Hanzade Servi kitaplarından Yo – Yo kitap alıntıları sizlerle…
Yo – Yo Kitap Alıntıları
Evet. Eğer çok hata yapmışsan, yaşlandığında keşkeler etrafında dağ gibi sıralanıyor. Onların arasında kalan hayatına bölük pörçük görebiliyorsun. ”
Bazen gerçekten sonucunu düşünmeden bir sürü hata yapmak istiyorum
Sen Küçük Prens’sin, diye mırıldandım. Yanındayken güneş sürekli yeniden doğuyor.
Umut, insanı gökyüzüne çıkaran uçan bir balon gibidir. İpini tutup sizi havalandırmasına izin verirsiniz. Hayal kırıklığı balonu patlatır. Ruhunuz bir anda yere çakılır.
Derin derin nefes alarak kendimi Yo-Yo’nun babasıyla tanışmaya hazırladım. Peki, odanın kapısından kafamı uzatıp ona ne diyecektim? Eve gizlice girdiğim düşünülürse, en mantıklı şey ‘ce-eee!’ gibi görünüyordu.
Sen küçük Prens’sin, diye mırıldandım. Yanındayken güneş sürekli yeniden doğuyor.
En deli kahkahalar hep en acılı ya da en öfkeli anlarımıza denk gelir.
Beyaz yalan , yalan söylemeye çalışma provasıdır.
“Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Belki de hayatın anlamı dedikleri şey buydu. Yani, sürekli bizi izleyen görünmez seyircilerin olduğunu düşünmek Böylece boş boş oturduğumuz anlar bile anlam kazanırdı. Hiçbir şey yapmayan halimizi sıkılmadan alkışlayan seyircileri her yerde bulamazdık.”
“Sen Küçük Prens’sin”, diye mırıldandım. “Yanındayken güneş sürekli yeniden doğuyor.”
“Dünyanın bir yerlerinde hüzün varsa, başka yerlerinde de neşe var. En deli kahkahalar hep en acılı ya da en öfkeli anlarımızda gelir. Hani derler ya, güleriz ağlanacak halimize Güleriz, çünkü mizah gülümseyen öfke ve acıdır.”
“Şu kısacık sürede ben, hayatın sırrının çocuklar olduğunu öğrendim. Bir büyük çocuklaştığında , herkes onunla alay eder. Ama çocuk kalmayı bir parçan yapabilirsen O zaman seni salıncakta sallanırken izleyenleri kıskançlıktan çatlatabilirsin. Bana söz ver İç Donu. Kaç yaşına gelirsen gel, saçmalama özgürlüğünü asla kaybetmeyeceksin. Hep böyle kalacaksın.”
“Çok düşündüğünde, düşündüklerinden bazıları seni üzer. Bir de onları dillendirmeye kalkarsan, mutluluğa zaman bulamazsın.”
“Hayata tek taraftan bakmayı bıraktığınız anda, olayların diğer boyutlarını da görürsünüz.”
“Sorunlarınızı dostunuzla paylaştığınızda, çözülmeseler bile kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark ettiniz mi?”
“Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Belki de hayatın anlamı dedikleri şey buydu. Yani, sürekli bizi izleyen görünmez seyircilerin olduğunu düşünmek Böylece boş boş oturduğumuz anlar bile anlam kazanırdı. Hiçbir şey yapmayan halimizi sıkılmadan alkışlayan seyircileri her yerde bulamazdık.”