İçeriğe geç

Nildə Ölüm Kitap Alıntıları – Agatha Christie

Agatha Christie kitaplarından Nildə Ölüm kitap alıntıları sizlerle…

Nildə Ölüm Kitap Alıntıları

Fazla şiddetli hisler insanı daima korkutur.
İnsan geçmişi değiştiremez. Olayları olduğu gibi kabul etmek zorunda kalır.
Yaşamda başarılı olmak; hayal kırıklığı yaşamamak için her şeyi en ufak ayrıntısına kadar önceden ayarlamak gerekir.
– Bir dost olarak konuşuyorum. Ölüleri gömün.
+ Ne demek istiyorsunuz?
– Geçmişi unutun. Geleceğe bakın. Olan olmuş. Acı hisler durumu değiştirmez.
-İnsan keçmişi dəyişdirə bilməz, hər şeyi olduğu kimi qəbul etməyə məcburuq.
-Bəli elədir. Və insan mütləq hansısa davranışıyla səbəb olduğu şeyin nəticəsinə dözməyə məcburdur.
Həddən artıq çox olan hisslər adamı qorxudur.
Ah, ama insan yıldızını izlemelidir. Kendisini nereye götürürse götürsün izlemelidir.
Fazla şiddetli hisler insanı daima korkutur
Bir çaba harcamayan insan hiçbir şey elde edemez.
İnsan geçmişi değiştiremez. Olayları olduğu gibi kabul etmek zorunda kalır.
İnsanlar âşık oldukları zaman değişirler.
Aşk insanı yakalıyor. Ve bu bakımdan bir şey yapamıyorsun.
Bir kişi daim qadının onu lap çox sevdiyini hiss etmək istəməz .
Zaman keçdikcə hər şeydən bezəcəksən, heç nədən zövq ala bilməyəcəksən .
,
İnsanların seni tanımadan senden
nefret etmesi çok kötü.”
~
Çok şükür dünyada yine de mutluluk var!
İnsanlar aşkın her şeyi affettireceğini söylerler. Ama bu doğru değildir
Bence zenginlik, insanın kendi parası olmasıdır,’ dedi. Cüzdanı
elinden bırakmayan zengin bir kadınla evli olması değil
Onun güzel fakat çok otoriter olduğunu düşünüyordu. Ve Simon, ukala, müstebit kadınlardan nefret eder! Bu olay onu fena halde de utandırıyordu. Ama Linnet’-in parası hoşuna gidiyordu. Bu para fikri.
O daima parası olmasını istedi. Çok istedi bunu. Simon paranın sağlayabileceği şeylerden hoşlanır. Atlar, yatlar. Hoş şeyler. Bir erkeğin hoşuna gidecek şeyler.
Ben daima dinleyicim olmasından hoşlanırım. Anlayacağınız kendini beğenmiş bir insanım ben. Şimdi de kurumla kabarıyorum. ‘Görüyor musunuz. Hercule Poirot ne kadar akıllı?’ demek istiyorum.
İnsanların mutluluğu benim için çok önemli
Katilde, Pennington’da olmayan bazı yetenekler vardı. Cüret. Çabucak harekete geçebilmek.
Cesaret. Tehlikeye aldırmamak. Saat gibi işleyen bir beyin.
Siz bir kumar oynadınız ve kaybettiniz, Mr. Pennington. Blöf yersiz.
Evet dedirtinceye kadar evlenme teklif edeceğim
Neden evlenmiyorsun benimle?

Çünkü ciddi değilsin. Olmayacak şeylerle alay ediyorsun. Sana güvenilemez

Babam bütün umudu kırıldığı için ölmüştü
Sen inanılmayacak bir kızsın» diye bağırdı. «Kadınlara has o haset ve kıskançlık yok sende!»
Evet, bu hoşuma gidiyor. Sadık olması yani. Acayip bir kız o. Gururlu, içine kapanık, inatçı ve kalbi sevgi dolu.
Miss Van Schuyler’in kleptoman olduğu anlaşılıyor. Yani o bir sinir hastası. Onda cinayet işleme merakı da var mı?
Mösjö Poirot esrarı, çözebilir.

«O ihtiyar şarlatan mı? O hiç bir esrarı çözemez. Adam biyik ve palavradan ibaret.»

Dostlar arasında nezakete gerek yoktur.
Cesareti kırıldı onun. Artık kitapları pek satmıyor. Herkes o bayağı seks romanlarından bıktı. Bu annemi çok yaraladı
Onun alkolik olduğu belli. Ve siz kahramanca bu dertle savaşıyorsunuz. Ama anneniz de bütün alkolikler gibi sinsi ve kurnaz.
Siz kendi yükünüzü taşımaya alışmışsınız. Ama bunu çok uzun bir süre yapamazsınız. Sinirleriniz buna dayanamaz.
Ben her şeyde kadın parmağı aranması gerektiğine inanırım.
Dünyada onun gibi daha bir sürü işe yaramaz kadın var
Ölüm korkunç bir şey! Korkunç! Bunu düşünmek bile istemiyorum!
Sen benimsin! Duyuyor musun? Sen bana aitsin.
Biz kızlar birbirimizi desteklemeliyiz.
Güneş ne güzel,» diye düşündü. «Ne sıcak,. ne güven verici. Mutlu olmak ne hoş.
Linnet, kendisini eleştirdiği için ona kızmıştı. Genç kadın her hareketinin hayranlıkla karşılanmasına alışıktı
İnsan onlara bakarken kendisini küçücük hissediyor.
Bir böcek gibi. O zaman hiç bir şeyin önemi olmadığını da anlıyor.
Belçikalı, «Ben bir Kralım» dermiş gibi bir tavırla, «Ben özel dedektifim,» diye açıkladı.
O kadının bu ana kadar kime bir yararı olmuş. Bir asalak o.
Benim saatim doğrudur. Ne ileri gider, ne de geri kalır.
Ben avukatım da. Hiç bir belgeyi okumadan imzalamamaniz harika. Gerçekten harika
Siz, tehlikeli yolu seçtiniz, Matmazel. Sizi güvenli bir yere bağlayan bağları kestiniz
Bana ondan hiç bir zaman kaçamayacakmışım gibi geliyor.
Fazla şiddetli hisler insanı daima korkutur
Gençlik dönemi için ‘Mutluluk çağı’ demek ne kadar saçmaydı. Gençlik; kırılganlığın, korunmasızlığın en üst düzeyde olduğu dönemdi.
İnsanların düşünmenin stresinden kaçıp kurtulmak için kendine iş yaratmak olduğunu söyleyen ne kadar da doğru söylemiş.
Poirot bağırdı. ”Kadınlardan mantık beklemeyin!”
Ama bir kızı artık sevmiyorsanız, onunla evlenmeniz de delilik olur. Ve şimdi Jackie’nin nasıl bir kız olduğunu, ne kadar ileri gidebileceğini görüyorum da. İyi ki kurtulmuşum, diyorum.
Ruhun ve vücudumla benimsin! İşte ben böyle şeylere dayanamam. Hiç bir erkek dayanamaz zaten. Kaçmayı, bağımsızlığına kavuşmayı düşünür. O karısına sahip olmayı ister. Karısının ona sahip olmasını değil
Bir erkek sevdiği kadının kendisine çok âşık olduğunu sezmeyi istemez.

Karşısındaki sanki ona sahipmiş gibi davranırsa sıkılır. Çirkin bir tavırdır bu.

Ölüleri gömün.

Jacqueline şaşırdı. «Ne demek istiyorsunuz?» «Geçmişi unutun. Geleceğe bakın.

İnsan geçmişi değiştiremez. Olayları olduğu gibi kabul etmek zorunda kalır
Sizin hayatın verebileceği her şeyiniz vardı. Oysa arkadaşınızın hayatı bir tek kişiye bağlıydı. Bunu biliyordunuz. Durakladınız ama sonra elinizi uzatıp, her bakımdan fakir olan arkadaşınızın değerli olan tek şeyini de aldınız
Çünkü biri mutsuz oldu mu, eşi de ıstırap çeker. Nişanlılık ise kesinlikle bağlayıcı bir şey değildir. Bir hata yapılmışsa yol yakınken bunu düzeltmek de doğru olur
Simon, sevdiğinin Jackie değil, ben olduğunu anladı. Ne yapacaktı? Soyluca davranacak ve sevmediği bir kadınla mı evlenecekti? Ve böylece üç kişinin hayatını birden mi mahvedecekti?
Bazen, gurur ve vekar önemsizleşir, Madam.
Çünkü başka, daha ‘güçlü hisler doğmuştur.
Genel kütüphaneler eserlerimi yasakladı ama bu önemli değil. Ben gerçeklerden söz ediyorum. Seks.
Ah! Mösyö Poirot, neden herkes seksten bu kadar korkuyor?
Evrenin ekseni bu!
Ve aşk? Ama bilemezsiniz ki. Belki kocası onunla serveti evlendi
«Bir erkek sevdiği kadının kendisine çok âşık olduğunu sezmeyi istemez.
Karşısındaki sanki ona sahipmiş gibi davranırsa sıkılır. Çirkin bir tavırdır bu.
‘Ruhun ve vücudumla benim-sin!’ İşte ben böyle şeylere dayanamam. Hiç bir erkek dayanamaz zaten. Kaçmayı, bağımsızlığına kavuşmayı düşünür. O karısına sahip olmayı ister. Karısının ona sahip olmasını değil.»
Çünkü biri mutsuz oldu mu, eşi de ıstırap çeker. Nişanlılık ise kesinlikle bağlayıcı bir şey değildir. Bir hata yapılmışsa yol yakınken bunu düzeltmek de doğru olur.
❝ Aşk her şey değildir. Ancak gençken öyle olduğunu sanırız. ❞
❝ Evet, geçmişi değiştiremezsiniz. Gerçekleri oldukları şekliyle kabul etmek gerekir. ❞
Dünyada gerçekten iyi kadın pek az.
❝ Gençlik dönemi için mutluluk çağı demek ne kadar saçmaydı. Gençlik; kırılganlığın, korunmasızlığın en üst düzeyde olduğu dönemdi. ❞
❝ Ne korkunç, değil mi? Aşk insanı bir anda esir alıyor ve sen hiçbir şey yapamıyorsun. ❞

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir