İçeriğe geç

Bir Kadın Seni Seviyorsa Kitap Alıntıları – Nursen Yıldırım

Nursen Yıldırım kitaplarından Bir Kadın Seni Seviyorsa kitap alıntıları sizlerle…

Bir Kadın Seni Seviyorsa Kitap Alıntıları

Hâlâ hali hazırda bulunan tek duamsın. Yani ne zaman bir dilek dileme hakkı verilse bana, bir yıldız kayarken, üflerken bir pastanın mumlarını gözlerimi yumduğumda aklıma gelen ilk şeysin.
Yerlerde sürüklenmem yerleri de utandırıyor mu bilmem.
Ben senin için kendim ile savaştım. Kendimi değiştim sana, kendimi yenilgiye uğrattım.
Ben etrafındaki herkes karanlığına mum yakmaya erinirken, sana gün, güneş oldum.
Biliyorsun,
Çarpmadım suratına hiçbir eksikliğini, tamamlamaya çalıştım. Başardım ya da başaramadım, bilemiyorum ama denedim.
Ben seni tamamlayabilmek uğruna, eksildim.
Biliyorsun,
Çiğnedim gururumu.
Biliyorum,
Bir şey kesiyor içini.
Bir şey yumrukluyor göğsünü durmadan.
Bir şey sıkıyor boğazını ama ağlayamıyorsun.
Bak sevdiği demiyorum, özlediği, beklediği, merak ettiği kadın demiyorum. – Bunlar olmak ile cennet arasında tercih yapacak olsam tereddütsüz cennetten vazgeçerdim.-
Hayatındaki herhangi bir şey olmaktan bahsediyorum sadece. Taşlar, duvarlar olabilmekten. Gözüne ilişen herhangi bir şey olabilmekten bahsediyorum.
Ben her şey olmaya razıydım da, o da bana yokmuşum gibi davranmaya yeminliydi sanki.
Ben;
Bensiz hayatını eksiklik hissetmeden yaşayabileceğine şahit oldum.
Hiç tanışmadığın ya da çok eskiden sadece merhabalaştığın biriymişim gibi yaşamına devam edebildiğini gördüm.
Hayatımı rengine boyadığım gözlerinin, yokluğumda beni aramadığını, yokluğuma yaşlanmadığını gördüm.
Buna kahroldum ve katlandım.
Sevmek cesaret ister anladım,
Ama seni sevmek gurursuzlaşmak da ister değil mi?
Ama seni sevmek ateşli sarılmalar yerine, ateşe sarılmayı göze almamı da ister

O acı ki ömrümün hatırladığım kısmını felç etmiş.
O acı ki beni kendi ömrümün figüranı etmiş.
Nasıl geçsin ulan?
Dalından düşmek üzere olan sararmış bir yaprağın, rüzgar vurdukça savruluşunu izledim. Eğer bir şey bağıracak olsaydım, sabahın beşinde bir şey bağırabilecek cesaretim olsaydı o yaprak ile benzerliğimizi bağırırdım.
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa, sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma. İlk darbede yere çakılma oğlum, ilk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla, ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten
Can havliyle, kaçar. Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip çıkamadığın kadınahesap da soramazsın.
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının, onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur,
senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla, onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez. Yalnız genç adam,
kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez, bu da kalsın aklında…
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni.
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa, sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini,
onu yanıltma. İlk darbede yere çakılma oğlum, ilk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla, ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu…
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten, beklemekten, özlemekten, hatta dua etmekten…
Can havliyle, kaçar. Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam,
Yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın.
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla
Falan filan sonra, bilirsin ya… Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır. Susmuş bir kadın için,
bitmiş bir adamsındır. Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile
edilemez olan maddelerinden biridir. Kadın olmanın kuralıdır
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın!
Ve bir gökyüzü vardır her kadının. Öyle bir havan olmalı ki adamım,
senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının,
başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın…
Senden güçlüsüne özen ama senden zayıfina acıma.
Senden iyisini tebrik et ama senden kötüsünü küçümseme.

Her- ikisinin ortasında olduğunu, her an şartların seni her ikisinden birinin yerine getirebileceği gerçeğini unuttuğun, özgüvenin ile egonu karıştırdığın, kendini yenilmez sanarak böbürlendiğin gün, dünyadan eli boş giden hanlar, saraylar sahiplerini düşün.

