oturabilir.
Biliyorsunuz, doktorun bekleme odasında ya da mahkeme koridorlarında
Ah, bizler zavallı insanlarız. Küçük nedenlerle başlamıştı her şey. Ben dolapta unutulmuş 1şişe kırmızı şarapla atmıştım bu yaşama ilk adımlarımı. Kötü1anımda çıkıvermişti karşıma. Mutlaka onun için de kötü1rastlantı her şeyin başlangıcı olmuştu

İşte, önemsiz1şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp ezilene dek

Hans Hagen aşk konusunda da dışarıda olduğu gibi yaşamak niyetindeydi.
Burada, ölüler evinde de çürük, ahlaksız 1aşkı,
ama yine de aşkı tüm zevkleri ve tehlikeleriyle yaşamalıydı
Herkesle1olmamak için direniyordum
Senin dünyan hep bulutlu, hep puslu.
İçinde yaşadığın yer hüzün dolu, ölü1dünya.
Orada hiç kimse içten gülmüyor, kahkahalar atmıyor.

Sen şimdi şu güneşe yabancısın, mahkum!!!

Güneş ışıldıyordu, güzel 1yaz günüydü. Fakat güneşin vurduğu yerler hiç de güzel değildi. Kırmızı ve gri, yüksek beton duvarlar, üzerinde tel örgüler, pencerelerde demir parmakliklar Bütün bunlar en güzel yaz gününü bile insana zehir eden şeylerdi. Ne bu gökyüzünün maviliği ne de güneşin vücudunu ısıtan o ışınları senin için, mahkum

Doğanın sonsuzluğu yoktu burada

Tamamen tek başımayım; bundan sonra da hep tek başıma kalacağımı iyice kavrıyorum. Ne sevginin ne de dostluğun ulaşabildiği 1yerdeyim; cehennemdeyim
Kisa süreliğine işlediğim günah için çok ağır, çok uzun 1ceza çekiyorum!
Ama insan günaha girmeden önce çekeceği cezanın ne kadar ağır olacağını bilmeli.
Eğer önceden uyarılsaydım hiç günah işlemezdim
Bana 1sürü soru sorup duruyorlar.
Onları ne duymak ne de görmek istiyorum.
Arkamı dönüp uyur gibi yapıyorum
Içeri girmek

dışarı çıkmaktan kolaydır

Hiç1şeyin farkında değilmiş gibi davrandım
Yaşam devam ediyor, değişen 1şey yok.
Her şey genç, her şey insana gülümsüyor.
İnsan istediği anda yaşamına kaldığı yerden devam edebilir
Fakat maalesef, insanoğlu karşısındakini alçaltıp onu küçük düşürmeye o kadar kolay alışıveriyor ki!!!
Kısa bir süre sonra Magda’nın yaşlı gözlerine bakmaya tahammül edemediğim, daha doğrusu ağlamasının beni artık etkilemediği gün geldi.
Iyi ki de yaptım!
diye düşündüm bazı anlarda irkilerek .
“İnsanı ayakta tutan şey umut olmalı. Ölmekte olan bir kişinin kafasından silinen son duygunun da umut olduğunu sanıyorum.”
İşte, önemsiz bir şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp ezilene dek. Sonunda şu demir parmaklıkların ardından özgür dünyaya bakarız.
İnsan herşeye alışıyor; korkarım en çabuk alıştığı şey de aşağılık bir durumda yaşamasıdır.
İçkinin hafızası yoktur, insana çok şeyi unutturur.
İnsanlar sabun köpüğü gibi, çok ışıklı, içi biraz havayla doldurulmuş bir hiç. Patlıyor, geride hiçbir şey bırakmıyorlar; hepsi aldatmaca, hepsi göz boyamadan başka bir şey değil!
Karşımda işte böyle duruyordu:
Geçmişi ya da geleceği olmayan, yalnızca bugün için yaşayan, kendini anın içinde kaybetmiş bir adam.
Hiçbir düş yoktur orda, ışıktan, hayattan hiçbir iz Yokluğa, hiçbir şey olmayan yere doğru
İnsanoğlunda ümit asla yok olmaz; kanımca ölmekte olan birinin zihninden son geçen ümittir.
Ne bu gökyüzünün maviliği ne de güneşin vücudunu ısıtan o ışınları senin için, mahkûm. Doğanın sonsuzluğu yoktu burada. Sen şu anda sadece birkaç saat için gökyüzünün, temiz havanın ve güneşin misafirisin. Dışarıdaki dakikaların sayılı, mahkûm. Senin dünyan hep bulutlu, hep puslu. İçinde yaşadığın yer hüzün dolu, ölü bir dünya. Orada hiç kimse içten gülmüyor, kahkalar atmıyor. Sen şimdi şu güneşe yabancısın, mahkûm!
Güz geldi, yüreğin çok kırgın!
Benim onurum sadece bana aittir. Başkalarının lekeleyebileceği bir şey değildir.
İşte, önemsiz bir şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp ezilene dek. Sonunda şu demir parmaklıkların ardından özgür dünyaya bakarız.
Ama insan günaha girmeden önce çekeceği cezanın ne kadar ağır olacağını bilmeli.
Şu andaysa karşımda duran, her şeye sahip olmak isteyen biriydi. Bana gelince, ben her şeyi yitirmeye hazır bir adamdım!
İnsan herşeye alışıyor; korkarım en çabuk alıştığı şey de aşağılık bir durumda yaşamasıdır.
İnsan karekterinin en önemli başlığı, ona hiçbir şeyin nüfus etmemesi ,ki çevresindeki olaylardan çok etkilenmeyip ve etki altında kalarak ne öfkelenmesi nede kimseye kin duymaması lazım.Bunun sonucu olarak daha aklı selim hareket eder.
İnsanoğlunda ümit asla yok olmaz; kanımca ölmekte olan birinin zihninden son geçen umittir.
Korkum, hirsimdan daha güçlü. İşte zayıf olmamın nedeni de bu!
Sürekli açlığın her şeyi acimasizca etkilediği bu dünyada yemek dagitmakla görevliler hukumdardi!
Geleceğinizi belirleyecek tek şey güçlü olma ve şeytana uymama iradenizdir.
Geleceğini bilemeyen her insan kendini huzursuz hisseder.
İşte, önemsiz bir şey büyür gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp edilene kadar.
Ancak şuna inanıyorum ki, bir insan ne kadar kötü olursa olsun, ruhu yaşam ve coşku dolu olduğu sürece benim gözümde aşınmış, parçalanmış ve renksiz bir yasami günbegün sürdüren kotumserlerden çok daha iyi biridir.
Ne sevginin ne de dostluğun ulaşabildiği bir yerdeyim; cehennemdeyim
Karşındakine böylesine guvenmemin başıma ne işler açacağını ilerde yaşayıp ogrenecektim.
Kimi huzursuz anlara karşın kötümser degil, iyimserim. Beni bekleyen her şeyin üstesinden gelebilirim.
İçkinin hafızası yoktur, insana çok şeyi unutturur.
Bizler karilarimizi döverek terbiye ederiz, daha kolay ve ucuzdur bu.
Ancak dipte de yaşanıyor, orada da yaşam var.
Başarısızlığın ve pişmanlığın onemsenmedigi yerlere gitmek
İnsanı sonsuz mutlu edecek şeyler her zaman eksiktir Biz insanlar hiçbir zaman tamamen mutlu degilizdir
İşte, önemsiz bir şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür ; ta ki biz altında kalıp ezilene dek. Sonunda şu demir parmaklıkların ardından özgür dünyaya bakarız.
Bizler karılarımızı döverek terbiye ederiz, daha kolay ve ucuzdur bu.
Kafayı bulan, ne kadar içerse içsin numara yapabildiğini, her şey kontrolünde olduğu için kötü duruma düşmemeyi becerdiğini sanıyor.
İnsanoğlunda ümit asla yok olmaz; kanımca ölmekte olan birinin zihninden son geçen ümittir.
Ne bu gökyüzünün maviliği ne de güneşin vücudunu ısıtan o ışınları senin için, mahkûm. Doğanın sonsuzluğu yoktu burada. Sen şu anda sadece birkaç saat için gökyüzünün, temiz havanın ve güneşin misafirisin. Dışarıdaki dakikaların sayılı, mahkûm. Senin dünyan hep bulutlu, hep puslu. İçinde yaşadığın yer hüzün dolu, ölü bir dünya. Orada hiç kimse içten gülmüyor, kahkalar atmıyor. Sen şimdi şu güneşe yabancısın, mahkûm!
alkolün getirdiği derin etkiyle, kapkara bir uykuya daldım. Belirli bir anlamda bu tür uykuyla silinip yok olur insan, geçici bir ölümle ölür. Hiçbir düş yoktur orda, ışıktan, hayattan hiçbir iz Yokluğa, hiçbir şey olmayan yere doğru syf.72
Yavaş yavaş insanlardan uzak duran biri olmaya başlamıştım.
Fakat iyi sonuç alınan her iş, ne kadar basit olursa olsun insanı teselli eder, rahatlatır
Korkum, hırsımdan daha güçlü. İşte zayıf olmamın nedeni de bu.
Geçmişi ya da geleceği olmayan, yalnızca bugün için yaşayan, kendini anın içinde kaybetmiş bir adam.
Senin dünyan hep bulutlu, hep puslu. İçinde yaşadığın yer hüzün dolu, ölü bir dünya.
Ne bu gökyüzünün maviliği ne de güneşin vücudunu ısıtan o ışınları senin için, mahkum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir