İçeriğe geç

Sherlock Holmes – Brilston Faciası Kitap Alıntıları – Arthur Conan Doyle

Arthur Conan Doyle kitaplarından Sherlock Holmes – Brilston Faciası kitap alıntıları sizlerle…

Sherlock Holmes – Brilston Faciası Kitap Alıntıları

Sana yol göstermesi için güvendiğin şey verdiğin söz değil kalbinin sesi olsun!
Sadece, bayım, arkadaş seçerken dikkatli olmanızı önereceğim.
Ama emin olmak iyidir
Hak ettiğinizden daha fazlasını alamazsınız
Hem hayal de gerçeğin atası değil midir?
biz bazen bir düşüncemizi anlatmak isterken satırları kelimelerle doldururuz ama yine de her zaman istediğimiz her şeyi doğru bir şekilde karşıdakine iletemeyiz.
Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz.
Ama bir zincir oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz
Anlamıyor musun artık başkasını sevemem! İzin ver seni seveyim! Hayatımın şansını kaybedip bir başkasını nasıl sevebilirim? Hayır demeyi sürdür, ne kadar reddedersen reddet, bir gün gelecek evet diyeceksin. Ben seni beklerim, o günü bekleyecek kadar gencim daha.
Ayrıca korkacak ne var? Özgür bir ülkede yaşayan insanlar değil miyiz biz?
Bildiklerim sadece okuduklarımdan ibaret.
Cevap vermemek de aslında bir cevaptır.
İstediğim tek şey gerçekleri duymak.
Başlamak için vakit kaybetmeyin.
Biz hepimiz kendi doğrularımızı ortaya koymak için uğraşan kendi yolunda zavallı adamlarız.
Hem hayal de gerçeğin atasıdır değil mi?
Şimdi anlatacağım hikâyeyi sizlerle paylaşabilmek için bir yıl boyunca Sherlock’tan onay bekledim. Nihayet, Neden olmasın! diyerek, onay verdi. Bu hikâye, dostumun kariyerinin zirvesine nasıl ulaştığını gözlerimizin önüne serecek.
Onun altında da Winchester tüfekli bir polisin gazeteyi korumakla görevlendirildiği belirtiliyordu.
Buraları keşfedenler, kasvetli ormanların arkasındaki bu yerin bu kadar zorlu koşullar altında ulaşılabilecek bir yer olarak kalacağını hayal bile etmemiş olmalıydılar. Bu karanlık ve engelleriyle geçişi zorlayan ormanın yukarısında tüm vadiyi çevreleyen bembeyaz karlarla ve kayalarla kaplı dağlar vardı ve maalesef tren yolunun ulaşabildiği son nokta orasıydı.
Uşak bir dakika sonra geri geldi ve Barker’in bahçede olduğunu bildirdi.
Maceramızın şimdi anlatacağım kısmında kendi yorumlarımı bir yana bırakıp buraya varisimizdan önce bana verilen bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü sadece bu şekilde sizlerin de sozu geçen kişileri ve onların kaderini belirleyen olayları tüm çıplaklığıyla anlamalarını sağlayabilirim.
Birkaç kısa cümleyle Holmes mektup ve şifreyle alakalı gerçekleri dedektife açıkladı. MacDonald ellerini çenesine koyup kaşlarını çatarak onu dinledi.
Holmes birkaç dakikasını şömine ateşinin başında sinirli bir şekilde oturup mektubu elinde evirip çevirmekle geçirdi.
Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz.
O günü görmek isterim! diye çıkıştım. Iyi de sen Porlock’tan bahsetmiyor muydun?
Sherlock Holmes sözümü keserek , Ama bunu yapmam lazım, dedi.
Benim fikrimi soracak olursan dedim.
-Sıradan bir hikâye değil benimkisi.
-Hiçbiri değildir. Ben başvurulacak son adresim zaten.
Biz hepimiz kendi doğrularımızı ortaya koymak için uğraşan kendi yolunda zavallı adamlarız.
Eğer bir gün olur da evlenirsem Watson, tek isteğim ben orada yatarken onun beni umursamayıp kâhyayla uzaklaşmasına engel olacak bir sevgi bağı yaratabilmektir.
Örneğin biz bazen bir düşüncemizi anlatmak isterken satırları kelimelerle doldururuz ama yine de her zaman istediğimiz her şeyi doğru bir şekilde karşıdakine iletemeyiz.
Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz.
bir insan, beynindeki odaları kullanabileceği eşyalarla döşemeli ve geri kalanları da istediği zaman çıkarıp kullanabileceği bir yere, kütüphanesine yerleştirmelidir.
Anlamıyor musun artık başkasını sevemem! İzin ver seni seveyim! Hayatımın şansını kaybedip bir başkasını nasıl sevebilirim? Hayır demeyi sürdür,ne kadar reddedersen reddet,bir gün gelecek evet diyeceksin. Ben seni beklerim,o günü bekleyecek kadar gencim daha.
Hem hayal de gerçeğin atasıdır değil midir?
Kalbinin sesini dinle Ettie! Sana yol göstermesi için güvendiğin şey verdiğin söz değil kalbinin sesi olsun!
Hayatımın şansını kaybedip bir başkasını nasıl sevebilirim?
Ama eğer her şey direkt elimize gelseydi,hiç zorluk çekilmeseydi o zaman bu işin heyecanı kalır mıydı?
Kavrama yeteneğini kaybetmiş bir deliyle aynı odada kalmaktan korkar mıydın?
Hem hayal de gerçeğin atasıdır değil mi?
Sanırım taş kalpli ve duygusuz olduğumu düşünüyorsunuz.
Hayır,ben her zaman oldukça yalnızdım.
Senin yüzün güneşteyken onunki gölgedeydi?
Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz.
Daima sabrı sınırsız fanilerden biri olduğuma inanmışımdır hep ama sözümün kesilmesinden hiç hoşlanmadığımı belirtmek isterim.
Hem hayal de gerçeğin atasıdır değil midir?
-“Anlat bakalım Holmes.”diye mırıldandım.”Bir şeyler bulabildin mi?”
-Elindeki mumla sessizce gelerek bana eğildi.”Cevap ver Watson,”diye fısıldadı,”Kavrama yeteneğini kaybetmiş bir deliyle aynı odada kalmaktan korkar mıydın?”
-“Hayır,sanmam.”diye cevapladım,şaşkınlıkla
-“Bunu duyduğuma sevindim,”dedi Holmes ve gece boyunca başka tek kelime etmeden sessizce oturdu.
Bir şeytan nasıl olur da iğrenç pençelerini bu kadar güzel bir varlığa değdirebilir, aklım almıyor. Ters kutupların nasıl da birbirlerini çektiğini bilirsin. İnsancıl olan hayvani olanı, insanlık dışı olan meleği çekermiş. Bundan daha kötü bir olay görülmemiştir desem yeridir.
İşlenen bir suçun intikamını almak önemlidir ama o suçu engellemek daha önemlidir. Fakat korkunç ve zalim bit olayın gerçekleşmesine şahit olmak ve hiçbir şey yapmamak, inanın. Bir insan bundan daha zor bir duruma düşebilir mi?
bir insan, beynindeki odaları kullanabileceği eşyalarla döşemeli ve geri kalanları da istediği zaman çıkarıp kullanabileceği bir yere, kütüphanesine yerleştirmelidir.
Problemler, ancak duyulanın etkisinden kurtulduktan sonra çözülebilir.
Ruhunun derinliklerindeki korkuya teslim olan bir adam evinin efendisi olamazdı.
– Bir konuda tavsiyenizi almaya geldim.
– Orası kolay.
– Ve yardımınızı.
– Bakın bu her zaman kolay değildir işte.
Benim de kolumda seninki gibi bir yara var ama emin ol kalbimdeki çok daha kötü.
İnsan doğası gerçekten çok garipti. Hiç gözlerini kırpmadan nice aileleri darma duman eden, işledikleri cinayetlerle eğlenebilecek kadar acımasız olan bu insanlar duygusal müziklerde gözyaşı dökebiliyorlardı.
Gerçi o başarısızlıkla karanlığa gömüldüğü anlarda bile kendine güvenip çalışmaya ve azmetmeye devam eden bir adamdı.
– Düşüncelerini ifade ediş biçimi ne kadar tuhaf ve karmaşık!
– Ama yine de gayet başarılı şekilde yansıtmış. Örneğin, biz bazen bir düşüncemizi anlatmak isterken satırları kelimelerle doldururuz ama yine de her zaman istediğimiz her şeyi doğru bir şekilde karşıdakine iletemeyiz. Am Porlock bunu başarmış. Bazı şeyler ister istemez insanın doğasında vardır.
Böyle önemli bir sırrın bir kağıt parçası üzerinde yazıldığını düşünmek akıllara zarar. Bu kadar önemli olan bir notun başına her an her şey gelebilirdi.
– Gizli, şifreli mesajlar olduğunu düşünüyorum.
– Ama şifreler, kodları olmadan ne işe yarar ki?
bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden dah güçlü olamaz.
Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiçbiri diğerinden daha güçlü olamaz.
Bazılarının yapmacık kibarlıkları, bazı kaba insanlardan daha tehlikeli olabiliyor.
Hayır, ben her zaman oldukça yalnızdım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir