İçeriğe geç

Postacı Kapıyı Çalmayacak Kitap Alıntıları – Ava Dellaira

Ava Dellaira kitaplarından Postacı Kapıyı Çalmayacak kitap alıntıları sizlerle…

Postacı Kapıyı Çalmayacak Kitap Alıntıları

Bazen bir şeyler söyleriz ama karşılığında sessizlikten başka bir şey duyamayız. Bazen de sadece kendi sesimizin yankılarını duyarız. İçimizden bir çığlık yükselir. İşte bu gerçekten yalnızlıklıktır ama biz gerçekten dinlemediğimiz için olur bu. Henüz gerçekten dinlemeye hazır değilizdir. Aslında her sözümüze mutlaka bir karşılık gelir, dünya bize mutlaka yanıt verir.
Yani, bir şeyler söyleyebiliyorsak, sözcükleri kâğıdımıza geçirip nasıl hissettigimizi anlatabiliyorsak belki o kadar da çaresiz değilizdir.
İnsan yaşamında dili sınırlarını zorlayan pek çok durum vardır, dedi. Zaten bu yüzden şiire ihtiyaç duyarız.
İki seçeneğimiz var; ya sonsuza dek bu haksızlıklara kızarak yaşarız ya da elimizde kalanlara bakar, her şeyi olabildiğince yoluna koymaya çalışırız.
Gerçekler fazla acıydı, kimse kendini hemencecik büyüyüvermiş hissedemezdi.
Bir an için de olsa bütün zorlukları unuttuk ve ne hissetmek istiyorsak onu hissettik. Bunda tamamen özgürdük.
Gerçek arkadaş, kendiniz olmanız için size sonsuz özgürlük veren kişidir. Özellikle de nasıl hissedeceğiniz konusunda. O anda şöyle ya da böyle hissediyor olmanızı sorun etmezler. Gerçek sevgi bu demektir, bir insanın kendisi olmasına izin vermek.
Hiçbir şey seni sevmesini beklediğin birinin öylece bırakıp gitmesinden daha kötü olamaz.
Çok asil,çok cesur, çok güzel olabilirsin, yine de kendini tepetaklak düşerken bulabilirsin.
Bir kardeş kaybetmenin acısını da kimseler anlayamaz.
Bir çocuk kaybetmenin acısını kimseler anlayamaz.
Kendilerine göz kulak olan birileri yoksa çocuklar her şeyi kaybederler.
Biz büyüdükçe hikâyeler de değişiyor. Bazen artık hiç bir anlamları yokmuş gibi geliyor.
Bazen bizi yaralayan ve içimizde saklı tuttuğumuz hikâyeleri bedenimiz üzerinde göstermek istiyoruz sanırım.
Ama büyüdükçe bambaşka hikâyelerin ağına düşüveriyoruz.
Hepimizin içinde iyilik vardır..
Anıların içinde boğulduğumu hissediyorum.
Merak ya da acı, korkudan yapılmış sert meyve çekirdekleri gibi öylece derinin altına yapışıp kalıyor ve geri kalan her şey onların etrafında büyüyor. Şöyle bir döndüğünde ya da düştüğünde biri yerinden oynayiveriyor. Bazen eriyip kana karışıyor bazen de büyüyüp bir ağaca dönüşüyorlar. Bazen bir tanesi yüzeye çıktığında hepsi birden peşinden geliyor.
Her şeye rağmen, hâlâ bir anda ortaya çıkıp bana sarılacağını umuyordum.
Gerçeklik güzelliktir, gerçek ne olursa olsun. Korkunç ya da kötü olabilir. Sadece gerçek olduğu için basitçe güzeldir. Gerçek aydınlıktır. Gerçek seni sana yaklaştırır. Ben, ben olmak istiyorum.
Onun kalbini avcumun içine alıp her şeyden korumak istedim.
Özgürce yaşamak sonsuz gençlik pınarından içmek gibidir.
Bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan ve açan
Yalnız anlıyor bir şey gözlerinin sesini
Güllerden derin olan kimsenin yok, yağmurun bile
Böyle küçük elleri
Söyleyemediğin bir şey için üzgün olmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Bence bir sürü insan başarılı olmak istiyor ama eğer gerçekten denerlerse diğerlerinin hayal ettiği kadar başarılı olamayacaklarından korkup vazgeçiyorlar.
Belki de âşık olmak böyle bir şeydi. Seni ne kadar doldurursa doldursun tam dolmuyor, sadece parıldıyordun.
Algımızın kapılarını sonuna dek açabilseydik, her şey insana olduğu gibi görünürdü, yani sonsuz.
Özgürlük kaybedecek hiçbir şeyin kalmaması demektir.
Ağaçların altındaki güzel genç
Ne sen bırakabilirsin şarkını ne bu ağaçlar bırakabilir yapraklarını
Cesur âşık, asla ,asla ulaşamayacaksın o öpücüğe
Hep kalacaksın bir an öncesinde, ama kederlenme böyle
Öpücüğünü alamasan da, bu güzellik solmayacak asla
Sen hep aşık kalacaksın ona, o da her zaman sadık..
Herkes uyurken bütün dünya ikimizin arasındaki bir sırra dönüşüyor.
Bir kez bir şeyden korkarsan, her şeyden korkmaya başlarsın.
Güzellik gerçekliktir, gerçeklikse güzellik. Bu dünyada bilebileceğin ve bilmen gereken tek şey budur.
Öğrenilmesi güç bir şey değildir kaybetme sanatı. Evet, öğrendim
dışarısı karanlık sky. sen de dışarıdasın. buralarda bir yerdesin.
keşke seni içeri alabilseydim
bazen güneşin hiçbir şey olmamış gibi her sabah doğuyor olması çok garip geliyor.
rutubet ruhuma işliyordu..
beni yeniden öpsün ve her şeyi unutalım istiyorum..
Ama şimdi o, kapkalın bir camın ardında yaşıyor, ne kadar hızlı koşarsam koşayım kıramayacağım kadar kalın bir cam..
Sadece kendimi yaralarım
bir insanı tanıdığını nasıl anlarsın biliyor musun?
Diye sordu bana..
yani kimsenin tanıyamayacağı kadar tanımaktan bahsediyorum. Onu tanıdığını bilirsin çünkü gerçek haliyle görmüşsündür onu, gerçekten görmüşsündür. Ona elini uzatırsın ama bir bakarsın öylece arkasını dönüp gidivermiş..
Birbirinize ait olduğunuzu düşünürsün, onun sana ait olduğunu..
Ama değil işte.
Onu korumak istersin ama yapamazsın..
dışarısı karanlık Sky. Sen de dışarıdasın.. Buralarda bir yerdesin..
Keşke seni içeri alabilseydim..
Oysa kendini suçlu hissettiğinde ınsanların sana acımasından daha kötü birşey yoktur. Bu kendini daha da suçlu hissetmene neden olur.
Ama hayat böyle değil işte. Her şeyi doğru yapsan bile sonucun ne olacağından emin olamıyorsun. Bir anda her şey altüst oluyor ve hayat değişiyor.
Yukarıdan bakınca küçücük görünen bu insanların her birinin ayrı bir adaymış gibi gizemli ormanlara ve gizli düşüncelere sahip olduğunu düşünmeye başladım.
Hayatta sadece bir yolcu olmaktan başka seçenekler de vardır.
Senin sesini dinlerken, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bir şeyler anlam kazanmaya başladı sanki.
Keşke beni kimsenin tanımadığı bir yere gidebilseydim.
Size çok yakın olan bir şeyi kaydettiğinizde biraz da kendinizden bir şeyler kaybetmiş olursunuz.
İki şehir kaybettim, iki güzel şehir
Topraklarım vardı uçsuz bucaksız
İki nehrim, varlığım koca bir kıtaydı
Arıyorum hepsini ama bir felaket sayılmaz kaybolmaları..
Belki yeniden yeni bir dünyaya açılan bir kapı bulmama yardım edebilirsin.
Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
Bazen güneşin hiçbir şey olmamış gibi her sabah doğuyor olması çok garip geliyor
Söyleyemediğin bir şey için üzgün olmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Freedom is just another word of nothing left to lose ~ Özgürlük, kaybedecek hiçbir şeyin kalmaması demektir.
Belki de hava, birazcık ısınmak için benim soluğuma asılıp kalmıştı.
Hiçbir şey seni sevmesini beklediğin birinin öylece bırakıp gitmesinden daha kötü olamaz.
Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
Size çok yakın olan bir şeyi kaybettiğinizde biraz da kendinizden bir şeyler kaybetmiş olursunuz.
Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
Ama hayat böyle değil işte. Her şeyi doğru yapsan bile sonucun ne olacağından emin olamıyorsun. Bir anda her şey altüst oluyor ve hayat değişiyor.
Bazı şeyler var ki artık bu dünyada olmayanlar dışında kimseye söyleyemem.
”İnsanları kurtarmak konusunda söylediklerim yanlıştı. Bunun mümkün olduğunu düşünürsün çünkü biri gelip seni kurtarsın istersin ya da birini kurtarmayı çok istiyorsundur. Ama kimse kimseyi kurtaramaz, bunu hiç kimse gerçekten yapamaz, çünkü seni senden kurtarmak mümkün değildir. ”
Belki de hikayeleri anlattıkça içlerine hapsolmaktan kurtuluyoruzdur. Artık bize sahip olamıyorlar, biz onlara sahip oluyoruz. Belki de büyümek, hikaye ne derse onu yapmak zorunda olmadığımızı anlamaktır. Hikayenin yazarının biz olduğumuzu fark etmektir belki de.
Artık evrendeki yerimi bile bilemiyordum.
Belki de büyümek, hikâye ne derse onu yapmak zorunda olmadığımızı anlamaktır. Hikâyenin yazarının biz olduğunu fark etmektir belki de.
Yani ileride dediğim o kadar da uzak bir zaman değil aslında,büyümek de böyle bir şey galiba.
kalbini kalbimde taşıyorum
olduğumuz ve olmak istediklerimizin tam ortasında bir yerdeydik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir