İçeriğe geç

Kitap Medeniyeti Kitap Alıntıları – Abdulnasir Kımışoğlu

Abdulnasir Kımışoğlu kitaplarından Kitap Medeniyeti kitap alıntıları sizlerle…

Kitap Medeniyeti Kitap Alıntıları

Heyhat! Ruhlarını kaybedenler dünyayı kirlettiler.
Kelimelerle birbirimize sevdiğimizi söylüyoruz. Sevgi sözleriyle kanatlanıyor insan, uçuyor başka diyarlara doğru, yeni keşiflere koşuyor. Kelimeler onu fâtih yapıyor. Yeni yeni diyarlar fethediyor, gönüller fethediyor.
Benjamin Franklin’e göre, “Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça, gaflet ve bu gafletten doğacak felâket azalmaz.”
Bütün kitaplar bir kitap içindir.
Dile ve edebe hâkim bir edebiyatın hitabı, kulağa veya göze etkisinden çok, davranışlara ve gönüllere sirayet eder. Kalp ten kalbe köprüler inşa eder. Roman, hikâye, şiir, deneme, makale Hangi türde olursa olsun bu iki özelliğe dikkat eden edebiyat, daima ihya ve inşa eder. Gönüllere inşirah, zihinlere fikir, hislere ilham olur.
Kalemde duruş, kelamda tavır saklıdır
Gönülden bahşedeceği şairane telaffuzları olmalı insanın
Sadırlara nakşedilecek kelam ehli olmalı ya da
En vefalı dost kitaplardır; incitmez, kırmaz, tahkir etmez, unutmaz, ayıplamaz
Hiç kuşkusuz yazmak, aynı zamanda bir hücum komutudur da.
Kelam, Muhammedî vasfa bürünen sözün kalıplaşmış hâlidir. Bu yüzden sinelere inşirah bahşeden bir özelliktedir.
Zarifoğlu ne güzel demiş: Zirvesine göz koyduğum dağlara bak. Birde ayağımın takıldığı çitlere bak.
İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım. der büyük mütefekkir Cemil Meriç.
Kitap okumak; ruha ilaç, şuura gıda, davranışlara cila, güzelliklere vesile, olgunlaşmaya hicret, kelama kuvvet ve kaleme mürekkeptir.
Kitaplar, ruhumuzun şiir mısralarıdır.
Hayatımızı ve özellikle gençlik çağlarımızı verimli kılacak en önemli varlık kitaplardır. Keşke hayatımız kitaplar arasında dolaşmakla ve mürekkep izlerinde fikir arama telaşıyla geçse. Bu ne güzel hayal, ne güzel bir arzu ve ne güzel bir duadır.
Kitap sadık bir dosttur, Samimi bir arkadaştır, sırları ifşa etmeyen sırdaştır.
Kitaplar vardır yutulmak , kitaplar da vardır daima okunmak için …
Kaynak o, bizler onun ara kollarıyız
İnsanın iki dünya saadetinin bahşeden kitaptaki şuuru şiar edinen şuurlu insanlardan olabilmek dileğiyle
Kitap her bir satır arasında insan iradesine gıda kazandıran bir maden ocağıdır.
Kitap insanın hayvandan da aşağı olan belhüm adal bataklığına düşme ihtimalini azalttığı gibi, onu esfel-i safilin olan kötü nihayetten de muhafaza eder.
İnsanı, insanı kamil eyleyen mücevherattır kitap .
Kitap elini uzatana gönlünü verir.
Kitaplarında ruhu vardır.
Kitap Kur’an’ı kerimdir. Diğer bütün kitaplar bu kitabın birer tefsiri niteliğindedir.
Zarifoğlu ne güzel demiş: Zirvesine göz koyduğum dağlara bak bir de ayağımın takıldığını çitlere bak.
Kitap ilimdir, irfandır, hikmettir, güçtür, var olmaktır, meydan okumaktır.
En vefalı dost kitaplardır; incitmez kırmaz, tahkir etmez, unutmaz, ayıplamaz.
Neticede bakmışsın ki farkında olmadan söylenip duruyorsun: İnsanlar kötüydü kitaplara sığındım
Sanal dünyanın kanserli hücreleri ile baş edebilecek en sağlam panzehir kitap sayfalarından başkası değildir.
Okuduğun kitabın sayfa kenarlarına düşen gözyaşlarını asla ifşa etmez mesela. Veya heyecanlandıran satırların cezbesi ile ifade ettiğin sözcüklerin kimi işaret ettiğini kim ne bilsin o kitaptan başka?
Sır saklamasını da çok iyi bilir kitaplar.
Bir kitabı bitirince akabinde birkaç kitap yalvarışa geçiyor, benimle devam et diye, okuduğun kitap seni birkaç kitapla tanıştırıyor.
Okumak da deniz suyu gibidir, okudukça okuyasın geldiği için.
Kitapların dostluğu ihaneti olmayan bir sadakat ve muhabbeti de günden güne artan sevgisi elinden başka bir şey değildir.
Okumak amaç değil kişinin rabbi yolunda Rıza kazanmasında bir araçtır.
Biyografi okumalarını ise vefatının sene-i devriyesi gelen kültür adamının hakkında yazılan bir eseri okuyarak yapmak hem o kişiyi yad ettirecek hem de farklı bir okuma etkinliği kazandıracaktır.
Süt bebeğe kebap zehir olur.
Kişi yaşına, konumuna ve kapasitesine göre kitaplardan arkadaş seçmelidir.
Bedenin sağlıklı yaşamı için ekmek ve su nasıl elzemse ruhun sağlıklı ve uyanık olması için de okumak o derece elzem, hayati ve manevi bir gıdadır.
Birilerinin kahkahaları bir başkasında ah vah eyvah diye neticeleniyorsa burada büyük bir adaletsizlik var demektir, insanlık suçu var demektir, şeytani düzenin çarkları dönüyor demektir, kan emici sömürgeciler doymamış demektir.
Bugün kalem kılıcıın yerini almıştır.
Okumak fiilden ziyade bir ameldir.
Ve yine okumak neyin ne olduğunu bilmeyi ve onu nasıl muhatap kabul edeceğimizi bizlere fısıldayan yol arkadaşımızdır.
Okumak insanı daima güncel tutmaktadır.
Kitaplar vardır yutulmak, kitaplarda vardır daima okunmak içindir.
Okumak doktor reçetesi gibidir herkese aynı reçete verilmez.
Okunan yazı eğer ki yavan ve tatsızsa bilinmelidir ki bu sancısız cümle kurma cambazlığıdır.
Çok yazan değil güzel yazan yaşar. diyen Cenap Şahabettin.
Kişinin kıymeti dilinin altında ve kalemin ucunda gizlidir, onu söz ve yazı açığa çıkarır. der merhum Ali Fuat Başgil.
Kalem, kelâmı yazı ile muhafaza eden muhafızdır.
Belki inandıklarımın hepsini yazamayacağım ama inanmadığım hiçbir şeyi yazmayacağım.
Kalem bir pusattır.
Kalem erbabı düz olmalıdır, elindeki kalemine yaradanın yemin ettiğini unutmamalıdır.
Kaleme ve yazdıklarına andolsun.
Alimin mürekkebi şehidin kanından üstündür.
Yazı zamana an düşmektir.
Kalem ustadır, mürekkep memba, yazı da estetik ve sanattır.
Edebiyat, sofrasında her türlü nimetin olduğu bir zenginlik ve cömertlikle muhataplarını ağırlamada daima mütevazı davranmıştır.
Şiirde hikmet vardır.
Yazmak ve okumak bu iki eylem cemiyet hayatımızın dengesini insanların ihtiyacını ve mayınlı yollarda tehlikelerin farkındalığını göstermek ve açıklamak içindir.
Kelime bizlere emanettir.
Diyorum ki bu kentin ipleri kimin elinde?
Diyorsun ki elleri olmayanın elinde
Ne ateşte ne cımbızda yokmuş
Fikir çilesinden büyük işkence
İnsan, kâinat içerisinde eşref-i mahluk Mahlukat içerisinde Yaratıcıya halife Akılla donatılan bir değer İnsan, zübde-i âlem Bütün mevcudatı kendisine ram eyleyen
Okumaktan maksat, dolmak ve olmaktır.Ruhu doyurmak ve olgunlaştırmaktır.Olan veya dolan ruh, sinede mayalandıkça o kişinin şahsiyet, haysiyet, hissiyat, fikriyat ve karakter yapısını şekillendirir.Bu bir kimlik kazanma serüvenidir aslında.
Hayat ve ölüm gibi iki kapılı bir handır dünya Ve insan iki kapının eşiğini aşındırır ömrü boyunca Ölüme yaklaşır farkında değildir, hayata gözlerini açar hatırlamaz Bu iki kapı arasında gelgitler yaşayan insan, gün olur ölümü özler, gün olur hayata sımsıkı sarılır Bu iki durum karşısında dengeyi sağlamaktır mühim olan
Kitap, elini uzatana gönlünü verir. Okuyucusuna gönlünü kaptırır. Kitabı seveni, bağrına basar ve ona hürmetkâr davranır.
Okumak kişiye farkındalık kazandırmakla birlikte o kişiyi basiretli ve ferasetli eyler. Çünkü satır satır takip edilen mürekkep izleri kişiyi hikmet burcuna yönlendirir.
Yazı kimliktir, nefestir, silah ve sancaktır. Hikmet ve fazilettir.
Okumak, kişinin kendisini milli ve manevi değerleriyle dolduracağı, ruhunu doyuracağı, şuurunu ferasetli kılacağı, görüşünü yine mukaddes değerleriyle şekillendireceği ve sefer üzere devam edeceği yürüyüşünü de samimi ve gayretli kılacağı mukaddes, münevver, müzeyyen ve muhteviyatlı bir ameldir.
Söz söylemek herkesin, kelam etmek er kişinin işidir..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir