İçeriğe geç

Zirvenin Dibindeki Çocuk Kitap Alıntıları – John Boyne

John Boyne kitaplarından Zirvenin Dibindeki Çocuk kitap alıntıları sizlerle…

Zirvenin Dibindeki Çocuk Kitap Alıntıları

Zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti.
Zəifliyin ruhunu almasına izin verdi. Amma mən onun kimi deyiləm. Mən güclüyəm!
Yaxşı sözünü tamamlayacaq fərqli bir üsulun olduğunu sanmıram. Ya yaxşısan, ya da deyilsən..
Bu hikayeyi anlatmak biraz zaman alacak.
Yeniden çocuk olabilrir miyiz sence?
Çocukluğumuzu hatırlıyor musun?
Lütfen beni öldürmeyin.
zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti.
Ama aile en önemli şeydir.
İyi sözcüğünü tanımlamanın çok fazla farklı biçimi olduğunu sanmıyorum. Ya iyisindir ya da değilsindir.
Mükemmel yolculuk şudur: Hedeflerimize ulaşmak için savaşırız; dünyayı arındırır, temizleriz ve böylece onu güzelleştiririz.
zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti.
Yeniden çocuk olabilir miyiz sence ?
bazı insanların diğer insanların canını acıtmaktan aldığı zevki hiçbir zaman anlayamamıştı.
Çünkü üniforma giyenler, istedikleri her şeyi yapabileceklerine inanırlar.
Dik yakalar, trençkotlar, postallar üniformalar hiç suçluluk hissetmeden içimizdeki kötülüğü dışa vurmamızı sağlar.
bazen sanki tepeme karanlık bir bulut çöküyor ve onu hareket ettiremiyorum.
Zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti.
Büyük Savaş’ta ölmemiş olsa da ,onu öldürenin savaş olduğunu söylerdi annem hep.
Evet, tabii ki. Dağın tepesindeki evde yaşayan herkes çalışmak zorundadır. Sen bile. Çalışmak bizi özgürleştirir; Beyefendi her zaman böyle söyler.
Sadakatsizlik asla cezasız kalmaz
Her taze elma çuvalında bir tane çürük elma olduğunu söylerler.
Tersi de geçerli.
Çünkü biz böyle yaparız.
Sevdiğimiz insanları kendimizden uzaklaştırırız,
Önemli şeyler hakkında konuşmayız
Ve
Kimsenin bize yardım etmesine izin vermeyiz.
Ama bir gün büyümeyi planlıyorum.
Huzura tutsak edilmiş, kocaman bir dünya
-İnsanların ölümünə bais olmusan. Amma cavansan. On altı yaşın var. Elədiklərini anlamaq, dərk etmək üçün uzun illərin olacaq. Ancaq bilmirdim sözünü dilinə də gətirmə. Çünki bu, daha böyük cinayətdir.
Çünkü üniforma giyenler, istedikleri her şeyi yapabileceklerine inanırlar. Sıradan kıyafetler giyerken diğer insanlara asla yapamayacakları şeyleri üniformalıyken yapabilirler. Dik yakalar, trençkotlar, postallar Üniformalar hiç suçluluk hissetmeden içimizdeki kötülüğü dışa vurmamızı sağlar.
Anam deyirdi ki, atam müharibədə ölməsə də, onu öldürən məhz müharibədir.
-Gördüklərin adi yuxudur.
-Bunlar yuxu deyil, yuxudan da betər şeylər -xatirələrdir
Çocukluğumuzu hatırlıyor musun? diye sordu bana. Benim de senin gibi hikayelerim vardı ama kelimeleri doğru düzgün kağıda dökemezdim. Bir fikrim olurdu ama kelimeleri ancak sen bulurdun. Sen yazmış olsan da onun hala benim hikayem olduğunu söylerdin.
Hatırlıyorum, dedim
Yeniden çocuk olabilir miyiz sence?
Başımı iki yana sallayıp gülümsedim. O kadar çok şey oldu ki, o ihtimali kaybettik, dedim.
Bize ait olan her şeyi geri alacağız dedi. Topraklarımızı, onurumuzu ve kaderimizi.
Bize ait olan her şeyi geri alacağız dedi. Topraklarımızı, onurumuzu ve kaderimizi.
İyi sözcüğünü tanımlamanın çok fazla farklı biçimi olduğunu sanmıyorum. Ya iyisindir ya da değilsindir
Herkes vatanının şanı için ölmekten gurur duymalı
Pieter mektubu hayretler içinde okurken, zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti.
Zihnindeki bütün düşünceleri boşaltmaya çalıştı. İstediği tek şey boşluktu. Boşluk ve hafıza kaybı.
Masum insanların ahlaksızlaşması bu kadar kolay mı?
Mükemmel yolculuk şudur: Hedeflerimize ulaşmak için savaşırız; dünyayı arındırırız, temizleriz ve böylece onu yeniden güzelleştiririz.
Artık Alman Gençliği’nin bir üyesiydi, kendi kendine bunu tekrarladı. Üstelik herhangi bir üye de değildi. Önemli bir üyeydi, Adolf Hitler’in şahsen üniforma verdiği kaç çocuk olabilirdi ki?
Babam benimle gurur duyardı, diye düşündü.
bazı insanların diğer insanların canını acıtmaktan aldığı zevki hiçbir zaman anlayamamıştı.
Ama aile en önemli şeydir. Sen ve ben bir aileyiz. İkimizin de başka kimsesi kalmadı. Birbirimizi asla yüzüstü bırakmamalıyız.
Çünkü biz böyle yaparız. Sevdiğimiz insanları kendimizden uzaklaştırırız, önemli şeyler hakkında konuşmayız ve kimsenin bize yardım etmesine izin vermeyiz.
Hayır hiç kimse yok.Sadece ben varım.Artık yapayalnızım.
Çünkü biz böyle yaparız. Sevdiğimiz insanları kendimizden uzaklaştırırız, önemli şeyler hakkında konuşmayız ve kimsenin bize yardım etmesine izin vermeyiz.
İyi sözcüğünün tanımlanmanın çok fazla farklı biçimi olduğunu sanmıyorum. Ya iyisindir ya da değilsindir.
”Bırak söyledikleri üstünden su gibi akıp gitsin.”
Yeniden çocuk olabilir miyiz sence?
O kadar çok şey oldu ki, o ihtimali kaybettik.
İyi sözcüğünü tanımlamanın çok fazla farklı biçimi olduğunu sanmıyorum. Ya iyisindir ya da değilsindir.
Senden biraz daha şevkat göstermeni beklerdim. Ne de olsa sen de çok kolay bir hayat yaşamadın, değil mi? O küçük çocuğun yaşadıklarını en iyi sen anlamalıydın.
İnsanların ne kadar iyi kalpli olabileceğini asla göz ardı etmemelisin Pierrot.
Ya da ne kadar acımasız..
Unutmaya başladım bile.
Hayır unutmuyorsun. Hâlâ öğreniyorsun, o kadar.
Sen benden çok daha iyisin.
Anshel gülümsedi.Başka şansım yok.
Çünkü biz böyle yaparız. Sevdiğimiz insanları kendimizden uzaklaştırırız,önemli şeyler hakkında konuşmayız ve kimsenin bize yardım etmesine izin vermeyiz.
Bazen sanki tepeme karanlık bir bulut çöküyor ve onu hareket ettiremiyorum.
Rüya değildi,
Daha beteri Bir anıydı.
Ailenden arayabiliceğim birileri var mı? diye sordu hemşire.
Hayır, dedi Pierrot, başını iki yana sallayarak. Bir acıma duygusu ya da kayıtsızlık görmekten korktuğu için hemşirenin gözlerine bakamıyordu. Hayır, hiç kimse yok. Sadece ben varım. Artık yapayalnızım.
Pierrot Fischer’ın babası Büyük Savaş’ta ölmemiş olsa bile, annesi Emilie onu öldürenin savaş olduğuna inanırdı.
“Sana ne oldu Pierrot? Buraya ilk geldiğinde ne kadar tatlı bir çocuktun. Masum insanların ahlaksızlaşması bu kadar kolay mı?”
Benim babam ayakkabıcıydı.
Benim babam kraldı.
Benim babam askerdi
-Ailenden arayabileceğim birileri var mı? diye
sordu hemşire.