Toprağı, suyu, çamuru düşün.
Kim olduğunu hatırlayacaksın.

Bir daha kimsenin seni benim kadar sevemeyecek olmasından daha kötü bir şey var.

Artık ben de seni sevmiyorum.

Kibriniz öyle boşuna ki;
Zirvede kalacağınıza emin olduğunuz an,
Ayağınıza takılan bir taş sizi dibe indirebilir.
Kibriniz öyle boşuna ki;
Küçümsedikleriniz, muhtaç olduklarınıza dönüşebilir.
Kibriniz öyle boşuna ki;
Az sonra rastgele sıkılmış bir kurşun sizin pencerenizi kalbinizi durdurabilir.
Sabır tercih, tahammül mecburiyettir.
Düşmek ile düşürülmek arasındaki farkı yaşayarak terübe edenleriniz, ağlamamak için gülümseyenlerden olanlarınız anlayacak.
İyilik neydi?
Kime iyi denilebilirdi ki! Senin bahçene çiçeler eken insanlar, başka bahçelerin toprağını kurutmuştu belki
de. Senin yüzüne gökkuşağı serpen insanlar, başkasına karalar bağlatmışti Sana can veren, canını almıştı birilerinin.
Şimdi sana dünyanın en mutlu ve şanslısı gibi hissettiren insanın, yarın sana en büyük kazığı atan insan olmayacağından emin olamıyorsun.
Bazıları buna şüpheci olmak der, bana göre tecrübeli olmak.
Karanlık,
Karanlık,
Karanlık

İnsan kaç kez düşer?
Hangi düşüş, gerçek bir düşüş sayılır?
Kanını akıtan mı, ruhunu acıtan mı?

İnsan neyi sığdıramaz içine?
Ölümü, ayrılığı, ihaneti, özlemi, çaresizliği, acıyı?
Hepsini sığdırdım.
Zor oldu, uzun oldu, belki sıkıştı biraz içim ama sığdırdım
Sevilmiyor olmak; ömür boyu peşini bırakmayacak kuduz köpek gibidir. Bıraktığını sandığın anlar olacaltır; bir şiir okurken, bir şarkı dinlerken, izlerken bir bankta denizi, hatta bir gece yansı durup dururken yakalar, parçalar seni
Ne yaparsan yap , geri döndüremeyeceğin şeyler vardır bu hayatta. Kabullenmek, devam etmek, yürümek zorundasındır. Bir yandan kabullenmeye çalışır, bir yandan reddedersin bazı şeyleri. Savaşların en zoru kendinle olandır. Kazanamaz, kaybedemez, pes edemezsin. Her çaresizlik, bir mecburiyet doğurur.
Her mecburiyet, bir travma.
Ben hiçbir acının geçtiğine inanmıyorum. Sadece daha taze bir acı bulunca, diğerini rafa kaldırıyoruz.
Nedenini bilmediği her şey yoruyor insanı.
Cevabını alamadığım her soru
Biz şiirlere adı verilen o güzel kadınlardan değiliz. Biz babalarının doğduğu gün gömdüğü kız çocuklarındanız.
Beni affet.
Suçum vardır, elbet.
Senden önce mesela, gülmüşümdür filan.
Ne varsa sanki senden önce gülünecek!
Savaşların en zoru, kendinle olandır.
Ağlamayı doğduğumdan beri biliyordum da, gülememeyi öğrenmiştim.
Başlarda yıllardır onu beklemişsin gibi hissettiren insanlar, yıllarca kapatamadığın yaralar açıyor.
Kuştur kadın!
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Kalbim, baharını yitirmiş papatya ..
Bazıları bu hayatı yaşar, ben bu hayata katlanıyorum.
Aşık oldum ve yaşamak bir süreliğine sebeplendi
Belki sevdiğim birinin gözlerine bakarken yerini tuttuğu balıkları denize bağışlayan çocuk gururuna bırakıyordu hüznüm
Sevgilim,
Günü aydınlatan biraz da yüzündür,
Bağışlanmayacak günahlar işlemiş hüzünlü bir kul için.
Sen hainlik yapmak ile hata yapmak arasındaki farkı karıştırıyorsun. Onlar kanser olmak ile grip olmak kadar ayrı.
Okuma yazma öğrenmem gereken yaşta ben; yaralanmayı öğrenmiştim.
Ağlamayı doğduğumdan beri biliyordum da, gülememeyi öğrenmiştim.
Gökyüzüne uzanan bir merdiven düşünün, birileri bulutlara dokunmasına birkaç basamak kala gelir hayata, birileri ise o merdivenin ilk basamağına ulaşabillmek için bile sürünmelidir.
Bana birkaç sebep verin,Yaşamak için
Neresinden tutunsam, orasından kırılıyor hayatım
Kalp de kırılıyormuş anne, bir kemik gibi,
Kalp de ağrıyormuş.
İnsanın canını, acısından çok, acısını tarif edememek yakıyormuş meğer..
Nereden başlayacağını bilmeyince, başlamayı erteliyor insan.
Haklı olduğumu gördüm, kendimi öldürmek istemekte..
Ne yaparsan yap, geri döndüremeyeceğin şeyler vardır bu hayatta. Kabullenmek, devam etmek, yürümek zorundasındır
Ne zaman bir şeye çok üzülsem midem bulanır benim. Sen midemi çok bulandırıyorsun.
Adalet; çıplak bir krala benziyor anne. soytarıların dilinde
Beni sevmedi,
Beni seviyormuş gibi yaptı.
Bu mühim,
Bu önemli,
Bu tuhaf,
Bu kabullenilemez ve katlanılamaz.
Bunun ağrısı dinmez, bunun kırgınlığı unutulmaz.
Sevilmiyor olmanın çaresizliğinden sağ çıkar da herkes, sevildim sanmamın düşüşünden kurtulamaz.
Konu ve şartlar ne olursa olsun yoluma devam edebilirim.
Bu çok güçlü oluşumdan değil, yoluma olan inancımın çok kuvvetli oluşundan..
Ben hiçbir acının geçtiğine inanmıyorum.
Sadece daha taze bir acı bulunca, diğerini rafa kaldırıyoruz.
Kaldıramayan intihar ediyor..
Bizim gibilerin hayatında pek fazla şey yolunda gitmez ama size gidiyor gibi gösteririz.
Beni sevmedi,
Beni seviyormuş gibi yaptı.
Bu mühim,
Bu önemli,
Bu tuhaf,
Bu kabullenilemez ve katlanılamaz.
Bunun ağrısı dinmez, bunun kırgınlığı unutulmaz.
Sevilmiyor olmanın çaresizliğinden sağ çıkar da herkes, sevildim sanmamın düşüşünden kurtulamaz.
Kadınlar susmaz genç adam , susmuş kadın gitmiş kadındır
Sevse çekebilir miydi ellerini saçlarından?
Sana başını öne eğip susmaya alışmayı tarif edemem.Tüm oyuncakçıların, tüm lunaparkların önünden kafasını eğerek geçen fakir bir çocuk düşün.
Onun alışmışlığını ve onun kırılmışlığını düşün
Zaten kadının sevdiği şey çiçek değil, o çiçeği alırken onu düşünmüş bir adama sahip olmaktır.
iyi olmak , iyi hissetmeye yetmiyor sevgilim .
iyi olmak , sevilmeye yetmiyor .
Ne yazık !
iyi olmak , benimle kalmana yetmiyor.
Bir Kadın Seni Seviyorsa Sana Aittir.Mutlaka Bir Fotoğrafın Vardır Odasının Bir Yerinde,Onu Kaldırtma!
Bir Kadın Seni Seviyorsa Uyumadan Önce Dua Ediyordur,Senin Adınla Başlayan Dualar Ve Senin Adınla Biten,Onu Susturma!
Bir Kadın Seni Seviyorsa Sana Zarar Vermez.
Yalnız Genç Adam,Kadınlar Vazgeçtikleri Adamlara da Acımayı Beceremez,Bu da Kalsın Aklında
.
.
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının, onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur, senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla, onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez. Yalnız genç adam,
kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez, bu da kalsın aklında…
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni.
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa, sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma. İlk darbede yere çakılma oğlum, ilk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla, ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu…
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten, beklemekten, özlemekten, hatta dua etmekten…
Can havliyle kaçar. Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam, yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın.
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla Falan filan sonra, bilirsin ya… Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır. Susmuş bir kadın için sen bitmiş bir adamsındır. Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir. Kadın olmanın kuralıdır
Bir şey daha vardır ki, kuştur kadın!
Ve bir gökyüzü vardır her kadının. Öyle bir havan olmalı ki adamım, senden göçmediği için onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın…
.
.
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Beni sevmedi.
Bu mühim değil, kimseye kendini sevdiremezdin. İnsanlar şanslı olanlar ve şanssız olanlar diye ayrılır. Kendini şanssızlardan sayar, yaşamaya devam edersin.
Beni sevmedi.
Bu önemli değil, zaten beni kimler sevmedi saymaya vaktim yok. İnsanlar mutlu olanlar ve mutsuz olanlar diye ayrılır. Kendini mutsuzların içine katar devam edersin.
Beni sevmedi.
Bu tuhaf değil, acısı derin, sorgusu uzun ama kabullenilir. İnsanlar aşık olanlar ve aşık olunanlar diye ayrılır. Kendini aşık olanların en aptalı ilan eder devam edersin.

Beni sevmedi,
Beni seviyormuş gibi yaptı.
Bu mühim,
Bu önemli,
Bu tuhaf,
Bu kabullenilemez ve katlanılamaz.
Bunun ağrısı dinmez, bunun kırgınlığı unutulmaz.
Sevilmiyor olmanın çaresizliğinden sağ çıkar da herkes, sevildim sanmamın düşüşünden kurtulamaz.

Biliyorum,
Bir fotoğraf saklıyorsun cüzdanında, altında yastığının, telefonunda, çekmecende ya da içinde anahtarının yerini herkesten gizlediğin bir sandığın. Ara sıra bakıp, bir sigara yakıyorsun. Ezberlemeye çalışıyorsun, belki sen de orada, o fotoğrafın bir yerinde gülümsüyorsun.
Bir fotoğraf ile hatırlıyorsun mutlu olduğun günleri, “keşke” diyorsun.

Biliyorum,
Böyle olmasaydı, nasıl olurdu diye merak ediyorsun.
İki kızınız olurdu. Eve döneceğin saati iple çektiğin günlerin, her gece aynı insana sarılıp uyuyabildiğin için şükür borcun olurdu. Duvarında olurdu, o şimdi gizli saklı baktığın fotoğraf karesi.
Biliyorum,
Böyle olması için sahip olduğun her şeyden vazgeçebilirsin

Biliyorum sabaha karşı çıkıp, avaz avaz bağırmak istediğin o balkonun soğukluğunu.
Biliyorum “ben şimdi ne yapacağım?” sorusunun içine düşürdüğü boşluğun çaresizliğini.
Biliyorum belki karşılaşırız umudunu.
Biliyorum başka biri ile gördüğün günün gecesi nasıl sarhoş olduğunu

Biliyorum,
Bir şey kesiyor içini.
Bir şey yumrukluyor göğsünü durmadan.
Bir şey sıkıyor boğazını ama ağlayamıyorsun.

Kibriniz öyle boşuna ki;
Az sonra rastgele sıkılmış bir kurşun sizin pencerenizi kırıp, kalbinizi durdurabilir.
-Anne ben aşık oldum.
Bir başka bakıyor bana, renkleri ilk kez görüyormuş gibi heyecanlı, bir ağaca ilk kez tırmanıyormuş gibi acemi bakıyor. İki elini kavuşturup çenesinin altında, uzun uzun bakıyor. Kalk gidelim diyorum, kalkıyoruz. Eşit adımlar atıyor benimle, hangi ayağımla hangi yöne atıyorsam adımımı, aynı ayağı ile aynı yöne atıyor. İlk kez sarılır gibi bir kadına, ürkek sarılıyor. Anne göğsümde çiçekler açtı, her gün suluyor. Alıyor güneşe çıkartıyor onları, okşuyor. Bir bebeğe ninni söyler gibi sakin konuşuyor benimle. Ben başımı yaslarım diye, gökyüzü doldurmuş göğsüne. Ve kır çiçekleri sürünmüş boynuna. Benden önce çok yorulmuş da sanki, benimle dinleniyor..
“Bak, anlamıyorsun. Ben düşmüş olmaya kızmadım, düşmem gerekiyorsa bir yolunu bulurdum düşerdim zaten ama beni niye sen ittin?”
Biliyorsun.
seni sevdim!
bir gün kör kalsaydın da severdim.
ellerin olmasaydı mesela.
ellerin olmasaydı, sen bile kendini sevmezdin oysa…
Kalp de kırılıyormuş anne, bir kemik gibi.
Kalp de ağrıyormuş.
Biz şimdi dünyanın iki ucuna kusursuz simetri ile dizilmiş domino taşlarının iki ucundaki taşız seninle. Öyle uzak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir