İçeriğe geç

Hüsn-i Yusuf Kitap Alıntıları – Salih Uçak

Salih Uçak kitaplarından Hüsn-i Yusuf kitap alıntıları sizlerle…

Hüsn-i Yusuf Kitap Alıntıları

Ve biz uzak bir ihtimaliz hâlâ
Ben gözleri arkada kalmış maktul
O uçurum müjdeleyen efendi
Bir gün susuşlarımı toplayıp gelsem kapına
Ne çok seni konuştuğumu anlarsın
Gün sağır, gece sağır, mevsim sağır
bil ki dikenliktir kalbim
kanarsın
yürüme içime
susuz kalırsın çöllerimde
ismail yok, hacer yok
zemzem yok azize,
zemzem yok
beni şiirin izbe sokaklarında bulacaksın
acılar içinde yalnız
Dudaklarımda yarım kalmış bir tebessümle
kızıla çalan mısralarım olacak yanımda
bir mühimmat gibi
korkacaksın
Adımı unutma
Her duanın sonuna ekli olsun
amin leyin
Vefayı bulamıyorum
Bulursan adresimi biliyorsun
Çağrısız gidelim azizem
Şaşaasız, gürültüsüz
Vedalaşmadan el sallamadan
Ismarlamadan

Yalnız kitaplar özlesin bizi
Yalnız sokaklar
Ve geceler
İki çay bardağı bir de yalnızlık özlesin bizi
Yarım kalmış şiirler
Ve duvara çizdiğim hüzün
Aynadaki yüzün özlesin

Geçer diye beklediğim kervan: umut
Kayıp kelimeler atladı yüreğim
Derin uçurumlar
Issız mağaralar ülkesi
Ali de Zülfikar senmişsin
Bildim
Ayıptı zeytini bir kerede yemek
En az iki kere karıştı ekmeğe
Yeşilini bilmedik hiç
Zeytin siyahtı: gözleri gibi
hayat kısa, hikaye uzun
sevincimi kaybettim
hüznüm, hükümsüzdür
büyüttüğüm Aşk keskin mızrak şimdi
ne tuhaf değil mi
sen ve ben,
hiç olmamış iki nin bir leriyiz
Aşk illegaldi, anlamadılar azize’m
seni anlatmak zor azize,
seni susmak beter
dedi:
Aşk bir uçurum du aramızda
biz ona kısaca yâr diyorduk
/unutma
dedim:
hınzır bir tebessümdü katilim
sitem edemedim
dedi:
vurulduğum yerdi gözlerin
nasıl unutabilirim ki ?
dedim:
hayret,
ne zaman kendimi arasam
gözlerinin karasında buluyorum kendimi
dedi:
ezberi bozmaktı Aşk
bunu hiç bilmediler
dedim:
beklemek seni
yakup gibi
ismail’ce beklemek
bir gömleği, bir bıçağı beklemek gibi
dedi:
korkma,
kadersen bana, kadirdir mevlam
dedim:
seni sevmek
evvel zaman masalı nı
kalbürüstü zamana getirmek gibi bir şey
dedi:
içimde dövülmüş yetim bir çocuktur Aşk
dedim:
umut ekilmiş bir tarladır Aşk
dedi:
bir muştuyu beklemektir Aşk
tur’da hira’da kuyuda
dedim:
içimde kanat çırpan bir ebabildir Aşk
dedi:
beni sus
beni söyleme
beni yutkun
beni yalnız dualarda çoğalt
dedim:
giderken kelimeleri kalır sende
ya terler ya üşürsün
dedi:
ah be yusuf
kuyuya atmıyorlar bugün,
kuyunu kazıyorlar sadece bilmiyor musun ?
dedi:
yaşamın kıyısında tutunduğumuz uçurum avuntusu ydu Aşk
dedi:
taziyesiz bir ölümdür hayat
dedim:
ey acıya niyet eden kalbim
yakışır mı sana sitem etmek ?
dedi:
sana ölmeden önce ölmek nedir diye sorarlarsa
hayatı ikiye bölüp yalnız yaşamaktır de
dedim:
kalabalık bir intihardır yalnızlık
dedi:
ezberimi bozdun
kelimelerim mahcup şimdi
dedi:
isevî bir busedir gözlerim
dedim:
ağrılı bir sancıdır Aşk
dedi:
tenha bir yaradır Aşk
dedim:
Aşk, göze almaktır
dedi:
nasıl taşır insan çift kişilik bir yarayı ?
dedim:
Aşk bir için bütün ikiliklere kıyma sanatıdır
bir gün susuşlarımı toplayıp gelsem kapına
ne çok seni konuştuğumu anlarsın
andolsun ki
sustuğum sensin/yutkunduğum sen
hasretle, özlemle beklersin
gün biter, gece uzar
batar iyiden iyiye yatak
gözlerin dalar,aklın firar
yüreğin ki isyandır
saat, kalbin attığı yerdir
yani yar / tik yar / tak yar
sayar
sayar
tükenirsin
ağlayan sen, gülen ağyar
hüzünle karışan çaylarımız vardır hani
yüzüyle tanışmamış
eli değmemiş
buğusunu kokusu
sıcaklığını elleri bildiğimiz çaylar
hüzünle beslenen kadınlar vardır
sen bilmezsin
gözleri gecedir
elleri deniz
dokunsan kelebek
pul pul dökülür neşeleri
sen bilmezsin
hadi gel ağıt yakalım geceye
içimiz mahşer
dışımız mahşer
mihrabında alınlarımız ak pak
Aşk secdesinde maktulüm
çöllerinde susuz
bir mendile saralım yüreğimizi
içimiz hasret
dışımız hasret
dikiş tutmayınca
gülüşünden kesip bir parça
yamadım yüreğimi
tuhaf durduğu doğru
ve akıl
bıyık altından gülüyor bana
yağmurun koynundayım
nasıl üşürse bir çocuk
öyle üşüyorum işte
gözlerini esirgeme benden
münzevi bir dervişim kapında
zikrim sabır

nasibimdir deyip geldim
bir tebessüm bir buse
versen de bir vermesen de

Ümit dergahıdır bilirim
gelen dönmez kapından
kıyısında kalmaya razıyım
bir gülüşün bir bakışın
teşneyim, avareyim, bîkesim
azığım hu intizarım hu

kadim Aşklar diyarıdır yüreğim
düş’tük
sıradanlaşan dünyada yalnızca bir düş’tük
küllenen hayallerin civarında yorgun düş’tük
içimizdeki sancıya yenik düş’tük
acıyor kalbimiz
irem’den ırak düş’tük
tuba dallarında gözümüz
Aşk’tan öte düş’tük
herkesin ocağı tüter azize,
kiminin ocağında aş,
kiminin ocağında Aşk pişer

sana geldim, mağlubum

bul beni azize,
dirilt
gittin
düşlerim yorgun şimdi
kıyıya vurulmuş içimle
küçük bir zayi ilanı varlığım
hükümsüzüm
kimbilir bu hangi merhabanın elvedası dır istanbul
hasreti sakla
her vuslatımız bir şeb-i arus tur artık
adımı unutma
her duanın sonunda ekli olsun
amin leyin
çay koy azize,
demli olsun
geldim azize,
geldim işte
cebimde düşlerle
içimde ümitlerle geldim
şehrindeyim
sokaklarındayım azize,
yüreğimde yangın
dilimde kayıp çocuk masalı
günah kadar masumum
gece kadar aydınlık
adınla çağrılmış bir isyandır, Aşk
tutkulu bir ihtilal
kızıl bir düş
ah azize,
dudakları unutulmuş çocuk resmiyim
renklerim soluk
sözlerim eksik
şiirlerim yarım
kınarsınız günü geldiğinde
Aşk ki arafsızdır
bil ki,
öpülesi bir yokluktur Aşk, sevgilim
korkma,öldürmeyen ayrılık, oldurur bizi
kutlu bir ayindir yüreğimde Aşk
secdesi sehiv
kıyamı kavi
Aşkı heva olanlardan beriyim
kirli etekten
kanayan geceden
buğulu camdan
terli coğrafyadan beriyim
bil ki hiç’im azize,
düşüyorum takılınca gözlerine
sustuğum kadar konuş azize,
sustuğum kadar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir