Tuğba Kartalkaya kitaplarından Melez kitap alıntıları sizlerle…
Melez Kitap Alıntıları
Sözcükler duygularımı ifade etmekte yetersiz geliyor.
Bu insanların kendi tuhaflıklarını normalleştirip başkalarınınkini abartmaları yok mu, işte buna akıl erdirmek zordu.
İnsan zamanının biteceğini düşünmüyor.
Telafi edilmemiş kırgınlıklar kolayca unutulamıyor, hatırladıkça acıtan yaralara dönüşüyordu.
Maalesef bir annenin çocuğuna olumlu bakışı değil, çevreye gösterişti söylenilenler.
Annesinin kendisine yakınlık göstermesi için çevrede başkaları mı olmalıydı?
İç geçirdi ve masadaki yüzlerin kendisine çevrildiğini fark ettiğinde beceriksizce gülümsedi. Bunu neden yaptığını bile bilmiyordu. Önemsenmediği bir yerde oturup, tanımadığı insanları memnun etmek için neden gülümsüyordu?
Hızlı yürünen yol yorgunluk getirir.
Yakında tüm sorunlarının çözüme ulaşacağına inanıyordu. Oysa insanın en tehlikede olduğu an vakitsizce rahatlama duyduğu andır.
İnsanlar galiba hep ellerinde olmayan şeylere sahip olduklarında mutlu olacağını sanıyor. Oysa mutluluk bir seçimdir. Çevrene nasıl baktığın, dünyayı nasıl gördüğün, ne hissetmeyi seçtiğindir. Mutsuzluk ise sanırım daha çok bir bağımlılık gibi, mutlu olmayı hayal etsen de bir türlü kurtulamadığın türden.
İnsan çaresizlik içindeyken kendisinden beklenmeyen cesareti gösterebilir. Terazinin diğer kefesinde kaybedecekleri, alacağı riskten ağır bastığında çılgınca görünen işlere girişebilir. Sonuç her zaman başarı getirecek olmasa da denemiş olmanın iç huzuruyla kaybetmek, en baştan kabullenip vazgeçemekten, savaşmamaktan daima üstün çıkacaktır. İkisinin sonucu aynı görünse de birinin son ana kadar verdiği mücadele, onun yenilgisini diğerinden değerli, izlediği yolu onurlu kılar.
Yürekten bir inançla söylendiğinde en mantıksız söylemler bile kulağa olası gelebiliyordu demek ki.
Bu insanların kendi tuhaflıklarını normalleştirip başkalarınınkini abartmaları yok mu, işte buna akıl erdirmek zordu.
Ne aradığını bilmeden onu bulması mümkün müydü?
Insanlar galiba hep ellerinde olmayan şeylere sahip olduklarında mutlu olacağını sanıyor. Oysa mutluluk bir seçimdir. Çevrene nasıl baktığın, dünyayı nasıl gördüğün, ne hissetmeyi seçtiğindir.
Yıllar, etraflarını çevreleyen duvarları, kullandıkları eşyaları değiştirse de içerdeki mutsuzluk aynı kalmayı başarmıştı.
İnsanlar galiba hep ellerinde olmayan şeylere sahip olduklarında mutlu olacağını sanıyor.Oysa mutluluk bir seçimdir.Çevrene nasıl baktığı,dünyayı nasıl gördüğün,nasıl hissettiğini seçiğindir. Mutsuzluk ise sanırım daha çok bağımlılık gibi,mutlu olmayı hayal etsen de bir türlü kurtulamadığın türden.
İnsan çaresizlik içindeyken kendisinden beklenmeyen cesareti gösterebilir. Terazinin diğer kefesinde kaybedecekleri, alacağı riskten ağır bastığında çılgınca görünen işlere girişebilir. Sonuç her zaman başarı getirecek olmasa da denemiş olmanın iç huzuruyla kaybetmek, en baştan kabullenip vazgeçemekten, savaşmamaktan daima üstün çıkacaktır. İkisinin sonucu aynı görünse de birinin son ana kadar verdiği mücadele, onun yenilgisini diğerinden değerli, izlediği yolu onurlu kılar.