Hayır. dedi Pierrot, başını iki yana sallayarak.

Bir acıma duygusu ya da kayıtsızlık görmekten korktuğu için hemşirenin gözlerine bakamıyordu.

Hayır, hiç kimse yok. Sadece ben varım. Artık yapayalnızım.

-Artık Fransız olmadığını fark etti. Alman da değildi. Hiçbir şeydi. Evi yoktu, ailesi yoktu ve hak etmiyor da.
-Kendini zirvede sanırken en dipte bulan, sevgi dolu, masum bir çocuğun güç hırsı ve yanlış seçimlerle parçalanan yaşam hikâyesi,
Zaman değişse de bazı insanların fikirlerinin asla değişmeyeceğini fark etti
Bazı insanların diğer insanların canını acıtmaktan aldığı zevki hiçbir zaman anlayamamamıştı.
Çünkü biz böyle yaparız. Sevdiğimiz insanları kendimizden uzaklaştırırız, önemli şeyler hakkında konuşmayız ve kimsenin bizi yardım etmesine izin vermeyiz.
En sonunda anlatacak bir hikayesi olduğunu söyledi; kalbindeki sevgi ve iyilikle hayata başlayan ama güçle lekelenen bir çocuğun hikâyesi. Sonsuza kadar işlediği suçlarla yaşamak zorunda olan, onu seven insanlara zarar vermiş ve ona şefkatten başka bir şey göstermemiş insanların ölümüne sebep olmuş bir çocuğun hikâyesi.
Mektuplarımızın düşmanların eline geçmesine izin veremeyiz! Anshel, bundan sonra mektuplarımızın sonuna asla isimlerimizi yazmayacağız. Onun yerine pariste beraber yaşarken birbirimize verdiğimiz isimleri kullanacağız. Sen tilkiyi kullanmalısın, ben de köpek işaretini kullanacağım.
ne derse desin herkes başını sallayıp tamamen haklı olduğunu söylüyordu.
Sevdiğimiz biri hasta olduğu zaman, iyileşmesi için ona yardım etmek bizim görevimiz Tabii,izin verirlerse. Eğer vermezlerse
Zihnindeki bütün düşünceleri boşaltmaya çalıştı. İstediği tek şey boşluktu. Boşluk ve hafıza kaybı.
Beni öldürmeyin, diye bağırdı Pieter, dizlerini karnına çekip bir top gibi büzülmüş, elleriyle başını korumaya çalışıyordu. O sırada dünyadaki tek dileği, hiçliğe karışarak yok olacak kadar küçülmekti. Lütfen beni öldürmeyin.
Ve tekrar konuşmaya fırsat bulamadan, sayamadığı kadar el karanlığın içindeki bedenine uzanıp onu tekrar aydınlığa çıkardı.
“Gül ve geç!Bırak söyledikleri üstünden su gibi akıp gitsin.”
Huzura tutsak edilmiş kocaman bir dünya
“Dayanamadıgım bir şey varsa,o da zorbalıktır.”
Yeniden çocuk olabilir miyiz sence?
En sonunda anlatacak bir hikayesi olduğunu söyledi; kalbindeki sevgi ve iyilikle hayata başlayan ama güçle lekelenen bir çocuğun hikayesi. Sonsuza kadar işlediği suçlarla yaşamak zorunda olan, onu seven insanlara zarar vermiş ve ona şefkatten başka bir şey göstermemiş insanların ölümüne sebep olmuş bir çocuğun hikayesi. Adını feda eden ve onu geri kazanmak için ömrünü harcayacak bir çocuğun hikayesi. Hatalarını telafi etme yolları arayan ve Herta adında bir hizmetçinin ona söylediklerini hiçbir zaman unutmayacak bir adamın hikayesi. Asla ne olduğunu bilmiyormuş gibi davranmayan, çünkü böyle bir yalana inanmanın işleyebileceği en büyük suç olsuğunu bilen bir adamın hikayesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir